Konu
:
%100 Kopmalik 30Fikra!!!
Yalnız Mesajı Göster
%100 Kopmalik 30Fikra!!!
08-22-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
%100 Kopmalik 30Fikra!!!
Bulunca
Adamın biri bayan bevliye mütehasısına muayene için
gider
Bayan doktor hastaya derdini sorar
Hasta adam
"VALLA DOKTOR HANIM YAPAMIYORUM"der
Doktor hanım
hastayı muayene eder
tahliller yapar sonunda reçetesini
yazar ve hastayı bir ay sonra tekrar gelmek üzere
gönderir
Bir ay sonra hasta adam tekrar kontrole
gelince doktor hanım sorar "NE OLDU TEDAVİM İŞE YARADI MI?"
Hasta "MAALESEF DOKTOR"der
Doktor "ALLAH ALLAH" der
Tekrar aynı muayene ve tahlilleri yapar hastaya reçeteyi
düzenleyip bir ay sonra gelmek üzere gönderir
Bir ay
sonra hasta tekrar gelir
sonuç aynı
Doktor aynı
işlemleri tekrarlar fakat sonuç değişmez
Doktor en
son kontrole gelişinde artık yaptığı tedaviden sonuç
alamamanın kızgınlığıyla hastaya "GEÇ ODAYA SOYUN"der
Hasta soyunur
doktorda soyunur
bir güzel işi bitirirler
Doktor sinirlenir ve "HANİ ULAN YAPAMIYORDUN" der
Hasta sırıtarak "BULUNCA YAPIYORUM DOKTOR" der
Üç Adam
Üç adam cennetin kapısında sorgu meleğinin
karşısında duruyormuş (doğal olarak yeni
ölmüş adamlar bunlar)
İlk adama nasıl öldüğünü
sormuş melek
Adam anlatmış: "Uzun süredir karımın beni
aldattığından şüpheleniyordum
İş seyahatine
gitme bahanesiyle evden çıktım ve 2 saat sonra
haber vermeden döndüm
Karım çıplaktı ve banyodan
yeni çıktığını söyledi ama ben ona inanmadım çünkü
saçları kuruydu
Hırsla evi aramaya başladım
kimse
yoktu
fakat yatak odasının penceresinde iki el
gördüm
Yarı çıplak ter içinde bir adamdı bu
Ellerine vurarak onu aşağı düşürdüm ama çok
şanslıymış
çiçek tarhının üzerine düştü ve ölmedi
Ben de buzdolabını üzerine attım
Adam öldü ama ben
de kalp krizi geçirdim
"
Sıra ikinci adamdaymış:
"Şortumu giymiş evimde günlük sporumu yapıyordum
Koşu bandını fazla hızlandırmış olmalıyım
birden şerit
koptu ve beni üzerinden fırlattı
pencereden dışarı
uçtum
Neyse ki alt katın penceresine tutunabildim
Ama manyağın biri beni ellerime vurarak aşağı düşürdü
Neyse ki çiçeklerin üzerine düşüp kurtuldum ama sapık
herif bu sefer de üzerime buzdolabını attı
ve burdayım işte
"
sıra üçüncü adamdaymıi:
"Ben buzdolabının içinde çıplak bir şekilde
bekliyordum
kendimi burada buldum
"
Tanıyın
Biyoloji dersinden yapılacak sınav
için sınıftaki herkes acayip çalışmış
notlar fotokopiler havada uçuşmuş
Daha sonra sınavın yapılacağı gün
gitmişler bir de bakmışlar
ortada
kağıt kalem yok sadece sıra sıra
>mikroskoplar
Hocada başlarında
bekliyorken demiş ki
"Bu mikroskoplarda
lam'da bir böceğin bacağı var
sınavınız
bacağından böceği tanımak" Tabi
hemen itirazlar ama fayda etmemiş
hoca
dediği dedik
Öğrenciler mikroskopların
başına geçmiş
Ama bir şey yapamıyorlar
En sonunda biri dayanamamış
kapıyı
çarpıp çıkmış
Hoca arkasından seslenmiş
"Kimsin ulan sen
kapıyı çarpıp
çıkıyorsun?" Kapı hafifçe
aralanmış ve bir bacak uzanmış"
Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"
Git Başımdan
Padişahın karısı sultan'ın göğüsleri çok
meşhurmuş
Herkesin hayelini süslermiş
Özelliklede sarayda çalışan Abdül'ün
rüyalarına giriyormuş
Dayanamamış ve
bir gün harem ağasına açılmış
''Sana
1000 altın helal olsun
yeterki yap ''demiş
Kurnaz harem ağasıda büyücüye losyon
hazırlatıp sultanın banyo sonrası giydiği
korsesine 1 damla damlatmış
Sultan
kaşıntıdan ölecek kimseler çare bulamıyor
Harem ağası da "Padişahımız sarayda çalışan
Abdül kulunuzun dili sihirlidir tükürüğüyle
çare bulmadığı hastalık yoktur" der padişahta
çaresiz çağırttırır
AbdÜl muradına ermiştir
1 saat boyunca sultanın göğüslerini yalar
çaktırmadan panzehiride sürer
Harem
ağası parasını istediğinde ''Git başımdan
padişaha herşeyi anlatırım senin de kellen
gider benimde ''der
Kızan harem ağası ise
geri kalan losyonun tamamını padişahın
banyodan sonra giyeceği donuna boşaltır
Domuzlar
Bir gün adamın biri domuz çiftliği kurmaya
karar verir ve 10 dişi
10 tanede erkek
domuz alır bunları çiftleştirip satmayı
planlar ama bu 10 tane domuzdan bir ay
boyunca hareket göremeyince veteriner bir
ilaç verir ve bu ilaçta işe yaramaz
Kendisi kendi işini halletmeye karar verir
ve bütün domuzları bir kamyonete yükler ve
ormana götürür belki belki öğrenirler diye
hepsini bir kere becerir sonra eve geri
gelirler
Adam bir hafta bekler ama yine
faaliyet olmayınca tekrar domuzları kamyonete
yükler ve ormana götürür bu sefer hepsini 2
defa becerir eve gelirler ama yine tık yok
adam sinirlenir hepsini tekrar kamyonete
bindirir ormana giderler
Adam gücü bitene
kadar hepsini 10-15 kez becerir eve gelirler
adam ertesi gün ayağa kalkar kalkmaz yatakta
yatarken hanımına seslenir
" Hanım bak bakalım
domuzlar ne
yapıyor ?"
Kadın aşağı bakar ve adama dönüp "Bey bütün
domuzlar kamyonete binmiş biride kornaya basıyor"
Duvarcı Ustası
Belediye kuruluşlarından birinde çalışan
bir duvarcı usatasının başına gelen kazayı
şefine anlattığı mektup şöyle: Sayın
şantiye şefim; İş kazası tutanağına planlama
hatası diye yazmıştım
Bunu yeterli görmeyerek
ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz
Şu anda
hastanede yatmama neden olan olaylar aynen
aşağıda anlattığım gibi olmuştur
Bildiğiniz
gibi ben bir duvar ustasıyım
İnşaatın altıncı
katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla
artmıştı
Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin
ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu
Aşağı indim
bir varil buldum
ona sağlam bir
ip bağladım
altıncı kata çıktım
İpi bir
çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım
Tekrar
aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata
çıkardım
İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp
tekrar yukarı çıktım
Bütün tuğlaları varile
doldurdum
Aşağı indim
bağladığım ipin ucunu
çözdüm
İpi çözmemle birlikte birden kendimi
havalarda buldum
Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık
70 kiloyum
250 kilogramlık varil süratle
aşağıya düşerken beni yukarı çekti
Heyecan ve
şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim
Yolun yarısında dolu varille çarpıştık
Sağ iki
kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum
Tam yukarı çıkınca
iki parmağım iple beraber
çıkrığa sıkıştı
Parmaklarım da bu sırada kırıldı
Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve
tuğlalar etrafa saçıldı
Varil hafifleyince
bu sefer ben aşağı inmeye varil yukarı çıkmaya
başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık
Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı
Can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim
Başımı
yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime
geldiğini gördüm
Kafatasımın da böyle çatladığını
sanıyorum
Bayılmışım
gözümü hastanede açtım
Cenab-ı Hak'tan tüm kullarını böyle görünmez
kazalardan korumasını diler
hürmetle ellerinizden
öperim
Duvarcı ustanız
Suratsız
Roger ağır şartlar altında çalışan bir işçidir
Boi
zamanlarını hep bowling ve voleybol oynayarak
geçirmektedir
Karısı bu duruma üzülür ve bir
hafta sonu onu striptiz klübüne götürmeye karar
verir
O akşam beraberce klübün kapısına gelirler
Kapıdaki bodyguard
" Hey Roger
seni görmek ne
güzel!" der
Karısı: "Daha önce buraya gelmişmiydin Roger
?"
Roger: Hayır
hayır o adamı bowlingten tanıyorum
içeri girerler ve bir masaya otururlar
Garson gelir
Garson: iyi akşamlar Roger
Her zamanki gibi Cin tonik di mi?
Karısı: Roger bana bak sen buraya daha önce
geldin değil mi?
Hafif hafif öfkelenmeye başlayan karısını sakinleştirmek
zordur
Roger: Ne alakası var
Voleyboldan tanırım onu bir iki
tek içmişliğimiz var ordan yani
Karısı pek tatmin
olmamıştır ama neyse
Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir
Stritipzci: Selam Roger
Yine özel masa şovundan
mı istersin
?
Karısı hışımla yerinden kalkar ve klübu terk eder
Roger peşinden koşar
Kadın bir taksiye biner ve
taksi kalkmadan Roger da biner
Kadın öfkeden patlayacakmış gibidir
ve korkunc
sinirlidir
Şöför: Bu geceki çok suratsızmış be Roger
Organizasyon
Bir adam
arkadaşı ile yolda giderken
elindeki çakısı ile parmağını kesti
Biraz
ötede sağlık ocağı vardı
Adam:
"-Ben şurada pansuman yaptırayım"
dedi
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı
Birinde
"Hastalıklar"
ötekinde "Yaralar" yazılı idi
"Yaralar" kapısından girdi
Yine önünde iki kapı vardı
Birinde "Et"
ötekinde "Kemik" yazıyordu
"Et" kapısından girdi
Yine iki kapı çıktı karşısına
Birinde "Önemli"
ötekinde "Önemsiz" yazıları vardı
"Önemsiz"
kapısından girince kendini sokakta buldu
Arkadaşı sordu: "-Nasıl iyi baktılar mı?"
"-Hayır; ama organizasyon dehşet"
Cüzdan
Sünnetçinin biri yıllardır kestiği deri
parçalarını saklarmış ve bir gün artık
emekli olmaya karar vermiş
Elindeki derileri
alıp terzinin birine gitmiş ve "bana bunlardan
birşey yap
manevi değerleri çok fazla" demiş
Terzi de "abi sen bir tatile çık gel o zamana
kadar ben de siparişini bitiririm" demiş
Sünnetçi tatile gidip gelmiş ve ilk iş olarak
terzinin yanına uğramış
Ne oldu benim sipariş demiş
Terzi de sünnetçiye
bir cüzdan uzatmış
Sünnetçi hisimla "Ulan bunca yilin emegi bu kucuk
cuzdan mi? demis
Terzi hemen cevaplamis "oyle deme abi
biraz
oksayynca valiz oluyor!
Sen İzah Et
On yıldır evlilermiş
Ama ilk gecelerinden
beri
adam hep karanlıkta sevişmek konusunda
ısrar etmiş
Kadıncağız yıllar yılı kaç kez
sabahlara kadar yalvarmış
bir kerecik olsun
ışıkları yakıp sevişmek için ama adam hep inatla
"Hayır" demiş
"Kesinlikle olmaz
İlle de
karanlıkta sevişeceğiz
" O gece kadıncağız
gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş
ama hemen vazgeçmiş
Kocası on yıl sonra insafa
gelecek değil ya
Vazgeçmiş ama sadece
yalvarmaktan
Kafasına koymuş
bu kez çünkü
Tam sevişmenin en heyecanlı anı
en doruk
noktasında elini kaydırıp
yatağın baş ucundaki
gece lambasının düğmesine dokunuvermiş
Bir de
ne görsün
Kocasının beline
o yapay aletlerden
biri bağlı değil mi? "Bunu bana nasıl yaparsın"
diye haykırmış
"Bunca yıldır
bu işi sahte bir
aletle yaptığını bana söylemedin bile
Hemen açıkla bana her şeyi
Hemen
" Adam çok ama
çok soğukkanlı yanıt vermiş
"Tamam
tamam
Her
şeyi izah edeceğim sana
Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu izah et
bakalım!
"
Hayalet
İki arkadaş bir gece bir parti dönüşünde
yürüyerek eve dönüyorlarmış
Biri biraz
macera olur eğleniriz düşüncesiyle
ilerideki mezarlığa girip kestirmeden
gitmeyi önermiş ve diğeri de hemen kabul
etmiş
Mezarlığın içine girmişler ve yürümeye
başlamışlar
Çok derinlerden 'tak!-tak!'diye
garip sesler gelmeye başlamış biraz sonra
İki arkadaş bir taraftan tırsarak bir
taraftanda tırstıklarını birbirlerine
belli etmeyerek yürümeye devam etmişler
ama bu korkunç ses onlar yürüdükçe artıyormuş
Epey ilerledikten sonra ilerideki
sis bulutunun arkasında bir kıpırtı görmüşler
İyice tırsmışlar ve sis bulutuna
doğru yürümeye devam etmişler
İleride bir
mezarın başında yaşlı bir adamın
elinde çekiçle mezar taşına birşeyler
yazdığını gören arkadaşlardan biri
"Yahu amca bu saatte çalışılır mı biz de
seni hayalet sanıp korkmuştuk"demiş
Yaşlı adam
şöyle bir kafasını kaldırıp gençleri süzdükten
sonra "Adımı yanlış yazmış gerizekalılar!!'demiş
Materyalist
Çok havalı ve zengin bir avukat
yeni
aldığı lüks spor arabasını ofisinin
önüne park eder
Ofisteki arkadaşlarına
nasıl gösteriş yapacağını düşünerek
arabasından inerken
yoldan hızla geçen
bir kamyon sürücü tarafındaki kapıyı
kopartır atar
Avukat derhal cep telefonunu
kapar ve polisi arar
Bir dakika içinde
polis olay yerine gelir fakat daha tek
bir soru sormasına fırsat bırakmadan
avukat isterik bir şekilde haykırmaya
başlar
Daha geçen gün aldığı arabası
mahvolmuştur ve kaportacı ne kadar
ince iş görse gene de eskisi gibi
olmayacaktır
O kamyonun sürücüsü derhal
bulunmalı ve yaptığı hasar ona mutlaka
ödettirilmelidir
Avukat kızgın ve öfkeli
şikayetini nihayet bitirdiğinde
polis
bıkkın ve inanamaz bir şekilde başını
sallar "Siz avukatların bu kadar
materyalist olmalarını bir türlü
anlayamıyorum
" der "
sahip olduğunuz
şeylere öyle baglanıyorsunuz ki
başka
birşeyi gözünüz görmüyor
"
"Nasıl söylersin
böyle birşeyi?" diye hayretle sorar avukat
Polis adama acıyarak ve küçümseyerek bakar
"Sol kolun dirseğinin altından kopmuş
görmüyor musun?Kamyon sana çarptığı sırada
olmuş olmalı ve sen bana kaportacıdan
bahsediyorsun
"
"Aman Tanrım!" diye bağırır avukat
"Rolex'im de gitmiş
Kimin Telefonu
Bir golf klübunun soyunma odasında bir sürü adam
giyiniyormuş
Ortada duran bir cep telefonu çalmış
yakınındaki bir adam hands-free konum düğmesine
basmış ve giyinirken konuşmaya başlamış
Adam: Alo
Kadın: Merhaba şekerim
kulüpte misin?
Adam: Evet
Kadın: Ay ben burda süper bir deri ceket gördüm
1000 dolarcık
Alabilir miyim?
Adam: Oluur
madem çok sevdin
al tabii
Kadın: Aslında buradan önce de galeriye uğradım
2005 modelleri gelmiş
tam istediğim renkte birini
buldum
Adam: Ne kadar?
Kadın: 60 000 dolarcık
Adam: O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını
isterim ama
Kadın: Yaşasınnn! Bir şey daha var
geçen sene
beğendiğimiz ev yine satılık ve 450 000 dolar
istiyorlar
Adam: Tamam
ama 420 000 dolardan fazla verme sakın
Kadın: Oldu şekerim
Sonra görüşürüz
Seni
seviyorum
Adam: Ben de seni
Görüşürüz
Adam telefonu kapatıp afallamış şekilde onu seyreden
topluluğa döner ve sorar:
"Bu telefon kimin
bilen var mı?"
Sizin Kızdan Ne Haber?
İki aile varmış ve her iki ailenin de birer
kız çocuğu varmış
Birgün misafirlikte
sohbete başlamışlar;
-Eee sizin kızdan ne haber?
-Valla işte ne olsun biliyorsunuz işe girdi
geçen sene
Başını kaşıyacak vakti yok
İlk
başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu
Sonra
hafta sonları da çalışmaya başladı
Patronu çok
sevmis her işi ona veriyormus
Derken Ankara
seyahatleri başladı
Bizimki çanta sekreter gibi
patron nereye o oraya
Sonra Paris seyahatleri filan
en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler
patronu ev tuttu
Deli gibi çalışıyor evladım
Ee
peki sizinki ne alemde?
-Valla bizimki ****** oldu
ben sizin kadar
güzel anlatamıyorum
Not
Yaşlı Fred
hastaneye kaldırılmış
Ailesi
aile
papazını da kendilerine eşlik etmesi ve gereği
halinde görevini yapması için çağırmış
Papaz ve
aile efradı yatağın etrafında beklerken
Fred'in durumu anıden kötüleşmiş
Yatağından yarı doğrularak
el işaretleri ile
yazacak bir şeyler istemiş
Papaz
anlayışlı bir
şekilde
Fred'e bir kağıt ve bir kalem uzatmış
Fred titreyen ellerle hızlı hızlı kağıda bir
şeyler yazıp kağıdı papaza uzatmış ve aniden ölmüş
Papaz
böyle acılı bir anda kağıttakileri okumanın
doğru olmayacağını düşünerek kağıdı cebine sokmuş
Birkaç gün sonra
Fred'in cenazesı sırasında
Fred'in verdiği kağıdın cebinde olduğunu hatırlamış
Cenazenin gömülmesinden hemen önce
Papaz ileri çıkarak:
"Sevgili Fred
ölmeden hemen önce benden kağıt
isteyerek birşeyler yazdı
Zamanı uygun olmadığı
için o anda bakmadım fakat şimdi
hepinizin önünde
bu notu okumak istiyorum" demiş ve cebinden kağıdı
çıkararak yüksek sesle okumuş:"Lütfen bir adım sola
çekil
Oksijen hortumuma basıyorsun!"
Kazan Doğurdu
Hoca'nın bir kazanı varmış
Neyse uzatmayalım mevzuyu
Köylünün biri Hoca'dan kazanını istemiş
Hoca vermek istemiyo kazanı ama;bu sefer
de hakkında olumsuz fikir oluşacağı ve
kulis yapılacağı endişesi ile istemeye
istemeye veriyo kazanı köylüye
Aradan epey bir zaman geçiyo ve köylü kazanın
içinde bir küçük tencere ile birlikte geliyo hocaya
Yahu Hocam senin kazan doğurdu diyo Hoca'ya
Hoca kazanı alıyo şöyle evirip çevirip bakıyo
uzağa gidiyo oradan bakıyo
yukarı kaldırıyo
aşağıdan bakıyo
iyice inceliyo süzüyo ve diyo ki
köylüye;
Doğurur tabi
mına komuşsun kazanın
Geri Kalan Kısmı
Bir gün açlıkla ilgili bir anket
yapılacakmış insanlara: "Lütfen dünyanın geri
kalan kısmındaki yiyecek eksikliğine bir çözüm ile
ilgili kişisel görüşünüzü belirtir misiniz? "
Sonuç felaket çünkü:
Afrikalılar "yiyecek" kelimesinin anlamını bilememişler
Batı Avrupalılar "eksiklik" kelimesinin anlamını
bilememişler
Doğu Avrupalılar "kişisel görüş"
sözcüğünün anlamını bilememişler
Orta Doğulular "çözüm" kelimesini anlamamışlar
Güney Amerikalılar "lütfen" kelimesini anlamamışlar
Ve ABD liler de "dünyanın geri kalan kısmının"
ne olduğunu anlamamışlar
Roket Yakıtı
Dallas'daki NASA uzay üssünde
üs komutanı
George ve Bob adındaki astronotları yanına çağırıp
ertesi gün çıkacakları Mars yolculuğu hakkında
son talimatları verir ve bu zor yolculuğun
öncesinde uyumak üzere evlerine gitmelerini söyler
Her iki astronot da
talimata uyup evlerine
giderler
George tam uyumak üzereyken telefon
gelir
Arayan Bob'dur
"Alo
George
Ben Bob
Uyudun mu?"
"Henüz değil
"
"Ben çok heyecanlıyım
Uyku tutmadı
Sana da
uyarsa
benimle birlikte içmeye ne dersin?
Uzun süre içki içemiyeceğiz
"
"Ok
"
Bir saat sonra George ve Bob buluşurlar
bir
bara girip içki söylerler
Barmen tam içkiyi
verirken ikisine de dikkatlice bakar
"Hey men
Sizi tanıdım
Yarın Mars'a gidecek
astronotlarsıniz
Size içki verdiğim ortaya
çıkarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben
Kusura bakmayın
"
George ve Bob barmenle tartışmalarına rağmen o
barda içki içemezler
Başka barlarda şanslarını
denerler; ama TV programlarını sürekli izleyen
barmenler onları her seferinde tanırlar ve içki
vermeyi reddederler
Marketlerde kapalıdır
Tam
eve dönmeye karar verdiklerinde Bob'un aklına
bir fikir gelir
"Yahu George'cuğum
Bizim uzay roketine koydukları
yakıtın kokusunu hatırlıyor musun? Aynı viski
gibiydi
İstiyorsan ondan içelim
"
Birlikte uzay üssüne girerler
Kontrol etmek
bahanesiyle yakıt tankının yanına gelirler
Kimse şüphelenmez
Onlara güvenmeyip te kime
güveneceklerdir ki zaten
Ertesi sabah füzeye
binecek olanlar onlardır
George ve Bob yakıt
tankından aldıkları yakıttan birer kadeh
içerler; sonra da evlerine giderler
George
tam uyumak üzereyken telefon çalar
Arayan yine
Bob'dur
"Alo George
Yine ben
Rahatsız ettim ama kusura
bakma
Sana birşey sormak istiyorum
Karnın
ağrıyor mu?"
"Evet Bob
Hem de çok
"
"Peki
O zaman sakın gaz çıkarayım deme
Ben
seni TOKYO'dan arıyorum
"
Heykel
"Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve
girdiğini duyar
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran
Adamın her yerine bebek yağı sürer
üzerine de bebe
pudrası serper
- Sakın kımıldama ve heykelmişsin
gibi davran! - Bu nedir? hayatım
diye sorar kocası
kapıdan girer girmez
- O mu? Sadece bir heykel
Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı
O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım
Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz
hatta yatağa girene kadar
Gece saat iki gibi
koca kalkar ve mutfağa gider
bir kaç dakika
sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile
geri döner
- Al bakalım
der
bir şeyler ye
Ben
3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken
kimse bana bir bardak su bile vermemişti
Eşek Yok
Sonradan olma zengin ağalardan biri safariye gitmeye
karar vermiş
Uzun zaman sonra geriye döndüğünde
köydekilere bahsetmeye başlamış
Yol boyunca zenginlerin neler yaptığını ve nasıl
yaşadıklarını anlatmış
Bir süre sonra köylünün biri
sormuş…
‘’Ağam neler görmüşsen hele anlat’’
Ağa anlatmaya başlar
‘’ Bizi kocaman uçaklarla götürmüşlerdir
Kocaman tekerlekli jiplerle ormanların
nehirlerin
köprülerin üstünden geçirmişlerdir
’’
Derken bir köylü sorar
‘’ Hiç hayvan yok mudur? Ağam
’’
‘’ Olmaz mı
Hele zürefa görmüşem ilk önce’’ der ağa
‘’ O nedir’’ diye sorar köylü
Ağa görmüş tavırları ile hem sorar hem anlatır
‘’ Eşeği biliy misiniz?’’
‘’ Biliyiiiz ’’ der köylüler
‘’ İşte eşeğin uzun bacaklı olanı ve boynu eşeğinin üç
katı
üzerinde yuvarlak benek olana zürefa diiyler
’’
Köylüler hayalinde zürefayı canlandırmaya çalışırlar
Bir süre yol aldıktan sonra bir köylü yine sorar
‘’ Başka hayvanda var mıdır ağam?’’
‘’ Olmaz mı
Zebra görmüşem bir sürü’’
‘’ O nedir’’ diye sorar köylü
Ağa görmüş tavırları ile tekrar anlatır
‘’ Eşeği biliy misiniz?’’
‘’ Biliyiiiz ’’ der köylüler
‘’ İşte eşeğin aynı boyunda yukarıdan aşağıya çizgili
pijama giyenine zebra diiyiler
’’
Köylüler hayalinde zebrayı canlandırmaya çalışırlar
Bir süre yol aldıktan sonra bir köylü yine sorar
‘’ Başka hayvanda var mıdır ağam?’’
‘’ Olmaz mı
Gergedan görmüşem bir sürü’’
‘’ O nedir’’ diye sorar köylü
Ağa görmüş tavırları ile tekrar anlatır
‘’ Eşeği biliy misiniz?’’
‘’ Biliyiiiz ’’ der köylüler
‘’ İşte eşeğin yana doğri iki katı
burnunda iki tane
boynuz olanına diiyiler
’’
Köylüler hayalinde gergedanı canlandırmaya çalışırlar
Bir süre yol aldıktan sonra bir köylü yine sorar
‘’ Başka hayvanda var mıdır ağam?’’
‘’ Olmaz mı
Boğa yılanı görmüşem bir tane’’
‘’ O nedir’’ diye sorar köylü
Ağa boğa yılanı ile eşek arasında nasıl bir bağ kurarım
da anlatırım diye biraz düşünür
Köylüler merakla bekler
Ağa sorar
‘’ Eşeği biliy misiniz?’’
‘’ Biliyiiiz ’’ der köylüler
‘’ Eşeğinkini de biliy misiniz?’’’’
‘’ Biliyiiiz ’’ der köylüler
‘’ İşte eşeğinkinin 5 katı uzunlukta amaaa eşek yok
ortalıkta !!
Sorular
Adamin biri is muracaatina gitmis
Bir gurubun onunde
gorusmeye almislar
"Simdi sana bazi sorularimiz olacak
bakalim bile bilecek misin?" demisler
Adam da "sorun" demis
"Yolcu tasir
karayolunda gider
sofor kullanir bil bakalim bu nedir?" Adam dusunmus ve
"yolcu otobusu" demis
"Tamam dogru ama hangi marka
Mercedes var
Mitsubishi var di mi?
Bilemedin ama sana bir sans daha verecegiz" demisler
"Soyle bakalim havada yolcu tasir
pilot kullanir bu nedir?
" Adam hemen cevaplamis "yolcu ucagi
"
"Tamam ama" demisler " Boeing var Airbus var di mi hangisi?"
Bunu da bilemedin diyip is gorusmesini bitirip adami gonderirlerken
adam donmus demiski"Bir soru da ben sorabilir miyim?"
"Tabi buyur sor bu en dogal hakkin" demisler
"Kadinlarin iki bacagi arasinda bulunur
uremeye yarar nedir bu?"
demis
Hemen herkes o malum kelimeyi soylemis
Adam "tamam bildiniz ama ananinki var ebeninki var di mi hangisi?
"
Marangoz
Kadının birinin apışarasında siyah bir leke çıkmış
ve doktora gitmiş
Doktor leaaae bakmış parmağıyla
ovalamış leke çıkmış kadın sevinerek eve gitmiş
Ertesi hafta yine aynı yerde leke çıkmış kadın
yine aynı doktora gitmiş
Doktor yine leaaae bakmış
parmağıyla ovalamış leke çıkmış sonra kadına
hanımefendi 'kocanız ne iş yapıyor?' diye sormuş
kadın 'Marangoz'diye cevap verince
doktor
'O zaman söyleyin kocanıza a
ızı yalarken
kulağından kalemi çıkarsın' demiş
Döner
Adamın biri köyden kasabaya alışveriş yapmak için gider
yol bayağı uzun olunca adamda kasabada yemek yeyip
köyüne öyle dönmek ister bi lokantaya girer garsondan
bir çorba ister ve masasına bırakıldıktan sonra afiyetle
yemeye başlar bu arada alaycı garsonda köylüyü görünce
bununla bi dalga geçeyim de ömrü boyunca anlayamasın der
Adam çorbasını bitirince garson hemen yanında biter ;
-ehemm efendim arkadan ne alırdınız?
köylü birden kızarır ama altada kalmaz hemen cevabı yapıştırır!
-sen önümdekini kaldır sonra döner verirsin!!!
Lastik Tak
Yaşlı adamın biri otobüse binmiş
Oturacak yer yokmuş
Ayakta duruken bastonu
durmadan yerden kayıyormuş
Bunu gören genç bir adam yaşlı amcaya dönüp:
"Bey amca
o bastonun ucuna bir lastik takarsan
kaymaz
" demiş
Bunun üzerine yaşlı adam da genç adama
dönüp: " O lastiği baban zamanında takmış
olsaydı ben şimdi oturuyor olacaktım
" demiş
Yenisin Heralde
Bir gün bir tavşan keraneye gitmiş
içeri bi bakmış bütün
hepsi tavşan içerdekilerin
artık yeni arayışlar içine girmek istemiş
Sonunda bi yılan bulmuş
anlaşmılar
Ama yılanın karnı acıkmış
Tam icraata geçeceklerken yılan bizim tavşanı yemiş
sonra kendi
kendine düşünmüş "ulan ben bunu yedim ama ya yanlış anlaşılıp
kimse gelmezse bana" sonra pişman olup bizim tavşanı kusarak
çıkarmış
Tavşan sonra sormuş "Sen yenisin heralde"
Yılan "yoo nerden çıkardın?" tavşan "BÖYLE AĞIZA MI ALINIR
mına koyyim? "
Çok Var
Bir Amerikali
bir İngiliz ve bir Iraklı barda oturmuş içki
içiyorlarmış
Amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş
silahını çıkarıp
bardağa ateş edip parçalamış:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da aynı bardakla iki
kere içki içmeyiz" demiş
İngiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
ateş ederek bardağı parçalamış:
"Bizim İngiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
vardır ki
aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş
Bunun üzerine Iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
bitirmiş
bardağı havaya fırlatmış
silahını çekip Amerikali ve İngilizi
vurup öldürmüş:
"Bağdat'ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok var ki
biz aynı
adamlarla iki kere içki içmeyiz"
Karıyı da Çalmışlar
Sarhoşun biri üst baş dağınık bir halde
karakola gelir
araba anahtarını göstererek
komisere şöyle der : - Komiserim şu elimde
gördüğünüz anahtar var ya
onun üstünde az önce
benim arabam vardı
şimdi yok
Arabamı çalmışlar
Komiser sarhoşa şöyle bir bakar: - Sen önce
kendine bir çeki düzen ver bakayım şu haline bak
devletin komiseri önünde böyle fermuarı açık
durmaya utanmıyormusun?
Sarhoş pantolonunun önünde açık fermuara bakar
bakar ve şöyle der: - Aha
karıyı da çalmışlar
8 Numaralı Kutu
Doktorun biri yeni bir muayene açmış
Kapıya yazmış
"Vizite ücreti 100 Dolar
İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz
"
Vizite pahalı ama
doktor gerçekten doktor
Her gelen hasta iyileşip gidiyor
Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş
Uyanığın biri doktora gidecek
iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya
kapıyı çalmış
"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok
Öyle kötüyüm ki
hiçbir şeyin tadını alamıyorum
"
Doktor
Adama şöyle bir bakmış
hemşireye seslenmiş:"
Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin"
Hemşire adama uzatmış kutuyu
adam
bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş
"Ama Bu bok!!!!!"
Doktor sakin
"Evet! İyileştiniz
Tad alıyorsunuz artık
"
Adam
parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş
Aradan birkaç ay geçmiş
büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun
"Doktor bey
ben de hafıza kaybı başladı
Herşeyi unutuyorum
!"
Doktor
adama şöyle bir bakmış yine
hemşireye dönmüş
"Kızım
sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş
Adam
hemen itiraz etmiş
"Ama
o kutuda bok var!"
Doktor
"Doğru! Bakın
hafızanız da yerine geldi!
"
Adam
ağlamaklı
hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı
Kurmuş da kurmuş intikam planlarını
Birkaç ay sonra
"
Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı
Durumum kötü
hiçbir şey yapamıyorum
"
Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip
"Hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince
adam
tüm hırsıyla
"S
kecem
seni de sekiz numaralı kutunu da
" diye bağırmış
Doktor gayet sakin
"Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!"
Boru Yetmedi
Fizikçi
matematikçi
kimyacı
jeolog ve
antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için
arazide bulunmaktadır
Birden yağmur bastırır
Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar
Ev
sahibi bunlara bir şey ikram etmek için biraz
ayrılır
Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır
Soba yerden 1 m kadar yukarda
altındaki dizili
taşların üzerindedir
Sobanın niçin böyle kurulmuş
olabileceğine dair bir tartışma başlar
Kimyacı
"adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini
düşürmüş
böylece daha kolay yakmayı amaçlamış
"Fizikçi
"adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın
daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş
"Jeolog
"burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi
bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını
sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış
"
Matematikçi
"sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş
böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını
sağlamış
" Antropolog
"adam ilkel topluluklarda
görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe
saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş
" diyerek görüşünü
bildirmiş
Bu sırada ev sahibi içeri girmiş ve ona
sobanın yukarda olmasının nedenini sormuşlar
Adam da cevaplamış: "Boru yetmedi
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul