| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Kanun 
 
            Yazılı hukukun kaynaklarından biri
  Kaide, prensip, kural  Bir çalgı aletinin adı  Rumî-şemsî senenin onuncu ve onbirinci ayının ortak adı (kanun-ı evvel= aralık, kanun-ı sanî= ocak)  Şam ile Şam Suriye'nin başşehri veya "Dımaşk" şehrinin merkez olarak kabul edildiği Suriye bölgesine verilen ad  Bu bölgenin merkezi olan Dımaşk şehrine "Şam" da denilmektedir  Şehir merkezi Suriye'nin güneybatı kesiminde yer almaktadır  Akdeniz'e uzaklığı 96 km, denizden yüksekliği ise 685 metredir  Şam şehrinin kuzeyinde Kasiyun Dağı, batısında Cebelü'ş-Şarki ve Lübnan Dağları vardır  Doğu ve güney tarafları ise çevredeki ovalara açılmaktadır  El-Gûte Vahasının ortasında yer alan şehre, ortasın 
 Baalbek şehirleri arasında bir yerin adı
   
 
 Kanun,
 
 Süryanice bir kelimedir
  Bir Sami dili  Kadim Aramice diline dayanmakta olup eski dillerden Akadca, Asurca ve Babilce'yle, modern dillerden de Arapça ve İbranice'yle akrabadır  Bugün Süryanice ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır  
 Yunancada da "Canon" olup, eski dilde çoğulu, "Kavanîn" şeklinde kullanılırdı
  Kanun, sözlükte "mikyas, ölçü, tartı" demektir  Kanun, bir şeyin umumî kaideleri veya genel prensipleridir   
 
 Yunan dili
  3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir  Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır  Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır  Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır  Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir  
 Hukuki bir tabir olarak kanun, devletin yetkili organı tarafından usulüne (şekil ve şartlarına) uygun olarak konan ve îlan olunarak yürürlüğe (meriyete) sokulan hukuk kurallarıdır
  Kanun, fertler arasındaki veya fertle devlet arasındaki münasebetleri düzenleyen ve herkes için bağlayıcı olan hukuk kurallarını içine alır  Kanun, bunu uygulamakla vazifeli organları bağlar  Gerek kaza organları (mahkemeler), gerek idare mercileri buna uymak mecburiyetindedir   
 
 Her kanun, kendi ülkesinde geçerli ve bağlayıcıdır
  Yazılı hukuk metni ve kaynağı olarak anayasadan sonra gelir  Tüzük, yönetmelik ve tamimlerden (genelge) evveldir  Kanunlar, genel ve düzenleyici hukukî tasarruflar (işlemler) olmakla beraber, bir ölüm cezasının tasdiki de kanundur  Fakat bu yalnız bir kişiyi ilgilendirir  Kanunlar herkesin uymak mecburiyetinde olduğu genel kurallardır  Kanun, genel ve yazılı olduğundan, her vatandaş davranışlarının nasıl bir sonuca bağlanacağını önceden bilir  Bu onlar için bir teminattır ve hukuk güvenliği sağlar  Kanunları herkes bilmek mecburiyetindedir, bilmemek özür değildir   
 
 Kanun koyma işi, her ülkenin anayasasına göre değişir
  Bir hükümdarın veya kralın, herhangi bir konudaki iradesi kanun olduğu gibi, halk meclislerinin veya parlamentoların usulüne uyarak koyduğu kurallar da kanun sayılmıştır   
 
 Hukuk tarihinin başlangıcından bugüne kadar, her ülkede, çok çeşitli kanunlar tatbik olunmuştur
  Genel hukuk tarihinde, bu kanunlar hakkında teferruatlı bilgiler vardır  Kanunlar bir ülkede tatbik edilen hukuk sistemine göre şekil almıştır  Beşerî hukukun uygulama sahası bulduğu batı dünyasında (Avrupada) kanunlar dört temel kaynağa dayanmıştır  Bunlar tabiî hukuk düşüncesi, Roma ve Cermen hukuku ile Hıristiyanlık dînidir ( Hukuk)  İslam hukukunun meriyyette (yürürlükte) olduğu ülkelerde kanunlar, İslam dîninin kaynağı olan nasslara (ayet ve hadislere) uygunluk arz eder  Nassın bulunmadığı yerde örfe ve adetlere atıf yapılır  Bu hususta amme (kamu) hukukunun tanzimi ve tatbikinde devlet başkanının (halifenin) geniş yetkileri vardır   
 
 Tarihte çeşitli devlet adamlarının ismiyle şöhret bulmuş ve uzun müddet ülkelerinde tatbik olunmuş kanunlar mevcuttur
  Babil ülkesinde Hammurabi (M  Ö  1792-1750) Kanunları, Romalıların Oniki Levha Kanunu, Atinada Solon (M  Ö  638-559) Kanunları bunlardan bazılarıdır   
 
 Tarihte çeşitli devletler kurmuş olan Türkler de, gerek kamu gerekse hususî hukuka ait kanunî düzenlemeler yapmışlardır
  İslamiyetten evvel tatbik edilen kanunlar hakkında Orhon Kitabelerinde, Kutadgu Biligde ve diğer yazılı kaynaklarda bilgiler mevcuttur  ( Kutadgu Bilig, Orhon Kitabeleri) 
 
 Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra, kamu ve özel hukukla ilgili kanunî düzenlemelerin tek kaynağını, Kuran-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler teşkil etmiştir
  Bilhassa Osmanlıların yüzyıllarca süren hukuk tatbikatında hükümdarların kamu hukuku sahasındaki kanunî düzenlemeleri "Kanunname" adı altındaki yazılı eserlerde bir araya getirilmiş ve ülkenin her yerinde aynı kaidelerin uygulanması sağlanmıştır  ( Hukuk, belirli bir toplumda kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen ve devletin yaptırım gücüyle uyulması zorunlu kılınan davranış kurallarının oluşturduğu düzen  Yazılı olsun olmasın, hukuk kurallannı öteki toplumsal kurallardan ayıran en önemli özellik devletin yaptırım gücüyle desteklenmiş olmasıdır  
 Kanunname)
 
 
 Bugün TC Anayasasına göre, kanunları TBMM yapar
  Kanun teklif etme yetkisi Bakanlar Kuruluna ve TBMM üyelerine aittir  Bakanlar Kurulunun teklifine "Kanun Tasarısı", milletvekillerinden gelen tekliflere "Kanun Teklifi" denir  Kanunlar mecliste usulüne uygun olarak görüşülüp kabul edilir  Cumhurbaşkanı tarafından tasdik edilerek Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer  (1982 Anayasası mad  88-89)  Bunun yanında Meclisten müsaade alındıktan sonra, Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi de vardır (Anayasa mad  91)  ( Kanunname idari, mali, cezai ve çeşitli sahalarda görülen lüzum üzerine padişahların emir ve fermanlarıyle vaz edilen (konulan) kanun ve nizamları ihtiva eden mecmua  Kanunnameler, daha önceki padişahlar tarafından konulan kanun ve nizamların aynen veya hülasa edilerek toplanmak suretiyle de meydana getirilirdi   
 
 Bütün İslam devletlerinde hükümde birinci derecede esas kaynak; kitap, sünnet, icma ve kıyas ile bunlara bağlı delillerin teşkil ettiğiİslam hukukudur
  Hicri dördüncü asra kada 
 Kanun Hükmünde Kararname)
 
 
 Kanunlar süreklidir
  Kanunların yürürlükte kalması, bunların ancak hukuka uygun olmasına bağlıdır  Bu uygunluğa karar verme yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir (Anayasa, mad  146-153)  Süreklilik taşımayan kanunlar da vardır  Af çıkarılması, bazı kişilere maaş bağlanması, vatandaşlıktan çıkarılma gibi durumlarda çıkartılan kanunlar süreklilik taşımaz  Kanun, çıkarıldığı tarihten sonrası için geçerlidir, makable (önceye) şamil olmaz  Fakat ceza kanunlarının failin lehine olan hükümleri makable şamil olurlar   
 
 Tabiî olaylar hakkında kullanılan kanun tabiri, birçok ilmî gerçekleri ifade eder
  Fizik, kimya, biyoloji gibi bazı ilimlerde değişmeyen ve her yerde aynı olduğu ispat edilmiş birçok ilmî gerçeklere ve hatta bazı kimselerin ileri sürdüğü nazariyelere (hipotez, teori) de "kanun" adı verilmektedir  Tabiî kanunlar, tabiatın davranışını, gözlenmiş olayları ve bu olaylar arasındaki bağlantıları anlatır  Mesela Mendel Kanunları, Kepler Kanunu, Evrensel Çekim Kanunları gibi  Bu tabiî kanunlar olay ve gerçekleri sadece ifade eder, onların sebeplerini açıklamaz  Kanun Hükmünde Kararname Yasama organının (meclisin) konu, süre ve gayeyi belirleyen bir yetki kanunu ile verdiği veya doğrudan doğruya Anayasadan aldığı yetkiye dayanarak hükümetin çıkardığı kanun gücüne sahip bir kararname  Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) de kararname çeşitlerinden biridir  Kararname)  Fakat parlamentonun tasdikine sunuldukları için ve tasdik edildiklerinden kanun güç ve kuvvetindedirler  Yani tatbikatta, bir kanunun sahib olduğu güç ve kuvvete maliktir   
 
 Hüküme
 
 |