| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Entler 
 
            Yüzük Savaşı sırasında, Entler olarak bilinen garip orman devleri Orclar ile  Isengrad İnsanlarına karşı mücadeleye katıldılar
  Yarı İnsan yarı ağaç olan bu yaratıklar, dört metre yirmi beş santim boyundaydılar ve en yaşlıları Orta Dünyada tam dokuz Yıldızlar ve Güneş Çağı boyunca yaşamıştı   
 
 Entlerin Efendisi, ortak dildeki ismi Ağaçsakal (Treebeard) olan  Fangorn idi
  Çok iri ve yaşlıydı çünkü Dünyaya gelmiş olan en uzun boylu ve sağlam ırkın üyesiydi  Ağaçsakalı'nın kocaman kaba kabuklu gövdesi, bir meşe veya kayın ağacınınkini hatırlatıyordu; dala benzeyen düzgün kolları ve dallar gibi düğümlü yedi parmaklı elleri vardı  Ağaçsakalı'nın kendine özgü neredeyse boyunsuz başı yüksek ve gövdesi kadar kalındı  Kahve renkli gözleri iri ve bilge bakışlıydı ve yeşil bir ışıkla parlıyorlardı  Vahşi gri sakalı dallar ve yosunlardan yapılmış bir hasır gibiydi  Ağaçlar gibi liflerden yapılmıştı fakat yaşayan köklere benzeyen ayaklarının üzerindeki bükülmez bacakları ile, uzun bacaklı bir bataklık kuşu gibi sallanıp uzanarak çok hızlı yürüyebilirdi   
 
 Elf tarihçeleri, Gökyüzünün Kraliçesi  Varda Yıldızlara yeniden ışık verdiğinde ve Elfler uyandığında, Arda'nın Büyük Ormanlarında aynı zamanda Entlerin de uyandığını anlatır
  Yeryüzünün Kraliçesi Yavanna'nın düşüncelerinden yaratılmış olan Entler Ağaçların Çobanları idiler  Gerçekten de çoban ve bekçiler olduklarını kanıtladılar çünkü bir kez uyanan Ent öfkesi korkunçtu ve elleri ile taş ve çeliği parçalayabilecek güce sahiplerdi  Haklı olarak onlardan korkulmakla birlikte, aynı zamanda nazik ve bilgeydiler  Ağaçları ve tüm Olvar'ı (Orta Dünya bitkilerini) severler ve onları kötülüklerden korurlardı   
 
 Uyandıkları zaman Entler konuşamıyordu fakat Elfler onlara bu sanatı öğrettiler ve onlar da bu sanatı çok sevdiler
  Aralarında İnsanların kısa şakıyan dilleri de olmak üzere pek çok dil öğrenmekten büyük zevk aldılar  Fakat hepsinden çok kendileri için yaratmış oldukları ve yalnızca kendilerinin öğrenebildiği dili sevdiler  Bu dil, dillerinden yuvarlanan tok ve yavaş bir gökgürültüsünü andırıyordu   
 
 Zaman zaman Entmoot adı verilen büyük toplantılar yapmakla birlikte Entler, büyük ormanların içinde birbirlerinden uzakta Ent evlerinde tek başlarına yaşayan ve yalnızlığı seven bir halktı
  Ent evleri genellikle, bol kaynak suyu bulunan ve güzel ağaçlarla çevrelenmiş dağ mağaralarıydı  Katı yiyeceklerden değil büyük taş kavanozlarda sakladıkları berrak bir sıvıdan oluşan yemeklerini de bu yerlerde yerlerdi  Ent içkileri olarak bilinen bu büyülü sıvılar altın ve yeşil renkli bir ışıkla parlardı  Ve yine Ent evlerinde, genellikle gece boyunca bir şelalenin kristal serinliği altında ayakta durarak rahatlamak suretiyle dinlenirlerdi   
 
 Böylece Entler bilge ve hemen hemen ölümsüz hayatlarını sürdürdüler ve Yeryüzünün pek çok farklı ırkı onların yüceliğini etkilemeden etraflarında ortaya çıktı ve kayboldu
  Yalnızca kötü Orclar çelik *****ları ile ortaya çıktığında, Entler öfke ile harekete geçtiler  Entler, Cüceleri de sevmezdi çünkü Cüceler ***** olarak balta kullanır ve ağaç keserlerdi  Ve söylendiğine göre Güneşin İlk Çağında Menegroth'daki Gri Elf kalesini yağmalayan Nogrod'un Cüce savaşçıları, Entler tarafından yakalanarak yokedilmişlerdi   
 
 Yıldızışığı yıllarında Entler, hem dişi hem erkek türlere sahipti fakat Güneşin Çağlarında Ent-karıları meyva ağaçları, çalılar, çiçekler, çimenler ve tahıllar gibi Olvar'ın daha küçük türleriyle ilgilenebilecekleri açık alanlara aşık oldular fakat erkek Entler ormanlardaki ağaçları seviyorlardı
   
 
 Fakat Güneşin İkinci Çağının sonu gelmeden Ent-karılarının bahçeleri yokedildi ve bahçeleri ile birlikte Ent-karıları da ortadan kayboldular
  Bunların arasında Ağaçsakalı'nın eşi Hafifayaklı Fidankolu olarak da bilinen Fimbrethil de bulunuyordu  Hiç bir hikaye başlarına neler geldiğini anlatmamaktadır  Belki de Ent-karıları Güneye veya Doğuya gittiler; fakat neler olduğunu, uzun yıllar boyunca onları arayarak dolaşan Orman Entlerinin hiç bir zaman öğrenemediler   
 
 Böylece, İnsanlar gibi ölmemelerine rağmen Entler, yaşlandıkça sayıları azalan bir ırk haline geldiler
  Zaten hiç bir zaman sayıları çok fazla olmamıştı; bir kısmı çelik ve ateşle öldürüldü ve Ent-karılarının gidişinden sonra hiç bir Ent-çocuğu dünyaya gelmedi  Entler gibi, bir zamanlar içinde yaşadıkları uçsuz bucaksız olan Eriador ormanları da kesilip yakıldı ve geriye yalnızca Ağaçsakalı'nın Ent-ormanı, Shire ile sınırı bulunan Eski Orman kaldı   
 
 Yüzük Savaşı başladığı sırada Ağaçsakalı, Uyanış Zamanında ortaya çıkmış olan en yaşlı üç Entten biriydi
  Ağaçsakalı'ndan başka, adı "Yaprak lülesi" anlamına gelen Finglas ile adı "Deri kabuk" anlamına gelen Flandrif vardı fakat bu ikisi artık başka Entlerin sorunları ile bile ilgilenmiyorlardı   
 
 Entler, komşu şehir Ainu, Valier'in en güçlüsü, Aratar, Manwë'nin eşi
  Taniquetil'in zirvesinde, Ulmardin'de yaşarlar  Melkor'un en büyük düşmanı olarak, Manwë'ye Arda yönetiminde yardım eder  Varda 'ışık tanrısıdır': yıldızlara ışık veren, Lambaları ışıkla dolduran, Elflerin Uyanışı için yıldızları yakan, Silmaril'leri kutsayan, Güzeş'e ve Ay'a yön veren ve Eärendil'i gökyüzüne taşıyan odur   
 Isengrad'da oturan  Saruman'ın hizmetkarları tarafından rahatsız ediliyorlardı
  Bu nedenle Yüzük Savaşına katıldılar ve Entlerin Büyük Yürüyüşü denilen olay meydana geldi  Kıtalarca Ent, Isengrad kalesine yürüdü  Onlarla birlikte Entler tarafından yönetilen ve hemen hemen onlar kadar güçlü olan ağaç ruhları Huornlar da geldi  Ent öfkesi ile Isengrad'ın surları paramparça edilerek, Saruman'ın gücü yokedildi  Huornlar yürüyen bir orman gibi Hornburg Savaşına katıldılar ve Saruman'ın birlikleri de yokedildi   
 
 Yüzük Savaşından sonra Entler yine barış içinde Ent Ormanında yaşamaya devam ettilerse de, zamanla sayıları azaldı ve inanışa göre Dördüncü Çağda tamamen yokoldular
   
 
 Bu makale Güneşin Üçüncü Çağı�nın 1000
  yılında Orta Dünya�ya beş güçlü Maia geldi  Görevleri Sauron�a karşı özgür halkları örgütlemek olan bu beş Maia, Orta Dünya�ya Valar tarafından gönderilmişti   
 
 İnsan görünümlü bu beş Maia�ya Istari adı verilmişti
  İkisi mavi elbiseler giymişti, birisi kahverengi pelerine birisi ise gri pelerine bürünmüştü  İçlerinden sadece bir tanesi beyaz giyisiler içindeydi  Bu Istari Undying Lands�de (Ölümsüz Topraklar) Demirci Aule&#6 
 J
  R  R  Tolkien (John Ronald Reuel Tolkien - John Ronald Reuel Tolkien 3 Ocak 1892'de İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika'nın Bloemfontein şehrinde doğdu  Ronald'ın babası Arthur Tolkien banka müdürü idi ve aslen İngiltere Birmingham'lı olan aile kendilerine yeni bir hayat kurmak amacıyla Güney Afrika'ya yerleşmişti  
 3 Ocak, 3 Ocak Gregorian takvimine göre yılın 3
  günüdür  Sonraki sene için 362 gün var (Artık yıllarda 363)  
 1892?1892 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
 
 2 Eylül,  1973) in kitaplarında  hayali bir mekanı anlatmaktadır
  Kaynakhttp://www  ortadunya  com/ Ayrıca bakınız Orta Dünya 
 |