|  08-20-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Postmodern Roman Genel Özellikleri 
 
            
 Genel Özellikleri
 Postmodern roman denilince ilk akla gelen dil oyunları düşüncesidir
  Dilin gerçekliği temsil eden değil kuran bir yapı olduğu önermesinden hareket ederler  Postmodern romancılar, bu anlamda postmodern teorinin temsili sorunsallaştırma girişimini üstlenirler, ve gerçekligi temsil etmekten ziyade anlam çoğulluğunu hedeflerler  Çünkü dil, postmodern anlayışa göre bir gerçekliği temsil etmez, belirli bir anlamda aksine gerçekliği kurar  Postmodern roman, tam da dile dair bu bilgi ile üretilen anlatıları işaret eder  Çoğu postmodern romancıda, hem anlatıcının (yazar'ın) hem anlatının sürekli devrede olması, metin içinde birçok anlatıcı sese imkan verilmesi, anlatı içinde anlatıların içiçe gecmesi ya da anlatı içinde başka bir anlatının/ya da anlatıların izinin sürülmesi türünde ögeler görülür
  Bu romanlarda yazar'ın geleneksel statüsünü kaybettiği ya da en azından bu statüsünün sorunsallaştırıldığı görülür  Temsilin yani sıra yazarın konumu da sorunsallaştırılır  Bu noktada, "anlamı üreten okurdur" düsüncesi belirginlik kazanır  Bu önerme tamamen ona ait olmasa bile büyük ölcüde postmodern roman anlayışının düsturlarından biridir  Öte yandan, romanlar, kendilerinden önceki anlatıların seslerini yankılarlar
  Bu anlamda, postmodern roman, edebi anlatıların ya da daha doğrusu tüm edebiyat geleneğinin bir parodisi olarak belirir  Kristeva'nin değişiyle bu durum, edebi metnin, metinlerarası bir göndermeler mozaği içinde oluştuğu anlamına gelir  Bu nedenledir ki, postmodern roman, tek doğrultulu, kapalı, kapanabılır tek bir anlam katmanına sahip anlatı türlerinden farklılaşmanın bir ürünüdür  Postmodern roman, klasik romandaki gibi olay örgüsü üzerine kurulu bir anlatı değildir
  Olay örgüsünden daha çok olay'ın ya da olayların ön plana çıkması sözkonusudur  Postmodern roman modernist romandaki gibi zor da olsa ulaşılabilir olan anlam bütünlüklerine sahip bir anlatı değildir  Postyapısalcı felsefenin dil dolayımında ulaştığı kuramsal sonuçlar, postmodern romanın perspektifini doğrudan belirlemektedir  Buna göre, metin, anlamın tamamlanıp bitirildiği ve tüketildiği bir yer değil, aksine hiçbir zaman tamama erişilemeyen, her okumada yeniden değerlendirilmeye açık bir uğraktır; cünkü ardında ya da daha doğrusu yapısında asla bir yere indirgenemeyecek olan uçsuz bucaksız bir işaretler sistemi olan dil vardır  Jale Parla, postmodern romanda okur-yazar-metin iliskisini su sekilde belirtmektedir: "hiç bir metin tamamlanmış bir bütün değildir
  Bu da okur ve yazarı yeni bir konumda düşünmemizi gerektirir  Okur ve yazar dil denizinde sözcüklerin anlamlarının dalgalar gibi birbirini izlediği bir devinim içinde yüzerken, metinler, benlikler, kimlikler ve yorumlar da yeni göstergelere dönüşürler     bu epistemolojiye göre, belirleyebileceğimiz yazar, okur, metin yoktur; yalnızca o metin aracılığıyla oluşan söylemler vardır" (Don Kişot'tan Günümüze Roman, s  180) 
 Kaynak : Wikipedia
 
 | 
	|  |   |