Yalnız Mesajı Göster

Edgar Degas Tarzı

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edgar Degas Tarzı




Tarzı




Dans Sınıfı,1873-1876


Degas çoğunlukla izlenimci olarak tanımlandı Bu tanımlama anlaşılabilirdi fakat ressam için uygun değildi İzlenimcilik, 1860'lar ve 1870'ler arasında Gerçekçilik akımının bir parçası olarak doğmuştu İzlenimciler, dünyanın gerçeklerini parlak, göz kamaştırıcı renkler kullanarak, ışığın etkilerine konsantre olarak ve manzaraları doğrudan çizerek göstermeye çalışıyorlardı
Teknik olarak, Degas, izlenimcilerden, sanat tarihçisi Frederick Hartt'ın dediğine göre "İzlenimcilerin renk parçalarını uygulamayarak" ayrılıyordu[17] Ayrıca, açık havada resim yapmayı reddediyordu[18] Bir başka sanat tarihçisi Carol Armstrong ise "Sergileri gezen eleştirmenlere göre o bir anti-izlenimciydi" dedi Degas ise bu konuda "Hiçbir sanat benimkinden daha anlık olamaz" demişti[19] Bütün bunlara rağmen başka sanat hareketleri ile karşılaştırıldığında en çok İzlenimci olarak tanımlanabildi Paris hayatından manzaralar yansıttğı eserleri, renk ve şekille olan tecrübeleri, Mary Cassatt ve Manet gibi izlenimcilerle olan dostluğu onu izlenimci harekete yaklaştırıyordu
Degas'nın stilinde onun eski ustalar Jean Auguste Dominique Ingres ve Eugene Delacroix'e olan derin saygısı görünebiliyordu Ayrıca, Japon sanatına çok meraklıydı ve koleksiyonunu yapıyordu Japon resim sanatının kompozisyon kurallarından etkilendi Atları ve dansçıları çizmesiyle meşhur olsa da "Geç Spartalılar" gibi tarihi resimleri de çok başarılıydı Gençlik döneminde kişilerin ve grupların portrelerini çizdi Bunun bir örneği Bellelli Ailesi idi (1858-1860) Bu tabloda ressam, halası, onun kocası ve çocuklarının psikolojik durumlarını da başarıyla yansıtan portrelerini yapmıştı Bu resimde ve daha sonra çizeceği pek çok resimde, Degas, kadınlar ile erkekler arasındaki gerilimi yansıtacaktı




Absent İçenler, 1876


1860'ların sonuna doğru Degas, tarzını, tarihi resimlerden modern yaşama ait orijinal gözlemlere kaydırdı Atlar ve jokeylerin çizimi ressama çağdaş bir bağlamda çizme şansı veriyordu Ressam, çalışan kadınları, kadın şapkacılarını ve çamaşırhaneleri resmetmeye başladı 1868 yılında, Paris Salonu'nda Mlle Fiocre in the Ballet La Source isimli tablosu sergilendi Bu tablo, dansçıları çizdiği ilk eseriydi[20]
Bu tabloyu izleyen pek çok resimde dansçıları sahne arkasında ya da provada çizdi Bu resimlerde, dansçıların işlerini yapan profesyoneller olduğunu özellikle vurguluyordu Degas, kafe hayatlarını da resmetti Absent İçenler isimli tablosu buna örnektir Diğer ressamları da mitolojik ya da tarihi tablolar yapmak yerine gerçek hayatı çizmeleri konusunda destekliyordu Yaptığı birkaç edebi sahneyi konu alan eserlerde bile modern tavrından taviz vermedi Mesela, İçeride (Tecavüz olarak da bilinir) isimli tablosunda Emile Zola'nın Therese Raquin isimli romanından bir sahne çizdiği söylenir[21]
Degas'nın değindiği konular değiştikçe tekniği de değişti Alman resimlerini anımsatan koyu renkler yerine parlak renkler ve koyu fırça darbeleri kullanmaya başladı Concorde Meydanı gibi tablolar enstantane resimleriydi, izleyende zaman o anda dondurulmuş hissi uyandırıyordu Renklerinde, fırça kullanımında ve kompozisyonundaki değişiklikler, izlenimci hareketin ve modern fotoğrafçılığın Degas üzerindeki etkisini gösterir




Orkestradaki Müzisyenler, 1872


Portrelerle günlük hayat resimlerini birleştiren Degas, fagot çalan arkadaşı Desire Dihau'yu Operanın Orkestrası isimli resimde ondört müzisyenle birlikte çizdi (1868-1869) Resmi çizenin dinleyicilerden biri olduğu izlenimini uyandıran bu tabloada müzisyenlerin üst tarafında dansçıların sadece bacakları görünüyordu Sanat tarihçisi Charles Stuckey, ancak Degas'nın sahnedeki hareketi rastgele bir izleyicinin gözlerinden gösterebileceğini ve bunun kelimenin tam anlamıyla izlenimci bir tavır olduğunu söyledi[22]
Degas'nın olgunluk dönemindeki tarzı dikkat çeken bir şekilde bitmemiş parçalardan ayırt edilebilir Ressam bu bitirememe halini gözlerinin bozuk olmasına bağlıyordu Stuckey ise bu durumu: "Yetersiz bir bakış açısına sahip insanlar için resimleri infaz edildi" diye açıkladı[23] Sanatçının bu yaptığının bir tercih olduğunu açıklarken öne sürdüğü sebeplerden biri de "yüzlerce şeye başlayıp hiçbirini bitirememek" oldu[24]
Portreye duyduğu ilgi onun kişilerin sosyal itibarlarına, fizyonomilerine, tavırlarına, kıyafetlerine ve diğer niteliklerine dikkat etmesine ve bu konular üzerinde çalışmasına sebep oldu 1879 yılında Stok Borsasından Portreler isimli bir çalışma yaptı Bu eserinde bir grup Yahudi iş adamını resmetti Bu resim onun Yahudi düşmanlığının kanıtlarını da içinde barındırıyor gibiydi Dansçıları ya da çamaşırhane çalışanlarını çizerken bu insanların sadece kıyafetlerini ya da hareketlerini değil mesleklerini ve vücud tiplerini de ortaya çıkarıyordu Balerinleri atletik bir fiziksel görünüme sahiptiler öte yandan çamaşırcılar şişman ve dayanıklı görünürdü[25]
1870'lerin sonlarında Degas artık sadece geleneksel yağlı boya tablolarda değil, pastelde de çok başarılıydı Karmaşık katlara ve dokulara uyguladığı kuru boyalar, ona etkileyici renkler elde etme konusunda bir hayli yardımcı oluyordu




'Banyodan Sonra, 1898, Musee d'Orsay, Paris


1870'lerin ortasında ise on senedir ilgilenmeyi reddettiği asitle resim oymaya döndü Bu konuda geleneksel yolları değil, taşbaskısını ve deneysel monotiplerle denedi Monotiplerden aldığı sonuçlardan büyülenen ressam pastelle yaptığı çalışmaları bir kere de bu metodla yaptı[26]
Bu değişiklik Degas'nın bundan sonra eserlerinin hepsini etkiledi Degas, kendini havluyla kurulayan, saçlarını tarayan ya da banyo yapan kadınları çizmeye başladı ("Banyodan Sonra"'ya bakınız) Modeli çizerkenki fırça darbelerini önceye göre özgürleşti ve arka plan basitleşti
Gençliğinin titiz doğallığı şeklin soyutlanmasında artışa sebep oluyordu Parlak teknik ressamlığı ve şekle olan tutkusu haricinde bu son dönemlerinde yarattığı eserler gençlik dönemi eserleri ile yüzeysel bir benzerlik taşıyordu İronik olarak, hayatının son döneminde çizdiği bu resimler, izlenimciliğin altın çağı geçtikten sonra izlenimciliğin renk tekniklerini ortaya çıkaran en önemli eserler oldular[27]
Tarzındaki bütün gelişmelere rağmen, Degas'nın çalışmalarının özellikleri hayatı boyunca aynı kaldı Her zaman iç mekanları çizdi, stüdyosunda çalışmayı tercih etti ve model ya da hafızasını kullandı [28] Figür her zaman öncelikli konusu oldu Çizdiği birkaç peyzajı ise hayalinden ya da hafızasının yardımıyla yarattı Çalışmaları üzerinde çok düşünen bir ressamdı Andrew Forge bu konuyla ilgili "hazırlanılmış, hesaplanmış, pratik yapılmış ve bölümler halinde geliştirilmiş eserler" diye yazdı Resmi parçalara bölüyor ve bu parçaları sırayla yapıyordu Her bir parça bütünü oluştururken, doğrusal düzenlemeleri sonsuz bir yansıma ve deneyin ürünü oluyordu [29]

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla