| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  İran Tarih 
 
            
 Tarih
 Erken Dönem (M
  Ö  3200; M  Ö  625) 
 
 Ana maddeler: İran Tarihi, Zayande Irmağı Uygarlığı, Jiroft uygarlığı, ve Elam İmparatorluğu
 
 Eratosthenes'in takriben M
  Ö  200'de yaptığı dünya haritasının İngilizce bir kopyası  İran platosunun bulunduğu bölgeyi tanımlamak için Ariana (Aryana) ifadesi kullanılmıştır  
 
 M
  Ö  dördüncü binyıl İran platosu boyunca bulunan onlarca tarih öncesi kalıntı M
  Ö  dördüncü milenyumda, Mezopotamya yakınlarında ortaya çıkan en erken uygarlıklardan yüzyıllar önce antik kültürlerin ve yerleşim yerlerinin varlığına işaret etmektedir  [27] M
  Ö  üçüncü ve ikinci binyıl Proto-İranlılar ilk olarak Hindu-İranlıların ayrılmasını takiben ortaya çıkmışlar ve izleri Baktria- Margiyana Arkeoloji Bölgesine kadar takip edilmektedir
  [28]Aryan, (Antik İran halkları) toplulukları M  Ö  üçüncü veya ikinci milenyumda İran platosuna; büyük olasılıkla birden fazla göç dalgası ile gelmiş ve yerleşmişlerdir  Proto-İranlıların "Doğu" ve "Batı" diye gruplara ayrılması göçe bağlı olarak meydana gelmiştir  M
  Ö  birinci binyıl M
  Ö  birinci milenyumda Medler, Farslar, Baktrialılar, ve Partlar batı bölgesinin nüfusunu oluştururken, Karadeniz'in kuzey steplerini Kimmerler, Sarmatlar ve Alanlar yerleşmişti  Diğer topluluklar Hindistan yarımadası kuzeybatı sınırındaki dağlık kesimde ve bugün Belucistan denilen bölgede yerleşmişlerdir  İskit toplulukları gibi diğer topluluklar batıda Balkanlara doğuda ise Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne kadar yayılmışlardır  Avesta dili c  M  Ö  1000 ortaya çıkan Zerdüştçülüğün kutsal kitabı Avesta'nın kutsal ilahi ve kurallarını bir araya getirmek için kullanılmış doğuda kullanılan eski bir İrani dildir  Zerdüştçülük 7  yüzyıla kadar Ahameniş İmparatorluğu ve sonraki İran İmparatorluklarının resm devlet diniydi  İslamiyet Öncesi (M
  Ö  625 -M  S  651 )Kiros Silindiri'nin tarihteki ilk İnsan Hakları Beyannamesi olduğu düşünülmektedir  Ana maddeler: Medler, Ahameniş İmparatorluğu, Selevkos İmparatorluğu, Partlar, ve Sasani İmparatorluğu 
 
 Daha çok bilgi için: Pers İmparatorluğu, Roma-Pers Savaşları ve Roma Part ve Sasani İlişkileri
 
 Medler
 İran'ın bir millet ve imparatorluk (M
  Ö  625-M  S  559 ) olarak, Büyük Kiros Medler ve Perslerden Ahameniş İmparatorluğunu (MÖ 559-330)oluşturacak birleşik bir imparatorluk kurana ve daha ilerde insanlar ve kültürler arası bir birleşme olana dek zamanının en büyüğü olmak üzere birleşmesi, Medler ile başlar  Kiros'un ölümünden sonra , oğlu Cambyses fetihlerine, Mısır'da önemli yerleri ele geçirerek devam etmiştir  Ölümünü taht kavgası izlemiştir ve kraliyet ailesinden gelmemesine rağmen I  Darius (MÖ 522-486 arasında hüküm sürmüştür) kral ilan edildi  I  Darius antik İran krallarının en büyüğü olarak kabul edilmiştir  I  Darius 
 
 Ahameniş İmparatorluğuAhameniş İmparatorluğu
 
 
 Büyük Kiros ve I
  Darius yönetiminde Pers İmparatorluğu o zamana kadar insanlık tarihindeki en büyük imparatorluk haline gelmiştir  [29]Pers İmparatorluğunun sınırları doğuda İndus Nehri ve Ceyhun nehrinden batıda Akdeniz'e uzanıyor Anadolu (günümüz Türkiye'si) ve Mısır'ı kapsıyordu  Atina MÖ 499'da Sardes'in yağmalanması ile sonuçlanan Milet'teki bir isyana destek vermiştir  Bu M  Ö  5  yüzyıl boyunca süren Yunan-Pers Savaşları olarak bilinen savaşları çıkartacak olan Yunanlılara karşı bir Ahameniş harekatına neden olacaktır  Yunan-Pers savaşları sırasında Persler bazı büyük üstünlükler ele geçirmişler ve M  Ö  480'de Atina'yı yıkıp yerle bir etmişlerdir  Ancak Yunanlıların bir dizi zaferinden sonra Persler çekilmek zorunda kalmışlardır  Savaşlar M  Ö  449'da Callias Barışı ile sona ermiştir  Ahamenişlerin en büyük çalışması imparatorluğun kendisiydi
  Zerdüşt'ün öğretilerinden kaynaklanan kurallar ve ahlak insan hakları, eşitlik ve köleliğin yasaklanmasına dayandırılan politikaları geliştiren ve uygulayan Ahamenişler tarafından sıkı bir şekilde takip edilmiştir  Zerdüştçülük Ahamenişler zamanında ve Kiros tarafından Babil'de özgür bırakılan sürgün edilmiş Yahudilerin ilişkileriyle, daha çok tanıtıldı ve İbrahimi dinleri etkiledi  Aristo, Eflatun ve Sokrates tarafından belirlenen Atina'nın Altın Çağı sırasında Yunanlıların Pers İmparatorluğu ve Orta Doğu ile temasları oluşurken Ahamenişlerin hüküm sürmüşlerdir  Orta Doğu ve Güneydoğu Avrupa halklarına sağlanan barış, asayiş, güvenlik ve zenginlik tarihte nadiren görülen bir dönemi oluşturmuş; bu dönem ticaretin bu oranda arttığı tek dönem olmuş ve bölge insanlarının yaşam standartları yükselmiştir  [30] Selevkos İmparatorluğu
 Büyük İskender Ahameniş topraklarını, son Ahameniş İmparatoru III
  Darius'u M  Ö  333'te Issus Savaşı'nda yenerek imparatorluğuna kattı  Ölümünden sonra çatışmalara ve imparatorluğun bölünmesine yol açacak bir kararla ele geçirdiği Ahameniş topraklarının çeşitli bölümlerini ordusunun üst düzey komutanlarının yönetimine bırakarak 328-327'de bu topraklardan ayrıldı  700 yıl sonra hüküm süren Sasani İmparatorluğuna kadar (aşağıdaki bölüme bakınız) bu topraklarda tek bir devlet yönetimi kurulamadı  Part İmparatorluğuİran Ulusal Müzesi'nden Kraliçe Musa'nın bir büstü, 1939'da Huzistan'da bir Fransız araştırma ekibi tarafından bulundu
  
 
 Part İmparatorluğu M
  Ö  3  yüzyılın başlarında Yunan Selevkos İmparatorluğunu yendikten sonra İran platosunu tekrar birleşitiren ve yöneten ve aynı zamanda M  Ö  150 ve MS 224 arası Mezopotamyayı kontrol eden Arsasid Hanedanı (اشکاÙ?Û?اÙ? Ashkanian) tarafından idare ediliyordu  Partlar antik İran'ın üçüncü yerli halkından olan hanedanıydı ve beş yüzyıl hüküm sürdüler  Medlerin, Asurluların, Babil'in ve Elam'in topraklarının ele geçirilmesinden sonra Partlar kendi imparatorluklarını düzenlemek zorunda kaldılar  Bu ülkelerin eski elit tabakasından olan herkes Yunandı ve yeni egemenler eğer hükümranlıklarını sürdürmek istiyorsa kendi geleneklerini bunlara uydurmak zorundaydılar  Sonuç olarak, şehirler eski antik haklarını korudu ve sivil yönetimler ancak belli oranda rahatsız edildiler  Partlar doğuda, Roma'nın genişlemesini Kapadokya (orta Anadolu'da) sınırlandırdığı için Roma İmparatorluğu'nun baş düşmanlarıydı
  Partlar zırhlı ve ağır *****lı ve hafif *****lı ancak hareketli atlıları kullanarak kendi topraklarını yaklaşık 300 yıla yakın bir süre savundular  [31]Roma'ın en sevilen generali Marcus Antonius M  Ö  36'da Partlılar'a karşı, sonucunda 32  000 asker kaybedeceği büyük bir sefer düzenledi  Roma İmparatoru Augustus zamanında Roma ve Part İmparatorluğu aralarındaki sorunları diplomasi aracılığıyla çözüyordu  Bu gelişmeler sırasında Partlar kendi ordularında Marcus Antonius'tan ve M  Ö  53'te Harran'da "müthiş bir bozguna" uğrattıkları Marcus Licinius Crassus'den elde ettikleri deneyimlerle o dönem çok takdir edilen Roma Lejyon standartlarına, "altın kartallar"a göre bir düzenlemeye gittiler  [32] Sasani İmparatorluğuI
  Ardeşir'in Sasani döneminde yapılmış kabartması 
 
 İmparatorluk düzeninin gevşediği ve son kralın imparatorluğun vasallarından biri olan I
  Ardeşir tarafından yenilmesi üzerine Part İmparatorluğu MS 224'te sona erdi  I  Ardeşir Sasani İmparatorluğu'nu kurdu  Ülkeyi ekonomik ve askeri alanda reformlarla geliştirmeye başladı  Sasaniler Ahamenişler tarafından çizilen sınırlar içinde, onlara Eranshahr veya Iranshahr, , "Aryanların Ülkesi" İranlılar diye atıfta bulunarak, başkentleri Tizpon olmak üzere imparatorluklarını kurdular  [33]Romalılar arka arkaya I  Ardeşir,I  Şapur ve II  Şapur ile girdikleri savaşları kaybettikleri için çok sorun yaşadılar  [34] Sasani hükümranlığı döneminde Roma İmparatorluğu'na karşı kazanılan zaferler Roma'da o kadar büyük bir karamsarlık yarattı ki tarihçi Cassius Dio şunları yazmıştır: 
 
 "
 
 Bu bizim için büyük bir korku kaynağı idi
  Doğudaki lejyonlarımız için Sasani Krallığı o kadar ürkütücüydü ki çok azı onlarla savaşmak istiyor geri kalanlar ise savaşma konusunda tamamen isteksiz davranıyordu   [35] 
 "
 Part ve daha sonra Sasani devrinde İpek Yolu üzerindeki ticaret Çin, Mısır, Mezopotamya, İran, Hindistan ve Roma medeniyetlerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır ve modern dünyanın temellerinin atılmasına yardımcı olmuştur
  Partlılardan geriye kalan kalıntılar bazı açılardan klasik Yunan etkileri taşır ve çoğunlukta kendi oryantal anlayışlarını sergiler; "Part sanat ve yaşamını ifade eden kültürel farklılığın" açık bir ifadesi olarak  [36]Partlılar, Avrupa Romanesk mimarisini andıran ve muhtemelen bu mimariyi etkilemiş olduğu Tizpon'da örnekleri görülen Part stili mimari tasarımların yaratıcılarıydılar  [37][38]Sasanilerin yönetiminde İran Çin ile ilişkilerini geliştirdi, Sasani sanatı, müziği ve mimarisi büyük atılım gerçekleştirdi ve Nizip Okulu ve Gundeşapur Akademisi gibi dünya çapında tanınan bilim ve araştırma merkezleri oluşturuldu  Bu dönemde batıda Hıristiyanlığın doğuda Budizm ve Manicilik gibi dinlerin yayılması sonucunda Zerdüştçülük İran birliğinin sağlamlaştırılması için ulusal bir devlet dini olarak örgütlendi
  Ayrıca yine bu dönemde yazılı kültüre geçilmiştir  Kutsal metinlerin derlenmesinden oluşan enderzler, Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta, dini ya da dindışı gelenekler ve İran'ın ulusal destanı sayılan Şehname bu dönemde kaleme alınmıştır  MS 630'larda başlayan Müslüman Arap akınları Sasani egemenliğine 651 yılında son vermiş ve İslamiyet'i İran'da yaymıştır  632'de Arap yarımadasından Sasani İmparatorluğuna saldırılar başladı
  İran El Kadisiye Savaşı'nda İran'ın İslami Fethi'ne yol açacak şekilde yenildi  Orta Çağlar (652-1501)
 
 
 Ana maddeler: İran'ın İslamlaşması, Abbasiler, İlhanlılar, Büyük Timur İmparatorluğu, ve Moğol İmparatorluğuDaha çok bilgi için: Harezmşahlar Devleti, Selçuklular, Büveyhoğulları ve Gazne Devleti
 
 İran Hanedanları Haritası c
  1000 
 
 Emeviler
 İran'ın İslam devleti tarafından fethinden sonra İran Emeviler'in yönetimine girdi
  Fakat İran tam anlamıylada İslamlaşmadı  Ancak İran'ın İslamlaşması İran toplumunun kültürel, bilimsel ve siyasi yapısı içinde derin dönüşümlere neden oldu: Olgunlaşmış İran edebiyatı,felsefesi, bilimi ve sanatı yeni oluşan İslam medeniyetinin ana öğeleri haline geldi  Kültürel, politik ve dini olarak İran'ın İslam medeniyeti'ne eklemlenmesi çok büyük önem taşımaktadır  Son tahlilde İran'ın katkısı İslam'ın Altın Çağı'nın oluşmasında çok etkili olmuştur  [39] Abbasiler
 Ebu Müslim Horasani, Emevileri Şam'dan çıkardı ve Abbasilerin Bağdat'ı fethetmesine yardım etti
  Abbasi halifeleri, sıklıkla vezirlerini İranlılardan seçerdi ve İranlı valilerin ciddi anlamda yerel otonomi yetkileri vardı  Tahiriler ve Samanler
 822'de Horasan Valisi Tahir bağımsızlığını ilan etti ve yeni bir Pers hanedanlığı olarak Tahirler hanedanlığını kurdu
  Samanler döneminde İran'ın bağımsızlığını kazanma çabaları daha da güçlendi  [40] İran'da araplaştırma denemeleri hiç bir zaman başarılı olamamıştır ve İranlılar için Shuubiyah gibi akımlar Arap istilacılarla ilişkilerde bağımsızlıklarını kazanma konusunda işleri kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı görevi görmüştür
  Abbasiler sonrası dönemin kültürel canlanması İran ulusal kimliğinin yeniden su yüzüne çıkmasına yol açmıştır  Bu kültürel akım 9  ve 10  yüzyıllar sırasında zirve yapmıştır  Bu akımın en açık etkisi Perslerin dili ve İran'ın resm dili olan Farsçanın günümüze kadar sürekliliğinin sağlanmasıdır  İran'ın en güçlü epik şairi Firdevsi Farsça'nın günümüzde yaşamasının en önemli destekçisi olarak kabul edilmektedir  JÄmÄ«'nin "Sufi'nin Gül Bahçesi" minyatürü, 1553  Bu çalışma Timur dönemindeki bir çok çalışmada olduğu gibi Pers şiiri ile Pers minyatürünün bir karışımıdır  
 
 Bir sessizlik döneminden sonra İran ayrı, farklı ve değişik bir öğe olarak İslam'ın içinde belirdi
  İslam'ın fethinden sonra İran felsefesi, eski İran felsefesi, Yunan felsefesi ve gelişen İslam felsefesi ile geliştirdiği değişik ilişkilerle farklılaşacaktır  İşrakilik ve Aşkınlık Felsefesi o dönemin İran'ında iki ana felsefe geleneği olarak kabul edilmekteydi  Gazneliler
 Gazneli Mahmut başkenti İsfahan ve Gazne olan büyük bir imparatorluk kurduğunda bu akım başarıyla 11
  yüzyıla ulaşmış oluyordu  Selçuklular
 Takipçileri olan Selçuklular egemenlik alanını Akdeniz'den Orta Asya'ya kadar genişletti
  Kendilerinden önce gelenler gibi imparatorluğun divanı , Nizamiye'yi oluşturan İranlı vezirlerin elindeydi  Bu dönemde İranlı yüzlerce araştırmacı ve bilimadamı teknoloji, bilim ve tıbba, daha sonra Avrupa Rönesansının doğuşunu destekleyecek şekilde çok büyük katkı sağladı
  [41] Harezmşahlar Devleti ve Cengiz Han
 1218'te Harezmşahlar Devleti'nin doğu bölgeleri olan Maveraünnehir ve Horasan Cengiz Han'ın istilasına uğradı
  Bu dönemde yarım milyondan fazla İran nüfusu öldürüldü;[42]Nişabur gibi kentlerin caddeleri "kan nehirlerine döndü"; etrafına şehrin kedi ve köpek kulubelerinin itina ile yerleştirildiği insan kafalarından oluşan piramitler yapıldı  [43] 1220 ve 1260 rasında İran'ın nüfusu bu kitlesel katliamlar ve açlık sonucu 2,500,000'dan 250,000'e düştü  [44] Cengiz Han torunlarından biri olan Hülagü Han Fransa Kralı IX  Louis'e yazdığı bir mektupta İran'a ve Halife'ye karşı yaptığı akınlarda tek başına 200,000 kişinin öldürülmesinin sorumluluğunu üstleniyordu  [45] Timur
 Başkentini Semerkand'da kuran başka bir fatih olan Timur onu takip etti
  [46] Bu yıkım dalgaları etkileri Nişabur gibi bir çok şehrin bu saldırılar öncesi nüfuslarına yeniden kavuşmasını sekiz yüzyıl kadar; 20  yüzyıla kadar engelledi  [47]Ancak hem Hülagü Han hem de Timur ve onların takipçileri kendi tarzlarını ve gelenekleri fethettikleri yerinkilere göre değiştirip tamamen Pers kültürüne uygun yaşadılar  [48] Erken Modern Dönem (1501-1921)
 
 
 Ana maddeler: Safevi Hanedanı, Afşar Hanedanı, Zand hanedanı, ve Kaçar Hanedanı
 
 
 Daha çok bilgi için: Rus-İran Savaşları, İngiltere-İran Savaşı, Osmanlı-İran Savaşları ve Ajax Operasyonu
 Şah İsmail, Safevi Hanedanı (1501 ile 1736 arası)'nın kurucusudur
  
 
 Safevi Hanedanı
 İran'ın ilk Şii İslam devleti Şah İsmail tarafından Safevi Hanedanı (1501 ile 1736 arası) yönetiminde kuruldu
  Safevi Hanedanı ilerleyen zaman içinde büyük bir politik güç haline geldi ve çift taraflı devlet antlaşmaları yapmaya başladı  Safevilerin en güçlü oldukları zaman I  Abbas'ın hükmettiği dönemdir  [49]Safevi Hanedanı Osmanlı Devleti, Şeybani Hanlığı ve Portekiz İmparatorluğu ile savaştı  Safeviler başkentlerini Tebriz'den alarak önce Kazvin'e sonra da dönemlerinde sanata verdikleri destek ile İran estetik düzeyi yüksek üretim dönemlerinden birini yaşadığı İsfahan'a taşıdılar  Dönemlerinde ülke yönetiminde merkezileşme arttı; ordunun moderleştirilmesinde ilk adımlar atıldı ve mimaride İsfahani tarz gelişti  1722'de Afgan isyancılar I  Hüseyin'i yendi ve Safevi Hanedanı'na son verdi  Afşar HanedanıNadir Şah
 
 
 Ancak 1736'da Nadir Şah başarılı bir şekilde Afgan isyancıları İsfahan'dan çıkardı ve Afşar Hanedanı'nı kurdu
  1738'de aralarında Taht-ı Tavus, Işık Dağı elması ve Işık Denizi elmasının da bulunduğu kraliyet hazinelerini güvence altına alacak bir sefer yaptı  Ne var ki hükümdarlığı çok uzun sürmedi 1747'de bir suikast sonucu öldü  Ölürken yaninda bulunan karısı Kenya kökenli El Fatima ya iran tahtini birakti  El Fatima nin zenci olmasi nedeniyle Iran halki bu kadın şahı kabul etmedi ve yarı zenci olan Nadir şahın küçük kızı El Hebübe ye tahti birakmak zorunda kaldi  El Habübe Bu sirada 21 yaşlarında güzel bir kızdı Afgan şahı Şeyhsüvari El Hamd la evliydi dolayısıyla ıran Tahtı 2 türk kadından sonra Afgan hanedanına gecerek siyasi varlıgını sürdürmeye devam etmiştir  Zand Hanedanı
 Meşhed kökenli Afşar hanedanlığı, 1750'de başkentini Şiraz'da kuran Kerim Han Zend tarafından kurulan Zend Hanedanı tarafından takip edildi
  Onun yönetimi görece bir barış ve refah sağladı  Kaçar Hanedanı
 Zend hanedanı Lotf Ali Han Ağa Muhammed Han Kaçar tarafından idam edilinceye kadar üç kuşak sürdü ve yeni hükümdar Tahran'ı 1794'te Kaçar hanedanı'nın doğuşunu gösterecek şekilde başkent yaptı
  Yetenekli Kaçar yöneticisi Amir Kabir diğer modernleşme reformları arasında İran'ın ilk üniversitesini de kurmuştur  Kaçar hanedanı döneminde İran Rus-İran Savaşları sonucunda Rus İmparatorluğu ve İngiliz İmparatorluğuna karşısında Gülistan Antlaşması, Türkmençay Antlaşması ve Akhal Antlaşması ile topraklarının neredeyse yarısını kaybetmiştir  Büyük Oyun'a rağmen İran egemenliğini korumayı becermiş ve çevresindeki diğer ülkelerin tersine asla sömürgeleştirilememiştir  Sürekli tekrarlanan dış müdahaleler ve yozlaşan ve zayıflayan Kaçar yönetimi, bir Parlamenter monarşi içinde ülkenin ilk parlamentosunu oluşturan İran Anayasa Devrimi ve Kaçar hanedanının egemenliğine son veren Tütün Protestosu gibi protestolara yol açmıştırSettar Han İran Anayasa Devrimi'nin anahtar kişisiydi  
 
 1908'de İran'da petrolün bulunması bir dönüm noktası oldu
  Böylece hem emperyalist güçlerin İran üzerindeki hesapları hem de İran'ın 20  yy  'ına damgasını vuracak olan karmaşık sosyo-ekonomik yapı ortaya çıktı  İran'ın kırsal kesiminde feodalizm egemendi ve büyük toprak sahipleriyle topraksız köylüler arasındaki uçurum oldukça derindi
  Şehirlerde ise bazargan ya da çarşı adı verilen geleneksel küçük burjuvazi, esnaf tarihsel olarak etkin bir sınıf olarak göze çarpmaktaydı  Bu sınıf aynı zamanda toplumun en çabuk örgütlenebilen kesimini oluşturmaktaydı  Özgün bir hiyerarşiye sahip olan İran uleması, mollalar hem toprak sahipleri hem de çarşı esnafı arasında nüfuz sahibiydi  Pek çok açıdan bu sınıfların çıkarlarının temsilciliğini üstlendiği gibi vakıf mülklerine sahip olması açısından kendisi de ekonomik olarak toprak sahibi sayılırdı  Petrolün ekonomik bir ürün olarak devreye girmesiyle birlikte kapitalist ilişkilerin ülkede yayılmaya başlaması sonucunda bir ticaret burjuvazisi ve işçi sınıfı da ortaya çıkmış, 1940'lardan itibaren etkinliğini artıracak olan sanayi burjuvazisinin öncülleri oluşmaya başlamıştı  Ülke, emperyalist ülkeler açısından ise artık, en güçlünün en büyük dilimi alacağı bir pasta olarak görülmekteydi  Kaçar Hanedanı İran tarihindeki son Türk hanedandır
  Bu tarihten sonra Türkler bir daha devlet denetimini elle geçirememişlerdir  Geç modern dönem (1921-)
 
 
 Ana maddeler: İran İslam Cumhuriyeti tarihi, İran Devrimi, İran-Irak Savaşı, ve Pehlevi HanedanıDaha çok bilgi için: Ajax Operasyonu
 
 
 Rıza ŞahŞah Rıza Pehlevi
 
 
 "İngiliz ajanı Sir Ardeşir J
  Reporter aracılığıyla İngilizlere tanıtılan Rıza Pehlevi, 1921 darbesiyle İngilizler için çalışmaya başladı ve 1923 yılında başbakan ve sonunda 1925 yılında İran şahı oldu  İngilizlerin himayesi altında İran'daki birçok sosyalist, nasyonalist ve etnik hareketi bastırmayı başardı  1925 yılında Kaçar hanedanlığını devre dışı bırakarak kendi Pehlevi hanedanlığını kurdu  Kısa sürede Azerbaycan, Arabistan (Huzistan) ve Luristan gibi büyük bölgelerin yarı özerk konumunu ortadan kaldırarak tüm yetkileri Tahran'da merkezileştirdi  Aynı zamanda Farsça olmayan dillerin kullanımını da yasakladı ve bu yasakları kendi aşırı nasyonalist ideolojisi doğrultusunda tüm ülkede uygulamaya başladı  Yönetimi merkezileştirmek doğrultusunda Farsçayı tek yasal dil olarak tanıdı ve diğer milliyetlere ait dillere yasak koydu  Kürtçe, Lurice ve yabancı olan yani Hint-Avrupa dilleri olmayan Türkçe ve Arapça gibi dilleri de Farsçanın bozuk lehçeleri olarak baskı altında tuttu  Fars olmayan topluluklar böylelikle kendi yerli kültürlerini, dillerini, tarihlerini ve gündelik yaşam biçimlerini söküp atmaya mecbur edildiler  "[50] Rıza Şah zamanında, "devlet bütçesinden, Farsçılık propagandası yapan edebiyatçılara, tarihçilere, eğitimcilere ve sanatçılara büyük bir bütçe tahsis edildi
  "[51] Bunun en önemli örneği 1925 yılında Ahmed Kesrevi tarafından yayınlanan "Azerice, ya da Eski Azerbaycan'ın Dili" kitabıdır  Kitapta Azericenin, Türkçe ile ilgili olmadığı ve aslında Farsçanın bir lehçesi olduğu savunulmuştur  Bir diğer örnek ise TUDEH Partisinin kurucularından sayılan Arani'dir  Arani, kendi döneminin birçok entelektüeli gibi, Farslaştırma siyasetinden himaye ediliyordu  "Azerbaycan'la ilgili bir makalesinde, Azerbaycan'ı "İran'ın beşiği" saymış ve Azerbaycanlıların Farsçayı vahşi Moğolların saldırısı sonucu unuttuğunu iddia etmiştir  Arani'ye göre bu olay çok tehlikelidir, çünkü Azerileri yanlışlıkla Türk olduklarına ve İran'dan ayrılmaları gerektiğine ikna etmektedir  Ona göre bu sorunu çözmek için devlet, Türkçeyi ortadan kaldırmak ve Farsçayı yaygınlaştırmak için her türlü girişimi yapmak zorundadır  "[52] 
 
 Rıza Şah sanayileşmeyi, demiryolu taşımacılığını ve yapımını başlatıp İran'da yükseköğretimin temelini attı
  Rıza Şah, Rusya ve İngiltere arasında bir denge politikası yürüttü ancak II  Dünya Savaşı başlayınca Almanya ile yakınlaşması Britanya ve Rusya'yı alarma geçirdi  1941'de 2  Dünya Savaşı boyunca İran demiryolundan yararlanmak amacıyla İran'ı İngiltere ve SSCB işgal etti  İşgalin ardından müttefik güçleri, Şah Rıza'nın ülkedeki Alman görevlilerin sınırdışı edilmesi yönündeki isteklerini kabul etmemesi üzerine Şah, oğlu Muhammed Rıza Pehlevi lehine tahtından feragat etmeye zorlandı
  Şah Rıza'nın ülkeden uzaklaştırılmasının ardından esas olarak işgal güçlerinin denetiminde olmak kaydıyla Muhammed Rıza Pehlevi iktidarı başlamış oldu  Muhammed Rıza PehleviMuhammed Rıza Pehlevi ve Kraliçe Farah ABD'ye bir ziyaret sonrası ayrılırken
  Şah Rıza dönemine göre nispeten demokratik bazı açılımlar sağlandı; siyasi tutuklular özgür bırakıldı, basına yönelik sansür(karartma) kaldırıldı, siyasal ve toplumsal örgütlenmelere izin verildi  Artık sesini duyurma olanağı bulan çeşitli toplumsal ve siyasal muhalefet hareketleri bu özgürlük ortamından yararlanarak reform taleplerini yükseltmeye başladılar  Daha sonraki yıllarda ülkenin siyasal ve toplumsal yaşamını büyük ölçüde etkileyecek olan Marksist kökenli Tudeh (Kitle) Partisi de bu ortamda, 1941 yılında kuruldu ve işçi yasası, toprak reformu, kadın hakları gibi geniş toplumsal tabanı kucaklayan talepleriyle önemli destek buldu  İngiltere, SSCB ve ABD'nin çıkar mücadelesine sahne olan İran'ın, 1942'de imzalanan anlaşmanın ve 1943'te yapılan Tahran Konferansı'nın ardından, bu üç devlet tarafından yeniden inşa edilmesine karar verildi; fakat SSCB bu anlaşmaya uymayarak denetimi altındaki bölgede sosyalist nitelikli, 1945'te Azeri Azerbaycan Milli Hükümeti, 1946'da Kürt Mahabad Cumhuriyeti olmak üzere iki özerk devlet kurdurdu
  İşgal bölgesini yine aynı yıl, İran'ın kuzey petrol yataklarını işletme konusunda imtiyazlı bir anlaşma imzaladıktan bir ay sonra boşalttı  SSCB işgalinin sona ermesinden hemen sonra İran, bu iki özerk cumhuriyetin varlığına güç kullanarak son verdi  SSCB'ye verilen imtiyaz da ülke içindeki milliyetçilerin ve İngiltere'nin baskısıyla 1947 yılında geçersiz kılındı  Operasyon AjaxMusaddık'ın tutuklandığı gün 19 Ağustos 1953'te çıkan olaylar
 
 İran eski başbakanı, Dr
  Muhammed Musaddık  
 
 Fakat tüm bu gelişmeler ülke içindeki milliyetçi muhalefeti güçlendirmişti
  Giderek etkinliğini artıran Ulusal Cephe, 1951'de halkın büyük çoğunluluğunun da talebi olan petrolün ulusallaştırılması kararının Meclis'te kabul edilmesini sağladı  Bu karara karşı çıkan Başbakan Razmara'nın öldürülmesinin ardından çıkan ayaklanmadan sonra Şah, Ulusal Cephe'nin lideri Muhammed Musaddık'ı başbakanlığa getirmek zorunda kaldı  Batıda eğitim görmüş, bağımsızlıktan ve ulusal egemenlikten yana olan bir milliyetçiliği savunan Musaddık'ın ilk işi; petrolün ulusallaştırılması yönündeki kararı onaylamak oldu  Bu karar ve Musaddık'ın bağımsızlıkçı politikası İngiltere ve ABD'nin tepkisini çekmekteydi  Fakat bir süre sonra, başta Musaddık'a destek veren ulema, Muhammed Musaddık'ın Sovyetler'le yakınlaşmasından kaygılanarak hükümete verdikleri desteği geri çektiler ve Ulusal Cephe dağıldı  TUDEH Partisi ise Musaddık'ı desteklemeye devam etmekteydi  Bu durumdan rahatsız olan ordu içindeki bir grup CIA'in de desteğiyle bir darbe düzenlediler  1953 yılında Şah, Musaddık'ı görevden almaya çalıştı fakat çıkan isyanın ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı  Buna karşılık İngilizler ABD'yi Musaddık'ı devirmek için hazırlanan bir plana dahil olmaya davet etti ve 1953'te Başkan Dwight D  Eisenhower Ajax Operasyonu'nun yapılmasını onayladı  Operasyon yapıldı ve Musaddık 19 Ağustos 1953'te tutuklandı  Şah ise kaçmış olduğu Roma'dan dönerek tekrar görevini devraldı  Bu gelişmelerin ardından İran petrollerinin işletilmesi için, % 50 hakkı İran'da olmak üzere çok uluslu bir konsorsiyum oluşturuldu  Operasyon Ajax'tan sonra Muhammed Rıza Pehlevi'nin yönetimi giderek otokratikleşti
  ABD'nin desteği ile Şah İran'ın altyapısını modernleştirirken kendisine muhalif bütün siyasi oluşumları istihbarat örgütü SAVAK aracılığıyla ezdi  1953'te yaşanan olaylar İran'ın siyasal ve toplumsal yaşamı için bir dönüm noktası sayılabilir
  Musaddık'ın devrilmesiyle sonuçlanan süreçte bölünen yalnızca uygar milliyetçi güçler olmadı  Tudeh'de de kırılmalar yaşandı  Partiden kopan gençlik örgütünden *****lı mücadeleye başlayan Halkın Fedaileri ve Halkın Mücahitleri örgütleri doğdu  Bu örgütlerin de içinde yer aldığı İran sol hareketi, 1960'lı yıllarda kitlesel etkinlik gösterse de, sol hareketin giderek kitle hareketinden *****lı mücadeleye kaymasıyla toplumsal tabandaki etkisini yitirmiş oldu  Musaddık'ın iktidara gelmesinde de önemli rol oynayan işçi hareketi ise etkinliğini kaybetse de etkisini İslam Devrimi'ne kadar sürdürdü  Hatta devrimi başlatan, rafineri ve petrol işçilerinin grevi olacaktı  Ak Devrim
 Musaddık iktidarının sonundan İslam Devrimi'ne uzanan süreçte büyük önem taşıyan gelişmelerden biri Şah'ın 1962 yılında gündeme getirdiği "Ak Devrim" adını verdiği reform paketidir
  Ülkede siyasi istikrarı sağlayan Şah Muhammed Rıza petrol gelirinin de yardımıyla sosyo-ekonomik yapıyı sarsıcı biçimde değiştirmekteydi  Bir yandan istihdam artıp, ücretler yükselirken sanayi toplumuna hızlı geçişin sancıları çok güçlü bir şekilde kendini hissettiriyordu  Köylerinden ayrılan milyonlarca topraksız köylü şehirlerin etrafındaki gecekondu bölgelerinde toplanmaktaydı  Bir yandan yeni üretim biçimlerine bağlı olarak ortaya çıkan bir sanayi burjuvazisi giderek zenginleşirken yoksul, işsiz ve umutsuz, ekonomik olduğu kadar siyasal olarak da dışlanmış milyonlar da büyük kentlerin dışında öfkeli bir muhalefetin koşullarını oluşturuyordu  1953'ün şaşkınlığıyla bölünüp gücünü yitiren sol, bu kitlelerle ilişki kuramazken; ulemanın etkinliği giderek artmaktaydı  Şah'ın modern kapitalizm yolunda ilerlemek için yürürlüğe koymaya çalıştığı reform ise çarşı, ya da bazargan adı verilen ve geleneksel olarak İran'ın siyasal, toplumsal yaşamında büyük önem taşıyan küçük ve orta sınıf esnafın, toprak sahiplerinin ve ulemanın tepkisini çekti
  Toprak reformu, seçim reformu ve kadınlara oy hakkının tanınması, devlet işletmelerinin hisselerinin belirli oranda satılması gibi düzenlemeleri içeren Ak Devrim böylelikle tarıma dayalı ekonomiyi devre dışı bırakıp, toprak sahiplerini sanayi yatırımlarına yönelterek sağlam bir kapitalist ekonomik yapı kurmayı hedefliyordu  Ayrıca Şah'ın ulus inşa süreci için bir engel olarak gördüğü çarşı da bu şekilde tasfiye edilebilecekti  Yine bu hedef doğrultusunda eğitim, sağlık gibi alanlarda çeşitli düzenlemeler öngörülmekteydi  Bunun dış politikadaki yansımaları da İran'ın giderek bölgede ABD'nin jandarması rolüne soyunması şeklinde gerçekleşti  1970'lerde petrol fiyatlarının aşırı artmasıyla bir yandan içerideki modernleşme hamlesini ve bir sanayi atılımını finanse eden İran, bir yandan da satın aldığı gelişmiş *****larla askeri güç haline gelerek Basra Körfezi'ndeki askeri varlığını fiilen pekiştiriyordu  Söz konusu reformların tehdit ettiği sınıflar ve kadınların oy hakkı başta olmak üzere bazı yeniliklere karşı çıkan ulemanın kurduğu ittifak, mutsuz yoksul kitlelerin öfkesiyle birleşerek Devrim'e ulaşan süreçte geri dönülmesi zor bir dönemecin aşılmasına neden oldu
  Seçim reformuna ulemanın tepki göstermesiyle başlayan olaylar sonucunda pek çok kişi öldü  Bu olaylar sırasında, 1979 Devrimi'nin manevi önderi haline gelecek din adamı Ayetullah Humeyni de siyasal bir önder olarak sivrilmekteydi  Humeyni olaylardan sorumlu tutularak tutuklandı, 18 ay hapiste tutuldu  1964'te bırakılmasından sonra Humeyni ABD hükümetini açıkça eleştirdi  Şah, General Hasan Pakravan'ın yönlendirmesiyle Humeyni'yi sürgüne yolladı  Humeyni önce Türkiye'ye, sonra Irak'a, en sonunda ise Fransa'ya gitti  Sürgünde Şah'ı eleştirmeye devam etti  İslam Devrimi ve sonrası
 İran Devrimi, aynı zamanda İslam Devrimi [53][54][55]olarak da bilinir, Ocak 1978'de Şah karşıtı ilk büyük halk gösterileri ile başladı
  [56]Grevler ve gösteriler ülkeyi ve ekonomiyi felç ettikten sonra Şah Şubat 1979'da ülkeden kaçtı ve büyük bir halk kitlesinin karşılamasıyla Ayetullah Humeyni İran'a geri döndü  [57] Pehlevi Hanedanı 11 Şubat'ta İran ordusu, gerillalar ve militanlar sokak savaşlarında Şah'a bağlı *****lı gruplara karşı üstünlük sağlayınca kendini "tarafsız" ilan etmesiyle tamamen çöktü  1 Nisan 1979'da İran resmen İslami Cumhuriyet oldu  [58][59] Aralık 1979'da ülke teokratik bir anayasayı ve Humeyni'nin ülkenin dini lider i olmasını onayladı  Genel af çıkarıldı, belirli bir süre, düzenleme için müzik ve gazete yasağı konuldu
  Beni Sadr cumhurbaşkanı oldu  Devrimin hızı ve gerçekleşmesi dünyada bir çok kişide şaşkınlık yarattı,[60] çünkü ciddi olarak ne askeri bir karşı koyuş, ne mali bir kriz ne de bir karşı ayaklanma yaşandı
  [61] Hem milliyetçi hem de Marksist muhalif gruplar İslami gelenekçilerle birlikte Şah'a karşı mücadele etmelerine rağmen onbinlercesi Ayetullah Humeyni yönetiminde İslam Cumhuriyeti ile sonuçlanan devrim sonrasında İslami rejim tarafından idam edildi  ( Bakınız    1988 senesi İran siyasi suçlu idamları ve Tudeh)[62] 2000 yılında Ayetullah Montazeri, yani Humeyni'nin sağ kolu, yayınladığı Hatrılar adlı kitabında, "1988 yılında 30,000 siyasi tutuklunun Humeyninin emriyle idam edildiği"[63]ni yazıyordu
  İran-Irak savaşıDonald Rumsfeld 19-20 Aralık 1983'te Saddam Hüseyin ile görüştü
  Rumsfeld 24 Mart 1983 tarihinde yeniden ziyaret etti  Aynı tarihte BM Irak'ın İran'lı askerler dönük olarak Hardal gazı ve kimyasal Tabun *****ı kullandığını açıkladı  The New York Times Bağdat 29 Mart 1984; "Amerikalı diplomatlar Irak ve ABD ilişkileri açısından memnun olduklarını ifade ediyor ve her anlamda normal diplomatik bağların oluşturulduğunu düşünüyor"[64] 
 
 İran'ın ABD ile ilişkileri devrim sırasında hızla kötüleşti
  4 Kasım 1979'da bir grup İranlı öğrenci, ABD büyükelçiliğinin "casus yuvası" olduğunu iddia ederek elçilik personelini rehin aldı  [65] Elçilik personelini 1953'te Muhammed Musaddık'a düzenlenen komplo gibi devrim hükümetine karşı halkı ayaklandırmaya çalışmakla suçladılar  Öğrenci liderleri Humeyni'den izin almadan elçiliği basmalarına rağmen Humeyni olayın başarıya ulaşması üzerine onları destekledi  [66]İlk birkaç ay içinde kadın ve Afro Amerikalı rehineler salıverilse de,[66] kalan elli iki rehine 444 gün bırakılmadı  Öğrenciler rehineler karşılığı Şah'ın verilmesini istedi ancak 1980 yazında Şah'ın ölümü üzerine rehinelerin casusluk suçudan yargılanması talebi gündeme geldi
  Jimmy Carter yönetimin müzakere çabaları veya Kartal Pençesi Operasyonu kurtarma harekatı başarıya ulaşamadı  Ancak 19 Ocak 1981 tarihinde Cezayir Bidirisi'ne istinaden rehinler bırakıldı  Irak lideri Saddam Hüseyin kendisinin İran Devrimi'nin başlangıç aşamasında algıladığı dağınıklıktan ve İran'daki yönetimin Batılı hükümetler nezdinde itibar görmeyişinden üstünlük sağlamaya karar verdi
  Devrim sırasında İran'ın güçlü ordusu dağıtılmıştı  Saddam Şah zamanından beri Irak'ın üzerinde hak iddia ettiği bölgelei ele geçirerek Irak'ın Basra Körfezine açılımını genişletme arzusu taşıyordu  Irak için en çok önem taşıyan Huzistan yalnızca Arap nüfusu açısından değil zengin petrol yatakları açısından da değerliydi  Aynı zamanda Ebu Musa ve Büyük ve Küçük Tunb adaları da hedef haline gelmişti  Bu düşünceler içinde Hüseyin İran'a ani bir saldırı yapmayı ve başkent Tahran'a üç gün içinde ulaşmayı öngören bir plan yapmıştı  22 Eylül 1980'de Irak ordusu savaşı başlatacak şekilde Huzistan'a girdi  Saldırı devrimci İran tarafından tamamen şaşkınlıkla karşılandı  Saddam Hüseyin'in kuvvetleri 1982'ye kadar çeşitli ilerlemelerde bulunsa da İran kuvvetleri Irak kuvvetlerini tekrar Irak'a geri çekilmek zorunda bıraktı
  Humeyni Irak'ın batı kısmında çoğunlukta olan Şii Arapların yer aldığı kesimde İslami devrimine taraftar bulmaya çalıştı  Savaş 1982'den sonra altı yıl daha devam etti  Humeyni'nin kendi ifadesi ile "bir tas dolusu zehri" içerek BM'in barış antlaşmasını kabul etmesiyle de savaş sona erdi  On binlerce İranlı sivil ve asker Irak kimyasal ***** kullandığı için öldü  Irak'a ***** satan ülkeler; Mısır, Basra Körfezi'nin Arap ülkeleri, Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkeleri, (1983'ten itabaren) ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Brezilya ve (aynı zamanda İran'a ***** satan) Çin  İran sekiz yıl içinde kimyasal *****lardan dolayı 100,000'den fazla kurban verdi  insanlar mutluydu[67]İran'ın toplam yaralısının 500,000 ile 1,000,000 arasında olduğu tahmin ediliyor  Tüm uluslar arası ajanslar savaş sırasında Saddam'ın İran'ın insan dalgası hücumları karşısında kimyasal ***** kullandığını doğrularken İran'ın hiç kimyasal ***** kullanmadığını teyit etmişlerdir  [68][69][70] 
 Kaynak : Wikipedia
 
 |