Yalnız Mesajı Göster

Dyatlov Geçidi Veya En Büyük Sır

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dyatlov Geçidi Veya En Büyük Sır













Dokuz deneyimli dağcı 1959 senesinde bir gece ansızın dışarının dayanılmaz soğuğuna aldırmaksızın Ural dağları eteklerindeki kamp çadırlarından, gerilerinde ayakkabılarını, elbise ve giyeceklerini bırakarak kaçtılar Clad?ın üzerindeki pijamasıyla, sığındığı ormanda eksi 30 derece soğuğa dayanması imkansızdı
Olayı araştıran müfettişler de şaşkınlıklarını gizleyemediler Dosya çok gizli sınıflandırması ile raflara kaldırılırken, olaya
?bilinmeyen zorba bir gücü sebep olduğu? sonucu yazıldı


Elli yıl önce bir Cumartesi gecesi meydana gelen ve 9 genç dağcının anlaşılamayan ölümleri ile sonuçlanan olay Ural Dağlarının bir kösesinde unutulmaya bırakıldı Ta ki 1990 senesinde Rusya?nın yeniden yapılanma dönemine kadar? 1990 yılında sır arşivden çıkartıldı Araştırmalar başladı Ancak ölenleri yakınları için esrar perdesi bırakın kalkmayı aralanmadı bileEkibe hastalığı sebebiyle katılamayan ve böylece dağcıları benzer kaderinden kurtulduğu anlaşılan Yury Yudin yıllar sonra olayın incelendiği bir televizyon belgeselinde ? eğer Tanrı?ya tek bir soru sorma şansım olsaydı; bu soru ?o gece arkadaşlarıma ne oldu?? olacaktır? demekteydiHer şey Böyle BaşladıYudin ve Ural Politeknik Enstitüsü?nden dokuz öğrenci 28 Ocak 1959 günü iki hafta sürecek bir gezi için Ural dağlarında yolculuğa başladılar Yolculuk kuzeyde bulunan ve son yerleşim yeri olan Vizhay?a kadar planlanmıştı Seferi başında oldukça deneyimli bir dağcı olan Igor Dyatlov vardı Heyetteki herkes daha önce de daha zorlu deneyimlere katılmış, çetin insanlardı Yudin daha seferin başında rahatsızlandı ve ekipin gerisinde kaldı Böylece ekip 2 si kadın 7′si erkek toplam dokuz kişiden oluşacaktırKayakçılar 2 Şubatta Otorten?i geçerek Holat Syahl tepesine ulaşmayı başardılar Ekipten kalan fotoğrafları ve günlükleri inceleyen müfettişlere göre saat 5′te çadırlarını kurarak kamp yeri oluşturdular Kayakçıların bu bölgeyi neden tercih ettikleri belli değil Çünkü grup 1,5 km ileride dağ eteğindeki ormanlık bölgeye kamp kurmuş olsaydı, böylece iklimin sert etkilerinden de kendini koruyabilecektiler Böylesi bir noktayı seçmiş olmaları bir şeylerden endişe ettiklerini düşündürmektedirYudin?e göre bunun sebebi Dyatlov?un orman içindeyken etraflarındaki orman örtüsü nedeniyle tepeyi gözden kaybetme korkusu olmalıydıKeşif seferi için Enstitüden ayrıldıkları sırada Dylatlov Otorten Dağından Vizhay?a döndüklerinde durumları hakkında telgraf çekeceğine söz vermişti Bu işin muhtemel tarihi 12 Şubat olarak planlandığı için o güne kadar kimse grubun durumundan endişe etmediler Hatta Dylatlev Yudin?e bir kaç gün gecikme olabileceğini de söylemişti Ancak 20 Şubattan sonra alarm çanları çalmaya başlayacaktı Enstitü ve kayakçıları yakınları öğrencilerin aranması için polis ve askeri yetkililerden yardım isteyeceklerdir Bölgeye askeri keşif uçakları ve helikopterler gönderildiCesetlere UlaşılıyorÖncü arama ekipleri 6 gün sonra 26 Şubatta kamp yerine ulaşabildiler Yekaterinburg?dan gelen telgrafta ekip başkanı Mikhail Sharavin ?Yarıya kadar yırtılmış ve içi kar ile dolmuş çadıra ulaştık İçi boş, ancak grup ayakkabılarını bile çadırda bırakarak burayı terk etmiş,? diye yazmaktaydıYapılan teknik incelemede çadırın içeriden yırtıldığı ve civarında karın altında kalmış olan 7-8 kişiye ayak izlerinin olduğu anlaşıldı Ayak izlerinin hiç birinde ayakkabı veya çorap giyildiğine dair belirti yoktu Bu ayak izleri yalın ayaklı birilerine aitti Hem de gecenin o dondurucu soğuğundaPeki, çadırdaki gençleri, gecenin bir yarısı dondurucu soğukta, yalın ayak ve bir daha hiç kullanmamak üzere çadırlarını yırttırarak dışarı kaçmaya zorlayan hangi güçtü?Araştırmayı yürüten dedektiflere göre bu ayak izleri gruptakilere aitti ve hiç bir yabancı ayak izi tespit edilemedi Kampta 9 dağcıdan başka kimse yoktu Civarda daAyak izleri dağın eteğindeki ormana doğru gidiyor ancak 5oo metre sonra aniden yok oluyordu Sharavin ilk iki cesedi ormanın sınırında bir çam ağacının altıda bulduCesetler ekipteki 24 yaşındaki Georgy Krivonischenko ve 21 yaşlarındaki Yury Doroshenko aittiler Ve her ikisi de ayakları çıplak ve üzerleri elbisesizdi Sadece iç çamaşırı giymişlerdi Yanlarında yakılarak kömürleşmiş ağaç parçaları vardı Çamın dalları ağacın 5 metre kadar üst kısımdan koparılmıştı Demek ki, adamlar olaydan sonra ağacı tepesine çıkarak etrafa veya bir şeylere bakmışlardı Bir kısım dal kırıkları kar üzerinde dağınık olarak bulunduDyatlov, Zina Kolmogorova (22) ve Rüstem Slobodin (23)?e ait sonraki üç ceset ağaç ile kamp arasında 150 metre ara ile bulundu Cesetler arasındaki mesafeden onları kampa dönmeye çalışırlarken öldükleri sonucuna varıldıUzmanlar hemen adli tahkikata giriştiler Cesetler üzerinde yapılan otopsi işlemlerinde net bir sonuca ulaşılamadı Adli tıp uzmanları beş cesedin hypothermia (yani soğuk etkisi ile donarak) neticesi öldüğünü açıkladılar Slobodin?i kafasında fraktür tespit edildi ancak bu kırık ölümcül olmadığı anlaşıldıOlay mahallinde kalarak 2 ay boyunca araştırmalarını sürdüren araştırma ekibi çamlıklardan 75 metre uzakta kara gömülü dört cesedi daha ortaya çıkardı
Nicolas Thibeaux-Brignollel(24), Ludmila Dubinina (21), Alexander Zolotaryov (37), ve Alexander Kolevatov (25) Bunları travmatik ölümler olduğu anlaşılacaktır Thibeaux-Brignollel?ın kafatası kırılmış, Dubunina ve Zolotarev?in kaburga kemiklerinde kırıklar bulunmakta ve gene Dubinina?ın dili yerinde sökülmüştüTüm bunlara rağmen cesetlerin travmaya uğrayan kısımlarının dış yüzeylerinde yani cesetlerin üzerlerinde yaralanma belirtileri yoktu Yani kırık kemikleri etrafını saran kas-et ve deri üzerinde yaralara rastlanılmadı Cesetlerdeki tahribat araba çarpmasına benzetilmesine karşın yara izleri oluşmaması olayı esrarengizliğini iyice arttırdıSır İyice YoğunlaşıyorSon dört ceset diğerlerinden daha kötü giyimliydi Anlaşılan sonraki, ilk kim öldüyse onun kıyafetlerini üzerine geçirmişti Zolotaryov, Dubinina?ın kürklü montunu ve şapkasını giymişti Dubinina?ın ayağında ise Krivonishenko?un yün pantolonu vardıElbiseler üzerinde yapılan incelemelerde ise yüksek oranda radyasyona rastlanılmış olması başlı başına muamma idiOlayda bir kaç ay geçtikten sonra yetkililer itham edecekleri kimseye ulaşamadıklarını, vakıanın çözümsüz kaldığını açıkladılar Böylece dosya gizli bir arşive gönderilerek unutulmaya terk edildiYıllar sonra sırrı çözmeye çalışan Yekaterinburg-Dyatlov Olayını Araştırma Derneği Başkanı Yury Kuntsevich olayın olduğu sene 12 yaşında olmasına rağmen otoritelerin ve araştırmacıları olayı halktan saklama gayreti içinde olduklarını hatırlamaktaydıSavcılık önce Mansi yerlilerinin bu cinayetleri işledikleri iddiasını araştırdı Güya kendi yurtlarına geçiş yolu açan kâşifleri birilerin cezalandırdığı düşünüldü Oysa ne Otorten ve ne de Holat-Syahl yöre halkınca kutsal veya özelliği olan yerler değildi Keza olay mahallinde de dokuz kayakçıdan başkaları olduğuna dair hiç bir iz ve belirti yoktu Otorten Dağı Mansi dilinde ?Ölüm Dağı? anlamına geliyordu Hepsi o?Daha sonraları olayı yeniden ele alan Rus uyruklu bir tıp uzmanı çok güçlü bir rüzgarın vücutta yumuşak dokuya zarar vermeden kemikleri kıracağını iddia etti Belgeleri inceleyen Dr Boris Vozrozhdenny ?bu bir araba kazasındaki etkiye eşit etki doğurur,? dedi


Yani kayakçılar güçlü bir fırtınaya tutularak çadırdan çıkmış, yaralanmış, yollarını kaybetmişlerdiUçan Küreler Füze mi UFO mu?1990 yılında bir röportaj sırasında olayı inceleyen başmüfettiş Lev Ivanov o tarihlerde bölgede görev yapan üst düzey yetkililerden kendisine olayı kapatarak gizli sınıflandırması ile bulduklarının saklanmasını emrettikleri anlatmıştır Kendisi de bu yetkililere, içlerinde olayı gören askerler ve hava tahmin görevlileri dahil çok sayıda tanık olması sebebiyle böyle bir şeyin mümkün olmadığını; Şubat ve Mart ayları içinde olayı gerçekleştiği noktada ?parlak uçan küreler? gözlemlendiğini söylemiştirIvanov, ?Leninsky Put? isimli mahali Kazak Gazetesine verdiği demeçte ? O zaman da şüphelenmiştim, ancak artık bu kürelerle ölümler arasında direkt ilişki olduğundan eminim? demiştir Ivanov Kazakistanda emekli iken vefat edecektirGerçekten de sınıflandırılmamış dosyalarda yakın bir alanda kamp kurmuş olan bir grup macera düşkününün tanıklıkları vardır Bu gruptaki kişiler ölen kayakçıların kampından 50 km kadar ilerlerinde aynı gece gökyüzünde Holat-Syahl?a doğru ilerleyen ?portakal rengi küreler? görmüşlerdirIvanov teorisine göre çadırdaki kayakçılardan biri küreleri gördü ve bağırarak diğerlerini uyandırdı Ormana doğru kaçarlarken küreler patladı kayakçılardan dördü ağır yaralandı ve Slobodin?in kafatasındaki kırık bu sırada oluştuYudin de arkadaşlarını patlamada öldüklerine inanmaktadır Grup muhtemelen habersizce askeri bir bölgeye girmiş ve gizli bir silahın denemesi sırasında kaza eseri ölmüşlerdirKuntsevich, bir başka ipucundan bahsetmektedir Ölüleri ilk olarak gördüğünde yüzlerinde kahverengi kabuksu bir tabaka olduğunu hatırlamaktadır Yudin de açıklanan dökümanlarda iç organlardan parça alınarak incelemeye gönderilmesine rağmen, sonuçlarının saklandığını söylemektedir


Tüm bunlara karşın Holat-Syahl?da patlama teorisini destekleyecek hiç bir iz bulunamamıştırAskeri Deneme İhtimali Araştırılıyor1959 senesinde Rusları veya Kazakistan?ın böylesi füzeleri olduğu bilinmemektedir Sovyet Füzeleri üzerine araştırma yapan Alexander Zeleznyakov o tarihlerde henüz yerden atılan füzelerin inşasının yapılmadığını söyler Savunma Bakanlığı ve Valilikte olay tarihlerinde böylesi denemelerin yapıldığına dair resmi veya gayrı-resmi bir belgenin olmadığını iddia etmektedirlerKuntsevich bölgeye yaptıkları ve başkanı olduğu bir keşif gezisinde olaydan arda kaldığını savunduğu bir metal parçasını elinde bulundurmaktadır ? Ne çeşit bir askeri teknolojiyi test ettiklerini bilmiyorum ama 1959 felaketi insan-elinin ürünüdür,? demektedir Yudin?e göre askeri yetkililer bölgelerinde çadırı fark ettiler ve yaptıkları gözlemde kayakçı elbise ve kayak takımlarını askeri elbise ve malzeme zannetme hatasına düştüler1959 senesinde bir gece aniden dokuz kayakçının hayatına mal olan ne idi? Dosya 30-40 sene sonra tekrar ele alınıyor Ancak o dönem şartlarında toplanan ve açıklanan belgeler ne derece sağlıklıdır, belli değil Daha ekibi bir çok fotoğrafı ve ses kaydı açıklanmadan ?gizli? ibaresi ile kamuoyundan saklanmaktadırYeniden Gündemde1990′da yazar Anatoly Guschin olayla ilgili bir araştırma yapıyor ve dosya yeniden hatırlanıyor Yazar bazı fotoğrafları ve önceden bilinmeyen ayrıntıları gün ışığına çıkarıyor Pek çok belgenin ortadan kaybolduğunu anlaşılıyor; hem de en can alıcı belgeler Araştırmasıyla ilgili ?Sırlar Dokuz Hayata Maloldu? isimli bir kitap yazıyor Yazara göre Sovyetlerde askeri bir silah denemesi sırasında dokuz kişi ölüyor Tabii bu da bir teori Gerçek çok farklı olabilirBu arada UFO, Kocaayak, Yeti ve Hayalet avcıları da hikayeyi duyar duymaz komplo teorileri de üretilmeye başlanıyor?

Alıntı Yaparak Cevapla