Prof. Dr. Sinsi
|
İmamı Rabbani Hazretlerinden Nasihatler
Edebi gözetmek, zikrden üstündür Edebi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz
Ehlin gönlü için (âilenin gönlünü almak için) günah işlemek ahmaklıktır
Farzı bırakıp, nâfile ibâdetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir
Gınâ sâhiplerinin yâni zenginlerin, alçak gönüllü olması güzeldir Fakirlerin ise onurlu olması lâzımdır
İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir
Kalbin tasviyesi (temizlenmesi); İslâmiyete uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid'atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur Zikr ve rehberi, doğru yolu gösteren âlimi sevmek bunu kolaylaştırır
Kalbin birçok şeyleri sevmesinin sebebi, hep o bir şey içindir O da nefsdir
Kâfirlere kıymet vermek, müslümanlığı aşağılamak olur
Kelime-i tevhîd; putlara ibâdeti bırakıp, Hak teâlâya ibâdet etmek demektir
Küfür, nefs-i emmârenin isteklerinden hâsıl olur
Malı zarardan korumanın ilâcı, zekât vermektir
Mübahları gelişi güzel kullanan, şüpheli şeyleri yapmağa başlar Şüphelileri yapmak da harama yol açar
Büyükleri sevmek, saâdetin sermâyesidir Muhabbete müdâhane, gevşeklik sığmaz
Nefs bir kötülük deposudur Kendini iyi sanarak Cehl-i mürekkeb olmuştur
Nefse, günahlardan kaçmak, ibâdet yapmaktan daha güç gelir Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır
Razzâk olan Hak teâlâ, rızıklara kefil olmuş, kullarını bu sıkıntıdan kurtarmıştır
Seâdet, ömrü uzun ve ibâdeti çok olanındır
Seâdet-i ebediyyeye kavuşmak, peygamberlere uymağa bağlıdır
Sohbeti ganîmet bilmelidir Sohbetin üstünlüğü, bütün üstünlüklerin ve kemâllerin üstüdür
Sünnet ile bid'at birbirinin zıddıdır Birini yapınca öteki yok olur
Zâhid, dünyâya gönül bağlamadığı için, insanların en akıllısıdır
Zekât niyeti ile bir kuruş vermek, dağlar kadar altını sadaka olarak vermekten kat kat daha sevapdır
Sâlih ameller İslâmın beş şartıdır Sâlih amelleri yapmadan kalb selâmette olmaz
Cennet ile Cehennem'den başka ebedî bir yer yoktur Cennet'e girmek için îmân ve dînin emirlerine uymak lâzımdır
Dünyâyı maksad edinmemeli Dünyâ, nefsin arzularına yardımcıdır Dünyâ ve âhiret bir arada olmaz Dünyâya düşkün olmak, günahların başıdır Dünyâya düşkün olanlar âhirette zarar görür Dünyâya düşkün olmamanın ilâcı, İslâmiyete uymaktır
Bu zamanda dünyâyı terk etmek çok zordur Dünyâyı terk lâzımdır Hakîkaten terk edemeyen, hükmen terk etmelidir ki, âhirette kurtulabilsin Hükmen terk etmek de büyük nîmettir Bu da, yemekte, içmekte, giyinmekte, meskende, dînin hudûdundan dışarıya taşmamakla olur
Dünyâyı terk etmek iki türlüdür; birincisi, mübahların, zarûret mikdârından fazlasını terktir Bu çok iyidir İkincisi, haramları ve şüphelileri terkedip yalnız mübahları kullanmaktır Bu zamanda bu da iyidir
Tesbih okumak (sübhânellah demek), tövbenin anahtarı ve hattâ özüdür
Vakit çok kıymetlidir Kıymetli şeyler için kullanmak lâzımdır İşlerin en kıymetlisi sâhibine hizmet etmektir Yâni Allahü teâlâya ibâdet ve tâat etmektir
Gençlik zamânında dînin emirlerine uymak, dünyâ ve âhiret nîmetlerinin en üstünüdür
Annenin yavrusuna faydası olmadığı (annenin yavrusundan kaçacağı) kıyâmet günü için, hazırlık yapmayana yazıklar olsun!
Âyet-i kerîmede meâlen; "Vallâhu basîrun= Allah onların ne yaptıklarını görmektedir" buyruldu Allahü teâlâ her şeyi gördüğü hâlde, (insanlar) çirkin işleri yaparlar Aşağı bir kimsenin bile bu işleri gördüğünü bilseler, vaz geçerler yapmazlar Bunlar ya Hak teâlânın görmesine inanmıyorlar, yâhud onun görmesine kıymet vermiyorlar Îmânı olana her ikisi de yakışmaz
Velîlerin hiçbiri, peygamber mertebesine varamaz
Velîlerin hiçbiri, Sahâbî mertebesine çıkamaz
İhlâs ile yapılan küçük bir iş, senelerce yapılan ibâdetler gibi kazanç (sevap) hâsıl eder
Her ibâdeti seve seve yapmalı Kul hakkına dokunmamağa, hakkı olanlara hakkını ödemeğe titizlikle çalışmalıdır
Dünyânın vefâsızlıkta eşi yoktur, dünyâyı isteyenler de alçaklıkta ve bahillikte (cimrilikte) meşhûrdur Azîz ömrünü, bu vefâsızın ve değersizin peşinde harcayanlara yazıklar ve korkular olsun
Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde, İslâmiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun yaşayınız! Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz
İnsanlar riyâzet deyince, açlık çekmeği ve oruç tutmağı anladılar Hâlbuki, dînimizin emrettiği kadar yimek için dikkat etmek, binlerce sene nâfile oruç tutmaktan daha faydalıdır
Bir kimsenin önüne lezzetli, tatlı yemekler konsa, iştihâsı olduğu hâlde ve hepsini yemek istediği hâlde, dînimizin emrettiği kadar yiyip, fazlasını bırakması, şiddetli bir riyâzettir ve diğer riyâzetlerden çok üstündür
Bir farzı vaktinde yapmak, bin sene nâfile ibâdet yapmaktan daha çok faydalıdır
Ölmek, felâket değildir Öldükten sonra, başına gelecekleri bilmemek felâkettir
Sonsuz kurtuluşa kavuşmak için, üç şey muhakkak lâzımdır: İlim, amel, ihlâs
Ölülere duâ ve istigfâr etmekle ve onlar için sadaka vermekle, imdâtlarına yetişmek lâzımdır
Dünyâyı ele geçirmek için âhireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır
Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saâdet zan etmemeli, nefse güç ve acı gelenleri de şekâvet ve felâket sanmamalıdır
Birkaç günlük zamânı büyük nîmet bilerek, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmağa çalışmalıdır
İbâdetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran şey namazdır
Câhillerin, büyüklere dil uzatmalarına sebeb olmayınız! Her işinizin İslâmiyete uygun olması için, Allahü teâlâya yalvarınız
Geçici lezzetlere, çabuk biten, tükenen dünyâlıklara aldanmamalıdır
İhsân sâhibinin kapısı çalınınca açılır
Gönül dalgınlığının ilâcı; gönlünü Allahü teâlâya vermiş olanların sohbetidir
Dünyâ hayâtı pek kısadır Bunu en lüzumlu şeyde kullanmak gerekir Bu en lüzûmlu şey de, kalbini toparlamış olanların yanında bulunmaktır Hiçbir şey sohbet gibi faydalı olmaz
|