Yalnız Mesajı Göster

Maya Takvimi, Ve Kehanetleri

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Maya Takvimi, Ve Kehanetleri




“Yehova Şahitliği Dini Mesihi bir harekettir Onlar, İsa'nın ikinci gelişinin vuku bulduğuna ve onun 1914 'te gökte " Tanrının Krallığını" başlattığına inanırlar Yehova Şahitlerine göre; 1914 'te hayatta bulunan nesil, İsa'nın yeryüzüne inerek beraberindeki 144000 Yehova Şahidiyle bütün siyasi kuruluşları, devletleri, milletleri, kısacası " Şeytanın Güçleri"ni yok edeceğini görecektir Böylece yeryüzünde de Tanrının Krallığı kurulmuş olacaktır Bu Armagadon Savaşıyla sağlanacaktır” <!--[if !supportFootnotes]-->[1]<!--[endif]-->


İlginç bir tesadüf değil mi? Tesadüf Arapçada aramadan bulmak demekmiş Maya takviminin şifresini anlayanlar için aramadan bulunacak bir durum bu da Peki İsa Mesih geri geldi mi 1914’te? Ya Armagadon (kıyamet) Savaşı neyi kastediyor sizce? Birinci Dünya savaşı mı? Kanımca İsa Mesih, Yehova Şahitlerinin beklediğinden farklı bir şekilde geldi Kıyamet Savaşı ise bence Birinci Dünya Savaşı değildi


Gezegensel Altdünya’nın Beşinci Gündüzünde (1913 – 1932), hangi tarihsel kişilik sanki ilahi bir rehberlikle hareket ediyordu? Kim beraberinde milyonlarca inançlı insan ile bir mucizeyi gerçekleştirircesine ve Şeytanın Güçlerini yok edercesine, özgürlük, bağımsızlık ve refah için savaşıyordu? Kıyamet’in ayağa kalkmak veya birlik olmak gibi anlamları olduğunu biliyor muydunuz? Geniş çapta bir birlik ve beraberlik duygusuyla, kitlesel bir ayağa kalkışın yaşandığı bir savaş biliyor musunuz, tam da o dönemde?


Kurtuluş savaşından ve Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsediyorum


Calleman, 1913 – 1932 arasında demokrasinin bir atılımı olduğundan bahseder, bu Osmanlı imparatorluğunun dışında Avusturya-Macaristan imparatorluğunun ve Rus çarlığının çöküşleri ve yerlerine demokratik devletlerin kurulmasıyla kendini göstermiştir Ve evet Rusya’da yaşananda oldukça güçlü bir hareket idi ve Lenin’de belki Mesih enerjisinden nasibini almıştı Yine de “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesiyle yola çıkan Atatürk’ün ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin dış ülkelerle barışçı ilişkileri, içinde ise farklılıklara hoşgörülü yaklaşması ile Mesih Bilincini daha çok temsil ettiğini düşünüyorum Özellikle de kuruluş tarihini inceleme altına alırsak bu düşüncemi destekleyecek bir veri ediniriz


Bu noktada Maya takvimini kullanırken dikkat etmemiz gereken önemli bir kritere değinmenin yeri geldi: “orta noktalar” Her bir Altdünya’nın veya Üstdünyanın orta noktası, bilincin evrimi açısından önemli bir hareketin olduğu bir tür dönüm noktası olarak bilinir Gündüzlerde ise bu o gündüzün enerjisinin en yüksek noktaya ulaştığı ve enerjisinin tam olarak tezahür etmeye başladığı noktadır Gezegensel Altdünyanın Beşinci Gündüzünün (5 Nisan 1913 – 21 Aralık 1932) orta noktasını hesaplarsak 12 Şubat 1923’ü buluruz Bu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun (29 Ekim 1923) Beşinci Gündüzün orta noktasına ne kadar yakın olduğunu ve dolayısıyla Mesih Bilincinin doğrudan tezahürü ile ne kadar uyum içinde olduğunu göstermektedir


Türkiye ve şu an içinde bulunduğumuz Galaktik Altdünyanın Beşinci Gündüzü açısından ne gibi bir anlam çıkarabiliriz? Galaktik Altdünya’da Beşinci Gündüz 24 Kasım 2006’da başladı Peki, bu tarihten bir kaç gün önce haberleri takip ediyor muydunuz? 21 Kasım tarihinde Erke isimli bir Türk şirketi tükenmeyen bir enerji üretim yöntemi keşfettiklerini açıkladı<!--[if !supportFootnotes]-->[2]<!--[endif]--> Enerji teknolojisi açısından bir devrim niteliğinde ki bu haberin devamı gelmedi ve şirket bu yöntemi açıklamadığı için eleştirildi 15 Aralık 2006 tarihinde ise Vestel'in icat ettiği bir teknoloji gazetelerdeydi: yakıtsız pil Bu Dünya piyasalarında bulunmayan seviyede bir teknoloji olarak açıklandı<!--[if !supportFootnotes]-->[3]<!--[endif]--> Bu teknolojiler ne için böyle bir zamanda Türkiye’den çıkıyor? Bu atılımlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde ki ruhsal enerjinin geri gelmesinden (Beşinci Gündüz) kaynaklanıyor olabilir mi?


Peki Galaktik Altdünya’da Beşinci Gündüzün orta noktası olan 22 Mayıs 2007 tarihine yaklaşırken neler oluyor? 16 Nisan tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin orta noktaya bu kadar yakın olması ne anlama geliyor? Seçilecek kişi ve belki bu seçim sürecinin getireceği TBMM seçimleri Türkiye Cumhuriyeti için bir yeniden doğuş olabilir mi? Maya takvimi bilgilerine göre öyle gözüküyor Tıpkı bir insanda olduğu gibi bir devlet için doğum sırasında aktif olan enerjinin geri gelmesi, yaşam misyonu ile bir uyumlanma, bir hizalanma anlamına gelir Küresel anlamda baktığımızda Türkiye’nin bu misyonu, Galaktik Altdünya ile güçlenen Doğu yarıküre ve İnsan’ın Dünya ile olan ilişkisini şifalandıracak süper temiz enerji teknolojilerinin atılımı ile alakalı diye düşünüyorum


Mesih Bilincinin, Ulusal Katta Tarsuslu Paul ile Anadolu’da yayıldığını ve Gezegensel Katta bir Kurtuluş savaşı ardından orta noktada kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili olduğunu düşünürsek, küresel aydınlanma adına önemli bir rolün Anadolu’da canlanacağını düşünmek oldukça mantıklıdır


Atatürk’ün ilahi bir rehberlik ile hareket ettiğine dair sezgileri olan kaç kişi tanıyorsunuz? Ben en azından Atatürk’ün gizli vasiyetini araştıran sevgili Meriç Tümlüer’in böyle düşündüğünü biliyorum Meriç Bey, Atatürk’ün gizli vasiyetini gün ışığına çıkarma misyonunu babasından devralmıştır Atatürk’ün ölümümden 50 yıl sonra açıklansın dediği vasiyetin açıklanması 1988 yılındaki yönetimce “halk buna hazır değil denilerek” 25 yıl ertelenmiştir Meriç Tümlüer, Atatürk’ün ilahi bir misyon taşıdığını ifade ederek bu vasiyetin bir an önce açıklanması yolunda çalışmalarını sürdürmektedir Son günlerde ki bir ifadesi ile de “çok yakında çok büyük manevi depremler yaşanacaktır


Birde 1933 yılında yani Beşinci Gündüzün bitişinde Atatürk’ün neler söylediğine bir bakalım:


“Bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız


Atatürk 10 yıl nutkunda sanki evrimin hızlanan temposunu açıklıyor ve zaman ve bilinç ile ilgili direk ilişkiye işaret ediyor Bence şu içinde bulunduğumuz dönem Atatürk’ün bu söyleminin acil bir idrakini gerektiriyor İlahi yaratılış planın rüzgârları arkamızdan esiyorken az zamanda büyük işler başarma vaktindeyiz


Atatürk’ün ifade ettiği bu zaman - bilinç ilişkisi mayaların dünya görüşü ile de uyum içindedir Mayaların zaman algısına yakın bir algılayış dönemin başka bir dâhisince de ortaya atılmıştı: Albert Einstein


Einstein ve Mesih Bilinci’nin diğer temsilcileri


1912 yılında yani Gezegensel Altdünya’nın Beşinci Gündüzü başlamadan az önce Albert Einstein, zamanın dördüncü boyut olduğunu ileri sürmüştü Bu benim Maya takvimini anlamak ve anlatmak için kullandığım bir ifadedir Mayalara göre zaman ve uzay arasında direk bir ilişki vardır, ve aynı kelime ile ifade edilir: Najt Einstein ve onun ortaya attığı fizik anlayışı da Maya takvimi anlayışı ile uyum içindeki görüşlerdir Jenkins’in de belirttiği gibi Kuantum fiziği Maya evrenbilimine en yakın düşüncedir Einstein, Kuantum fiziğinin temellerini oluşturan görecelilik kuramını 1912 yılında geliştirmeye başlamıştır


Bilim tarihinde ve bilimsel düşüncenin evriminde bir sıçrama noktası olan bu kuram neden Beşinci Gündüz sırasında geliştirildi? Maya takviminin bize gösterdiği evrensel zaman-uzay yapısı neden Beşinci Gündüz sırasında bilim tarihine yön verdi? Bunun, Beşinci Gündüzü yöneten Işık Tanrısı Kukulcan’ın Maya takvimini yarattığı mitolojisiyle bir ilgisi olabilir mi? Zaman’ın ve Evren’in doğasına dair derin ve sezgisel bir kavrayışın bu dönemde ortaya çıkmasının nasıl bir anlamı olabilir?


Batı bilimin evriminde bir atılım getiren Einstein nasıl bir insan peki? Sözlerini dikkatle dinlediğinizde Doğulu bir mistikten duyabileceğiniz bir bilgelik kulağınıza çarpar:


"Dinsiz Bilim topaldır Bilimsiz Din ise kördür "


"Geleceği asla düşünmem O yeterince çabuk geliyor"


"Tanrının zar atmadığı konusunda ikna oldum"


"Gerçekten değerli tek şey sezgidir"


Sizce Mesih Bilincin temsilcilerinden biriside Einstein olabilir mi? İsa Mesih’in enerjisi Kukulcan ile geri geldiyse, Yehova şahitleri de bu yönde bir sezgisel kehanette bulunduysa ama İsa tek bir kişi olarak geri gelmediyse Mesih enerjisi birden çok kişi üzerinden geri gelmiş olabilir mi? Atatürk ve Einstein İkna olmadıysanız bir iki örnek daha sunacağım Hem de çok önemli örnekler


wwwspatyomcom

Alıntı Yaparak Cevapla