Prof. Dr. Sinsi
|
Gizli Tarikat Opus Dei
'Opus Dei çok büyük bir teşkilat ve biz merkezi sistemle yani bir merkezden gelen talimatla, blok halinde hareket etmiyoruz Yani dünyanın herhangi bir yerindeki bir üyemizin bireysel ilişkilerini elbette bilemeyiz veya öngöremeyiz Dolayısıyla bazı üyelerimizin elbette Türkiye'den de dostları, çeşitli gruplarla teması vardır, bu sosyal ilişki boyutundadır Biz bu sosyal ilişkilerin detaylarını bilemeyiz'
Opus Dei, Hıristiyanlık aleminde kuşku ile bakılan ve merak uyandıran gizliliğin hakim olduğu, gizemli bir tarikat olarak biliniyor Sizlerin kara bilimle uğraştığını iddia eden Dan Brown'ın 'Da Vinci Şifresi' kitabı ile hakkınızdaki bu iddialar pekiştirildi, kitap hakkındaki yorumunuz nedir?
LATTOZ: Biz kesinlikle gizemli bir örgüt değiliz Dünya çapındaki tüm üyelerimiz hiçbir şekilde saklanmadan, rahatlıkla kendileri tanıtırlar, asla gizlenmezler, ne iş yaptıkları ortadadır İş dünyasından, politikaya, akademi dünyasından dargelirli bir marangoza kadar, her gelir seviyesinde, her çevrede-grupta yaklaşık 80 bin üyemiz var
Dan Brown'un kitabı bilerek kurgulanmış, polisiye roman süsü verilerek daha çok kitlenin okuması amaçlanıp, belirli bir kafa karışıklığı, Katolik örgütler üzerinde 'şüphe perdesi' yaratmak için yazılmış bir kitap Bilgisiz kitle hedeflenmiş
Size burada, Madrid'de sosyal faaliyetlerimizi dilediğiniz üyelerimizin günlük hayatını gösterelim Bizzat göreceksiniz en ufak bir 'sır-tehlikeli' tarafımız-ritüelimiz yok
OPUS DEİ'de kaç tip üye var?
LATTOZ: Opus Dei'de üç tip üye bulunuyor: 'Numerari' (tam üyeler) hiç evlenmiyorlar, hatta Opus Dei evlerinde hep beraber yaşıyorlar
'Sopranumerari' ise Opus Dei'ye tam üye olup evlenip, çocuk sahibi olan üyelerden oluşuyor Bunlar yaşamlarının Opera'nın evleri dışında normal bir biçimde yürütüyorlar ve aylık aidat ödüyorlar Üyelerimizin yüsde 80'i de böyle  
'Aggregati' adı verilen üçüncü tip üyeler ise evlenmedikleri halde çeşitli nedenlerle Opus Dei'in evlerinde yaşayamıyacak insanlara tanınan bir üyelik biçimi Bunların dışında 'cooperatori' adı verilen Opus Dei'in yardım ve eğitim çalışmalarına katılan gönüllüler var
Organizasyonun çalışma metodu nedir?
LATTOZ: Üye olmaya karar veren birisi OPUS DEİ'nin evlerine-merkezlerine düzenli olarak gidip gelmek, tam inançlı bir Hıristiyan olduğunu kabul ettirmek zorundadır ki bu da yaklaşık 6 5 yıllık bir bekleme süresini içerir, daha sonra OPUS DEİ'e kabulu söz konusu olur
BİR MİLYON SEMPATİZANI VAR
Sempatizanlarının bir milyonu bulduğu belirtilen Opus Dei tarikatı, Katolik dünyasında adeta ikinci bir kilise durumunda Bu arada politika dünyasında etkinliğiniz nedir, Avrupa Parlamentosu içinde, İspanya Hükümeti'nde, İspanya Meclisi'nde hatta ABD'de etkin çok sayıda üyeniz olduğu belirtiliyor Dünya siyasetini hangi boyutta etkiliyorsunuz?
LATTOZ: OPUS DEİ çok büyük bir teşkilat ve biz merkezi sistemle yani blok halinde hareket etmiyoruz, genel bir politik öngörümüz yok Yani dünyanın herhangi bir yerindeki bir üyemizin 'politik' kararları üzerinde kesinlikle yönlendirici olmayız (Bu arada daha sonraki sohbetimizde OPUS DEİ-Madrid merkezde basın bürosunda görev yapan Raguel Rodriguez de Bujalance'dan öğrendiğime göre şu andaki İspanya Meclisi'nde çok sayıda OPUS DEİ üyesi milletvekili var Bu milletvekillerinden biri ile özel görüşme yapmam için de kendileri epey bir çaba gösterdi ancak program yoğunluğumuz nedeniyle gerçekleştiremedik Toplam 80 bin OPUS DEİ üyesinin 30 bini de ABD'de yaşıyor, çeşitli görevlerde, çeşitli sektörlerde elbette  )
MÜSLÜMAN DÜNYASI VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Müslüman dünyasından da yardım alıyor musunuz?
LATTOZ: Elbette Müslüman dünyasında da dostlarımız var Mesela Lübnan'da, Kudüs'te ve de Kazakistan'da ofisimiz, çok sayıda üyemiz var
Türkiye'de irtibatlarınız var mı?
LATTOZ: Biraz önce de belirttiğim gibi OPUS DEİ çok büyük bir teşkilat ve biz merkezi sistemle yani bir merkezden gelen talimatla- blok halinde hareket etmiyoruz Yani dünyanın herhangi bir yerindeki bir üyemizin bireysel ilişkilerini elbette bilemeyiz veya öngöremeyiz Dolayısıyla bazı üyelerimizin elbette Türkiye'den de dostları-çeşitli gruplarla teması vardır, bu sosyal ilişki boyutundadır Biz bu sosyal ilişkilerin detaylarını bilemeyiz Bu arada mesela bildiğim kadarıyla İZMİT Depremi'nde çeşitli üyelerimizin 'depremzedelere' yardımları olmuştu  
TAPINAK ŞÖVALYELERİ İLE GÜL VE HAÇ
Temel inançlarınızın yanı sıra, OPUS DEİ'ye yuklenen Tapınak Şövalyeleri ve GÜL ve HAÇ örgütü tanımlarını bize açar mısınız?
LATTOZ: Bizim Tapınak Şövalyeleri veya GÜL ve HAÇ örgütü ile bir bağımız-ilgimiz yok Tamamen farklı bir örgütüz Biz diğerlerinin aksine, üyelerimizin sosyal hayattan uzak kalmadan, hayatın içinde, günlük işlerle uğraşıp, Tanrı'nın işini yapmalarını istiyoruz Ve biz bireye mistik bir yükseliş verirken onu günlük meşgalelerinden de uzaklaştırılmaması gerektiğini savunuyoruz Opus Dei ruhani zenginliğe inanır
BACAKTA ÇİVİLİ ZİNCİRLE BEDENE ACI
Çok ilginç bir ritüeliniz olduğu söyleniyor Opus Dei tarikatının müritlerinden 'numerari' olanlar, hala Ortaçağ'da olduğu gibi çivili zincirleri her gün iki saat bacaklarına bağlıyorlar, ayrıca kaba etlerini kamçılıyorlar, öyle mi?
LATTOZ: Evet, bu doğru ancak bu konu bireyin kendi istemiyle İsa'nın acısını tekrar hissetmek, her anlamda İsa gibi yaşamak kararıyla ilgili
KIYAMET ALAMETLERİ
Hıristiyan ve Yahudi dünyasında KIYAMET ve de 'Deccal'ın yakın zamanda geleceğine ve hatta geldiğine inananların sayısı gün geçtikçe artıyor Hatta 'Evangelist' Hıristiyanların çoğunluğu ki bunların arasında Başkan BUSH ve etrafındaki şahinlerin de olduğu iddia ediliyor, 'dünyanın erken kıyamete hızla yaklaştığına, KAOS sürecinin başladığına inanıyorlar, bu görüşler hakkındaki yorumunuz nedir?
LATTOZ: Kıyamet alametleri -İncil'de-detaylarıyla anlatılmıştır ki bu alametler henüz gerçekleşmedi Biz öncelikle bütün dünyada tek bir kişi kalana kadar herkesin Hıristiyan olacağını daha sonra kıyametin kopacağına inanıyoruz yani daha 5 milyar nufusun Hıristiyan olması gerekiyor bu da epey uzun bir zaman alır değil mi?'
Masonik gruplar bizi birbirimize düşürüyor
Bu özel sohbetin ilk temasını, uzun süredir 'MADRİD'te yaşayan bir TÜRK GÖREVLİ dostumun aracılığıyla yaptım yani kimse beni oraya davet etmedi, ben randevu talebinde bulundum, tabii sevgili yayın yönetmenim SERDAR TURGUT'u ikna etmek (malum bütçe nedeniyle) işin en zor kısmı oldu Karar ve ilk temas aşamasından daha sonra OPUS DEİ'nin doğduğu yer İspanya-Madrid'de OPUS DEİ Teşkilatının sözcüsü Manuel Garrido Gonzales ile bir hafta boyunca yazıştık Nihayet, geçtiğimiz cuma günü Madrid'in oldukça şık bir semtinde bulunan 'Teşkilatın uzun yıllar boyunca 'Merkezi' olarak faaliyet gösteren binasında, sabahın erken saatlerinde' buluştuk
İSPANYA GENELKURMAY'ININ BAHÇESİNDE
OPUS DEİ'nin dikkat çekici biçimde güvenlik ağı ile korunan bahçe içindeki 4 katlı idari binasının hemen yanıbaşında-duvara bitişik bir başka 'çok katlı-geniş bir yapı var; İSPANYA GENELKURMAY BAŞKANLIĞI  '
Ve sohbete başlıyoruz  
Gayet şık giyimli, son derece nazik bir uslupla beni kapıda karşılayan OPUS DEİ Teşkilatı'nın sözcüsü Bay Manuel Garrido Gonzales, sohbeti gerçekleştireceğimiz 'sade döşenmiş' bir salona buyur etti Bu bina biraz öncede söylediğim gibi idari işlerin yürütüldüğü bina Kiliselerini daha sonra Madrid'de kaldığım cumartesi - pazar günlerinde gezdim
Salona geçtik ve derken OPUS DEİ'nin 'AZİZLİK İşleri direktörlerinden' din adamı Jose Carlos Martin de Lattoz geldi içeri ve hemen arkasından da eski bir gazeteci olan- halen OPUS DEİ'nin basın sözcüleri arasında bulunan Bayan Raguel Rodriguez de Bujalance de salona gelip bize katıldı
Bay Manuel Garrido Gonzales'in bizzat yaptığı kahve servisi eşliğinde ben sorularıma başladım, cevapları ise genellikle 'Opus Dei AZİZLİK İşleri direktörlerinden biri olan' Jose Carlos Martin de Lattoz verdi ki Sayın LATTOZ aynı zamanda bir İslam uzmanı olduğunu da belirtti
Şimdi okuyacaklarınız dünyanın ve içinde bulunduğumuz bu bölgenin, biz Müslüman aleminin gelecek planları adına son derece önemli mesajlar içermektedir efendim;
HAÇLI SEFERLERİ
ABD'nin dünya politikalarının belirlenmesinde gayet önemli bir isim olan siyaset bilimcisi HUNTINGTON'un tezine göre 'içinde bulunduğumuz süreçte medeniyetler ve dinler çatışması' kaçınılmaz Dünyada hızla artan Müslüman karşıtlığının özellikle Hıristiyan aleminde giderek daha belirginleşmesi derken geçen hafta ABD'de yayınlalan 3 milyon tirajlı Newsweek Dergisi'nde ABD askerlerinin bizim kutsal kitabımız Kuran'a saygısızlık yaptıkları haberleriyle doruğa oluştu  (Newsweek'te bu olay haberi yapan muhabir daha önce de Clinton-Monica skandal ilişkisini ortaya çıkarmış, ABD'yi sarmıştı, yani muhabir beyefendinin kaynakları pek sıradan değil galiba) Ve  BUSH'un bir konuşmasında 'HAÇLI SEFERLERİNE' dem vurması bir yanda diğer yanda da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine karşı çıkan, 'Türkiye Avrupa Birliği'ne değil İslam Dünyası'na katılsın,' ifadesini kullanan Ratzinger'in yeni Papa seçilmesi İslam dünyasında uzun süredir gündemde olan bir tartışmayı yeniden alevlendirdi:
Medeniyetler çatışması Siz dünyanın en önemli Katolik Örgütü'nün değerli bir ismi olarak İslam ve Hıristiyan dünyasını savaşa sürükleyecek bir ortam doğabileceğini düşünüyor musunuz?
LATTOZ: Öncelikle, 'KUR-AN 'kutsal bir kitaptır ve hiç kimse KURAN'a kötü davranamaz-bu yapıldığı iddia edilenler kabul edilemez Biz Katolikler ve siz Müslümanlar, bizler aynı Tanrı'ya inanıyor, aynı Tanrı'yı seviyoruz
PAPA seçilir seçilmez bütün dinlerin temsilcileriyle bir araya geldi ve dünya barışından yana tavrını açıkça koydu Biz Katolikler, Müslüman ve Katolik dünyasını karşı karşıya getirmeye çalışanları şiddetle kınıyoruz
Bu arada Hıristiyan dünyasının bölündüğünü de unutmayın mesala Evangelistler, Protestanlar Katoliklerin ruhani lideri PAPA'nın dediklerini kabul etmiyor, karşı çıkıyorlar Bu bölünmüşlüğün etkilerini İslam dünyası unutmamalı
ANAHTAR: İMANLI OLUN VE AİLEYE SAHİP ÇIKIN
LATTOZ: Bugün dünyada 2 farklı akım var, birisi Tanrı'nın varlığını kabul eden, Tanrı'nın evreni, insanları yarattığına inanan grup, bir diğer grup ise 'insanların Tanrı'yı kendi akıllarında yarattığına inanan grup İşte 'Müslümanları ve Hıristiyanları' karşı karşıya getirmek isteyenler' de bu ikinci grupta yer alanlardır
İçinde bulunduğumuz bu GLOBALİZM adı verilen dönemde, kendilerini 'NEW AGE'ci yani YENİ ÇAĞ'ın DÜZENLEYİCİLERİ olarak kabul eden kimi MASONİK ÖRGÜTLER, TEK DİN-TEK ULUS hedefleri için düğmeye basmış durumdalar
Bize Katolik kilisesine saldırıyorlar
Bu NEW AGE'çi gruplar Hristiyanlığı da Müslümanlığı da çökertmek, zayıf düşürmek için her türlü komployu servise koyuyorlar
Sizce 'HAÇLI SEFERLERİ' haberleri bir kara propaganda öyle mi?
LATTOZ: Katoliklerle-Müslümanları kavga ettirip, yok edip dünyayı ele geçirme planları yapanların hepsi, TEK DİN-TEK ULUS peşinde koşan MASONİK GRUPLARDIR (ben kem-küm durumuna geçtim ey okur, hiç bu kadar keskin ifadeler beklemiyordum, yazarınızın ara notudur G K)
Bu NEW AGE'ci gruplar yeni dünya düzeni adını verdikleri mevcut süreçte, planları gereği 'inançsız - Müslümanın - Hıristiyanın olmadığı bir evren oluşturup, içlerini, inançlarını boşalttıkları bu insanlara daha sonra da 'kendi felsefelerini' işlemeyi hedefliyorlar
NEW AGE-YENİ ÇAĞ'A DİKKAT
Aynı şekilde Avrupa Birliği içinde yükselen Müslüman karşıtlığı da bu 'NEW AGE'ci MASONİK örgütlerin propagandaları sonucu mu?
LATTOZ: Avrupa Birliği'nde bir başka fenomen var Avrupa'da 'islam' hızla yükseliyor ama buna karşın İNANÇLI Hıristiyan nufus ise giderek azalıyor Avrupa hızla artan bu Müslüman nufustan, Müslümanlığın yükselişten çekiniyor
Ayrıca son yıllarda artan 'radikal-terörist Müslüman' örgütlerin varlığı da BATI'yı haklı olarak ciddi anlamda endişelendiriyor
Bir de çok uzun yıllar öncesinde malum olaylar nedeniyle Müslüman ve Hıristiyan aleminde karşılıklı oluşan güvensizlik-tarihten gelen çekinceler aktarılmış tramva olarak ne yazık ki günümüzde de devam ediyor Her iki taraf da bu güvensizlik ortamını karşılıklı acilen gidermek zorunda
AVRUPA İSLAM'IN YÜKSELMESİNDEN KORKUYOR
Batı dünyası bugün İslam konusunda büyük cehalet yaşıyor, o halde İslam dünyasına da bu cehaletin aşılmasında - doğru tanıtımda büyük görev düşüyor
İslam dünyası ayrıca Hıristiyanlığın bölünmüşlüğünü bilmiyor Evangelistler, Protestan mezhebinde olanlar PAPA'nın dediklerini kabul etmiyor
İşte bu 'karşılıklı bilgi-güven eksikliği' de dışardaki malum grupların bizler hakkında az bilgili halklar üzerinde manipülasyonuna fırsat veriyor Gerçek İslam ile radikal terörist örgütlerin farkını Batı bilmiyor
TEK DİN-TEK ULUS PEŞİNDELER
Yorumlarınız-özellikle de MASONİK GRUPLARIN TEK DİN-TEK ULUS' hedeflerinde dair tespitleriniz, AB'nin İslam korkusuyla verdiği tepkiye işaret etmeniz 'bizim, Türkiye'de içimizde, kendi aramızda defalarca dile getirdiğimiz tespitlerle benzeşiyor Peki bu kesişme noktasında, AB'nin kapısında bekleyen nufusunun yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'mizin şansı nedir?
LATTOZ: Ben bu konuda OPUS DEİ adına görüş bildiremem, çünkü OPUS DEİ'nin politik konulara dair genel bir görüşü yoktur o nedenle de ancak kendi şahsi görüşümü paylaşabilirim, bana göre; Türkiye, AB'deki bu artan 'Müslüman korkusunun' şanssızlığını yaşıyor Oysa Türkiye laik yapısıyla 'yükselen radikal Müslüman akımların önünü kesecek model ülke olarak kesinlikle Avrupa Birliği üyesi olmalı
Türkiye'de şu anda iktidar olan AK Parti Hükümeti de AB yolunda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor İspanya basını AKP'yi de ilgiyle izliyor
Müslüman ve Hıristiyan dünyası üzerine yönlendirilen 'medeniyet çatışması' provokasyonunu nasıl durduracak sizce?
LATTOZ:Tanrı'ya daha çok dua ederek, Tanrı'ya daima güvenerek ve de 'AİLE' müessesini daha güçlendirerek Sizde de bizde de 'AİLE' kutsaldır, AİLE birlik-beraberliktir Bu yeni dönemde önce 'AİLE' kavramına psikolojik saldırı başlatıldı, insanları birey olarak ele geçirmek daha kolay olduğu için, aileden koparıp, yalnızlaştırdılar, bu arada din kavramını sorgulatıp, yerine 'NEW AGE öğretilerini sundular
İlahi dini yok edip, masa başında tasarlanmış felsefelerle, özellikle arayış içinde olan, ailesinden ayrı, yalnız yaşayan, orta ve üst sınıf yöneticilerini kuşatıyorlar O halde biz TANRI'ya ve AİLEMİZE daha çok sarılmalıyız, İNANÇLARIMIZI DAHA DERİN YAŞAMALIYIZ
|