Prof. Dr. Sinsi
|
Templier Şövalyeleri
Ortaçağ Avrupası'nda, yönetici sınıfın ahlak anlayışı Nibelungenlied efsanesi ile eski İzlanda sagalarındaki ahlak ilkelerine bağlı kalmıştı Onuncu yüzyıla kadar, Jom-Viking'ler adı verilen bir pagan dinsel örgüt İskandinavya'da etkinlik göstermişti Bu örgüt, çok sıkı bir disiplin altında yaşayabilen, cesaretleri kanıtlanmış müthiş savaşçılardan oluşuyordu
(Derleyen: Gülüm Omay)
Savaş alanında can vererek, Valhalla'ya gitmek ve orada Woden'e (Odin) kavuşmak en büyük arzularıydı Norman'ların İngiltere'yi fethetmeleri ile sonuçlanan Hastings Savaşında kendilerini pek kanlı bir biçimde kanıtlayan "Carles Birlikleri"nin kurucusu da, eski bir Jomsburg kardeşliği komutanı olan Kral Sweyn Forkbeard idi Üstelik, bir çok Avrupalı soylu Norman kanı taşıyordu Onikinci yüzyılda, bu kuzeyli şavaşçıların anıları hala çok canlıydı ve bir tür kahramanlık şiiri olan "chanson de geste"ler bu savaşçıların pagan ülkülerini dile getirmeye devam ediyordu: fizik güç, yağmacılık ve intikam hırsı "
"Kuzey Avrupa Savaş Kültlerine bağlı askerler, savaş alanlarındaki çılgın vahşetleri ile korku salmışlardı Bir çok derebeyine bağlı olarak varlıklarını sürdüren bu savaşçılar, Kutsal Roma İmparatorluğunun yönetiminde oluşturulmak istenen barış içinde bir birleşik Avrupa ülküsüne engel oluyorlardı "
"Kilise, umutsuzca akan kanları durdurmaya çabaladı Bu girişimin ilk örneklerinden biri; "Tanrısal Ateşkes" adı verilen ve soylulara belirli günlerde savaşmayı yasaklayan bir dinsel uygulamaydı Kanlı içgüdüleri ehlileştirmek için uzun vadeli çözüm olarak da "Şövalyelik" kurumu düşünülüyordu Savaşçılara bir hristiyanlık ülküsü aşılayan, özgün olarak savaş becerisini arttırmayı amaçlayan, ama pratikte, dinsel bir çağrı niteliğine bürünen, silahların kutsanması ve namus yeminleri gibi yarı dinsel ayinlerle süslü yeni bir uygulamaydı bu Kuzeyli savaşçıların kan tutkusu, savunmasızları korumayı ön plana alan, dualarla dolu bir kendini feda etme işlemine dönüştürüldü "
"Bir şövalye, kötülük içermeyen merhamet, hile içermeyen nezaket, acı çekenler için sefkat ve eli açıklık sahibi olmalıdır Düşkünlere yardıma hazır olmalı, hırsızlara ve katillere karşı çıkmalıdır Adaletli bir yargıç gibi davranmalı, onurunu yitirmektense ölümü seçmelidir Kendini savunamayan Kutsal Kiliseyi de korumalıdır "
"Sagalar zamanla yerlerini Kral Arthur romanslarına bıraktı, çılgın Galya'lı Amadis giderek Don Quixote'ye dönüştü Roma İmparatorluğunu işgal eden barbarları uygarlaştırma ve Avrupa ile kaynaştırma işinde Katolik Kilisesinin uygulamalarından bir örnekti bu Ancak, bu kültürel işlem yüzyıllar sürebilirdi ve daha acil, daha hızlı bir çözüm gerekiyordu "
"Bu gerilim Papalıkta bir devrime yol açtı Gregory VII (1073-85) papalık kurumunu, batı hristiyan dünyasında tam bir yargıç ve önder konumuna yükseltti "Tıpkı yaşam süresince, ruhun bedene bağlı olduğu gibi, dinsel iktidarın da askeri bir güce bağlı olması gerektiği"ni ileri sürerek, bir papalık ordusu, "Militia Sancti Petri"yi oluşturdu Avrupa artık bu kral-papaları daha saygı ile dinliyordu
"1095 yılında, Papa Urban II'nin, 683 yılından beri müslümanların elinde olan Kudüs'ü kurtarma çağrısı olağanüstü bir heyecanla karşılandı İsa'nın kentinin inançsızların elinde kalması Tanrı'nın buyruklarına aykırıydı Aslında, Kutsal Savaş, barbar kanı taşıyan soyluların yıkıcı enerjilerini harcayabilecekleri bir fırsattı "
"Norman kanı taşıyan soylular, bu çağrıyı hem Tanrı'ya asker olarak hizmet etme şansı, hem de, daha önce İngiltere'de ve Güney İtalya'da olduğu gibi, yeni topraklar ele geçirme fırsatı olarak değerlendirdiler Tüm Avrupa "Deus li volt" (Tanrı istiyor) çığlıkları ile inledi "Vexilla regis prodeunt" (Kralın sancağı önde gidiyor) ilahisini söyleyerek, hemen her sınıftan savaşçı-hacılar Kutsal Topraklara doğru yola çıktılar "
"İlk Haçlı Seferine katılan şövalyeler, birlik disiplini ile kişisel cesareti kaynaştıran, çeşitli savaşçı grupları olarak düzenlenmişlerdi St Bernard tarafından ihtirasları, yarasızlıkları ve şiddete yatkınlıkları eleştirilen bu ilk şövalyeler, giderek bireysel bir arayış tarzına dönüşen ve rahiplerin kutsal hac yolculuklarını anımsatan bir sakinliğe yaklaşan, yeni bir şövalyelik ruhuna yerlerini terk ettiler Çoğunlukla maddi ve hatta erotik deneyimler içeren maceralar peşinde koşturan gezgin şövalye ile günahlarının affı uğruna haçlı seferlerine katılmayı kabul eden şövalye arasında artık bir benzerlik kalmamıştı "
"1099 yılı Temmuz ayında Haçlılar Kudüs'ü ele geçirdiler Yağma ve katliamın şiddeti, Kilisenin soydan gelen kıyıcılık içgüdülerini yeterince hristiyanlaştırmayı beceremediğini ortaya koyuyordu Kutsal kentin tüm nüfusu, yahudiler ve müslümanlardan oluşan, erkek, kadın ve çocuk tam 70 000 kişi üç gün süren bu toplu çılgınlıkta yaşamlarını yitirdiler Kentin bazı sokaklarında askerler dizlerine kadar yükselen kan gölü içinde yürümek zorunda kaldılar Bu şanlı (!) fatihler, gözyaşları içinde Kutsal Mezar Kilisesinde yalınayak, ağlayarak dua ediyorlar ve sonra tekrar yağma ve katliama katılmak için dışarı koşuyorlardı "
"Sonradan, Kutsal Topraklarda kalıp yerleşenler, çoğunlukla geride birşeyleri olmayan fransız serüvencilerdi ve kendi bildikleri feodal düzeni aynen Filistin'de de kurdular "
"Kral, altın işlemesi bir cüppe ile keyfiye takıyor, toplantılarda halı üzerinde bağdaş kurup oturuyordu Soylular, Fransa'nın yün ve kürkten oluşan giyim tarzını terkedip ucu yukarı kıvrık terlikler, turbanlar, ipekliler, şam işi muslinler ve pamukluluar giyiyorlardı Avlulu ve çeşmeli villalarda oturuyorlar, divanlara uzanıp, ut dinliyor, dans eden kızları izliyorlardı Avrupa'nın hiç tanımadığı şekerlemeleri, narenciye ürünlerini ve kuyuklarda soğutulmuş kavunları yiyorlar; kadınlar da kozmetik ve ayna kullanıyorlardı Kalabalık pazarlara, kadınlarına peçe taktırmaya ve cenazelerde profesyonel ağlayıcılar bulundurmaya alışmışlardı Paralarının üzerinde arapça yazılar bile vardı 
Kısa ama fırtınalı kışlar ile uzun, boğucu yazlardan oluşan iklim, oldukça gelişmiş arap tıp bilimine karşın, Filistin'in yeni sahiplerinin hastalık ve ölüm oranlarını yükseltiyordu 
Halkın çoğunluğu müslümandı    Ölüm, işkence ve kölelik tarafından sürekli gölgelenen yaşam, ancak özdenetim sahibi güçlü insanların ayakta kalmasına izin veriyordu "
"Kafirlerin saldırıları sonucunda, peşpeşe gelen yenilgiler ve "Tanrı'nın çocuklarının" (hristiyanlar) kitle halinde ölümleri ile Kutsal Kilisemizin nasıl yıprandığını öğrenince, inanıyoruz ki herkes yardıma koşacaktır Sizleri, Kilise'yi kurtarmak ve kardeşlerimizi savunmak için elinizden gelen herşeyi yapmaya çağırıyoruz "
"Tampliye tarikatı, ilk Haçlı Seferi sonrasında Kudüs'te kuruldu 12 yüzyılın başlarında, Kudüs'te bulunan bir grup dindar asker "Süleyman Tapınağının Fakir Şövalyeleri Tarikatı"nı kurdu Kutsal Toprakları ziyarete gelen hacıları, liman kenti Yafa ile Kudüs arasındaki tehlikeli yollarda yapacakları yolculuk sırasında korumak görevini üstlendiler St Augustine tarikatının dinsel kurallarına bağlıydılar ve Kudüs'teki Kutsal Mezar Kilisesi'nden yardım ve dinsel rehberlik sağlıyorlardı "
"1104 yılında, Champagne Kontu, Kudüs'ten geri dönen bazı yüksek rütbeli soylular ile bir toplantı yaptı  Bu toplantıda, André de Montbard da bulunuyordu "
“Toplantıdan hemen sonra, Hugues de Champagne Kutsal Topraklara yollandı 1108 yılına kadar Filistin'de kaldı 1114 yılında, bir kez daha kısa süreli bir yolculuk yaptı ve Champagne'a geri döndü Clairxuax'daki malikanesini St Bernard'a bağışladı Bundan dört yıl sonra, Champagne Kontu'nun hem vasalı ve hem de akrabası olan Hugues de Payens önderliğinde, André de Montbard ve yedi arkadaşı görevlerine başladılar 1125 yılında, Hugues de Champagne da tarikata katıldı ve böylece, kendi vasalının emri altına girdi "
"Hugues de Payens, aslen Champagne yöresindendi ve soyu Troyes Kontlarının bir dalına dayanıyordu "
"1123 tarihli bir belge, Hugues de Payens'i "Magister Militum Templi" (Tapınak Şövalyleri Üstadı) olarak nitelendirmektedir "Magister Militum" ünvanı Roma İmparatorluğunda "Başkomutan" karşılığındadır
Oysa, o dönemde bu küçük grup sadece bir kardeşler birliğinden ibarettir ve ilk yıllarda yeni katılımcılar bulmakta pek güçlük çektikleri için neredeyde dağılmak üzeredir "
"Kudüs kralı, eskiden Süleyman Tapınağının bulunduğu bölgeyi onlara merkez olarak bağışlamıştı Bu nedenle, Tampliyeler kendilerine "militia templi" (tapınak askerleri" adını seçmişlerdi "
"Yeni tarikatın tam ismi "Pauperes Commilitones Christi Templique Solimanis" (Süleyman Tapınağının ve İsa'nın Fakir Askerleri) idi İlk görevleri, Kudüs yolunu korumaktı ama, kısa bir süre sonra gönüllü bir polis gücüne dönüştüler "
"Kendilerini Tanrı'ya adamış, namuslu ve disiplinli bir yaşam arzulayan, varlığa değer vermeyen bazı yüksek düzeyli soylu şövalyeler, Patrik hazretlerini gözetimi altında, İsa'ya hizmet etmek için bir araya geldiler Bu kişilerin arasında en önemlileri; Hugues de Payens ile Geoffroy de Saint-Omer'di Kalacak bir yerleri ya da kendilerine ait bir kiliseleri bulunmadığı için, kral (Kudüs Kralı II Baudouin) geçici olarak, onları kendi sarayına, Tapınağın güney kısmına yerleştirdi Patri ve diğer piskoposlar tarafından, eski günahlarının affı için verilen ilk görevleri, yeteneklerinin tümünü kullanarak Kudüs yollarını, hacıların güvenliği için, soyguncular ve saldırganlardan temizlemekti "
"Kral Baldwin, savaşçı-rahiplere, kendi sarayının doğu kısmını, eskiden Süleyman Tapınağının bulunduğu yerin tam karşısına düşen ve sonradan inşa edilecek olan El-Aksa Camii'nin yanında bulunan bir bölgeyi bağışladı Kutsal Mezar Kiliseis'nin ahırları da atlarına tahsis edildi "
“Tampliye Şövalyelerinin ardında, onları askeri ve idari şubesi olarak kurmuş bulunan bir gizli örgüt mevcuttu Çeşitli isimler altında varlığını günümüze dek sürdüren bu örgütün en çok tanınan adı "Sion Birliği" (Prieuré de Sion)'dur Prieuré sözü, dinsel birlik ya da topluluk anlamına gelmektedir"
Baigent, Leigh ve Lincoln, Sion örgütünü de kapsayan (bir çok yerde "Our Lady of Sion" ya da "Notre Dame de Sion" diye de geçer) ve Champagne bölgesinden çok sayıda aileyi de içine alan, bir komplonun kanıtlarını ortaya çıkardılar Onlara göre, Tampliyelerin kuruluşunun ardında bile bu komplo mevcuttu
|