Prof. Dr. Sinsi
|
Yaratıcı İmgeleme
YARATICI iMGELEME NEDiR
Yaratıcı imgeleme, yaşamınızda olmasını istediğiniz şeyleri yaratabilmek için hayal gücünü, düş gücünü kullanma tekniğidir Yaratıcı imgeleme yeni, yabancı, olağandışı bir şey de değildir Çünkü onu her gün, daha doğrusu her dakika kullanıyorsunuz zaten Bu sizin doğal düş gücün özüdür, ki o, evrenin, farkında olarak ya da olmayarak daima kullandığınız temel yaratıcı enerjisidir
Geçmişte çoğumuz, yaratıcı imgeleme gücümüzü nispeten bilinçsiz bir biçimde kullandık Çünkü, yaşamla ilgili içimizde derin bir biçimde yer etmiş olumsuz kavramlar yüzünden otomatik ve bilinçsiz bir şekilde yaşamdan hep yoksunluklar, engeller, sorunlar ve zorluklar bekledik; bunların kaderimiz ve kısmetimiz olduğuna inandık ve hayalimizde hep bu tip sahneleri canlandırdık Böylece de, yaşamımızda şu ya da bu ölçüde onları yarattık
Yaratıcı imgelemenin kullanımı bize yaşamın doğal iyiliğine ve cömertliğine ulaşmanın anahtarını sunar
İmgeleme, zihinde bir fikir ya ra resim yaratına yeteneğidir Yaratıcı imgelemede, gerçekleşmesini istediğiniz bir şeyin açık ve net görüntüsünü yaratmak için düş gücünüzü kullanırsınız Sonra, nesnel bir gerçek olana dek, bir başka deyişle, düşlediğiniz şeyi elde edene dek bu fikir ya da resime düzenli bir biçimde odaklanmayı ve pozitif enerji vermeyi sürdürürsünüz
Fiziksel, duygusal, zihinsel ya da ruhsal düzeyde herhangi bir şeyi gerçekleştirmeyi amaçlayabilirsiniz Kendinizi yeni bir evde, yeni bir işte ya da güzel bir ilişkiyi sürdürürken veya sakin ve huzur içinde hissederken ya da gelişmiş bir bellek ve öğrenme yeteneğiyle hayal edebilirsiniz Ya da kendinizi, zor bir durumun üstesinden fazla zorlanmadan gelirken resmedebilirsiniz Veya kendinizi, sevgi dolu, neşe saçan bir varlık olarak görebilirsiniz Her düzeyde çalışabilirsiniz ve hepsi de sonuç verir Ancak, sizin için en işe yarayan imge ve teknikleri deneyim yoluyla, giderek bulabilirsiniz
Örneğin, diyelim ki, bir türlü geçinemediğiniz bir kişiyle aranızda daha uyumlu bir ilişki yaratmak istiyorsunuz
Derin bir biçimde gevşeyip, sakin, huzurlu, meditatif bir ruh haline eriştikten sonra, hayalinizde ikinizi açık, dürüst ve uyumlu bir ilişki ve iletişim içinde canlandırın Ve bu zihinsel görüntünün mümkün olabileceğini hissetmeye çalı¬şın; daha doğrusu, dileğiniz çoktan gerçekleşmiş gibi hissetmeye çalışın
Bu kısa ve basit alıştırmayı sık sık yineleyin; günde iki-üç kez ya da her aklınıza geldiğinde olabilir Eğer arzu ve amacınızda samimiyseniz ve değişime gerçekten açıksanız, ilişkinizin giderek kolaylaştığını, daha akıcı olduğunu ve söz konusu kişinin de daha hoş ve kolay iletişim kurulabilecek hale geldiğini görürsünüz Sonunda sorunun kendi kendini şu ya da bu biçimde, her iki tarafın da yararına olacak şekilde tümüyle çözümlediğine tanık olursunuz
Ancak burada hemen belirtmeliyim ki, bu teknik başkalarının davranışlarını "yönetmek" ya da kendi iradelerine aykırı bir biçimde davranmalarını sağlamak amacıyla kullanılamaz O, herkesin en olumlu yanlarıyla isteklerini gerçekleştirmesine izin veren öz benliğimizi idrak etmemizde ve doğal ahengi engelleyen içsel sınırlarımızı yok etmekte etkili olur
Yaratıcı İmgelemenin 'Temel Unsurları
Yaratıcı imgelemeyi kullanmak için metafiziksel ya da spiritüel düşüncelere inanıyor olmanız gerekmez; ancak bu tür kavramların mümkün olabileceğini kabullenmeye de açık olmalısınız Yine de kendi dışınızda herhangi bir güce "iman etmeniz" gerekli değildir
Gerekli olan tek şey, bilgi ve deneyiminizi zenginleştirme arzusuna ve olumlu bir ruh haliyle yeni bir şeyi denemek için de yeterince açık fikirliliğe sahip olmanızdır
Açık bir zihin ve yürekle ilkeler üzerinde çalışın, teknikleri deneyin, ondan sonra size yararlı olup olmadıklarına kendiniz karar verin
Eğer yararlı bulursanız, onları kullanmaya ve geliştirmeye devam edin; çok geçmeden, kendinizde ve yaşamınızdaki değişiklikler başlangıçtaki düşlerinizi de aşacaktır
Yaratıcı imgeleme, sözcüğün en yüksek ve gerçek anlamıyla sihirdir O evrenimizin işleyişini yöneten doğal prensipleri anlamayı, onlarla uyum içinde olmayı ve bu prensipleri en bilinçli ve yaratıcı şekilde kullanmayı içerir Eğer daha önce hiç göz kamaştırıcı bir çiçek ya da harikulade bir güneş batışı görmediyseniz ve biri size bunları betimlese, duyduklarınızı mucizevi şeyler (ki aslında öyledirler!) olarak değerlendirebilirdiniz Ama bunları kendiniz de gözlerinizle görüp, ilgili doğal yasalar hakkında bir şeyler öğrenince, nasıl oluştuklarını anlamaya başlarsınız ve artık bunlar si¬zin için gizemli olmaktan çıkar doğal görünmeye başlarlar
Aynı şey yaratıcı imgeleme süreci için de geçerlidir Rasyonel düşüncemizin aldığı çok sınırlı eğitim tipine ilk bakışta şaşırtıcı ya da olanaksız görünen bu süreç, onun temelini oluşturan kavranılan öğrenip uyguladıkça son derece anlaşılır gelmeye başlar
Bir kez bunu başarınca, artık yaşamınızı mucizelerin yönettiğini düşünebilirsiniz  ve gerçekten öyle olacaktır
Yaratıcı imgelemenin İşleyiş bicimi
Yaratıcı imgelemenin işleyiş biçimini anlamak için, birbiriyle ilişkili birkaç prensibi bilmek gerekir:
Fiziksel evren enerjidir:
Bilim dünyası metafizik ve ruhçuluk hocalarının yüzyıllardır bildikleri şeyi henüz keşfetmeye başlıyor Fiziksel evrenimiz gerçekte herhangi bir "madde"den oluşmuyor; onun temel yapıtaşı enerji diye adlandırabileceğimiz bir çeşit güç ya da öz'dür
Nesneler, fiziksel duyularımızın genel olarak onları al¬gıladıkları düzeyde katı ve birbirinden ayrı görünürler Ancak daha ince ve hassas düzeylerde, atomik ve atom-altı düzeylerde görünüşteki katı madde, partiküller içindeki daha küçük partiküller olarak görünür; ve giderek küçülen bu zerrecikler sonunda saf enerjiye dönüşürler
Fiziksel olarak, hepimiz enerjiyiz; içimizdeki ve dışımızdaki her şey de enerjiden oluşmaktadır Hepimiz tek ve büyük bir enerji alanının parçasıyız Katı ve bizden ayrı olarak algıladığınız şeyler gerçekte, hepimizi kapsayan aslî enerjimizin değişik biçimleridir Fiziksel anlamda da bizler gerçekten "bir"iz
Enerji farklı hızlarda titreşir; bu yüzden de inceden yoğuna farklı niteliklere, çeşitlere sahiptir Düşünce nispeten ince, hafif ve bundan dolayı da çok hızlı ve kolayca değişebilen bir enerji şeklidir Madde ise nispeten yoğun ve bu yüzden de ağır hareket eden ve ağır değişim gösteren bir enerjidir
Bedenlerimizi oluşturan madde nispeten incedir, çabuk değişir ve birçok şey tarafından kolayca etkilenir Bir kaya ise çok daha fazla yoğunluğa sahip bir şekildir, yavaş değişir ve zor etkilenir Bununla birlikte kaya bile en sonun¬da değişir; örneğin daha ince ve hafif olan suyun enerjisi tarafından etkilenir Tüm enerji şekilleri birbiriyle karşılıklı ilişkidedir ve birbirlerini etkileyebilirler
Enerji manyetiktir (mıknatıs özelliğine sahiptir);
Enerjinin yasalarından biri de şudur: Belirli bir niteliğe ya da titreşime sahip enerji, kendisine benzer bir nitelik ve titreşime sahip enerjiyi çekme eğilimindedir
Düşünce ve duygular da manyetik enerjiye sahiptirler; bunun sonucu olarak da benzer yapıdaki enerjiyi kendilerine çekerler Bu prensibi uygulamada da görebiliriz; örneğin, bazen az önce düşünmekte olduğumuz kişiyle "tesadüfen" burun buruna geliriz ya da "işimiz rast gider" ve o anda gereksindiğimiz bilgiyi içeren bir kitabı elimize alırız
Şekil fikri takip eder:
Düşünce hızlı, hafif, devingen, değişken ve akışkan bir enerji şeklidir Madde gibi daha yoğun şekillerden farklı olarak hemen, bir anda belirir
Bir şeyi yaratırken, onu önce bir düşünce şeklinde yaratırız Bir düşünce ya da fikir daima o olayın gerçekleşmesinden önce gelir, önce oluşur "Akşam yemeğini hazırlamam gerek" fikri yemeğin hazırlanmasından önce oluşmuştur "Yeni bir giysi istiyorum" fikri de gidip bir giysi satın almadan önce gelir; "Bir iş bulmalıyım" fikri de iş arayıp bulma eyleminden önce oluşur ve bu örnekler sonsuza dek çoğaltılabilir
Bir ressama önce bir fikir ya da ilham gelir, ancak ondan sonra tablosunu yapmaya başlar Bir inşaatçı önce bir fikirden kaynaklanan bir plân çizdirir, ondan sonra binayı yapmaya girişir
Fikir de bir plân, bir proje gibidir; o, gerçekleşecek şeklin bir görüntüsünü yaratır; bu görüntü sonra, fiziksel enerjiyi manyetize ederek ve yönlendirerek bu şekle akmasını sağlar ve en sonunda da fiziksel dünyada onu tezahür ettirir
Fikirlerimizi gerçekleştirmek için doğrudan fiziksel eylemde bulunmadığımız zaman da aynı prensip geçerlidir Sadece bir fikri ya da düşünceyi alıp onu zihninizde tutmak bile bir enerjidir ve bu enerji bu şekli kendine çekip onu maddi düzlemde yaratmaya girişecektir Eğer sürekli hastalık konusunda düşünürseniz, eninde sonunda hastalanırsınız; eğer güzel bir insan olduğunuza inanıyorsanız, gerçekten güzelleşirsiniz
Radyasyon (bir merkezden yayılarak dağılma) ve çekim yasası:
Bu, evrene ne gönderirseniz onun size geri yansıyacağı prensibidir "Ne ekerseniz, onu biçersiniz" özdeyişi bu prensibi içerir
Bu prensibe göre, hayatta en çok düşündüğümüz, en güçlü biçimde inandığımız, en derinden beklediğimiz ve/veya hayalimizde en canlı şekilde canlandırdığımız şeyleri kendimize çekeriz Olumsuz duygular içinde, korku dolu, güvensiz ya da endişeliyken, kaçınmaya çalıştığımız aynı deneyimleri, durumları ya da kişileri kendimize çekeriz Eğer temelde olumlu yaklaşımlara sahipsek, hayattan zevk, doyum ve mutluluk bekliyor ve bunların düşünü kuruyorsak, bu olumlu beklentilerimize uyacak kişileri, durumları ve olayları yaratır ve kendimize çekeriz Böylece, kurduğumuz düşlere ne kadar fazla pozitif enerji yüklersek, o düş yaşamımızda o kadar çabuk ve yoğun bir biçimde gerçekleşmeye başlar
Yaratıcı imgelemeyi, kullanmak:
Değişim süreci yüzeysel düzeylerde, sadece "olumlu düşünme" vasıtasıyla gerçekleşmez O yaşama karşı en temel ve derin yaklaşım ve eğilimlerimizi araştırmayı, keşfetmeyi ve değiştirmeyi gerektirir İşte bu yüzden yaratıcı imgelemeyi kullanmayı öğrenme, derin ve anlamlı bir gelişme süreci haline gelebilir Bu süreç esnasında, sık sık kendimizi nasıl engellediğimizi, korkularımız ve olumsuz kavramlarımız yüzünden, elde edebileceğimiz doyum ve başarıyı nasıl kısıtladığımızı keşfederiz Bir kez açıkça görüldüler mi, bu sınırlayıcı eğilim ve yaklaşımlar yaratıcı imgeleme yoluyla yok edilebilirler İşte ancak o zaman, mutluluğu, doyumu ve sevgiyi bulup gerçekten yaşayabiliriz
İlk başlarda, yaratıcı imgelemeyi belirli zamanlarda ve belirli hedefler için uygulayabilirsiniz Onu uygulamayı bir alışkanlık haline getirince ve onun sağlayabileceği yararlara inandıkça, yaratıcı imgelemenin düşünme sürecinizin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini göreceksiniz O artık, yaşamınızı daima kendinizin yarattığını bildiğiniz bir bilinç hali, sürekli bir farkındalık olacaktır
Yaşamımızın her anını düşleyebileceğimiz en iyi, en güzel, en doyum verici yaşamı doğal biçimde seçtiğimiz harikulade bir yaratma anına dönüştürmek işte yaratıcı imgelemenin en son ve en yüksek noktası budur  
Shakti Gawain - Yaratıcı İmgeleme Kitabından
|