| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Matematik Ve 19 
 
            MATEMATİK  VE  19
 
 Kuran’daki matematiksel mucizeleri incelediğimiz bundan önceki bölümde, Kuran’ın matematiksel mucizelerinin anlaşılması kolay, taklidi imkansız özelliğine tanıklık ettik
  Kuran’ın matematiksel mucizeleri, matematik eğitimi almamış, sadece saymayı ve rakamları bilen kişilerin tanıklık edebilecekleri niteliktedir  Fakat güçlü bir matematiksel bakış açısına sahip olanların, bu mucizelerin büyüklüğünü daha da iyi kavrayabilecekleri kanaatindeyiz  Kuran’daki 19 sisteminin oluşturduğu mucizevi yapı da birçok yönüyle anlaşılması kolay, taklidi imkansız bir yapıdadır
  Fakat bu mucizenin anlaşılması bilgi gerektirirken, taklidi ise imkansız olan yönleri de vardır  Bu kitabımızda anlaşılması kolay örnekleri daha çok vereceğiz  Fakat kitabın farklı okur kitlelerine hitap edeceğini düşünüp, anlaşılması bilgi gerektiren yönlere de değineceğiz   "Matematik, Allah’ın Evren’i yazmakta kullandığı dildir
  " Galile’nin meşhur sözüdür  Kuran’daki matematiksel mucizelerle, Allah’ın, Evren’i yazmakta kullandığı dili, insanlara rehber olarak gönderdiği kitapta da kullandığına tanıklık ediyoruz  Bu mucizenin bize öğrettikleri; İngiltere Kraliyet Ailesi, New York Borsası, Şampiyon Kulüpler karşılaşmaları hakkında değildir  Bu mucezinin bize öğrettikleri, Evren’in Yaratıcısı, yaratılış sebebimiz, öldükten sonraki yaşantımız hakkındadır  Çünkü tüm bu saydığımız konular Kuran’ın mesajlarında açıklanmıştır  İncelediğimiz mucize ise Kuran’ın değişmezliğini ve taklidi imkansız, insan gücünün çok üstündeki yapısını ortaya koymaktadır  Hrovista of Gandersheim’in dediği gibi: "Yaratıcımızın bilgeliğini ve bilgisinin muhteşemliğini takdir etmeye bizi yöneltmeyen her tartışma boştur
  O Yaratıcı ki Evren’i hiçlikten yarattı ve her şeyi sayılarla, ölçüyle, ağırlığıyla düzenledi  Ve insanlığa üzerinde çalışıldıkça birçok yeni mucizeler sunacak bilimleri formüle etti  " Bizi yoktan yaratan Yaratıcımız ile ilişkilendirilemeyen her konu, bu konuya kıyaslanırsa boştur  Yaratılış amacımız ve öldükten sonraki durumumuz, hayatımızın temel konusu olmalıdır  İşte incelediğimiz Kuran’ın bu mucizeleri, bizi, hayatın bu temel konularında sonuçlara götürmekte, bize deliller sunmaktadır  
 DELİLLER  VE  İNKARCILAR
 İşte bunlar sana haberlerini aktardığımız toplumlardır
  Gerçekten de elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi  Ama daha önceden yalanladıklarına inanmadılar  Allah inkârcıların kalplerini böyle damgalar   7-Araf Suresi 101
 Allah birçok defa insanlara gönderdiği mesajları delillerle desteklemiştir
  Fakat mesajları inkâr eden zihniyet, delillere de inkârcı mantığıyla yaklaşmış, inkâr etmeye şartlanmış bir şekilde delilleri ele almıştır  Allah’ın delillerine bu samimiyetsiz yaklaşımda bulunanlar, anlamaya çalışmak yerine, inkâr etmeye çalışmışlardır  Oysa Allah’ın mesajına her insanın ihtiyacı vardır  İnkar eden, kendi aleyhine inkâr eder  İnkarcıların yapmaları gereken ilk şey, inkâr etmeye şartlanmışlıktan kurtulmak ve Allah’ın delillerine samimi bir şekilde yaklaşmaktır  Şu kısacık hayattaki kibir ve inat yüzünden, Allah’ın vaadi olan sonsuz yaşama sırt dönmek hiç de akıl kârı değildir  
 Bilgisizler dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bir delil gelmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de aynen onlar gibi konuşmuşlardı
  Kalpleri birbirine benzedi  Delilleri gerçeği bilmek isteyenler için apaçık gösterdik  " 2- Bakara Suresi 118
 
 Allah delillerini gereğince gösterir
  Allah’ın delillerinin inkârcıların arzularına göre oluşması, "Allah görünsün", "Melekler gökten insin" şeklinde beklentiler boşunadır  Allah delillerini anlamaya niyeti olanlar için apaçık sergilemektedir  Günümüzde bilim, Dünya’da saygın bir yer edinmiştir  Bilimlere temel teşkil eden matematik ise en saygın konumdadır ve bilimsel gerçeklikler en sağlam dayanaklarını matematiksel verilere dayandırmaktadır  En şüpheci kişiler bile matematiksel kesinlik karşısında teslim olmak durumundadırlar  Konuşmasını saçmalığa götürmeyen her kişi matematiksel kesinlikler karşısında gerçeği kabul etmek zorundadır  İçinde bulunduğumuz bu dönemde Allah, Evren’i yazdığı dil olan mate-matikle, insanlara gönderdiği kitabını da yazdığını açığa çıkarmıştır  Böylece Allah’ın kitabı kendi içinde taşıdığı mucizeleriyle, kendisinin doğruluğunu, mesajının güvenilirliğini ispatlamaktadır  
 38- Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki "Eğer doğru sözlülerseniz, Allah’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın da bunun benzeri olan bir sure getirin
  " 39- Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve yorumu kendilerine gelmeden yalanladılar
  Kendilerinden öncekiler de böyle yalanlamışlardı  Bak da gör nasıl olurmuş zalimlerin sonu  10- Yunus Suresi 38-39
 İnkarcılar anlamaya çalışmak yerine, inkâr inadını benimseyince, Allah’ın delillerini anlamaya çalışmadan, aceleyle inkâr etmektedirler
  Bu inkâr, bir mantığa, bir delile dayanmamaktadır  Muhalefet hissi, kibir ve inat, inkârcı zihniyetin hareketlerinde motor güç olmaktadır  Bunların hangi delili görürlerse görsünler inanmayacaklarını Kuran haber vermektedir: 109- Kendilerine bir delil gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair tüm güçleriyle Allah’a yemin ettiler
  De ki: "Deliller ancak Allah’ın katındadır, onlara geldiği zaman onların inanmayacağını anlamıyor musunuz? 110- Onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz de ilk seferinde buna inanmadıkları gibi bırakırız
  Azgınlıkları içinde şaşkınca bocalar dururlar  111- Eğer onlara melekleri indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve her şeyi karşılarına getirip toplasaydık; Allah’ın diledikleri hariç, yine inanacak değillerdi
  Ne var ki çokları cahillik ediyorlar   6- Enam Suresi 109-111
 ZATEN İNANIYORUZ, DELİLE NE GEREK VAR DENİR Mİ?
 Kuran’daki bilimsel ve matematiksel mucizeleri gördükten sonra, bazı insanların "Biz Kuran’a zaten inanıyoruz! Delile ne gerek var?" dediklerine tanık olmaktayız
  Kuran’a, delilsiz inandığını söyleyenlere bir dediğimiz yok  Fakat eğer "Delile ne gerek var?" derlerse "Orada dur!" dememiz gerekmektedir  Tek başına babasına ve tüm toplumuna karşı çıkan Hz
  İbrahim, Kuran’da övülmüş bir Peygamber’dir  Kuran’ın övdüğü Hz  İbrahim dahi Allah’tan delil istemiştir (Bakınız 2-Bakara Suresi 260)  "Delile ne gerek var?" diyenler, Allah’ın delillerini incelemeyi küçümser bir tavır takınanlar, siz Hz  İbrahim’den daha mı sağlam bir imana sahipsiniz? İnananların Allah’ın delillerine karşı tavrı, bu delilleri minnettarlıkla karşılamak şeklinde olmalıdır
  Allah, eğer bir delilini açığa çıkartıyorsa, bunun muhakkak bir nedeni olmalıdır  Bir kişi, delile ihtiyacı olmadığını düşünüyorsa bile Allah’ın dinine, insanların kalbini ısındırtmak için bu delilleri öğrenmesi ve başkalarına iletmesi gerekmez mi? Allah’ın delillerine inananlar sahip çıkmazsa, bunlara kim sahip çıkacaktır? Kitabımızın bu bölümünde inceleyeceğimiz 19 mucizesi için de aynısı geçerlidir
  19, Kuran’ın değişmediğini ispat etmek için ve Kuran’ın mucizevi yapısı için bir delildir  Üstelik Allah Kuran’da 19’un inananların inancını kuvvetlendireceğine dikkat çekmiştir  (74-Müddesir Suresi 31) Bilimlerin temeli olan ve rasyonalitenin doruğu olan matematikle gösterilen bir mucize-ye, rasyonaliteyi inkâr edenler tanık olamaz
  19, kör taklit duvarını yıkıp, yerine akılcı, delilli düşünmeyi bina eden bir mucizedir  Arkadaşlarının, içinde bulunduğu toplumun, ailelerinin psikolojik ve ekonomik desteğini gereğinden fazla önemseyenler; içinde bulundukları toplumla ters düşmekten, Allah’ın delilleriyle ters düşmekten daha çok korkanlar; taklitçi inancın rahatlığını, araştırıcı ve akılcı inancın sağlamlığına tercih edenler, "Bu fikirleri ben önceden inkâr ettim, şimdi bunları kabul edersem insanlara ne derim?" diyerek Allah’tan daha çok insanlardan utananlar bu mucizelere tanıklık edemezler  Bu tiplerin akılları, bu mucizeye tanıklık etse de dilleri ve gönülleri bu mucizeyi inkâra çalışır   NEDEN  19
 Kuran’da 19 mucizesinin varlığından bahsedip, Kuran’daki kelimelerin, ayetlerin, surelerin 19’la ve 19 sayısının katlarıyla ilişkili olduğunu söylediğimizde, en çok duyduğumuz sorulardan biri "Neden 19?"dur
  Eğer ileri sürülen sayı 11 veya 23 olsaydı "Neden 11?", "Neden 23?" diye de sorulabilirdi  Fakat ileri sürülen sayı 19’dur ve soru "Neden 19?"dur  Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz  1- Kuran’da 74
  sure olan Müddessir Suresi’nin 30  ayeti "Üzerinde 19 vardır  " şeklindedir  Aynı surenin 31  ayeti ise 19’un fonksiyonlarını anlatır  Böylece 19, Kuran’da fonksiyonlarına dikkat çekilen yegane sayıdır  İlerideki başlıklarda Müddessir Suresi’ni detaylıca inceleyeceğiz  Bizce, 19’un sırf bu özelliği bile "Neden 19?" sorusu için yeterli cevaptır  Çünkü Allah 19 sayısını seçmiş ve bunu Kuran’da hiçbir sayıyı vurgulamadığı şekilde 19’u vurgulayarak göstermiştir  Bu temel nedenin yanında "Neden 19?" sorusuna bazı yan nedenler de sayabiliriz  Diğer maddeler bu yan nedenleri belirtmektedir: 2- 19 asal bir sayıdır
  Yani 19 sadece kendisiyle ve 1 ile bölünebilen bir sayıdır  (Güvenlik şifreleri oluşturulurken asal sayıların kullanılması, bankaların, istihbarat örgütlerinin de bir tercihidir  ) Eğer Kuran’ın şifresi bir kompozit sayı üzerine kurulu olsaydı, o zaman Kuran’ın bu sayının mı yoksa çarpanlarının mı üzerine kurulu olduğu tartışmalı olacaktı  Örneğin 21 sayısının çarpanları 7 ve 3’tür  Kuran’ın şifresi 21 sayısının üzerine kurulu olsaydı, 21’in katı olan her sayı 7’nin ve 3’ün de katı olduğu için Kuran’ın şifresinin bu sayılardan hangisinin üzerine kurulu olduğu tartışılabilirdi  3- 19’u meydana getiren 1, sayma sayıların en küçüğü, 9 ise tek haneli en büyük sayma sayısıdır
  Ayrıca 1 ve 9’un şekli birçok ayrı yazım dilinde birbirine en çok benzer şekildedir  Örneğin Arapça’daki yazılımlar ve Dünya’da yaygın olarak kullanılan yazılım şekli, çok ben-zerdir   4- 19, 10 ve 9 sayılarının 1
  kuvvetlerinin toplamına (10+9= 19) ikinci kuvvetlerinin ise farkına (100-81= 19) eşittir  Bu özelliğe sahip tek sayı 19’dur  5- Bizim bilebildiğimiz özel bölünebilme özelliğine sahip en büyük asal sayı, 19’dur
  Bu özellik şöyledir: 19’un katı olup olmadığını incelediğiniz sayının, son rakamının 2 katını alıp bir önceki sayıya ekleyin ve 19’dan büyük bir sayı elde ettiyseniz bu sayıdan 19’u çıkarın  Elinizde kalan sayıyı, aynı başta olduğu gibi 2 ile çarpın ve sonuna dek aynı işlemi sürdürün  Sonuçta, 19’un katı olan bir sayı karşınıza çıkarsa incelediğiniz sayı 19’un katıdır  Örneğin 1254 sayısını ele alalım ve bu sayının 19’un katı olup olmadığını inceleyelim  1254’ün son rakamı 4’ün 2 katını alın bir önceki rakama ekleyin  8’i, 5’e eklediğinizde 13 eder  Bu sayının 2 katı 26’dır  26’dan 19’u atın 7 kalır  7’yi bir önceki 2 sayısına ilave edin 9 eder  9’un iki katını alın 18 eder  18’e 1’e ekleyin, 19 eder  Demek ki 1254, 19’un tam katıdır  19 koduna bağlı birçok veri 19’un katı olan sayıların bulunmasına bağlıdır  Görülüyor ki, bu işlem için yaygın bölme işlemi dışında, elimizde ekstra bir metod daha vardır   19’un, bu saydığımız özellikleri gibi birçok ilginç özellikleri daha vardır
  Evren’de, kimyadaki elementler ile ilgili tabloda da 19’larla ilgili ilginç yaklaşımlar yapılmaktadır  Fakat bunlar, bu kitabımızın konusu değildir ve bu çalışmalar üzerinde daha çok tartışmalar yapılması gerektiğini söylemeliyiz  Kuran’da bir matematiksel sistemin -19’ları bilmesek de- varlığını KUM’ları incelerken bir önceki bölümde gördük
  Bunun üzerine eğer biri kalkıp Kuran’ın belli bir sayıya dikkat çekip çekmediğini araştırırsa, Kuran’ın hiçbir sayıya dikkat çekmediği şekilde asal bir sayı olan 19’a dikkat çektiğini görür  İşte Kuran’ın dikkat çektiği bu sayının katları üzerinde, Kuran’da birçok kodlamanın bulunduğuna tanıklık ediyoruz
  "Neden 19?" sorusunun asıl cevabı budur  Diğer cevaplar, bunun yanında enteresan yan özelliklerdir   ***Alıntıdır***
 
 |