Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. İsa?Nın İkinci Gelişi
RİSALE-İ NUR’DA HZ İSA’NIN İKİNCİ GELİŞİNİN İŞARETLERİ
Bu kısımda, Hz İsa’nın ikinci gelişi ve faaliyetleriyle ilgili meselelere, yazdığı Risâle-i Nûr Külliyâtında oldukça tafsilatlı bir şekilde değinen Üstâd Bedîüzzaman Said Nursî’nin görüşlerine değineceğiz Hz İsa’nın ikinci gelişi ve faaliyetleriyle ilgili çok önemli tespitlerde bulunan Bedîüzzaman, İslâm âlimleri içerisinde bu konuya en çok değinen ve gayet makul açıklamalar getiren birisi olup, Risâle-i Nur’da bulunan ve O’nun bu önemli meseleyle ilgili en önemli tespitlerini içeren ALTI İŞARET şu şekilde verilmektedir:
BİRİNCİ İŞARET
“Hatta Hz İsa’nın Nuzûlü (IKINCI GELIŞI) ve kendisi İsa Aleyhisselâm olduğu (BAŞKALARI VE KENDISI TARAFINDAN O OLDUĞUNUN BILINMESI) nûr-u imanın dikkatiyle (DIKKATLI VE TAHKIKÎ BIR IMANA DAYALI DERIN BIR ARAŞTIRMA VE BU IŞARETLERI INCELEMEKLE) bilinebilir, herkes bilemez (SIRR-I IMTIHAN GEREĞI BEDAHET (AÇIKLIK) DERECESINDE O OLDUĞU HERKES TARAFINDAN BILINEMEZ, ILAN EDILMEZ ÇÜNKÜ BU DURUMDA IMTIHAN ÖZELLIĞINI KAYBEDEREK ORTADAN KALKMIŞ OLUR İŞTE BU YÜZDEN İSA ALEYHISSELÂMIN NUZÛLÜ, AÇIKTAN AÇIĞA BILINEMEZ) Şimdi O eşhas hakkındaki rivâyâtın ihtilâfâtı ve sırrı şudur ki: Ehâdisi (HADISLERI) tefsir edenler, metn-i ehâdisi (HADIS METINLERINI), tefsirlerine ve istinbatlarına (KENDI ZAMANLARINDAKI YORUMLARINA) tatbik etmişler Mesela: Merkez-i saltanat (SALTANAT MERKEZI) o vakit ŞAM’da veya MEDİNE’de olduğundan, vukuât-ı istikbâliyeyi (GELECEKTE MEYDANA GELECEK OLAYLARI) merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kûfe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler Hem de O eşhâsın (ŞAHISLARIN: HZ İSA VE HZ MEHDI) şahs-ı manevîsine veya temsil ettikleri cemaate ait âsâr-ı azîmeyi (BÜYÜK VE HARIKA TARZDA OLUŞTURULAN ESERLERI, IŞARETLERI) o eşhâsın zâtlarında (KENDILERININ YAPTIĞINI) tasavvur ederek öyle tefsir etmişler ki, o eşhâs-ı harika (HARIKA ŞAHISLAR) çıktıkları vakit bütün halk onları tanıyacak gibi bir şekil vermişler Halbuki demiştik: Bu dünya tecrübe meydanıdır Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı (ÖZGÜR IRADESI) elinden alınmaz Öyle ise o eşhâs, hatta o müthiş DECCAL dahi çıktığı zaman çokları, hatta kendisi bile bidâyeten (AÇIKTAN AÇIĞA VEYA BAŞLANGIÇTA) Deccal olduğunu bilmez Belki nur-u imânın dikkatiyle o eşhâs-ı âhirzaman tanınabilir ”
{Sözler, 24 Söz}
İKİNCİ İŞARET
“Kat’î ve sahih rivayette var ki:
’İsa Aleyhisselâm Büyük Deccal’ı öldürür ’
Ve-l ilm-ü indallah, bunun da iki vechi var:
Bir vechi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracî harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden (ETKISI ALTINA ALAN) o dehşetli Deccal’ı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak harika ve mu’cizâtlı (MU’CIZEVÎ VE HARIKA ESERLER ORTAYA KOYAN) ve umumum makbülü (HERKES TARAFINDAN KABUL EDILEN) bir zât olabilir ki: O zât, en ziyâde alakadar (BU MESELEYLE EN ÇOK ILGILENEN) ve ekser insanların (DÜNYANIN BÜYÜK BIR ÇOĞUNLUĞUNU OLUŞTURAN HRISTIYAN CEMAATININ) Peygamberi olan Hazreti İsa Aleyhisselâm’dır
İkinci vechi şudur ki: Şahs-ı İsa Aleyhisselâm’ın kılıncı ile maktul olan şahs-ı Deccal’ın (HZ İSA’NIN SILAHI VE ORDUSU, O’NUN TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN DECCAL’IN VE ORDUSUNUN) teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk (MATERYALIZM) ve dinsizliğin azametli heykeli (BÜYÜK YAPISI VE OLUŞUMU) ve şahs-ı manevîsini öldürecek ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini (ALLAH’I INKAR EDEN INKARCI FIKIR SISTEMINI) mahvedecek ancak İsevî Ruhanîleridir ki; O Ruhanîler (RAHIPLER VE PAPAZLAR) Din-i İsevînin hakikatını (İSEVÎ DINININ GERÇEKLIĞINI) hakikat-ı İslâmiye (İSLÂMIYETIN GERÇEKLIĞI) ile mezcederek (BIRLEŞTIREREK) o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek ”
{Şuâlar, 5 Şuâ, 13 Mesele}
ÜÇÜNCÜ İŞARET
“Çok zaman böyle büyük bir nuru gözetledim (Hz MEHDI’YE VE HZ ISA’NIN IKINCI GELIŞINE IŞARET EDILIYOR) Fakat çiçekler (HZ İSA VE HZ MEHDI) baharda (İSLÂMIYETIN BAHARININ BAŞLANGICI OLAN 14 ASRIN BAŞLARINA IŞARET EDILIYOR) gelir Şimdi anlaşıldı ki, bu hizmetimizle (RISÂLE-I NUR ESERLERINE IŞARET EDILIYOR) öyle kudsî zâtlara zemin izhâr ediyoruz (BURADA YINE HZ MEHDI VE HZ İSA’YA IŞARET EDILIYOR FAKAT DIKKAT EDILIRSE ÜSTÂD BURADA TEK BIR ZÂTTAN DEĞIL; “ZÂTLARA” IFADESIYLE IKI KUDSÎ ZÂTTAN BAHSETMEKTEDIR DOLAYISIYLA BURADAN ANLAŞILIYOR KI, ÜSTÂD HEM HZ İSA’NIN VE HEM DE HZ MEHDI’NIN ÖNCÜSÜ VE ZEMIN HAZIRLAYICISIDIR YANI ÜSTÂD VE ESERLERININ; HEM HZ İSA’NIN VE HEM DE HZ MEHDI’NIN EĞITIM VE HAZIRLIK PROGRAMI IÇIN BIR ÖN HAZIRLIK AŞAMASINI OLUŞTURDUĞUNA IŞARET EDILIYOR) ”
{Emirdağ Lahîkası}
DÖRDÜNCÜ İŞARET
“Âhirzamanda Hazreti İsa Aleyhisselâm gelecek, Şeriat-ı Muhammediye (A S M ) ile amel edecek” meâlindeki hadisin sırrı şudur ki: Âhirzamanda felsefe-i tabiiyenin (TABIAT VEYA DOĞA FELSEFESI) verdiği cereyan-ı küfrîye (INKARCI FIKIR AKIMI) ve inkâr-ı ulûhiyyete (ALLAH’I VARLIĞINI INKAR ETME) karşı İsevîlik dini tasaffi ederek (TEMIZLENEREK VEYA ÖZÜNE DÖNEREK) ve hurâfâttan tecerrüd edip (HURAFELERDEN VE BATIL UYGULAMALARDAN ARINIP) İslâmiyete inkılâb edeceği (DÖNÜŞECEĞI) bir sırada; nasıl ki İsevîlik şahs-ı manevîsi, vahy-i semavî kılıncıyla (KUR’ÂN’IN SEMAVÎ GÜCÜYLE) o müthiş dinsizliğin şahs-ı manevîsini öldürür, öyle de: Hazreti İsa Aleyhisselâm, İsevîlik şahs-ı manevîsini temsil ederek (BURADA, HZ İSA’NIN IKINCI GELIŞINDE, İSEVÎLIĞIN ŞAHS-I MANEVÎSINI BIZZAT KENDISININ OLUŞTURACAĞINA IŞARET EDILIYOR), dinsizliğin şahs-ı manevîsini temsil eden Deccal’ı (HEM FIKREN HEM DE ŞAHSEN) öldürür ”
{Mektubât, 1 Mektup}
BEŞİNCİ İŞARET
“Âlem-i insaniyette (INSANLIK ÂLEMINDE) inkâr-ı ulûhiyyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesât-ı beşeriyeyi (INSANLARIN KUTSAL SAYDIĞI DINÎ DEĞERLERI) zîr-ü zeber eden (YIKIP YOK EDEN) Deccal Komitesini (DECCAL’IN GIZLI ÖRGÜTÜNE IŞARET EDILIYOR), Hazreti İsa Aleyhisselâm’ın din-i hakikîsini (İSEVÎLIK) İslâmiyetin hakikatiyle birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaati nâmı altında ve “MÜSLÜMAN İSEVÎLERİ” ünvânına layık bir cemiyet, o Deccal Komitesini, Hazreti İsa Aleyhisselâm’ın riyâseti (REISLIĞI VEYA ÖNDERLIĞI) altında öldürecek ve dağıtacak (HZ İSA VE O’NUN ORDUSU TARAFINDAN); beşeri (INSANLIĞI), inkâr-ı ulûhiyyetten kurtaracak ”
{Mektubât, 29 Mektup}
ALTINCI İŞARET
“Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak:
Birincisi: Nifak perdesi altında Risâlet-i Ahmediyeyi (A S M ) inkâr edecek “SÜFYAN” nâmında müthiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, Şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nuranîsine (PEYGAMBERIN SOYUNA) bağlanan, ehl-i velâyet ve ehl-i kemâlin başına geçecek Âl-i Beyt-i Muhammed Mehdi isminde bir zât-ı nuranî, o Süfyanın şahs-ı manevîsi olan cereyan-ı münafıkâneyi (MÜNAFIKLIK AKIMINI) öldürüp dağıtacaktır
İkinci cereyan ise: Tabiiyyun (NATURALIZM), Maddiyyun (MATERYALIZM) felsefesinden tevellüd eden (DOĞAN) bir cereyan-ı nemrudâne (NEMRUDLUK AKIMI), gittikçe âhirzamanda felsefe-i maddiyye (DOĞA FELSEFESI VEYA DARWINIZM) vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, ulûhiyyeti inkâr edecek bir dereceye gelir Nasıl ki bir padişahı tanımayan ve ordudaki zâbitân (RÜTBELI SUBAYLAR) ve efrad onun askerleri olduğunu kabul etmeyen vahşi bir adam, herkese, her askere bir nevî padişahlık ve bir gûna (GURUR, KIBIR VEYA BÜYÜKLENME ILE) hâkimiyet verir Öyle de; Allah’ı inkâr eden o cereyan efradları, birer küçük nemrud hükmünde nefislerine birer rubûbiyyet verir (ÜSTÂD BURADA BU INKÂRCI FELSEFENIN VERDIĞI GÜÇLE, HERŞEYIN VE HERKESIN BIRER RAB VE TANRI OLDUĞUNA INANAN DECCAL VE KOMITESINI OLUŞTURAN ADAMLARIN, HERKESI DE BU FIKRE INANMAYA ZORLAYACAKLARINA VE OLUŞTURACAKLARI EKONOMIK SISTEMI VE SIYASÎ GÜÇLERINI DAHI BU INKÂRCI FIKRI DESTEKLEMEK IÇIN KULLANACAKLARINA IŞARET EDIYOR)
Ve onların başına geçen en büyükleri (DECCAL’A IŞARET EDIYOR), İSPİRTİZMA (TOPLU HIPNOZ VE KITLESEL BEYIN UYUŞTURMA SAYESINDE GERÇEKLERI GÖRMEYI ENGELLEMEYE YÖNELIK UYGULANAN BIR SIMYA IŞLEMI) ve MANYETİZMA (ELEKTROMANYETIK DALGALARIN ÖZELLIĞINI KULLANARAK, INSANLARI KONTROL ALTINDA TUTMAK VE YÖNETMEK IÇIN KULLANILAN VE GÜCÜNÜ DOĞRUDAN ŞEYTAN’DAN ALAN BAŞKA BIR SIMYA IŞLEMI) hâdisâtı nev’inden (YAPAY DEPREMLER VE KÜRESEL IKLIMI DEĞIŞTIRMEYE YÖNELIK ÇALIŞMALAR BIÇIMINDE) müthiş harikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbârâne (ZORLA VE DIKTA YÖNETIMI ILE) sûrî hükümetini (ÜLKEYI YÖNETIYORMUŞ GIBI GÖSTEREN, FAKAT GERÇEKTE KENDISININ YÖNETMEDIĞI BIR HÜKÜMET SISTEMINE IŞARET EDIYOR) bir nevî rubûbiyyet tasavvur edip (BU HÜKÜMET YÖNETIMININ BIR İLÂHÎ SISTEM VEYA OTORITE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜP) ulûhiyyetini ilân eder Bir sineğe mağlub olan ve bir sineğin kanadını bile icâd edemeyen âciz bir insanın ulûhiyyet dava etmesi, ne derece ahmakçasına ve maskaralık olduğu malumdur
İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazreti İsa Aleyhisselâm’ın şahsiyet-i manevîyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhûr edecek; yani rahmet-i ilâhiyenin semâsından nuzûl edecek; hâl-i hazır Hristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi edecek, hurâfâttan ve tahrifâttan sıyrılacak, hakâik-ı İslâmiye (İSLÂM HAKIKATLARI) ile birleşecek; mânen Hristiyanlık bir nevî İslâmiyete inkılâb edecektir Ve Kur’ân’a iktidâ ederek, O İsevîlik şahs-ı manevîsi, İslâmiyete tâbi olacaktır Din-i hak bu iltihak (KATILIM) neticesinde azîm (BÜYÜK) bir kuvvet bulacaktır
Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet; ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken (DINSIZLIĞI ORTADAN KALDIRACAK BIR NOKTAYA GELDIĞINDE); âlem-i semâvâtta (GÖKLER ÂLEMINDE) cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanın (İSEVÎLIKLE İSLÂMIYETIN BIRLEŞIMI OLAN BIR AKIMIN) başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sâdık (HZ PEYGAMBER), bir Kâdir-i Külli Şey’in (ALLAH C C ) va’dine istinad ederek haber vermiştir Madem haber vermiş, haktır; madem Kâdir-i Külli Şey va’detmiş, elbette yapacaktır
Evet, her vakit semâvâttan melâikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz’eden (HAZRETI CIBRÎL’IN “DIHYE” SURETINE GIRMESI GIBI) ve ruhânîleri âlem-i ervâhtan (RUHLAR ÂLEMI) gönderip beşer suretine temessül ettiren (INSAN GIBI GÖSTEREN); hatta ölmüş evliyâların çoklarının ervâhlarını cesed-i misâliyle (KENDILERINE BENZEYEN TEMSILÎ BIR GÖRÜNÜMDE) dünyaya gönderen bir Hakîm-i Zülcelâl, Hazreti İsa Aleyhisselâm’ı, İsa dinine ait en mühim bir hüsn-ü hâtimesi (HZ İSA’NIN HAKIKÎ DINI OLAN İSEVÎLIĞIN EN IYI BIR SONUÇLA SONLANMASI) için, değil semâ-i dünyada cesediyle bulunan ve hayatta olan Hazreti İsa, belki âlem-i âhiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi, yine şöyle bir netice-i azîme (İSEVÎ DININE AIT BÜYÜK VE ÖNEMLI BIR SONUÇ) için ona yeniden cesed giydirip dünyaya göndermek (BURADA ÜSTÂD, HZ İSA’NIN RUHUYLA BIRLIKTE GÖĞE YÜKSELTILEN BEDENINE, ALLAH’IN GEREKIRSE YENI BIR BEDEN GIYDIRIP YENIDEN DÜNYAYA GÖNDERMESININ, KUDRETINDEN UZAK OLMADIĞINA IŞARET ETMEK ISTIYOR) o Hakîmin hikmetinden uzak değil Belki O’nun hikmeti öyle iktiza ettiği (ÖYLE GEREKTIĞI) için va’detmiş ve va’dettiği için elbette gönderecek
Hazreti İsa Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes O’nun hakikî İsa olduğunu bilmek lazım değildir O’nun mukarreb ve havassı, nur-u imân ile O’nu tanır Yoksa bedâhet derecesinde herkes O’nu tanımayacaktır (BURADA DA ÜSTÂD, HZ İSA’NIN NUZÛLÜ GERÇEKLEŞTIĞI ZAMAN, O’NUN HERKES TARAFINDAN AÇIKÇA TANINMAYACAĞINA VE SADECE YAKIN ÇEVRESINDE BULUNAN KÜÇÜK BIR CEMAATIN IMÂNIN NURU VE KUVVETLI BIR YAKÎN ILE O’NU TANIYABILECEKLERINE IŞARET ETMEK ISTEMEKTEDIR )”
{Mektubât, 15 Mektup}
KUR’AN’DA HZ İSA’NIN İKİNCİ GELİŞİNİN İŞARETLERİ
“61Şüphesiz ki O (İSA MESİH), KIYAMET için (ONUN YAKLAŞTIĞINI GÖSTEREN) bir bilgidir Sakın O’nda (Hz İSA’NIN İKİNCİ GELİŞİNDE) şüpheye düşmeyin ve BANA UYUN, çünkü bu YOL (HAKİKÎ İSEVÎLİK) dost doğru bir yoldur ”
{Zuhruf, 61}
“159EHL-İ KİTAB’dan her biri (TÜM HRİSTİYANLAR ve YAHUDİLER), ölümünden önce (Hz İSA’NIN, KIYAMETE YAKIN İKİNCİ GELİŞİNDEN SONRAKİ ÖLÜMÜNDEN ÖNCE) O’na (İSA MESİH) muhakkak iman edecektir KIYAMET gününde de o onlara ŞAHİT olacaktır ”
{Nisâ, 159}
Sonuç olarak;
I - Hz İsa ölmemiştir ve Allah-ü Teala onu kendi katına yakın bir yere (secde eden meleklerin bulunduğu 3 kat gökyüzüne) yükseltmiştir
II- Hz İsa kıyamete yakın bir zamanda tekrar dünyaya gelecektir ve bu bir kıyamet alameti olacaktır
III- Nisa suresi 172 ayeti ve Mektûbâtın 15 mektubu birlikte düşünüldüğünde Hz İsa, Ahiretin uzak bir köşesine (3 kat gökyüzü) cesediyle birlikte Ref’edilmiştir ve Allah-ü Teala onu cesediyle birlikte tekrar dünyaya gönderecektir
IV- Allah nasıl ki Hz İsa’yı babasız dünyaya getirerek bir mucize gerçekleştirmiştir, kıyamete yakın bir zamanda bir mucize olarak onun ref’edilen ruhunu cesediyle birlikte ikinci bir kez dünyaya göndererek bir mucize daha gerçekleştirebilir Hikmet noktasında bakıldığında imkansız gibi görülen bu olay kudret noktasından bakıldığında gayet kolay ve O zatın kudretinden uzak değildir
Vesselam…
Allahu a’lem
alinti
|