Prof. Dr. Sinsi
|
Dr. Mustafa Merter İn Yeni Çağ Manevi Akımları İle İlgili Görüşleri
Arkadaşlar ,
" 900 katlı İnsan" kitabının yazarı psikiyatrist Dr Mustafa Merter in , Yoga, Meditasyon gibi yeni çağ
manevi akımları hakkındaki görüşlerini aşağıya alıntılıyorum ,
Bu alıntı kendisiyle yapılmış bir roportajın bir bölümüdür ,
Farkındalık tan bahsetmemiş ama, görüşleri kısmen onuda kapsayabilir,
Görüşleri çok net ve anlaşılır, şahsen benim kafam karıştı ve bıraksam mı bu uygulamaları diye
şüpheye düştüm,
Özellikle Wish in cevabını merak ediyorum ,
Soru 1 :Son yıllarda ivme kazanan yoga, meditasyon vb Yeni Çağ Manevi akımları hakkında, bunları bizzat deneyimlemiş biri olarak ne düşünüyorsunuz ?
Yoga, meditasyon gibi yeni çağ manevi arayışlarında, Yaratan ile bağlantı kurmadan, Onun tavsiyelerine uymadan, kendi başına, gerçek rehberi bulmadan bilinmez bir alana girme riski var Yine bir benzetme yaparsak, bu arayış hazırlıksız, rehbersiz Himalayalardaki bir doruğa çıkma isteğine benziyor Bir kere niye oraya çıkmak istiyoruz sorusunu sormak lazım Eğer burada benmerkezci nedenler (daha sağlıklı, daha etkin, daha güçlü, daha farkındalık içinde  ) devreye giriyorsa, bizim anlayışımıza göre bu iş baştan sakat demektir Çünkü tasavvufun bize öğrettiği gerçeklerden birisi işin başının da , sonunu da insanlığa ve dünyaya hizmet olduğu ilkesidir Bu gerçeği bilmezsek veya unutursak, kendimizi çıkmak istediğimiz doruk yerine, bir hedonizm ve menfaatperestlik vadisinde bulabiliriz Bir diğer büyük tehlike ise, insan - Rabb bağlantısı olmadığında, ortaya çıkacak sonuçları “ ben yaptım “ duygusuyla yaşamaktır Hayır efendim biz hiçbirşey yapamayız, verilirse alırız, edeple, temkinle o güzel hâlleri yaşarız Temkin o güzel hâller geldiğinde
(bazen olağanüstü önsezi, telepati, keramet hâlleri olabilir) zerre kadar bu hâllerden dolayı gurur, kibir duymamak ve itidal dengesini kaybetmemektir, sır saklamaktır
Yine yaşanan hâl ne olursa olsun, “Nirvana” nın statik bir durum olmadığını, hep yeni bir gelişme fırsatının önümüzde olduğunu bilmektir Dervişin “Nirvana” larının sonu yoktur, o hiçbir hâle takılıp kalmaz Ve tüm bu gelişim süreci boyunca hep “ mubarek Tur vadisinde “ olduğunu bilmesi ve oraya yakışan edebi muhafaza etmesidir Edep ilâhi kökenli evrensel bir değerler manzumesidir, her dinin aslında aynı edep vardır
Soru 2 : Peki niyet baştan yanlışsa, hedonist (zevkperest) ve benmerkezci bir yapı oluşmuşsa ve birde edep korunmuyorsa, bunun neresi manevi gelişimdir?
Böyle kitapsız, rehbersiz “dağlarda / doruklarda” dolaşmak bir süre sonra insanı yorar (bu süre onlarca sene olabilir), eller ayaklar üşümeye başlar, heyecan gider, ümit söner ve insan çaresizce yola çıktığı vadiye geri döner Ama artık orada da mutlu olamaz çünkü az da olsa yücelerin muhteşem manzarasını görmüştür Bir köşeye çöker kalır, ya kendini alkole veya başka bir maddeye verir ya da bizim “manevi aidiyetsizlik depresyonu / spritual no mans land depression” diye tanımladığımız bir rahatsızlığa duçar olur Bu nedenle yeni çağ manevi arayışlarının “manevi” kozmik lunaparkındaki araçlara binmeden tüm bu uyarılar üzerine ciddi tefekkür etmek gerekir
|