Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Mitolojisi !
Cesteni Bey
Cesteni Bey (aslanlarin yuruyusu ile yuruyup) (Uçayan) sehriin arkasinda durarak ileri geri dolasti Ondan sonra dort yol agzina gelerek bu yollarin arasidan sayisiz denecek kadar cok cinler gordu Bu cinler insan etini yiyip kanini iciyor, barsaklarini vucutlarina dolandiriyorlardi Yuzlerini korkunc hale getirip pek kuvvetli sesle haykiriyorlardi Ellerinde de bayraklar vardi Ates gibi kizil ve orgulu saclarini omuzlarina birakiyorlar, kapkara buyuk daglara benzeyen vucutlarini kaldirip zehirli yilan govdeleriyle yuruyorlardi
Cesteni Bey bunlari gorunce yuregini pek tuttu, bir kaplan gibi hic korkup cekinmeden bu cinlerin arasina girdi O zaman cinler Cesteni Bey'i gorup etrafina toplanarak: ( Hey, kimsin sen? Nasil oldu da kendi kendine bizim ustlu altli dag gibi dislerimize lokma olmaya geldin) dediler
Cesteni Bey bu sozu isittigi halde yuregini pek tutup hic korkmadan cinlere soyle dedi:
(Hey cinler, cabuk soyleyin bana, benim sehrimdeki insanlari nasil olduruyorsunuz SIzlere bu sehre girme iznini kim verdi? Benim su keskin kilicima bakin, bununla govedelrinizi keserek parca parca edip birakirim Sehrimizde milletin basina gelen bunca felaket haberi dururken hala dayanilacak degildir )
Cesteni Bey'in bu sozunu duduktan sonra, cinler ofkelenip karma karisik oldular Öd koparip kendilerince bir turku soyleyerek yumruklarini siktilar Kolkola girerek, dirseklerini tutuyor, ates renkli kizil saclarini arkalarina saliverip alev gibi bayraklariyla, gurz ve tokmaklari ellerinde, Cesteni Bey'i mizraklayip, vurmaya calisiyorlardi
Birbirleriyle soyle soylestiler: (Daha ne bekliyorsunuz? Cabuk bunu mizraklayip keselim, vucudunu parcalayip oteki dunyaya gonderelim )
Bunun uzerine Cesteni Bey var kuvvetiyle atlayarak (Urumki) adli cini tepesindeki saclarindan yukari cekip tuttu Kilicini yukari kaldirip , basini kesmek uzere vurdu Boylece cinler Cesteni Bey'in gucunu, kuvvetini ve sansini gorerek cok korkarak kactilar
Ulu Toyun
Ulu Toyun, Ay Toyun'un kizi Günes'e asik olmus Bir gun Ulu Toyun anasi Secen'e der ki: (Ay Toyun'un gogune cik Bana onun kizi Günes'i iste Ne kadar cok agirlik isterse hic esirgeme, kabul et ) Secen hemen goge cikti Ay Toyun'un otagina gitti ve: (Oglum, kizinizi sevmis, onu ogluma verir misiniz) dedi Ay Toyun: (Peki veririm, fakat iki nisan isterim: biri dalga; Göl incisi, oburu Serap; Çöl incisi) dedi
Secen bu haberi ogluna getirdi Ulu Toyun istenilen iki nisanin tedarikini kolay gordu Yer ustunde, yeraltinda ne kadar cinler, periler, ruhlar varsa hepsini davet etti Cumlesi geldiler Ulu Toyun dedi ki:
(Ey kahramanlar! Icinizde benim istedigim iki armagani bana getirmeyi kim uzerine alacak? Bu iki armagani bulmak, getirmek cok kolaydir Bunun biri dalga; Göl incisi, oburu serap; Çöl incisi) dir
Gelenlerden bu teklifi kabul edecek kimse cikmadi Ulu Toyun teklifi tekrar etti Yine cevap veren olmadi Ucuncu teklifinde kurt ile bir karga bu isi uzerine aldilar Fakat kurt dalgayi tutabilmek icin uzun bacaklar istiyordu Karga ise serabi gorebilmek icin keskin gozlere ihtiyac gosterdi Ulu Toyun istediklerini onlara verdi ve:
(Haydi kahramanlarim, gidin bana dalga ile serabi getirin) dedi Bu iki kahraman yola dustu Aradilar, taradilar, cok calistilar, ne kurt dalgayi, ne de karga serabi ele gecirdi Yuz yillaar gecti Bir turlu bu iki armagan gelmedi Ulu Toyun istenilen nisanlari veremedi, Günes hanimi alamadi )
Geyik Avi
Hikaye bir ogretmenin, ogrencisine, canlilarin oldurulmesinin ne kadar gunah oldugunu anlatmasiyla baslar
Ogrenci de ogretmeninden bu oldurme gunahi karsiliginda, tanri tarafindan verilen cezalara bir ornek gosterilmesini ister Ogretmeni, Dantipala'nin hikayesini soyle anlatir:
Kral Dantipala adamlari ile ava cikarak bir cok geyikler avlar Baska bir ormanda daha besyuz geyige rastlar Aralarinda oburlerinden cok guzel, altin renkli bir geyik vardir ki, geyiklerin yol gosterici kralidir Bu ise geyik suretinde olan Buddha'nin kendisidir Avcilar besyuz geyigi kovalamaya koyulurlar Onlari alti defa kusatirlar Olum korkusu icinde cirpinan geyikler bu guzel geyigin yanina gelerek canlarini kurtarmasini rica ederler Fedakar, iyiligi temsil eden fazilet sahibi, geyiklerin krali (Buddha), onlara yardimda bulunmak, gerekirse kendini feda etmek ister Kral Dantipala'nin yanina giderek ondan besyuz maralin hayatini bagislamasin irica eder Nasihat ederek, iyilik etmege tesvik eder Canlilari oldurmenin ne kadar gunah oldugunu anlatmaya calisir Fakat Dantipala bunlarin hicbirini dinlemeyerek gozleri kanla dolu olup hiddetlenerek keskin kilicini ceker Kutsal geyigin boynunu kesip, basini yere firlattigi sirada, sag eli bileginden koparak kiliciyla beraber yere duser Dantipala feryat etmeye baslayarak yaptigi kotuluge pisman olur Ama is isten gecmistir Yer yarilir, Avici cehenneminden alevler cikararak Dantipala'nin butun vucudunu sarar, onu cehenneme goturur Aviciden cikan korkunc alevler Dantipala'yi sardiktan sonra yukselir, goge dayanir Korkunc bir yanki duyulur Yagiz yer deprenir Dort tarafi ates almistir Buyuk daglar yikilarak birbirinin uzerine gelir Dantipala da bu alevler icinde kalir, umidi kesilir, dayanamayarak kendisinden gecer Vucudu yanip kavrulur Avici cehenneminin seytani agzini acip Dantipala'yi yutar
Tepegöz ile Basat
Bir gun Oguz otururken, dusman baskisina ugradi, gece vakti oradan goctu Beraberindeki (Uruz Koca) nin kucuk oglu yolda dusmustu Hic farkinda olmadilar Yollarina devam ettiler Yolda kalan bu cocugu bir arslan alarak goturdu, besledi
Gunlerden sonra, Oguz gene gelip yurduna yerlesti O sirada Oguz Han'in atlarina bakan coban bir haber getirerek dedi ki: (Ormanda bir arslan kukruyor Uzaktan gordum, salinarak yuruyusu insan gibi Atlari yakalayip yatirarak kanlarini emiyor) dedi Cobanin bu sozu uzerine Uruz da Oguz Han'a: (Hanim belki goctugumuz vakit yolda dusen benim oglumdur) dedi
Beyler hemen atlarina bindiler Aslanin yatak yerine geldiler Uruz'un dedigi gibi bu, kendi oglu idi Oglani tuttular Uruz, oglani alip evine goturdu Hep sevindiler Ziyafetler oldu Ama oglan yine durmadi Aslanin yatagina gitti Bir daha tutup getirdiler
Bunun uzerine (Dede Korkut) geldi ve: (Oglum sen insansin, hayvanlarla dusup kalkma, gel iyi ata binmeyi ogren Iyi yigitlerle beraber yasa Buyuk kardesinin adi (Kayan Selcuk)tur Senin adin da (Basat) olsun dedi (Adini ben verdim Yasini tanri versin) dedi
Oguz bir gun yaylaya gitti Uruz'un bir cobani vardi Adina (Konur Koca Sari Coban) derlerdi (Uzun pinar) diye un alan bir pinar vardi O pinara periler konmustu Ansizin koyunlar urktu Coban da bunu kecilerden bilerek onlara kizdi Ilerleyince gordu ki, peri kizlari kanat kanata vermisler, ucuyorlar Coban kepenegini uzerlerine atti Peri kizlarindan birini tuttu
Zaman gecti Oguz yine yaylaya gitti Coban da pinara geldi Yine koyunlar urktuler Coban ilerledi, yerde bir yigin gordu Bu yigin gittikce buyudu Coban Korktu, birakti, kacti Urken koyunlarin pesine dustu
Meger o zaman Bayindir Han ile Beyleri gezmege cikmislardi Bu pinarin yanina geldikleri zaman garip birseyin yattigini gorduler Etrafini aldilar Iclerinden bir yigit, ayagi ile bunu tekmeledi Tekmeledikce yigi nbuyudu Uruz Koca da merak etti, atindan inerek tekmeledi Fakat mahmuzu dokununca bu yigin yirtildi, icinden bir oglan cikti Bu oglanin govedsi adam govdesi gibiydi Ancak tepesinde bir gozu vardi Uruz bu oglani alarak etegine sardi ve Han'im, bunu bana verin, Oglum Basat ile beraber besleyelim) dedi Bayindir Han da Senin olsun) dedi
Uruz, Tepegoz'u aldi Evine goturdu Bir sut nine getirdiler Kadin memesini Tepegoz'un agzina verdi Oglan bir emdi, sut ninenin olanca sutunu aldi Ikinci emisinde kanini aldi Ucuncude de canini aldi Birkac sut nine getirdiler Hepsini boylece oldurdu Baktilar ki olmayacak, sutle besleyelim) dediler Gunde bir kazan sut yetmezdi Beslendiler, buyudu Gezmeye, oglan cocuklariyla oynamaya, oynarken de bunlardan birisinin burnunu, oburunun kulagini yemeye basladi
Nihayet herkes onun yuzunden caresiz kaldi Uruz'a sikayet ettiler, aglastilar Uruz her ne kadar Tepegoz'u dovdu ise de bu hareketlerini onleyemedi Nihayet evinden kovdu
Bunun uzerine Tepegoz'un peri olan anasi gelerek oglunun parmagina bir yuzuk takti ve Oglum sana ok batmasin, vucudunu kilic kesmesin) dedi
Tepegoz, Oguz ilinden kacti Bir yuce da vardi Orada yol kesti Adam esir etti Buyuk eskiya oldu Uzerine bir kac adam gonderdiler Onlar Tepegoz'e ok attilar, batmadi Kilic vurdular, kesmedi Hepsini yedi bitirdi Oguz ilinden bile adam yemeye basladi Oguz'lar toplandilar, uzerine yuruduler Bunu goren Tepegoz kizdi Bir agaci yerinden koparip atarak elli altmis kisiyi oldurdu
Nihayet Basat bu Tepegoz'un uzerine gitti Tepesindeki tek gozune sis saplayarak kor etti Bundan sonra da kafasini kesti
Butun Beyler sevinc icinde kaldilar
Alpamis (Bamsi Beyrek)
Alpamis; Alpamsi, Alpmasa, Bamsi Beyrek ve Boyrek gibi Turk boylari arasinda cesitli soylenislerle gecmekte, uzerine kurulan hikaye de biraz degisik rivayetlerle anlatilmaktadir
Bir anlatisa gore; Alpamis(Bay Boyrek) Oguz'un ogullarindan Ay Han'in ogludur
Ay Han'in oglu olmazdi Bunun icin de cok uzuntulu idi Birgun yanina veziri (Balcik Han) geliyor Ay Han'a seyahat tavsiye ediyor Ikisi yola cikiyor Bir yerde Hizir ile karsilasiyorlar Hizir onlara iki elma vererek kayboluyor Elmanin birisini Ay Han, digerini de karisi yiyor Nihayet bir erkek cocuklari oluyor Adina da Bay Boyrek diyorlar
Bir anlatisa gore de; Bay Börü ile Bay Sari adindaki iki urk Beyinin cocuklari olmustu Bunlar kirk gun Allah'a yalvariyorlar Sonunda Bay Boru' nun, Hakem(Alpamis) adinda bir oglu, Bay Sari'nin da (Ay Barcin) adinda kizi oluyor Ayni yasta olan bu cocuklari kucuk iken nisanladilar, henuz ucer yasinda iken okula verdiler Alpamis yedi yasina gelince okuldan alindi Ona beylik usulleri ile, beyler nasil hareket etmelidir, gibi isler ogretildi Ok talimleri yaptirildi Nihayet maceralar basladi:
Alpamis Kalmuk'larla savasa girdi Bu sirada (Askara) adindaki dagin tepesini bir ok atarak ucurdu Ama yolda bir ak otagda guzel bir kizla uyumakta iken Kalmuk'lar bastilar, Alpamis'i esir ettiler Goturup bir zindana attliar Obur taraftan Kalmuk Han'in kizi Alpamis'a asik olmustu Onu kurtarmak yollarini aradi, bulundugu zindana uzun bir ip sarkitarak onu zindandan cikartti Alpamis'in Çobar yahut Benliboz adinda bir ati vardi O ati da hazir buldular Alpamis atina bindi Tekrar Kalmuk'lara hucum ederek onlari perisan etti Bundan sonra memleketine donunce sevgilisi Aybarç'in'i kolelerinden birinin almak uzere oldugunu ogrendi Dugun hazirliklarinin yapildigi sirada ve eglenceler devam ederken, Alpamis bir ozan kiyafetine girerek Aybarçin'in bulundugu cadira yaklasti Elindeki sazi calarak cadira dogru siirler soylemeye basladi Bu sirada cadirda Bademca adinda bir kadin vardi Biraz kekeme idi O da Alpamis'e siirle cevap verdi Alpamis tekrar soyledi Sonunda gelinin bulundugu cadira alindi Orada eglenceler, oyunlar devam ederken, bir kosede yaslar icinde bulunan gelin Alpamis'i tanidi Bundan sonra ikisi de birbirine atildi Herkes sasirdi Alpamis da sevgilisni alarak babasinin yanina gitti, onu nyerine gecti
|