Prof. Dr. Sinsi
|
İnsandan Önce Yaratılmış Cin Toplumu
Cinlerin Hızları
Cinler ve insanlar, kendi boyutlarına hapsedilmişlerdir Zamanda ne geri ne de ileri gidemezler Zamanda geri gitmeleri için ışık hızından, daha hızlı olmaları gerekir Bu ise ancak "melekler"e has bir hız ve özelliktir Sonsuz Yüce Allah'ın hızı ise "sonsuz"dur O, "zaman"ı, bir boyut olarak yaratmış, yaratılmışları o zaman boyutuna bağlamıştır Allah'ın üzerinden zaman geçmez, O, zamana haşa tabi değildir Onun içindir ki O, ezeli ve ebedidir O, her an her yerdedir O'nun için her şey, bir şey gibidir
Tabi ki yaratılmışların, boyut farklılığı; dolayısıyla hızları ve buna bağlı yaşam süreleri farklıdır Boyut arttıkça hız artar ve buna bağlı olarak ömür uzar Cinler ve insanlar, "ışık hızı"na mahkum edilmiştir Bu bizim evrenimizin hapsedildiği"üst sınır hız"dır Bunu ne insanlar, ne cinler aşamazlar Bu evrenin sınırlarından aşıp gidemezler:
"Oysa biz, duymak(kulak hırsızlığı yapmak için), (Göğün) oturma yerlerinde otururduk Ancak şimdi, kim dinleyecek olursa, onu gözleyen bir 'ışın topu' bulur "
[CİN(72)/9]
"Ey cin ve insan toplulukları, eğer göklerin ve Arz'ın sınırlarından, nüfuz etmeye(aşıp-geçmeye) güç yetirebilirseniz, yapın!Nüfuz edemezsiniz, ancak bir 'sultan'(üstün bir güç) müstesna "
[RAHMAN(55)/33]
Cinler, "ışık hızı"na yakın bir hızla hareket edebildikleri için; bizim şimdilik gitmekte zorlandığımız gezegen veya galaksilere rahatlıkla gidebilmektedirler Evrenimizin sınırlarına yaklaştıkları, Kur'an ayetlerinden anlaşılmaktadır Ayette geçen "(Göğ'ün) oturma yerleri", birinci semanın(Göğ'ün) sınırlarıdır Ancak cinlerin, mevcut hızla bunu başarmaları mümkün değildir Bu durumun izahı ancak şöyle yapılabilir:
"Genel Görelilik Teorisi"ne göre, ''kurt deliği'' adı verilen "karadelik merkezi"nin, uzay-zamana bir köprü-tünel olma olasılığı, söz konusudur Kuramsal olarak, bu yolların, kestirme yollar olduğu öngörülüyor İnsanoğlu, karadelikler-kurtdelikleri ile zaman bakımından kestirme yolculuk yapabileceğini, bilimsel olarak mümkün görmektedir Kanaatimizcecinler, bu potansiyeli kullanarak, birinci Sema'nın(Göğ'ün) sınırlarında, kulak hırsızlığı yapabilmektedirler
Cinler: Gaybı Bilmezler
Gayb, Allah'ın elindedir, başmelekler, peygamberler dahil göklerde ve Yer'de hiçbir kimse, gaybıbilemez Ancak,Allah, peygamberleri aracılığıyla, insanları uyarmak için olacak olaylarla ilgili bilgiler vermiştir Hesap günü, dalalette olanların konuşmaları, cehennemdekilerin yakarışları, yaklaşansaatte olacak olan olaylar, Deccal fitnesi v s bunlardan bazılarıdır
"Gaybın anahtarları, Allah'ın yanındadır, onu hiç kimse bilmez, ancak O bilir Karada ve denizde olanların tümünü, O bilir Bir yaprak düşmez ki, O bilir Arz'ın karanlığındaki bir "habbe"(tanecik-çekirdek), yaş ve kuru ne varsa, hepsi apaçık bir Kitap'tadır "
[ENAM(6)/59]
"Ne zaman ki onun(Süleyman'ın) ölümünü takdir ettik Onun ölümünü cinler anlamadı, ancak onun asasını yiyerek yere düşmesine sebep olan bir Arz canlısı(ağaç kurdu), onun ölümünü fark ettirdi Şayet cinler, gaybı bilselerdi, aşağılayıcı bir azabta(Süleyman'ın emrinde) kalmazlardı "
[SEBE(34)/14]
Allah Resulü (s a v ), elçi olarak gönderilmeden önce cinlerin, "Birinci Sema"nın oturma yerlerinde, "melekler hiyerarşisi" arasında geçen bazı konuşmaları, kulak hırsızlığı yaparak dinlediklerini, Kur'an'dan muhkem şekilde biliyoruz Peygamberimiz (s a v ), elçi olarak gönderildikten sonra bunu yapamadılar
"(Cinler): 'Doğrusu biz Göğü yokladık, ancak onu, 'güçlü koruyucular' ve 'ışın topları'yla dolu bulduk '
"Oysa biz, duymak(kulak hırsızlığı yapmak için), (Göğün) oturma yerlerinde otururduk Ancak şimdi, kim dinleyecek olursa, onu gözleyen bir 'ışın topu' bulur "
''Biz anlamıyoruz, Yer'deki kimseler için şer mi isteniyor, yoksa onlara Rab'leri doğru yolu mu göstermek istiyor "
[CİN(72)/8-10]
Cinlerin, yaptıkları bu dinlemeler, kahin ve medyumlara yaptıkları fısıltılar, Resulullah (s a v ) tarafından şöyle açıklanıyor:
"Allah, Gök'teki 'melekler'e bir şeyin infaz edilmesini emrettiği zaman, düz bir taş üstünde hareket ettirilen zincir sesi gibi heybetli olan bu ilâhî buyruğa (korku içinde) tam mânasıyla itaat etmek için melekler, kanatlarını birbirine vururlar Kalblerinden bu korku gidince de bunlar; Cebrail, Mîkâîl gibi mukarrebin meleklere: Rabb'iniz ne söyledi? diye sorarlar 'Mukarrebin melekler'i: 'Allah, hak söz söyledi', diye Allah'ın emir ve hükmünü bildirirler Allah yüce ve büyüktür, derler İşte bu suretle kulak hırsızı 'şeytânlar'; Allah'ın verdiği emir ve hükümleri işitirler Bu esnada kulak hırsızı o 'şeytânlar' (yerden Göğe kadar) birbirlerinin üstünde (zincirleme) sıralanmış (kulak hırsızlığına hazırlanmış)lardır Bu durumda iken en üstteki 'şeytan', 'melekler' arasında cereyan eden konuşmayı işitir ve bu sözleri, altındaki 'şeytan'a hemen aktarır Bazen üstteki 'şeytan', işittiği haberi altındakine ve o da kâhin veya sâhirin diline atmadan önce bir ateş topu, üstteki 'şeytan'a erişir (ve onu yakar) Bazen de haberi alttakine ulaştırıncaya kadar ateş ona ulaşmaz Nihayet kendisine haber ulaşan kâhin veya sihirbaz, o habere, yüz yalan katıp (sağa sola) söyler Neticede Gök'ten işitilmiş olan sözün(doğru olan kısmı) gerçekleşir (Kâhin veya sâhir bunu istismar eder ve ettirir) "
İbn-i Mace, C 1, H no: 194, s 346-347
Cinlerin yaptığı kulak hırsızlıkları, haşa Allah'a rağmen, izin vermediği bir bilginin ele geçirilmesi veya olacak bir olayın engellenmesi, değiştirilmesi değildir Allah'ın izni olmasaydı bunu da yapamazlardı
Cinler de Kavimlerden Oluşur: Toplum Halinde Yaşarlar
Cinler, aynı insanlar gibi evlenirler, çoğalırlar, yaşlanırlar ve ölürler Toplum yaşantıları ve soy bağları vardır Onlar da çeşitli kavimlerden oluşmuş toplumlar-fırkalar halinde yaşarlar Dünya yaşamı, onlar içinde bir sınav yeridir Onlar da çeşitli fırkalara-tarikatlara(yollara) ayrılmıştır Allah'a, layıkı vechiyle köle olmayı başaranlar, cennete girmeye hak kazanırlar Sonsuz Yüce Allah'a şirk koşanlar ve İblis'e köle olarak şeytanlaşanlar, cehennem azabını hak ederler
"O zaman ki; cinlerden Kur'an dinlemek isteyen bir topluluğu sana yöneltmiştik Orada hazır oldukları zaman dediler ki: 'Susun!(Dinleyin!)' Kur'an'ı dinledikten sonra oraya, kavimlerini uyarıcı olmak için döndüler "
[AHKAF(46)/29]
Biz, onlara yakınlar(cin-şeytanlar) hazırladık Onlar(cin-şeytanlar), onların önlerinde ve arkalarında olanları güzel gösterirler Onlardan önce geçmiş olan ümmetler içindeki insan ve cinlergibi, onlara da söz(azap) hak oldu Muhakkak onlar hüsrana uğrayanlardır
[FUSSİLET(41)/25]
Bunlar(hakkı örtenler) üzerine, onlardan önce yaşamış olan insan ve cin toplumlarınaolduğu gibi söz(azap) hak olmuştur Muhakkak böyle olanlar, hüsrana uğrayanlardır
[AHKAF(46)/18]
"Bizden(cinlerden) salih olanlar da var, bunun dışında olanlar da var Bizler çeşitli yollara(fırkalara)bölünmüşüz "
[CİN(72)/11)]
"CİN TOPLUMU" VE "UYARICI ELÇİLER"
Cin toplumunu şu şekilde sınıflandırmıştık: Hak üzere olan Müslümanlar, Hak'tan sapan Müşrikler-kafirler ve İblis'e tabi olan şeytanlaşmış cinler; Cin-şeytanlar Müslüman olmayan "cin ve insanlar"a Kur'an;"nefsine zulmedenler, Allah'ın hukukunu çiğneyenler;zalimler" der
"(Ey Muhammed) de ki: 'Cinlerden bir grubun beni dinlediği bana vahyedildi ' (Cinler) dediler ki: 'Muhakkak biz, hayret uyandırıcı bir Kur'an dinledik '"
"O doğruluğa iletiyor ve ona iman ettik Elbette Rabb'imize hiç bir kimseyi ortak koşmayacağız "
"Muhakkak Rabb'imiz Azamet ve Ululuk sahibidir O bir arkadaş ve evlat edinmemiştir "
"Doğrusu bizimbeyinsizimiz(İblis), Allah konusunda saçma şeyler söylüyor "
[CİN(72)/1-4]
"Bizden(cinlerden) Müslümanlar da, zalimler de var Her kim teslim olursa; böyle olanlar, doğruluğa(Hakk'a) erişenlerdir ''
''Ancak zalimler, cehennemin odunu olacaklardır "
[CİN(72)/14-15]
"(O cin ve insan) kafirlerinin, onlara vadedilen o azap gününden dolayı vay haline!"
[ZARİYAT(51)/60]
Allah, cinleri ve insanları "Kendisi'ne köle olsunlar" diye yarattı İlk olarak denenen cinlerdi Yaratılmış her şeyi başlangıçta, cinlerin emrine verdi Dileyen iman etsin, dileyen küfretsin Allah, cinleri, Rabb'ini tanıyacak ve ona "köle" olması gerektiğini anlayacak potansiyellerle yarattı ve onları "özgür" bıraktı Onlara, Rahmeti'nin gereği olarak ayrıcaelçiler gönderdi Kim, vahye kulak verir, kalbini kibir-hırs ve arzularla doldurmaz, Sonsuz Yüce olan "Rabb'ine teslim olursa", kendi kurtuluşunu hazırlamış olur Kim de bunun tersini yaparsa Allah, ipini uzatır, ahiretini(geleceğini) mahveder
Kendilerine verilen tüm nimetlere rağmen, "elçiler"in uyarılarını dikkate almayarak, ilk defa fesat çıkaran ve kandökenler elbette cinlerdir Allah, meleklere: "Bir halife yaratacağım"[BAKARA(2)/30] dediğinde; meleklerin cevabı: "Biz, Sen'i tespih ve takdis ederken yeryüzünde fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?" olmuştur Meleklerin bu bilgisi, önceden nefis sahibi ve sorumlu cinlerin fesat çıkardıklarına ve kan döktüklerine şahit olmalarındandır Allah, cinlere de içlerinden elçiler göndermiştir:
"Ey cin ve insan topluluğu, size, içinizden ayetlerimi size açıklayan ve sizi bu karşılaşma gününüzle uyaran resuller gelmedi mi? Dediler ki: 'Biz kendimize şahidiz ' Dünya hayatı onları aldattı ve onlar, şüphesiz kendilerinin kafir olduklarına da şahit oldular "
[ENAM(6)/130]
"Şayet onlar(cinler), (doğru) yol üzere gitselerdi, Biz onlara bol bol su verirdik,"
"Ki onları 'orada' deneyelim Ve kim de Rabb'inin zikrinden yüz çevirirse, (Allah) onu artan azaba sürükler '"
[CİN(72)/ 16-17]
Allah, insanlar gibi, cinleri de, özgür bırakmıştır Dileyen iman eder, dileyen Hakk'ı örter, zalim olur Cinlere de kendi içlerinden elçiler gönderilmiştir İblis de, Azaz-El; yani melek boyutundayken, cinlere, elçilik ve hakemlik yapmıştır Zaman zaman da insanlara gönderilen elçilere,cinlere de tebliğ etme(elçilik) görevi verilmiştir Musa, Süleyman veMuhammed (s a v ) de bu peygamberlerdendir Hatta Hz Süleyman'a, cin-şeytanlar üzerinde tam bir hakimiyet verilmiştir Cin-şeytanların azgın lideriİblis dahil birçok azgın şeytanlar, Hz Süleyman'ın emrinde-hizmetinde bulunmuşlardır Süleyman, onları "Süleyman Mabed"inin inşasında çalıştırmıştır "Antik Masonluk Örgütü", İblis'in(Lusifer'in) kurdurduğu bir rövanş örgüttür Zamanın sonunda "Küresel Dünya Hakimiyeti"nin ve son aşamasında da "Deccal Hakimiyeti"nin bir aracı olarak bu örgüt kullanılmaktadır
Cinlerin, Peygamberimiz'in tebliğinden önce Musa'ya ve Tevrat'a muhatap oldukları ve Kur'an'dan önce Tevrat'ı dinledikleri anlaşılmaktadır:
"O zaman ki; cinlerden Kur'an dinlemek isteyen bir topluluğu sana yöneltmiştik Orada hazır oldukları zaman dediler ki: 'Susun!(Dinleyin!)'' Kur'an'ı dinledikten sonra oraya, kavimlerine uyarıcı olmak için döndüler "
"(Cinler) dediler ki: 'Ey kavmimiz, muhakkak biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir kitap dinledik ki, önündekini(Tevrat'ı) tasdik ediyor, oraya Hakk'a; doğru yola iletiyor '''
[AHKAF(46)/29-30]
Alemlere rahmet olarak gönderilen son elçi Muhammed (s a v ), aynı zamanda "cin toplumu"na gönderilmiş evrensel bir peygamberdir "Cinler"i de İslam'a çağırmıştır Cinlerin, Kur'an dinlediklerini Kur'an'dan ve Hadis kaynaklarından bilmekteyiz Peygamberimiz'in tebliğine muhatap olan cinler de, kendi toplumlarını İslam'a çağırmıştır:
"(Cinler) dediler ki: 'Ey kavmimiz, Allah'ın çağrısına icabet edin ve ona iman edin ki; sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun '''
[AHKAF(46)/31]
CİNLERİN EKONOMİK-SOSYAL HAYATI
Cinler de insanlar gibi toplum halinde yaşarlar Her türlü ailevi-sosyal-ekonomik farklılaşma ve bunun sonucu olarak da sosyal gruplar-kavimler halinde bütünleşme aşamalarını geçirdikleri muhakkaktır Hayati idame ettirmeye yönelik ekonomik faaliyetlerinin de insan toplumlarına benzer şekilde geliştiği var sayılabilir Ancak, cinlerin daha doğal bir hayat yaşadığı; insanların yiyecek-yemeklerinden de yararlandıkları, uzak yerlerdeki su-yiyecek-meyvelere hız farkından dolayı kolayca ulaşabildikleri açıktır İnsanlara göre yiyecek ve içecek elde etmek, yahut kazanmak konusunda daha avantajlı oldukları, sıvılara daha çok ihtiyaç duydukları bir gerçektir Nitekim suyun, cinler için insanlardan daha hayati bir öneme sahip olduğunu aşağıdaki ayetten anlamaktayız:
"(Allah): 'Şayet (cinler), (doğru) yola yönelselerdi, Biz onların sularını bol bol kılardık '"
[CİN(72)/16]
Nitekim kendileri de "madde- enerji dönüşümü"nü, su içersinde kolayca yapabilmektedirler Beyinlerinin ve gözlerinin büyük olmasının da; bu dönüşümde önemli rolü olmalıdır Bazı yiyecek kırıntılarını, bu yolla çoğaltarak; az çabayla kolayca besin elde etmeyi başardıklarına Peygamberimiz işaret etmiştir:
Cinlerin, Allah Resulü (s a v )'e gelerek, azık istedikleri hadis kaynaklarında mevcuttur:
"Nusaybin cinlerinden bir heyet, benden azık istediler; sakın 'kemik'le ve 'tezek'le taharetlenmeyin Çünkü onlar, cin kardeşlerinizin yiyecekleridir "
"Bunlar, cinlere ne fayda sağlayabilirler ki?" diye sorduklarında, şöyle buyurdu;
"Buldukları kemik üzerinde behemehal biraz et bulurlar; buldukları tezek içinde de mutlaka bir tat bulurlar "
Rudani, C 1, H no: 505, s 182
Hadisten anlaşıldığı kadar, kemiklerin üzerindeki et kırıntılarından hareketle; o kemikleri etli hale getirebiliyorlar Tezeklerinde yaydığı kokudan yararlanbiliyorlar Başka bir rivayette de tezeklerin içindeki arpa-ot kırıntılarını çoğalttıkları ifade edilmektedir Cinlerin, hayvanlarının da olduğu, hadislerde geçmektedir Bu nedenle bazı hadislerdetezeklerin, cinlerin hayvanlarının yiyeceği olduğuna işaret edilmiştir
Peygamberimiz'in birçok hadisinde; Müslüman cinlerin, Müslümanlar'ın yiyeceklerinden yararlandıkları; cin-şeytanların ise besmele çekilmeyen yemeklere ortak oldukları; her türlü "domuz eti, kan, leş, insan kanı ve temiz olmayan şeyleri yedikleri" ifade edilmiştir Şurası kesindir ki; besmele çekilmeyen her işte; cin-şeytanların o işe ortak olma tehlikesi mevcuttur Bu işler, ister yemek yemek, seyehat etmek, eve girmek veya uyumak için yatmak, isterse kişinin hanımıyla halveti olsun, "cin-şeytanlar"dan "Allah'a sığınmak" gerekmektedir Elbette Allah'ın kölesi olan kimse, tüm işlerini,"Allah'a itaat ederek ve O'nun himayesinde" yapar Bunu yapmayan kimse de adeta: "Ben Allah'ın himayesinde değilim, O'nun izniyle hareket etmiyorum" demiş olur ki; o zaman Allah'tan koruma bekleyemez ve böylece "şeytanınetkileri"ne açık olur
"Cin toplumları"nın, insan toplumları gibi mesleki-sosyal farklılaşmış zümrelere sahip olduğu açıktır Cinlerin de, bireysel yeteneklerine göre mesleki farklılık gösterdiği, Kur'an ayetlerinden açıkça anlaşılmaktadır Süleyman Peygamber, emrine verilmiş cinleri, mesleki yeteneklerine göre görevlendirmiştir:
"Süleyman'a, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgarı (verdik) Erimiş bakır kaynağını onun için akıttık Ve cinlerden de Rabb'inin izniyle onun elinin altında çalışan (kimseler) vardı Onlardan kim emrimizden sapacak olsa, ona ateş azabını tattırırız "
"(O cinler), ona(Süleyman'a) dilediği mihraplar, temsiller(heykeller), oyma tekneler ve sabit kazanlar yapıyorlardı (Ey) Davut Ailesi, teşekkür edin Kölelerimden teşekkür edenler azdır "
[SEBE(34)/12-13]
"Şeytanlardan kimisi, ona(Süleyman'a) dalgıçlık ve bundan başka işler yaparlar Biz onları(şeytanları) gözetleyenleriz "
[ENBİYA(21)/82]
Dünya gezegenini insanlarla paylaşan cinlerin, yaşama alanları; genellikle insanların yaşamadığı tenha-terkedilmiş yerler, helak olmuş kavimlerin yurtları, su havzaları, ormanlar, dağlar, mağaralar, denizler ve adalar  Peygamber (s a v )'den nakledilen bir hadisde cinlerin meskenleri; "Yer'in oyuk yerleri" olarak ifade edilir (Rudani, C 1, H no: 444) Bir başka zayıf hadis kaynağında ise Peygamberimiz (s a v )'in, Müslüman cinleri; köylere ve dağlara; Müşrik cinleri ise; dağlara, adalara ve denizlere yerleştirdiği zikredilmektedir
Bugün "İblis'in tahtının su üzerinde olduğu" hadisi ışığında; Süleyman peygamberle ilgili hadisler ve Kur'an'daki işaretlere baktığımızda rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: İblis ve cin-şeytanlar, "Pasifik Okyanusu'nda, Solomon adaları merkezli bölgeyi yurt ve üs" olarak seçmişlerdir Nitekim, İblis'in adamlarının "Lemurya toplumu" diye anlattıkları"şeytan toplumu"nun yurdu burasıdır
SONUÇ
1) Sonuç olarak "cin ve insan toplumları" arasında, Allah'ın özgür köleleriolmaları, denenmeleri; Allah'a gerçek anlamda teslim olanlarla, olmayanların ayırımı; dünya hayatının sonunda mükafat ve ceza bakımından bir fark yoktur Kim cin-şeytanları reddeder, Allah'tan layıkı veçhiyle korkar-sakınırsa; böyle olanlar, mahzun olmayanlar ve kurtuluşa erenlerdir 2) Cinlerden Müslüman olanlar, insanlardan Müslüman olanları sever, kardeşleri bilirler ve onlara hiçbir zarar vermeden, mahremiyete saygı göstererek, onların yakınlarında yaşayabilirler ve onların ilimlerinden yararlanırlar Aynı şekilde Müslüman insanlar, görmedikleri Müslüman cinkardeşlerini severler ve onlara hiçbir zarar vermek istemezler Aralarında herhangi bir iletişim ve ilişki meşru değildir
3) Ancak müşrik cinler, bu sınırları zorlarlar, besmele çekilmeyen yemeklerden yemeye çalışırlar Mahremiyete saygı göstermezler Bu nedenledir ki Müslüman insanlar, evlerine girerken-çıkarken, evlerinde yaşamlarını sürdürürken, besmelesiz bir iş yapmamalıdırlar Müşrik cinler, cin-şeytanlar gibi insanlarla ilişki kurmaya çalışıp, bu ilişkiden bir takım yararlar sağlamak isteyebilirler BirMüslüman, bu ilişkilerin meşru olmadığını bilir ve cinlerle hiçbir ilişki kurmaz Nitekim Sonsuz Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"O gün (Allah) onların hepsini toplar: 'Ey cin topluluğu, siz insanlardan kendinizi çoğaltmak istediniz ' (Bunun üzerine) onların(cinlerin), insanlardan dostları olan kimse dedi ki: 'Rabb'imiz, bazımız, bazımızdan yararlanıp, bizim için takdir ettiğin süreye ulaştık ' (Allah)'da der ki: 'Allah'ın dilediklerinin dışında, onların barınağı ateştir, orada kalıcıdırlar Muhakak senin Rabb'in, Hakim'dir, Alim'dir '"
[ENAM(6)/128]
4) Cinler ve insanlar "sadece Sonsuz Yüce olan Allah'a köle olsunlar" diye yaratılmıştır Tarih boyunca müşrik cinlerve cin-şeytanlar, insanları aldatmaya çalışmışlardır Bunda da maalesef başarılı olmuşlardır Aldanan müşrik insanlar,cinlerle, Sonsuz Yüce Allah arasında "şirk olan birtakım ilişkiler" kurmuşlardır Cinler'e birtakım güç ve yetkiler veren bu ilişkiler; batıldır, sapkınlıktır Cinlerle, Allah arasında hiçbir bağ-akrabalık yoktur Cinler, Allah'a rağmen kimseye zarar ya da yarar sağlayamazlar Cinler, Allah'ın kızları değildir Cinler, ne "melek"tir, ne de meleklerle bir akrabalığa sahiptirler, ne de "ruh"turlar Bugün de müşrik cinlerin ve cin-şeytanların kendilerini; "melek", "filanın ruhu","kötü uzaylı-griler", "iyi uzaylı" vs şeklinde yutturmaya çalışmaları, kibirli-ahmakların cehaletinden ve aldanmasından başka bir şey değildir Cinlerle-insanlar arasında ilişki kuran hakkı örten kafirleri, Sonsuz Yüce Allah, şöyle uyarıyor:
"Hakkı örtenler, O'nunla(Allah'la), cinler arasında bir nesep(akrabalık) kıldılar Muhakkak cinler, (mahşer günü)hazır olacaklarını bilmektedirler "
[SAFFAT(37)/158]
5) Cinlerin ve insanların kurtuluşu; alemlere rahmet olarak gönderilmiş evrensel peygamber Muhammed (s a v )'in getirdiği Kur'an'dadır İblis'in tüm hileleri, planları, insanlığın geçmişi-geleceği, Sonsuz Yüce Allah'ın azab kamçısının kimin üzerine ineceği, insanların-cinlerin nasıl "helak" olacağı, kimlerin yeryüzünün "halifeler"i olacağı, dünyanın kimin"yurd"u olacağı, "kafirlerin ve şeytanlar"ın akibetinin nice olacağı Kur'an'dadır Kurtuluş Kur'an'a ve Kur'an'daki Hak Din; "Gerçek İslam"a iman edenlerindir "Helak" ve "ebedi azab" ise elbette "İblis'in ve dostlarının"dır, bu böyle biline  
Murat Reis
Alıntıdır Kaynak:yaklasansaat com
|