| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Ki Enerjisi (Evrensel Enerji) 
 
            Yaşamın gereklerini sayalım:
 
 
 Beslenme, barınma, giyinme, su ve hava
   
 
 Başka birey kaldımı?
 
 
 Evet, Yaşamın genellikle unuttuğumuz en basit temeli: Kİ!
 
 
 Bir adam denize doğru yürür, eğilir ve eline bir avuç su alır
  "Bu benim suyum," der  Bir açıdan elbette haklıdır  Geçici olarak su onundur  Ama sonuçta su okyanusa aittir   
 
 Ellerini açıp suyu kuma dökse, kumda emilmesine izin verse veya su buharlaşsa da, bulutlara karışacak ve sonra "onun"olan su sonuçta yine okyanusdaki yerine tekrar dönecektir
  Ancak deniz suyunu avucuna alan adamın hikayesinin tersine, yaşam gücünün alınışı kendiliğinden ve süreklidir  Kişisel Ki'miz, evrensel Ki'den ayrılmaz bir parçadır ve aralarında sürekli bir alışveriş vardır  Bu yaşamın temelidir:kişisel Kİ'miz ve evrensel Ki arasında ileri geri sürekli bir akış  Bu akış güçlü ise ve engellenemezse, sağlıklı oluruz  Akış geçici olarak durduğunda bilinçsiz hale geliriz  Akış tamamen durduğunda ise, ölürüz  
 
 Benzer bir örnek olarak bir arabanın aküsü veribilir
  Araba sık çalıştığında, akü dolu kalır, yani gün içinde tükettiğimiz Ki temelde evrensel Ki'yle tazelenir  Ama arabayı uzun süre çalıştırmadan bir köşede bırakmak;Ki'yi güçlendirmememizle aynı sonucu doğurur, ölü bir akü  Elbette, akü dönem dönem doldurulmalıdır  Bu bizim kişisel ki miz içinde geçerlidir  Ki'nin bu tam yenilenmesi, derin bir uyku sırasında olur  Çoğu insanın gerçekten rahatlayıp gevşeye bildiği tek zamandır bu  Bu tür rahatlama anlarında, evrensel Ki beyin tarafından alınır ve beynin bu elektirik dalgalarını sürekli olarak yayması haline gelir  Huzurlu ve bölünmemiş beş - altı saatlik bir uyku Yeterli olurken, huzursuz dokuz - on saatlik uykunun bize yeterli gelmemesinin nedeni budur   
 
 Uyku, hayatın temel bir gereğidir
  Güçlü bir ki'si olan bir kişi on ile yirmi gün yiyeceksiz yaşayabilir ama uykusuz geçen beş gün onu öldürmeye yeter  Bunun japonca'daki karşılığı ,"Kishi" kelimesidir  Ki yetersizliğinden gerçekleşen ölüm  Tarih boyunca bir mahkumu dize getirmek için uzun süre uyanık durmaya zorlandığını gördüğümüz bir çok örnek vardır  Uykusuz geçen üç gün, en büyük suçların dahi itiraf edilmesine yeterli olabilir   
 
 20
  Yüzyılın ikinci yarısında, Uyku hapları çok rabet görmeye başlamıştır  Bu haplar, beyni uyuşturma özelliği taşımaktadır  Bu ölüm benzeri uykuda evrensel Ki, kişisel Ki'mizi tazeleyemez ve uyku hapı alışkanlığı olumsuz sonuçlara yol açar:enerji yetersizliği, deprasyon ve sonunda sağlığın bozulması  Bu sorunlar bedenin yorgunluğundan dolayı değildir  Hap almış bir beden, paçavra gibidir zaten  Hayır bunlar taze Ki eksikliğinin işaretleridir  Akü örneğimize geri dönersek, siz ki'nizi genişletirken bedeninize yeni Ki akar  Ki'nizi nekadar genişletirseniz  "hızlı dolum" etkisi ortaya çıkar ve geceleri çok az uykuyla, fiziksel ve zihinsel gücünüzü kolayca tazeleyebilirsiniz  Mutlu ve sağlıklı yaşamak istiyorsanız, önce Ki'nizi nasıl genişleteceğinizi öğrenmelisiniz, yani zihin ve bedeni bütünleştirmek için dört temel prensip'in dördüncüsünü   
 
 
 
 Her birimiz kendi gücümüzü ve doğamızı anlama sorumluluğunu almak zorundayız
  Çin klasiği Saikontan, insanları evrenin kendilerine verdiği sonsuz gücü unutarak kapılarda dilencilik yapan zavallılara benzetir  İnsan kendi içinde zaten mevcut olan gücünü unutmuş ve başkalarından yardım dilenmektedir   
 
 Elbette çağlar boyunca bazı büyük inisiyeler, kendilerine sunulan bu sonsuz gücü görmezden gelmemişlerdir
  Buda, Krişna, Yunus, Mevlana ve adını bildiğimiz bilmediğimiz niceleri, kendi gerçek doğalarını ve güçlerini tanımak için zihin ve bedenlerini bütünleştirmeyi başarmışlardır  Bunun yanısıra kendini ve içindeki gücü unutan, egosuna yenik düşen ortalama insanlar, bu tür kişilerin kendilerininkinden farklı bir dünyada yaşadıklarını düşünürler  Bu tür kişilere büyülü bir değneğin dokunduğunu düşünür ve bir ermişin, yüksek bir varlığın gücünün kendileri için ulaşılmaz olduğu yanılgısına düşerler  Bunları mucize olarak nitelendirirler oysa mucize bizdedir, içimizdedir ama bunu hep unuturuz    
 
 Zihin ve bedeni bütünleştirmek zor bir yol gibi görünse de aslında bir o kadar kolaydır
  Çünkü anahtarlar aslında yanıbaşımızda yani içimizde    
 
 Yaşam içinde yemek, içmek, barınmak, giyinmek, hava almak gibi ihtiyaçlarımızın yanısıra bir de evrensel yaşam enerjisine ihtiyacımız vardır yani Kİ enerjisine
   
 
 Bir adam denize doğru yürür, eğilir ve eline bir avuç su alır
  “Bu benim suyum” der  Geçici olarak su onundur ama sonuçta su denize aittir  Ellerini açıp suyu kuma dökse, su kumda emilse ya da buharlaşsa da, bulutlara karışacak ve sonra su yine ait olduğu yere geri dönecektir yani denize  Bu hikayenin tersine, yaşam gücünün alınışı kendiliğinden ve süreklidir  Kişisel Ki’miz, evrensel Ki’den ayrılamaz bir parçadır ve aralarında sürekli bir alışveriş vardır, bu yaşamın temelidir  Bu akış güçlü ise ve engellenmezse sağlıklı oluruz  Akış geçici olarak durduğunda bilinçsiz hale geliriz  Akış tamamen durduğunda ise ölürüz   
 
 Benzer bir örnek olarak bir arabanın aküsü verilebilir
  Araba sık çalıştırıldığında, akü dolu kalır yani gün içinde tükettiğimiz Ki temelde evrensel Ki’yle tazelenir  Fakat arabayı uzun süre çalıştırmadan bir köşede bırakmak, Ki’yi güçlendirmememizle aynı sonucu doğurur, ölü bir akü  Elbette ki, akü dönem dönem doldurulmalıdır  Bu bizim kişisel Ki’miz için de geçerlidir  Ki’nin tam yenilenmesi, derin bir uyku sırasında olur, çoğu insanın gerçekten rahatlayıp gevşeyebildiği tek zamandır bu  Bu tür rahatlama anlarında, evrensel Ki beyin tarafından alınır ve beynin bu elektrik dalgalarını sürekli olarak yayması düzenli hale gelir   
 
 Huzurlu ve bölünmemiş beş-altı saatlik uyku yeterli olurken, huzursuz dokuz-on saatlik uykunun bize yeterli gelmemesinin sebebi budur
  Uyku, yaşamın temel bir gereğidir  Güçlü bir Ki’si olan kişi, on-yirmi gün yiyeceksiz yaşayabilir ama uykusuz geçen beş gün onu öldürmeye yeter  Bunun Japonca’daki karşılığı “kishi” dir yani Ki yetersizliğinden kaynaklanan ölüm   
 
 20
  yüzyılın ikinci yarısında, uyku hapları çok rağbet görmeye başlamıştır  Bu haplar, beyni uyuşturma özelliği taşımaktadır  Bu ölüm benzeri uykuda, evrensel Ki, kişisel Ki’mizi tazeleyemez ve uyku hapı alışkanlığı olumsuz sonuçlara yol açar  Enerji yetersizliği, depresyon ve sonunda sağlığın bozulması    Bu sorunlar, bedenin yorgunluğu yüzünden değildir, hap almış bir beden zaten genellikle paçavra gibidir  Bunlar taze Ki eksikliğinin işaretidir  Ki’nizi genişletirken, bedeninize yeni Ki akar  Ki’nizi ne kadar genişletirseniz, hızlı dolum etkisi ortaya çıkar ve geceleri çok az uykuyla, fiziksel ve zihinsel gücünüzü kolaylıkla tazeleyebilirsiniz  
 
 
 
 EVRENİN Kİ’Sİ NEDİR?
 
 
 Gökyüzüne bakın, güneş parlıyor
  Böyle parlamaya, yanmaya başlamadan önce ne durumdaydı? Doğmadan önce neredeydiniz? Annenizin karnında bir cenin  Ondan önce elbette annenizin yumurtasıyla babanızın sperminin bir birleşimi  Ama ya ondan da önce? 
 
 Eğer evrendeki her şeyi böyle sorgularsak, asla bitmeyen bir sorgulama döngüsüne girersek, nerdeyse hiç olduğu halde varolmaya devam eden bir şeyle karşılaşırız
  Diğer bütün canlılar ya da nesneler gibi insan da, nerdeyse hiçlikten ve evreni oluşturan bölünmez özden ortaya çıkmıştır  Bu Ki’dir   
 
 Mutlak evren özünde tektir
  İki zıt gücün ortaya çıkışıyla, göreceli dünya doğmuştur  Bizler, onun ardında yatan mutlak dünyayı unutarak, çevremizde görüp duyduğumuz göreceli dünyayı gerçek zannederiz  Ki’nin mutlak evrendeki miktarı sınırsızdır ve hiç durmadan akar  Budacılıkta şöyle denir: “O hiç doğmamıştır ve yok edilemez  O bozulmamış değildir, kusursuz da değildir  O hiç artmaz ve hiç eksilmez  ” 
 
 Temelde zihin ve beden bir bütündür
  Aralarında herhangi bir sınır yoktur  Zihin arıtılmış beden, beden ise arıtılmamış zihindir  Ki, evrenin temel birimidir  Sonsuz sayıdaki ufak parçanın, sonsuz bir birleşimidir  Her şey sonuçta Ki’den üretilir  Göreceli dünyanın kavram ve prensiplerine bağımlı olan bugünün insanı tökezlemektedir  Tek umudu, bu göreceli dünyanın ardındaki mutlak dünya kavramını, Ki prensibini anlamasıdır  
 
 İki zıt gücün etkileşimi, içinde yaşadığımız göreceli dünyayı yaratmıştır
  Bu iki güç doğuda yin ve yang, batıda ise pozitif ve negatif olarak adlandırılır  Hiçbir şey yoktan varolamayacağına göre, elektriğin de jeneratörler tarafından üretildiğini söylemek yanlış olur  Bu güç, daima evreni sarar durumdadır  Bir güç kaynağıyla beş duyumuzla algılayabileceğimiz bir biçime girdiğinde biz ona elektrik deriz  Aslında elektrik hep vardı ama biz beş duyumuzla algılayamıyorduk  İşte bu yüzden beş duyumuzla algılayamadıklarımız reddetmek, yok saymak büyük bir yanılgıdır  
 
 Elektrik, eksi ve artı kutuplarla ifade edilir
  Kişisel Ki’de böyledir  Evrensel Ki ise bir bütündür, karşıtlık yoktur  Ancak insan beyni tarafından üretilen Ki, eksi ya da artı özellik taşımaktadır  Duvarın ışık yansıyan tarafı aydınlıktır ve görünür haldedir, diğer tarafı ise karanlıktır ve görünmez haldedir  Görünmez halde diye duvarın yarısını, geri kalan kısmını gözardı edemeyiz  İki taraf birleştiğinde gerçek duvar oluşmaktadır  Hangi tarafın gerçek olduğunu tartışmanın bir anlamı yoktur  Önemli olan iki tarafın birleştiğinde tek bir duvar oluşturmasıdır  
 
 Tanrı’nın sevgi ile eşanlamlı olduğunu söylemek doğrudur
  Aynı zamanda evrenin acımasız olduğunu söylemek de doğrudur  Her şey sizin görüşünüze bağlıdır  Eğer mutlu, güçlü ve sağlıklı bir yaşam yaşamak istiyorsanız, aydınlık tarafa bakmalısınız  Eğer kasvet ve ızdırap sizi çekiyorsa karanlık tarafa bakın  Güneye gitmek istiyorsak güneye doğru yürümeliyiz  Kuzeye yürürsek, oraya asla varamayız  Yaşamımızı ağlayarak ya da gülerek geçirebiliriz bu bize bağlıdır  Eğer olayların olumlu tarafına bakmak istersek, evrenin yolunun sevginin yolu olduğuna inanmamız gerekir  Olumlu düşünce Ki’mizi güçlendirir  Güçlü bir yaşam istiyorsak, önce zihnimizle bedenimizi bütünleştirmeyi öğrenmek zorundayız  
 
 Bir çoğumuz, herhangi bir konuyu fazla irdelemeden buzdağının sadece okyanus üzerinde yüzen bir buz kütlesi olduğunu zannederler
  Göremedikleri için, yüzeyin altında yatan %85’lik kısmı unuturlar  Aynı şekilde bir çoğumuz, bir insanın gücünü sadece fiziksel gücüyle ölçerler  Göremedikleri için, zihnin muhteşem gücünü unuturlar  Ama aynı buzdağının görünen ve görünmeyen kısımlardan oluşması gibi, insanın gerçek gücü de hem zihninden hem de bedeninden gelir  Ancak zihin ve bedenimizi bütünleştirdiğimizde gerçek gücümüzü, Ki gücünü kullanabiliriz  
 
 Örneğin, evi yanan ihtiyar ve çelimsiz bir kadın ev yanarken ailenin tüm servetinin saklı olduğu ağır sandığı alır ve dışarı çıkarır
  Yangın söndükten sonra, sandığı tekrar yerine götürmeye çalışır ama yerinden kımıldatamaz bile  Çünkü yangın sırasında kadın zihin ve bedenin gerçek gücünü kullanabileceği şekilde bütünleştirmeyi becermiştir  Ancak acil durum geçtikten sonra, zihin ve beden arasındaki bütünlük bozulmuş, yaşlılığın güçsüzlüğü geri gelmiştir  
 
 Bu duruma, cephede en kirli suları içmesine rağmen şiddetli hastalıklara bağışıklı gösteren askerleri de örnek verebiliriz
  Bitiş çizgisine yaklaşan maraton koşucuları, zihin ve bedenin bütünleşmesini deneyimlerler çünkü Ki’lerini genişletmektedirler  Ancak yarış bittikten sonra zihin ve beden öylesine ayrılır ki, çoğunlukla ayakta bile duramazlar   
 
 Zihnin şekli ya da sınırı yoktur
  Beden ise somut ve sınırlıdır  Bu kadar farklı görünen şeyleri günlük yaşam içinde bütünleştirmek imkansız gibi görülebilir  Her alanda bizi bu hedeften uzaklaştıracak korku ve sorunlar ortaya çıkar  Hatta insan, “Buda ya da İsa bunu yapmış olabilirler ama ben yapamam” der  İmkansız görünmesinin nedeni, insanların zihin ve bedeni birbirinden tamamen farklı şeyler olarak düşünmesinden kaynaklanır  Oysa, ikisi de evrensel Ki’den ortaya çıkmaktadırlar ve sonuçta birdirler  
 
 
 
 ZİHNİ SAKİNLEŞTİRMEK
 
 
 Beyin sürekli olarak elektro-manyetik titreşimler verir bunlara genellikle beyin dalgaları denir
  Bu dalgalar beyin canlı olduğu sürece devam eder  Zihnimizin hareketli olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, sakinleştirmek için ne kadar uğraşsak da, beyin dalgalarımız asla düzenli olmaz  Beyne kendini sakinleştirmesi için verilen emir de kendi dalgalarını yaratır  Tamamen sakin ve dingin olduğumuzu düşünürsek, bu düşünceler de dalgalar yaratır  Düşüncelerle beyin dalgalarımızı rahatsız ettiğimiz sürece, ne zihin ve bedenimizi bütünleştirebilir, ne de evrensel Ki’yle bütünleştirebiliriz  
 
 Öncelikle zihnimizin doğal durumunun sükunet ve dinginlik olduğunu anlamalıyız
  Bir dalgayı düşünelim  Yarısını dinginleştirip, bunu sürekli yapmaya devam edersek, dalga da bunu yaptığımız sürece dingin olacaktır  Yine de, asla sıfır dinginlik sağlanamayacaktır  Evrensel Ki, sonsuzlukta yatar, sıfıra tamamlanmakta değil  Eğer dalganın yolculuğunu sıfırda noktalarsak, dinamik hareketini kaybeder, sıfır olur  Bu ölüm dinginliğidir  Canlı dinginlik ise, sonsuz devinimdir ve sonsuz güç içerir  Ölüm dinginliği tamamen hareketsizdir ve hiçbir gücü yoktur  Bunlar birbirinden tamamen farklıdır  Zihnimizi sonsuz küçülmeye giden yolda tutmalıyız  Bu dinginliktir, zihin ve beden bütünleşmesidir  
 
 Kaynak: Ki Enerjisi – Koichi Tohei
 
 |