| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Ruh Eczanesi (Fırtınanın Ortasında) 
 
            Arkadaşlar Osho'nun Ruh Eczanesi adlı kitabının sevdiğim bir bölümü burası
  Kendimi kötü hissettiğimde uyguladığım ve size de tavsiye etmek istediğim yöntemler  Başlangıç kısmını atlıyorum  Tecrübelerinizi yazarsanız denemeyenlere de faydamız dokunur  
 
 -REÇETELER-
 
 AYAKLARIN YERE BASMASI
 
 Modern insanın en büyük sorunlarından biri budur- tüm insanlık köklerini yitirmiş olmaktan dolayı acı çekiyor
  Bunun farkına vardığında, bacaklarında bir titreme, bir belirsizlik hissedeceksin çünkü bacaklar insanın kökleridir  İnsan bacakları sayesinde toprağa kök salar  Şu iki veya üç şeyi yap    
 Birincisi: Deniz kenarında yaşıyorsan her sabah kumsala gidip, kumun üzerinde koş
  Deniz kenarında yaşamıyorsan, herhangi bir yerde yalın ayak koş  Ayakkabı giymeden çıplak toprağa bas ve ayaklarla yer arasında bir temasın oluşmasına izin ver  Kısa sürede, bir iki hafta içinde, bacaklarında müthiş bir enerji ve güç hissetmeye başlayacaksın  Demek ki koşmak ve yalın ayak koşmak- birincisi bu  
 İkinci olarak koşmadan önce ve sonra, en başta ve en sonda gözlerini kapa
  Sonra tüm ağırlığını önce sanki sadece sağ ayağının üzerinde duruyormuş gibi sağ ayağına ver  Sol, yükten kurtulmuş olacak  Bunu hisset ve sonra diğer ayağa geç  Tüm yükünü sol ayağına vererek, sağ ayağı sanki yapması gereken hiçbir şey yokmuş gibi tamamen serbest bırak  Orada, toprağın üzerinde öylece duruyor ama üzerinde hiçbir yük yok  
 Bunu dört- beş kere yap- enerjinin değişimini hisset- ve bak bakalım nasıl hissediyorsun
  Sonra ne sağ, ne de sol ayağının üzerinde değil de, birini vurgulamaksızın, yüzde elli-elli tam ortada olmayı dene  Bu yüzde elli-elli hissi yere daha sağlam basmanı, daha köklü hissetmeni sağlayacaktır  Koşmaya bununla başlayıp bununla bitirirsen çok faydasını görürsün  
 Üçüncüsü de daha derin nefes almaya başlamaktır
  Kişi yüzeysel nefeslerle kendini köksüz hisseder  Nefes varlığının köküne kadar inmelidir ve bu kök senin cinsel merkezindir  İnsan cinsellikten doğar  Enerji cinseldir  Nefes senin cinsel enerjinle temas etmeli, cinsel merkez nefes tarafından sürekli masaj yapılıyor olmalıdır  O zaman kendini köklü hissedersin  Nefesin yüzeyde kalıyor, cinsel merkeze asla inmiyorsa ortada bir boşluk oluşur  Sana o titrekliği, belirsizlik hissini, kafa karışıklığını- kim olduğunu, nereye gittiğini, amacının ne olduğunu, niye var olduğunu bilmeme, sürüklenip gidiyor olma hissini veren budur  O durumda git gide parlaklığını kaybeder, bir hayata bile sahip olmaktan aciz olursun- öyle ya, amacın olmadığı yerde nasıl hayat olabilir? Sen kendi enerjine kök salmamışken de, amaç nasıl olabilir? 
 Demek ki önce toprağa kök salmalısın; her şeyin anası odur
  Sonra cinsel merkezde köklenmelisin; her şeyin babası da odur  Hem toprağa hem de cinsel merkeze kök saldığında tamamen rahat, dingin, toparlanmış, merkezde ve ayakları yere sağlam basan biri olacaksın  
 
 
 AYAK TABANLARINDAN NEFES AL
 
 Bedenin alt kısmı, birçok insan, hatta çoğunluk için sorunlu bir bölgedir
  Yüzyıllar boyunca cinsellik bastırılmış olduğu için, bedenin alt kısmı da cansızlaşmıştır  İnsanlar cinsel merkezin altına inmekten korkar hale gelmiştir  Cinsel merkezin üzerinde, kasılmış bir şekilde kalırlar  Aslında çoğu insan kafasında, veya biraz daha cömertse gövdesinde yaşar  
 İnsanlar en fazla göbeğe kadar inerler ama onun ötesine geçmezler
  Bu yüzden bedenin bir yarısı neredeyse felç olmuş gibidir ve bu yüzden hayatlarının bir yarısı da felçlidir  Bu durumda bir çok şey imkansızlaşır çünkü alt beden, insanın kökü gibidir  Kökün ta kendisidir orası  Bacaklar senin kökündür ve yerle bağlantını sağlarlar  Bu yüzden insanlar yerle bağlantıları olmadığı için, hayalet gibi havada asılı kalırlar  Kişinin ayaklara geri dönmesi gerekir  
 Lao-Tzu öğrencilerine derdi ki, "Ayak tabanlarından nefes almaya başlamadığın sürece, benim öğrencim değilsin
  Ayak tabanlarından nefes al  " Ve o son derece haklıdır  Sen ne kadar derine inersen, nefesin de o kadar derine iner  Neredeyse nefesinin sınırlarının, varlığının sınırları olduğunu söyleyebiliriz  Bu sınır büyüyüp ayaklarına değdiğinde, nefesin fiziksel anlamda değil ama çok derin psikolojik bir anlamda neredeyse ayaklarına kadar ulaştığında tüm bedenine sahip çıkmışsın demektir  Artık ilk kez olarak bir bütünsün, tek parça ve bir aradasın  
 Ayaklarını git gide daha fazla hissetmeye devam et
  
 Bazen ayakkabı giymeden yere bas ve toprağın serinliğini, yumuşaklığını, sıcaklığını hisset
  Toprak o anda sana ne vermeye hazırsa, onu hisset ve bırak bu senin içinden akıp geçsin  Enerjinin toprağa doğru akmasına izin ver ve toprakla bir bağ kur  
 Toprakla aranda bir bağ varsa, hayatla da var demektir
  Toprakla aranda bir bağ varsa, kendi bedeninle de vardır  Toprakla aranda bir bağ varsa son derece hassas ve merkezindesindir, gerekli olan da zaten budur  
 
 
 HARA FARKINDALIĞI
 
 Yapacak hiçbir şeyin olmadığı bir anda sadece sessizce otur, içine dön ve göbeğine- göbek deliğinin beş santim kadar altında, hara diye bilinen merkeze- dal ve orada kal
  Yaşam enerjinin müthiş bir şekilde merkezlenmelerini sağlayacaktır bu  Onun harekete geçmesi için sadece içine bakman yetecek, tüm hayatının o merkezin etrafında dönüyor olduğunu hissetmeye başlayacaksın  
 Hayat hara merkezinden başlar ve orada sona erer
  Tüm merkezlerimiz uzakken, hara tam ortadadır  Denge bulmamızı ve köklenmemizi sağlayan merkez haradır  Bu yüzden kişi bir kez haranın farkına vardığında, birçok şey gerçekleşmeye başlar  
 Örneğin harayı ne kadar hatırlarsan, o kadar az düşünürsün
  Düşünce eylemi otomatik olarak azalacak çünkü enerji kafaya değil, haraya doğru gidiyor olacaktır  Harayı ne kadar çok düşünür, ona ne kadar odaklanırsan, içinde bir disiplinin yükseldiğini de o kadar hissedersin  Bu doğal olarak gelir- zorlamayla değil  Hara merkezinin ne kadar çok farkına varırsan, yaşamdan ve ölümden o kadar az korkar hale gelirsin çünkü yaşamın da ölümün de merkezi odur  
 Bir kez hara merkezine uyum sağladığında, çok daha cesur bir şekilde yaşayabilirsin
  Cesaret ondan doğar- daha az düşünme, daha az kontrolsüz an, daha fazla sessizlik, doğal disiplin, cesaret, köklülük ve yere daha sağlam basış hep ondan doğar  
 
 
 AKŞAM LİMANI
 
 Sağa, sola doğru yalpaladığını, merkezinin neresi olduğunu bilmediğini hissediyorsan bu hara merkezinle bağlantını kaybetmiş olduğunun göstergesidir
  O bağlantıyı yeniden yaratman gereklidir  
 Akşam yattığında, yatakta uzan ve iki elini de, göbek deliğinin beş santim altında koyup, buraya hafifçe bastır
  Sonra nefes almaya, derin nefese başla  Derin nefes alırken o merkezin nefesle birlikte inip kalktığını hissedeceksin  Sanki git gide küçülüp sadece orada, o küçük merkezde, çok yoğun bir enerji olarak varoluyormuşsun gibi enerjini tümüyle orada hisset  Bunu yalnızca on, on beş dakikalığına yaptıktan sonra uykuya dal  
 Bunu yaparken de uyuyakalabilirsin; bu da faydalı olur
  O zaman tüm gece boyunca bu merkezlenme devam edecektir  Bilinçaltı tekrar, tekrar oraya yönelerek, orada merkezini bulur  Bu yüzden gece boyunca sen bilmeden birçok şekilde, merkeze derinden temas etmiş olursun  
 Sabah uykunun bittiği anda gözlerini önce hemen açma
  Ellerini yeniden oraya götür, biraz bastırarak nefes almaya başla ve yeniden harayı hisset  Bunu on, on beş dakika kadar yaptıktan sonra kalk  Bunu her akşam ve her sabah yap  Üç ay içinde kendini merkezinde hissedeceksin  
 Merkezlenmiş olmak esastır; yoksa kişi kendini bölük, pörçük hisseder
  Kişi o zaman bir arada değildir, yapboz gibi sırf parçalardan ibaret, bir geştalttan, bütünden yoksundur  Bu kötü bir durumda olmaktır; kişi merkezi olmadan kendini oradan oraya sürükleyebilse de, sevmekten acizdir  Merkezin olmadan, hayatındaki tekdüze şeyleri yapmaya devam edebilirsin ama asla yaratıcı olamazsın  Asgaride yaşarsın; azami senin için asla mümkün olmaz  Kişi ancak merkezini bulduğunda azamide, zirvede, doruklarda yaşayabilir ve tek yaşam, asıl yaşam budur  
 
 
 KORUYUCU AURA
 
 Her akşam uyumadan önce yatağında oturarak, bedenin etrafında, on beş santim kadar dışında, onunla aynı şekli alan, seni kaplayan, koruyan bir aura olduğunu hayal et
  Bu bir zırha dönüşecektir  Bunu beş dakikalığına yaptıktan sonra, hala onu hissederek uyu  Auranın üzerini bir battaniye gibi örttüğünü, bedenini dışarıdan gelebilecek her türlü gerginliğe, düşünceye, titreşime karşı koruduğunu hayal ederek uykuya dal  Auranı hissederek uykuya dal  
 Gece yaptığın en son şey bu olmalı
  Sonrasında hemen uyu ki, bu his bilinçaltında devam etsin  Püf noktası budur  Tüm işleyiş senin önce bilinçli bir şekilde hayal etmene sonra da uyumana dayanır  Git gide uykunun eşiğine yaklaştıkça, bir parça hayal gücü orada kalmaya devam edecek  Sen uyuya kalmış olsan da, hayal gücü bilinçaltına işleyecek  Müthiş bir güç ve enerjiye dönüşecek bu  
 Kendimizi başkalarından nasıl koruyacağımızı bilmiyoruz
  Başkaları orada olmakla kalmıyor, bir de varlıklarını sürekli, nazik titreşimlerle yayıp duruyorlar  Gergin biri yanından geçtiğinde, senin her yanına gerginlik okları fırlatmış oluyor- bunları özellikle sana yönlendirdiğinden değil, sadece onları zaten etrafa saçıyor olduğundan  O bilinçli değil; kimseye bunu bilerek yapmıyor  Gerginliğini üzerinden atması lazım çünkü bu ona çok fazla yük oluyor  Bu yükten kurtulmazsa delirir  Onu üzerinden atmaya karar verdiğinden de değil, sadece taşıyor bu gerginlik  O kadar fazla ki, adam onu içinde taşıyamıyor ve gerginlik de taşıp durmaya devam ediyor  
 Biri yanından geçiyor ve sana bir şeyler atıyor
  Açıksan ve koruyucu bir auran yoksa    ki kişi meditasyonla açık, çok açık bir hale gelir  Yalnız olduğunda bu iyi bir şeydir  Meditatif insanlarla çevrili olduğunda bu çok iyidir  Ama dünyada, piyasanın içinde olduğunda, etrafındakiler de meditatif değil, son derece gergin ve endişeli, akıllarında bin bir türlü şeyle gezinirken, onlardan bir şeyler kapmaya başlarsın  Savunmasızsındır; meditasyon kişiyi son derece yumuşak yapar, bu yüzden ne gelirse gelsin içine işler  
 Kişi meditasyondan sonra çevresinde koruyucu bir aura oluşturmalıdır
  Bu bazen otomatik olarak gerçekleşir, bazen de gerçekleşmez  Eğer sana otomatik olarak olmuyorsa, bunun için çalışman gerek  Üç ay içinde kendiliğinden gelmeye başlayacaktır  Üç hafta ile üç ay arasında herhangi bir zaman, kendini çok ama çok güçlü hissetmeye başlayacaksın  Bu yüzden akşam bunu düşünerek uykuya dal  
 Sabah yine ilk düşünce bu olmalı
  Uykunun bittiğinin farkına varır varmaz gözlerini hemen açma  Önce tüm bedenini saran auranın seni koruduğunu hisset  Bunu beş dakika yapıp, öyle kalk  Yıkanıp, çayını içerken bunu hatırlamaya devam et  Sonra gün içinde, arabada, trende veya ofiste otururken vaktin olduğunda yeniden kendini bu hisse bırak  Bir anlığına da olsa onu yeniden hatırla  
 Üç hafta ile üç ay arası bir zamanda, bunu neredeyse katı bir şey gibi hissetmeye başlayacaksın
  O seni sarmalayacak ve o zaman kalabalığın içinden geçsen de bundan etkilenmeyeceğini, hiçbir şeyin sana dokunamayacağını hissedebileceksin  Bu seni müthiş derecede mutlu edecek çünkü artık sadece kendi sorunlarını sorun ediyor olacaksın, başkalarınınkini değil  
 İnsanın kendi sorunlarını çözmesi çok kolaydır çünkü bunlar zaten ona aittir
  Başkalarının sorunlarını üstlenip durmaksa çok zordur; bunları çözemezsin çünkü bunlar daha en başından sana ait değildir  
 Koruyucu bir aura yaratmaya çalışırsan hem bu aurayı hem de onun işleyişini görebilirsin
  Göreceksin ki tamamen korunuyorsun  Nereye gidersen git üzerine bir şeyler geliyor olacak ama bunlar iade edilecek; sana dokunmayacaklar  
 
 
 DENGELEYİCİ BİR HAREKET
 
 Beynin sağ ve sol tarafları farklı şekilde çalışır; bu herkes için geçerlidir ama meditasyon sana derinden işlediğinde bu ayrım ve fark abartılabilir
  
 Sessizce otur ve gözlerine bastır
  Gözlerinin önünde ışıklar belirmeye başlayana kadar bastır  Gözlerini fazla acıtma ama azıcık acıtmana izin var  O ışıkları izlemeye devam et  Bu birçok şeyi yerli yerine oturtacaktır  
 Bunu on- on beş dakikalığına yap- gözlerine bastır
  Sonra beş dakika dinlenip, yeniden bastır  Bunu kırk dakika boyunca tekrarladıktan sonra gözlerine soğuk su çarp  Gözlerini kapa ve serinliği hisset  
 Bunu on beş gün boyunca yap
  Bu egzersiz beyninde birçok şeyi oturtacak ve kendini çok toparlanmış ve aklı başında hissedeceksin  
 
 
 BURADA OLMAK
 
 Bilincin geliştikçe, dünya da değişmeye başlar
  Doğrudan hiçbir şeyin yapılmasına gerek yoktur; tüm değişiklikler neredeyse kendi kendilerine gerçekleşir  Gereken tek şey daha bilinçli olmaya yönelik bir çabadır  
 Yaptığın her şeyin git gide daha bilincinde olmaya başla
  Yürürken bilinçli yürü, tüm dikkatini yürümeye ver  Bilinçsizce yürümek yerine, yürüyüşüne bilinç niteliğini taşımak çok büyük bir fark yaratır  Kökten bir değişim söz konusudur  Bu dışarıdan görünmese de, içten içe farklı bir boyuta yönelinmektedir  
 Küçük bir şey dene: örneğin elini hareket ettir
  Bunu mekanik bir şekilde yapabilirsin  Sonra bir de son derece bilinçli bir şekilde, yavaş, yavaş, hareketi hissederek ve bunu nasıl yaptığına içinden bakarak yap bunu  
 Bu küçücük harekette bile tanrısallığın eşiğine gelmiş oluyorsun çünkü bir mucize gerçekleşiyor
  Bilimin henüz kavrayamadığı en müthiş gizemlerden biridir bu  Sen elini kaldırmaya karar verirsin ve el bu kararı takip eder  Bu bir mucizedir çünkü bilinç maddeyle temas etmektedir    sadece bununla da kalmaz, madde bilinci takip eder  Bu köprü henüz keşfedilemedi  Düpedüz sihir bu  Zihnin madde üzerindeki gücü; sihir tümüyle bundan ibaret  Bunu bütün gün yapıyor olsan da, bilinçli bir şekilde yapmıyorsun, yoksa bu küçücük hareket senin içinde müthiş bir meditasyona yol açıyor olurdu  Tanrısallığın, tüm varoluşu hareket ettiriş yolu budur  
 Bu yüzden yürürken, otururken, dinlerken veya konuşurken uyanık ol
  
 
 
 KENDİNİ TOPARLAMAK
 
 Verdiğin her nefeste "bir" de
  Nefes verirken "bir" de, nefes alırken bir şey söyleme  Nefes ver ve "bir" de, nefes al ve bir şey söyleme  Demek ki her dış nefeste "Bir    bir    bir" diyorsun  Bunu söylemekle de kalma, aynı zamanda tüm varoluşun bir olduğunu, bütün olduğunu hisset  Bunu tekrarlama, sadece o hissi taşı- "bir" demenin de faydası olacaktır  
 Bunu her gün yirmi dakikalığına yap ve bunu yaptığın sırada kimsenin seni rahatsız etmemesini sağla
  Gözlerini açıp saate bakabilirsin ama saati kurma  Seni sıçratacak bir şey iyi değildir bu yüzden bunu yaptığın odada telefon olmasın ve herkese kimsenin kapıyı çalmaması gerektiğini söyle  O yirmi dakika boyunca mutlak bir rahatlama halinde olman gerekiyor  Etrafında çok fazla ses varsa kulak tıkacı kullan  
 Her nefes verişte "bir" demek seni öylesine dingin, sessiz ve toparlanmış hale getirecek ki bunu hayal bile edemezsin
  Bunu gündüz yap, asla gece değil; yoksa uykun bozulur- kendini öylesine rahatlamış hissedersin ki uykun gelmez  Aksine tazelenmiş olursun  En iyisi sabah ya da öğleden sonradır ama asla gece yapma  
 
 
 LAO-TZU'NUN SIRRI
 
 Şimdi sana Lao-Tzu'dan gizli bir sutra aktaracağım
  Bu hiçbir yerde yazılı olmasa da müritleri arasında asırlarca kulaktan kulağa aktarılmıştır  Bir meditasyon yöntemiyle ilgilidir  
 Lao-Tzu der ki: Bağdaş kurup otur
  İçinde bir terazi varmış gibi hisset  Terazinin iki kefesi, iki göğsünün yanındadır  İbre gözlerinin ortasında, üçüncü gözün olması gereken noktadadır  İpleri ise senin beynindedir  Yirmi dört saat boyunca içindeki bu terazinin farkında ol ve kefelerin dengede, göstergenin tam ortada olmasına dikkat et  İçindeki bu teraziyi dengeleyebildin mi, yolculuğunu da tamamlamışsın demektir  
 Ama bu çok zordur
  En küçük bir nefeste bile kefelerin inip çıktığını göreceksin  Sen sessizce otururken, odaya biri girdiğinde kefeler hemen inip çıkmaya başlar  Lao-Tzu der ki, "Bilincini dengele  Karşıtlıklar eşitlenmeli, orta nokta, merkezde sabitlenmeli  Hayat mutluluk da, mutsuzluk da, ışık da karanlık da, şereflendirilme de aşağılanma da getirse, gözün içindeki dengede olsun ve onu ayarlamaya devam et  " 
 Bir gün gelecek, bu terazi mükemmel dengeye- hayatın değil varoluşun, dalgaların değil okyanusun, "Ben" değil her şeyin varolduğu noktaya ulaşacaktır
  
 
 
 İÇİNDEKİ SIFIRI BUL
 
 Uykuya yatmadan önce yap bunu
  Yatakta gözlerin kapalı olarak uzanırken, hayal edebileceğin kadar kara bir karatahta hayal et  Sonra bu karatahtanın üzerinde üç rakamını, üç kere canlandır  Önce canlandır ve sil; sonra yine canlanır, yine sil, yine canlandır, yine sil  Sonra üç kere, iki rakamını canlandır  Sonra üç kere bir rakamını, sonra da üç kere sıfırı canlandır  Üçüncü sıfıra ulaştığında daha önce hiç hissetmediğin bir sessizlik hissedeceksin  
 Bir gün mutlak bir sessizliğin içine düşeceksin ve sanki tüm varoluş aniden kaybolmuş, geriye hiçbir şey kalmamış gibi olacak
  O zaman müthiş bir bakış yakalamış olacaksın  
 Yani gece uyumadan önce, yattığın yerde bu basit işlemi yap ama onu tamamlamayı unutma çünkü bu sana inanılmaz bir sessizlik sunacak
  Bu basit bir işlem olduğu ve en fazla iki üç dakika alacağı halde onu tamamlayamadan uykuya dalman mümkün  Ama tamamlamaya çalış- uyuma, üçüncü sıfıra gelinmeli  Aceleyle yapma bunu, yavaşça, severek yap  
 
 
 
 
 Kaynak: Ruh Eczanesi (Osho)
 
 |