| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Zen / Aydınlanma Meditasyonu 
 
            Zen / Aydınlanma Meditasyonu
 
 Zen Ustaları D
  T  Suzuki, Nyogen Senzaki ve Shunryu Suzuki'den Alıntılar Zen, içimizde var olup da günlük yaşantımız içinde, olağan koşullar altında bilincinde olamadığımız ruhsal güçlerin açığa çıkmasına olanak sağlamaktır
  
 Her şeyden önce Zen, kitaplardan edinilecek bilgilerle değil de kişisel yaşantılardan çıkan gerçeklere dayanarak doğrudan, dolaysız olarak sorunları çözmeyi öneriyor
  
 Zen size son anda yaşamınızı kurtarmak için bir mucize sunmaz , fakat size her zaman sükunet verebilir
  Zen öğretisi çok basittir, bu nedenle insanlar bunu uygulamakta tereddüt ederler  
 Eğer algılar ötesi, aşkın (transcendental) bir şey arıyorsanız bu sizi göreceli (izafi) dünyadan koparacaktır
  Böyle bir şeyse kendinizi yok etmekle aynı şeydir  
 Zen, coşkun zevk alınacak bir şey değildir
  Bazı insanlar yalnızca meraktan Zen çalışmaya başlarlar ve kendilerini yalnızca daha meşgul duruma sokarlar  
 Bir zen izdeşçisi zamanını okumaktan çok (hatta zen kitaplarını bile) uygulamaya vermelidir
  kendi deneyiminiz olmadığı sürece Zen'in yabancısı ve filozof bir serseri olursunuz  Kendi hazinenizi bulun  
 Bir zen kapısından girmeden önce kendinizi egoist düşüncelerden arındırmalısınız
  
 Zen, uygulamayla kazanılanların günlük yaşamda uygulamaya dökülmesinde ısrar eder
  
 En yüce gerçek dipsiz bir kuyudur, öyle lafla tartışmayla, kutsal yazıları okumakla da oraya ulaşamazsınız
  Bir kez kendi öz benliğinizi, öz yapınızı tanıdınız mı okumanız, yazmanız olmasa, hiç bir şey bilmeseniz de gerçeği buldunuz demektir  
 Başka birinin düşüncelerini izlemeyin, içinizdeki sesi dinlemeyi öğrenin
  
 Kitaplar ve sözcükler arasındaki arayışınız sizi idrak dünyasının derinlerine götürebilir, fakat bu kendi gerçek özünüzün yansımasını bulma yolu değildir
  
 Her şey geçicidir, üzüntünüz kadar mutluluğunuz da ve ikici düşünceler size ıstıraptan başka bir şey vermez
  
 Kavrayış üzerine çok konuşanlar genellikle onun kapılarının dışında dolaşıyorlardır
  
 Filozoflar mantık yolunun sonuna kadar giderek gerçekliği var sayabilirler, fakat hiçbiri buna ulaşmayı başaramaz
  Mantığı izlemek ve bir şeyin olması gerektiğine inanmak bir şeydir, fakat bunu deneyimlemek başka bir şeydir  
 Bir insan içinde acı çektiği kendi cehennemini kendisi yaratır ve onu kendisinden başka kimse kurtaramaz
  
 Zen tüm kutsal metinleri ve gizli öğretileri aşarak insan deneyimleri aracılığıyla canlı bir şekilde yaşar
  
 Bazıları korkaklık, huysuzluk ve heyecanlanma gibi zayıflıklarını alt etmek için Zen çalışırlar
  Bunlar bencil öğrencilerdir  
 Zen en derin sorunlara çözüm bulmak için akıldan destek aramıyor
  
 Mantık açısından bakınca zen, çelişkilerle, gereksiz yinelemelerle dolu gibi görünebilir
  
 Zen dünyanın en akıl almaz en anlaşılmaz şeyi
  
 Zen her zaman somut gerçeklerle ilgilenir, genelleştirmelerden zevk almaz
  
 Zen, süslü özel bir yaşama sanatı değildir
  Bizim öğretimiz yalnızca kelimenin tam anlamıyla gerçeklerle iç içe yaşamaktır  
 Zen okulu, bizim gerçek zihnimize, gerçek doğamıza dayanır
  Zen ne belli bir öğretiye, ne de çalışma yerine geçecek bir öğretiye bağlıdır  Gerçek doğamızı ifade etmek için zazen uygularız, aydınlanmaya ulaşmak için değil  
 Zen'in kavranabileceğini fakat asla açıklanamayacağını unutmayın
  
 hayatımın anlamını, mutluluğu, huzuru ve dengeyi arıyorum
    
 Bence artık bir şeyler aramayı bırakın
  Zen sizi huzurlu ve mutlu yapacak, hayatınızı sorgulamayı bırakmanızı sağlayacak bilgeliğin zaten varoluşunuzun bir parçası olduğunu söylüyor  Yapmanız gereken tek şey bu bilgeliğin bu gücün açığa çıkmasını sağlamak
  Zen ise bunun yollarını bize işaret ediyor
  
 
 Bir gün işyerinden yürüyerek çıktım ve yaklaşık 100 metre sonra güneş gözlüklerimi bulmak için ceplerime ve çantama baktım, bulamayınca almak
 için işyerine geri döndüm ve binaya girince karanlıktan dolayı gözlüğümün takılı olduğunu fark ettim
  Nasıl fark etmediğime ve aptallığıma biraz güldüm  Gözlüğü boşuna aramıştım  
 Siz hiç harika bir bahar günü mutsuz olduğu için bütün çiçekler açarken kendisi açmayan bir çiçek gördünüz mü? veya inat edip sonbaharda
 yapraklarını dökmeyen bir çınar ağacı, veya her günü bir öncekinin fotokopisi gibi yaşayan sürekli aynı şeyleri yapıp duran bir köpeğin ne
 biçim hayat bu böyle diye hissedip yaşamaktan bıktığını
  Buradan pek çok anlam çıkabilir ama zen'in anlatmak istediği hayatı ne kadar çok sorgularsak, yaşamda sanki gizemli bir anlam varmış gibi onu ararsak bir sürü soruyla karşılaşacağımız ve yine cevapları soruyu soran beynimizle vermeye çalışacağımız gerçeğidir
  Yürünülen bu felsefe yolu akademik bir bilgi yığınıyla sonuçlanacaktır, kuşkusuz bu tür bir bilimsel-felsefi arayış pratik yaşamımız üzerine gerekli ve yararlı olsa da gerçek huzuru sağlamayacaktır  
 Zen farklı olarak bizlere hiçbir bilgi sunmaz, orada bilinebilecek öğrenilebilecek bir şey yoktur, sadece gerçeğin duyulması hissedilmesi
 farkına varılması vardır, ki bu kelimeler bile anlatılmak isteneni veremediğinden buna boşluk deniyor
  Mükemmel kusursuz, her şeyi kapsayan, fark ettiğinizde her şeyin gerçek doğasını olduğu gibi görmenizi sağlayan bir boşluk
  Bu boşluğa ulaşmak için ise tüm arayışları bırakmamız ve sadece kendi doğamızı duymaya çalışmamız gerekiyor ve Zen, kesinlikle üzerinde konuşulması en zor konulardan birisi   _______________________________________
 Hui Hai (Zen Ustası)
 Bilgeler gerçeği zihinde arar, oysa Buda'da arayanlar budaladırlar
  
 Çekici şeyleri zihninizde onlara karşı aşk duyanmadan görebilmeli, ve de itici şeyleri zihinlerinizde nefret uyanmadan görebilmelisiniz, ki buna nefretten bağımsız bir zihin denir
  Bu ikisi yoksa zihin lekelenmemiştir ve şekillerin doğası boş gözükür  Doğalarının boşluğunu algılamak birbirini takip eden nedenselliğin kesilmesine ve birdenbire kurtuluşa yol açar  Bunu etraflıca incelemelisiniz  
 Eğer anlamı size berrak bir şekilde açık değilse soru sormaya acele etmelisiniz
  Saatlerin boşa geçmesine izin vermeyin  Fakat, bu öğretiye inancınızı koymaz ve gayretle uygulamazsanız, bu sadece siz anlamadığınız için olacaktır  
 İnsan bedenini bir kaybettiğinizde, çok çok uzun bir müddet daha elde edemeyeceksiniz
  Çabalayın! Çabalayın! Anlayabilmeniz çok önemlidir  
 _______________________________________
 Kiyohro Miura
 Zen'de kişi kendine bakar -kendinle yüzleşirsin
  Burnunu yerde tutmaktır Zen  
 ZEN TARİHİ
 
 Genelde zen hakkında pek fikri olmayan kişiler zen'in diğer pek çok doğu öğretisi gibi mistik ve doğa üstü güçlerle bir iletişim yöntemi olduğunu düşünüyor
  Zen'in kendilerine esrarengiz ve açıklanamayacak gizemli yaşam formülleri sunmasını umut ediyor ve yaşadıkları sayısız problemleri aşmalarını sağlayacak içsel bir güç vermesini bekliyor  Hatta düşünce gücüyle eşyaları hareket ettirmeyi isteyenler bile vardır  Ama zen hiç kimseye hiç birşey vermeyi vaat etmiyor  Dahası bizde olan pek çok şeyi elimizden alıyor  Zen'e göre doğadaki tüm varlıklar (insan da dahil) eksiksiz, tam ve yeterli varlıklardır  Çünkü evrenin, dolaysıyla içerdiği her şeyin özü aynıdır  
 Yani evrendeki pek çok varlık doğa üstü güçlere sahip, sadece ben yetersizim, ona ihtiyacım var diye düşünmek bu durumda biraz tuhaf ve komik oluyor
  İnsanları bu duruma getiren şey ise egolarından, benliklerinden başkası değil  Yani bizim gerçekte mutlu olmaya, yaşamdan zevk almaya, sevgi vermeye ve almaya, huzur dolu koca bir gülümsemeye sahip olmaya yetecek bütün enerji doğamızda ezelden beridir var çünkü bu enerjinin kaynağı o ortak öz  Zen'e göre her bir varlık okyanusdaki bir dalga gibidir, her dalga farklı görünebilir ama hepsinin özü aynı okyanustur  Bu insanın içindeki sevgiyi tetikleyen bir düşüncedir  Ama maalesef insanların bu özün üzerine düşüncelerle kurdukları dev yapıtları ve şaheserleri olan egoları, onları evrenin bu basitliğinden uzaklaştırıyor  
 İşte zen'in yapmaya çalıştığı şey bizim kurduğumuz ve bir gün ansızın öyle veya böyle yıkılacak olan bu koca yapıyı yok etmek ve kişinin o evrensel özünü görmesini sağlamaktan başka bir şey değil
  
 
 Doğu'da tarihsel olarak bunu ilk fark eden kişinin bir hint prensi olan Siddharta Guatama olduğuna inanılıyor
  Siddharta Guatama bundan yaklaşık 2500 yıl önce çevresindeki pek çok çilekeş ve doğa üstü güçler vaat eden öğretilere rağmen o bunlara kulak asmayıp çok uzun yıllar boyunca denediği uygulamalarla sonunda o evrensel özü kavrayabilmiş ve bunun yolunu herkese öğretmeye başlamış  O gün bu gündür de bu iç görüyü sağlayabilen kişilere aydınlanmış kişi anlamında Buda denmektedir  Yani Buda gerçekte belli bir kişinin adı olmayıp bu aydınlanmayı sağlayan kişilere denir, günümüzde de pek çok buda yaşamaktadır   Zamanla Siddharta Guatama'nın öğretisi çeşitli toplumlarda çeşitli şekiller almış hatta zamanla bazı toplumlarda bir çeşit dine bile dönüşmüştür
  Zen ise Siddharta Guatama'nın uygulamasının Hintli bir Buda olan Bohidharma tarafından Çin'de öğretilmeye başlanması ve zamanla Çin ve Japonya'da yaygınlaşmasıyla diğer Budacı öğretilerden ayrılmıştır  Bu nedenle Zen okulunun kurucusu olarak Bodhidharma gösterilir  
 Fransa'da yaşayan Zen Ustası Taikan Jyoji'nin Türkçeye çevrilmemiş kitabından alıntı
  
 
 Siz dünyanın merkezisiniz
  Her şey sizden dışarı doğru yönelir  Evren ikiye ayrılır  Siz ve sizin dışınızdakiler  Maalesef işte ikiliği yaratan düşüncenin temeli budur  Özne ve nesne ikiliğini  Ancak herşey sizden dışarıya yöneldiği gibi dışarıdan da size dönecektir  Gerçekten özgür olursanız bu gidiş dönüşü kontrol edebilirsiniz  Fakat çoğu zaman bu geliş gidişler sizi kontrol eder  O zaman şu veya bu kişiyi şu veya bu ülkeyi suçlarsınız  İşte bu farklılık düşüncesi yaratır  Bununla birlikte bu geliş gidişler dünyadaki hayatın ritmini oluşturmaktadır  Bu geliş ve gidişler sırasında hiç bir şey kaybolmaz, her şey dönüşür  Hayat nefes alır, sizin nefes aldığınız gibi  Bu geliş ve gidişi, nefes alışı durdurursanız kısa sürede ölümle ta nışırsınız  Onu kontrol edebilirseniz kendinizin hakimi olursunuz  Kendinizin hakimi olursanız sonsuz evrenin de hakimi olursunuz  İnsanın saygınlığı, kaderini (karmasını) değiştirebilme onu yeniden belirleyebilme yeteneğinden gelir  Yoksa kadere (karma) mahkum oluşundan gelmez  
 Yazılı bilgiler yani kitaplarda yer alan bilgiler beyinin gıdasıdır
  Bunlardan bir miktar almak gereklidir  Ancak bu bilgiler insanı uzağa götüremez  Bu nedenle hem bedeni hem de ruhu besleyecek gıdalarla beslenmelidir  Zen yolunda bu gıda Zazen uygulayarak elde edilir  Varlığınızı Zazen enerjisi ile beslemeyi ihmal etmeyiniz  İnsan vücudunda bu enerjiyi saklama ve depolama imkanı mevcuttur  Bu depo Haradır  Zihninizi, enerjinizi Hara bölgesine yöneltiniz  Burada depolanan enerji gerektiği yerde ve gerektiği zamanda kullanımınıza hazır olacaktır  Elektrik düğmesini açtığınızda ışık yanacaktır  Ancak elektrik kesikse istediğiniz kadar düğmeye basın ışık yanmaz  İnsan vücudu için de durum aynıdır  Düğme görevini beyniniz görür hareketlerinizi yönetir  Fakat enerjiniz yoksa beyniniz boşa komut verecektir  Kolunuz kalkmayacak, adımınız ileriye gitmeyecektir  
 
 Vücut enerjisinin büyük bir bölümü teneffüs edilen havadan elde edilir
  Kötü nefes almak, bir depoya erzakı gelişi güzel, birbiri üstüne yığmaya benzer  Er veya geç bu erzak bozulur ve kokuşur  Ciğerlerimizde bulunan hava da buna benzer  Eğer doğru nefes almayı bilmiyorsak ciğerlerdeki hava da kötü kokulu olur  Deponuzdaki erzakı düzenli yerleştirirseniz hem daha fazla erzak depolarsınız hem de orada ne bulunduğunu bir bakışta görebilirsiniz  İyi nefes almak da Harada daha fazla enerji depolamanızı sağlar  Bu enerjiye Ki adı verilir  Eğer Ki düzeyiniz yüksekse ve bunu düzenli bir şekilde depoladıysanız eylem yeteneğiniz de yüksek olur  Bu enerji, istediğiniz zaman ve yerde çeşitli faaliyetlerde bulunmanızı sağlar  " 
 
 
 
 Zen Yolu
 
 
 "Zen yolu, bir 'kendini tanima yolu' olarak nitelenir
  Aydınlanma kavramı da kendini tanıma kavramı ile özdes  
 
 
 Kendini tanimaya calismak, kendi ic derinliklerine dalmak, gizlere acilan kapidan girmek, büyük gizeme dogru cikilan bir yolculugun baslangicidir
  
 
 
 Eğer ruh, bu eğitime hazır geldi ise dünyaya, ona en uygun olanına yönelir
  
 
 
 Zen, budizm kökenli kendini tanıma yolu
  Zor bir yol mu? Eğitimin hangisi kolay? Zen yolu herkese açık bir yol değil  Diğer tasavvuf 
 
 
 yolları da öyle
  
 
 
 Hinduizm kökenli kendini tanıma yolu yoga
  (Batıda ve bizde beden eğitimi yanı alındı ve buna yoga deniyor  Zihinler karışıyor  Şimdi tai chi moda oldu  Bu da taoculuk içerisindeki kendini tanıma yolu  Ama batı anlayışında beden eğitimi) 
 
 
 İslam kökenli kendini tanıma yolu, islam tasavvufu, sufizm
  Anadoluda yaşayan insanların imkanları çok fazla  
 
 
 Ne gerekiyor
  Bu yollara yönelecek ruhlar artık 
 
 evrimlerinin son aşamalarına gelmiş ruhlardır
  
 
 Yalın deyimle, ben kimim? sorusunu kendine ciddi şekilde sorabilen ruhlardır bunlar
  
 
 
 Zen yolunu bir dağa dik yamaçtan tırmanmaya benzetiyor ustalar
  Fakat bu söz ne ifade eder? Eğer bu eğitime dahil olduysanız bu zorluk kolay hale gelir  Bu zor eğitimden geçen ulu kişiler hep aynı şeyi söyler  
 
 
 Örnek: Yunus Emre, ne diyor? "Bir kamil mürşide
 
 
 varmayınca olmaz"
 
 
 
 Zen ustaları da aynı şeyi söyler
  Yoga ustaları da  Tao ustaları da  
 
 
 Eğitim, ustaya ulaşmakla tamamlanır
  Ondan öncesi ancak hazırlıktır  Hazırlık da usta yanında yapılırsa ne güzel  İmkan bulunamazsa, Ustaların yazdıkları bilgilendirme yazılarından yararlanmak da güzel  
 
 
 Burada dikkat gerek
  Kendisi bu eğitimden geçmemiş ancak okuma yolu ile bilgi edinmiş kişilerin tavsiyeleri yolu uzatabilir  
 
 
 Buda Gotama'nın dediği üzere kendisi bataklıktan çıkamamış kişinin başkalarını bataklıktan kurtarma imkanı olabilir mi?
 
 
 
 Yolumuz açık; yol gösterenlerimiz yetkin olsun
    
 
 
 Zen ustası Taikan Jyoji'den çeviri
  
 
 
 Bir çok kişi Zazen yaparken ayaklarının veya sırtının dayanılmayacak derecede ağrıdığını söylüyor
  Onlara ilk olarak şöyle cevap veriyorum: Meditasyonun ilk adımı, ilk aşaması, ağrının deneyimlenmesidir  Bu yolla kişinin vücudunun ve zihninin farkına varması mümkün olur  Ağrıyı hissetmek ve onu aşmak gerekecektir  Acı çekmek zihnin bir olgusudur  Yüzeyseldir  Kişinin kendi öz varlığının derinlerine inmesini engelleyen ve benlik tarafından yaratılan bir olgudur  Bir kişi Zazen yaparken acıdan şikayet etiğinde acısı daha da artar  Bu ağrı duygusunun yarattığı acı çekme korkusundan ileri gelir  Zazen yaparken vücudunuzu unutmaya çalışınız  Bunun kolay olmadığını biliyorum  Ancak şunu da biliyorum  Acı arttıkça özgürleşme duygusu da onunla birlikte artar  Düşmüş olan yükselecektir  En alta inen en yukarı çıkacaktır  
 
 
 Zazen sırasında hissedilen acı özneldir
  Bu acı hissi mutlaka gerçek değildir  Meditasyon uygulamasında belli bir aşama kaydedildiğinde kosantrasyon duygunuzun acıyı ortadan kaldırdığını fark edersiniz  Zihnin odaklanması acı duygusunun bağlarını kesecektir  Hücrelerden doğan bu duygu yine aynı hücreler tarafından ortadan kaldırılacaktır  
 
 
 Ayaklarınızı çaprazlayıp meditasyon yapmaya karar verdiğinizde, acı üzerinde, benlik üzerinde ilk zaferi elde ettiniz demektir
  Bu yalnızca başlangıçtır  Yolun ortasında durmayınız  Zazene devam ederseniz güç elde edersiniz  Acı duygusunun sizi alt etmesine fırsat vermeyiniz  Siz onu alt etmeye devam ediniz  Hepimiz değişik tohumlara sahibiz  Kötülük tohumlarına sahip olduğumuz kadar iyilik tohumlarına da sahibiz  Kendimizdeki iyilik veya kötülük tohumlarının yeşermesi imkanı bizim elimize verilmiştir  Üstelik, bizlerde öyle bir tek tohum var ki bu tohum öz benlik tohumudur  Bu tohumun yeşermesi için her güçlüğe katlanmalı her hazırlığı yapmalıyız  Zira bu tohum yeşerdiğinde kötülük tohumları kendiliğinden azalacaktır  
 
 
 
 
 
 Zen Ustası Taikan Jyoji'den çeviri
  
 
 Kimler ki hayat ve ölümün anlamı onlar için çok önemlidir işte Zen yoluna girebilecek olanlar onlardır
  
 
 
 İnsan hayatının anlamı nedir? Bu sorunun cevabını, herkes er veya geç, kararlılıkla ve ısrarla aramaya başlar
  Doğu insanları için hayata anlam veren ölümdür  Batı dünyasında ise ölümü anlamlı kılan hayattır diye düşünülür  Her iki yaklaşım da bir noktada kesişir  Hayatsız ölüm olmadığı gibi ölümsüz hayat da mevcut değildir  Hayatımızın bütün boyutlarını kavramaya ve dünyaya niçin geldiğimizi sorgulamaya yöneldiğimiz zaman yeni bir dönem başlar  Asyalı insanlar, temel problemin insanda var olan "öteki şeyi" kavramak olduğuna inanırlar  
 
 
 Bu öteki şey herkeste mevcuttur
  Fakat çok az insan doğuşundan sonra bu öteki şeyi çıplak olarak görme şansını elde edebilir  Yaşamak, günlük hayatta en sıradan eylemde veya en soylu davranışta bu öteki şeye ulaşmak imkanını elde etmektir  Öteki şey hepimizdedir  Benliklerimizin derinliklerinde mevcuttur ve ona ulaşmak imkanı bize verilmiştir  Ancak ona ulaşmak için ölmeden önce ölmek gerekir  
 
 
 Zen için bir dindir demeyiniz
  Zira bir Zen yolcusu bu tanımlamayı kabul etmeyecektir  Zen başka bir şeydir  Daha çok bir hayat tarzı olarak nitelenebilir  Sonuçta Zen hiçbir şeydir  Boş bir sözcüktür  Ona yükletilen anlamları da boşaltmak epey zordur  Evet yine de boşaltmak gerekir  Zira boş olan her şeyi kapsayabilir  Boşluk çok güçlüdür  Orada her şey yer alabilir  Boş bir tabağa bakalım  Boş olduğu için onun içerisine çok çeşitli yiyecekler konulabilir  Boş bir bardak da çeşitli içeceklerle doldurulabilir  Boş bir vazoya farklı çiçekler konulabilir  Boş bir odaya değişik eşyalar yerleştirilebilir  Geleneksel savaş sanatlarına göre, boşluk, vücudun ve bazı araçların kullanımı ile doldurulur  Bu insan varlığının uzaydaki ifadesidir  Eğer uzay boş olmasaydı, dünyayı, gökyüzünü, yıldızları, varlıkları bir kelime ile hayatı ihtiva edemezdi  İşte uzay boş olduğu için bütün bunları ihtiva etmektedir  Zen de insanın içerisindeki boşluğa ulaşma yolundan başka bir şey değildir  Böylece, benlik yükünün altındaki saklı hazineye ulaşma imkanı doğabilir  Bu hazine ki ta en baştan beri orada mevcut bulunmaktadır  Onu aramak için benlik tarafından yaratılan sınırları aşmak zorunludur  Burada şu soru aklınıza gelebilir  Zazen yaparak içimizdeki boşluğa ulaşmaya çabalamak bu boşluk düşüncesine bağlanmak sonucunu vermez mi? Eğer yalnızca böyle bir amaç çin Zazen yaparsak bu tehlike mevcuttur  Eğer zihnimiz gerçekten boşalırsa boşluğa ulaştığını da düşünmeyecektir, böyle bir bağlılık ta ortaya çıkmayacaktır  Zazen sırasında zihninizi yoğunlaştırmakla yetininiz  Herhangi bir durumu yargılamayınız  Zazeninizi derin veya yüzeysel, iyi veya kötü olarak değerlendirmeyiniz  Zira böyle bir girişim zihninizde yeni düşüncelere ve yeni kıpırdanmalara yol açar  Oysa Zen&'de istenilen durum bunun tersidir  
 
 biraz uzun bir yazıda olsa okumaya değer
 
 
 alıntıdır
 
 
 
 |