Yalnız Mesajı Göster

Absürd(Saçma) Kavramı

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Absürd(Saçma) Kavramı




Sartre ve Camus’nün absürd konusundaki düşünceleri ele alınıp incelenmeden önce absürd kavramının “akla açıkça karşı olanmantık yasalarına aykırı olan, sağduyıınun apaçık doğrularına ters düşen anlamlarına geldiği belirtilmelidir

Geniş anlamda felsefi bir terim olarak absürd anlamı olmayan her şeydir Bu anlamda dünya, insan absürd’dür Bu bakımdan ele alındığında absürd oluş bizzat varlığın kendisinden kaynaklanmaktadır Yani bu anlamda absürd’ün ontolojik bir dayanağı vardır Dar anlamda ise absürd dünyayı ben’e bağlayan ilişkidir

Absürd Sartre felsefesinde “Kendisinde Varlık” ve “Kendisi İçin Varlık” olmak üzere karşılaştığımız iki varlık tipinden Kendisinde Varlığın temel bir hususiyeti olarak karşımıza çıkarken, Camus de ise insan bilinci ile dünya arasındaki bir münasebet, bir yüzleşme olarak gündeme gelmektedir

Sartre’a göre “Kendisinde Varlık” saçma, donuk bir şeydir O varlık ne ise o’dur’ Kendi kendisiyle özdeştir Kendisi olınayanla hiçbir münasebeti olmayıp tam tamına kendi kendisiyle doludur “Kendisinde varlık olumsal’ bir varlıktır

Kendisi İçin Varlık ise, insan bilinci olup Sartre tarafından “ne ise o değil, ne değilse O’dur” biçiminde tanımlanır

Hiç bir boşluğu olmayıp, kendi kendisiyle dopdolu olan Kendisinde Varlık, bilincin “,müdahalesi olmaksızın mutlak saçmalıktır”

Sartre felsefesinde Kendisinde Varlığın “mutlak saçmalığı” mu “olumsallık” ve “fazladanlık” ile ilgili olduğu görülür

Kendisinde Varlık “olumsal” bir varlıktır Tesadüfen ve beklenmeden ortaya çıkan anlamlarına gelen olumsallık kavramı filozof tarafından varlığın kendisinde herhangi bir varolma prensibi taşımadığını göstermek amacıyla kullanılmıştır

Tanrı tarafından yaratılmadığı gibi, kendi kendisinin sebebi de olmayan, herhangi bir varolma prensibi de bulunmayan, bir varlığı izah etme ikânımız yoktur Bu sebepsiz varlık Sartre’a göre SAÇMA’dır Hiç bir dayanağı olmadan varolduğu için o aynı zamanda “fazladan” dır


Fazladanlık düşüncesi “Bulantı” romanının kahramanı Roquentin tarafından şu şekilde dile getirilir: “Benliklerinden sıkılan, rahatsızlık duyan bir sürü varlıklardık biz Ne birimizin, ne öburümüzün orada olmasına hiçbir neden yoktu Utanan, için için kaygılanan her varlık öbürleri karşısında fazla görüyordu kendini Fazla Bu ağaçlar, bu parmaklıklar, bu çakıl taşları arasında kurabildiğim tek ilişki buydu Kestane ağaçlarının saymaya, Veleda’ya göre onlara bir yer vermeye boş yere çabalıyordum Şu karşımda, az soldaki kestane ağacı fazlaydı Veleda fazlaydı (Bulantı‘ dan)

İşte Roquentin dünyanın bu saçma ve fazladan varlığı karşısında yoğun bir bulantı veya tiksinti duygusuna kapılır Çünkü sebepsiz ve saçma varlığa karşı insanın ilk reaksiyonu bulantı ya da tiksinti duygularıdır

Buraya kadarki ifadelerden de anlaşılacağı üzere Sartre felsefesinde saçma ilk planda doğrudan doğruya kainatla ya da “Kendisinde Varlık”la ilgili olarak düşünülüp ontolojik bir platformda ortaya konulmuştur

Ancak diğer varlık tipi, yani Kendisi İçin Varlık açısından durum nedir? Başka bir deyişle bilinci açısından değerlendirildiğinde bir Kendisi İçin Varlık, bedeni açısından değerlendirildiğinde bir Kendisinde Varlık olan insanın saçma olanla bağlantısı nedir?


Roquentin bedeni itibariyle, kendisinin de bu dünya içerisindeki nesnelerden biri
- bir Kendisinde Varlık -olduğunu fakeder farketmez kendi varlığını da sebepsiz ve lüzumuz görecektir

“Ve ben -kafamda tatsız düşünceleri olgunlaştıran, evirip çeviren, cansız bitkin, edepsiz - ben de fazlaydım Bu fazla varlıklardan hiç olmazsa birini yok edeyim diye kendimi yok etmeyi duşunüyordum için için Fakat ölümüm bile fazladan olacaktı Sonsuzluğa dek fazlaydım ben”

Alıntı Yaparak Cevapla