Yalnız Mesajı Göster

Jacques Derrida (1930-2004)

Eski 08-20-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Jacques Derrida (1930-2004)




Yaşamı ve düşüncelerinin oluşumu

Derrida’nın etkinliği yalnızca edebiyat eleştirisi ya da felsefeyle sınırlı olmamıştır Ama onun politik pratiğinin dikkate değer bir yanı olduğu da söylenemezDerrida asıl olarak düşüncede çığır açıcı olmuştur, ancak bu noktada ortaya yepyeni bir teorik bütünselik koymasıyla değil aksine böylesi teorik bütünlüklerin tuttarsızlıklarının ortaya serilmesiyle dikkat çekici olmuştur Onu aşırılıklar peygamberlerinin en önemli figürü yapan geleneksel kavramlarda ve düşüncede yarattığı tahribattır Geliştirdiği yöntemsel yaklaşım, bu tahribatı garanti eder
Özellikle ‘60′lardan sonra yoğunlaşan siyasal konjonktür içinde ırkçılık karşıtı hareketlerde yer aldiği, Fransa’daki Cezayir’li mültecilerin haklarını desteklediği ve ayrıca Soğuk Savaş dönemi Çekoslavakya’sının muhalif hareketlerini desteklediği ve bu nedenden 1982 yılında aynı ülkede tutuklanmış olduğu bilinmektedir Körfez savaşı sırasında ise Alman filozof Jürgen Habermas’la birlikte Frankfurter Allgemeine‘de kaleme aldıkları bir yazıda, dünya entelektüellerini ABD’nin Irak’a karşı giriştiği saldırıya tavır almaya ve Avrupa’nın dünyadaki yerini yeniden tanımlamaya giriştiği bilinir
Paris’te Ecole Normale Superieur‘de ve Sorbonne Üniversitesi’nde okudu 1970′lerden itibaren Paris ve ABD’deki Johns Hopkins, Yale, Harvard, Kaliforniya üniversitelerinde akademik kariyerini sürdürdüGeliştirdigi yöntem ve kavramlar edebiyat eleştirisinden sosyolojiye, kimlik sorunundan felsefeye bütün düşünsel alanlarda etkisini gösterdi ve sarsıcı sonuçlara yol açtı
Michel Foucault, Gilles Deleuze, Fellix Guattari gibi ünlü Postyapısalcı felsefe‘nin (ya da başka bir değişle yapısalcılık-sonrası-teorinin) kurucu öncülerinden biridir1960′lı yıllardan itibaren geniş bir entelektüel kesimin dikkatini çekmeye başladı, özellikle düşünce tarihine yönelttiği köktenci eleştiriler ve yazmanın ( yazı‘nın)doğasıyla ilgili teorik önermeleri önemsendi JJRousseau, Friedrich Nietzsche, Andre Gide, Paul Valery,Albert Camus gibi yazarları erken dönemde okuyan Derrida, Bergson ve Sartre etkisiyle felsefe çalışmalarına yönelmiştir Bu yönelim sonrasında, sürekli felsefenin ve düşüncenin kıyılarında dolanacak, düşünce tarihi içinde geri alınması ya da yok sayılması olanaksız müdahaleler gerçekleştirecektir
Yapısökümcülük denilen Derridacı yöntem, yani metnin derin yapılarını ayrıştırmayı hedefleyen yöntemsel yaklaşım edebiyat kuramı, dilbilim, felsefe, hukuk, sosyoloji, kültür kuramı, mimarlik gibi disiplinler başta olmak üzere birçok alanda yeni açılımlar getirdiOnun çalışmaları köktenci bir şekilde, Platon’dan günümüze çeşitli ve karşıt eğilimlerle gelmiş olan metafizik felsefenin sorgulanması ve böyle bir sorgulama ışığında örneğin Marks, Freud ya da Nietzsche gibi düşünürlerin yeniden değerlendirilmesi olanağını sağladı
Yapısalcılık’dan sonra

Derrida, Dil’i yeniden sorunsallaştırır Dolayısıyla yapısalcılıgı özellikle Saussaur’u ve Levi-Strauss’u da kendi sınırlılığı çerçevesinde sorunsallaştırır Ona göre, dil, yapısalcıların sandığı ve gösterdiklerinden çok daha fazla oynak ve belirsiz bir şeydirAnlam, karşıtlık içinde başka bir anlama gönderme yapmaksızın doğamaz, ve analamın sınırları Dil’in tarihselliği içersinde sürelki yer değiştirir; çünkü göstergeler her zaman başka anlam bağlamlarından geçerler, başka anlamlara gelirler, asla kapatılamazlar
Bağlamdan bağlama değişen göstergeler zincirinde anlam, dolayısıyla durmadan değişen bir nitelik arz eder Derrida bağımsız bir gösterilenler alanının olamayacağını ileri sürer Burada iki önerme belirginleşir: Birincisi, bağımsız bir gösterilenler alanının olanaksızlğğı ve ikincisi, hiçbir şekilde ya da herhangi bir şekilde bir gösterge dizgesinden kaçılamayacağı
De la Grammatoligie 1967’de yayınlandı O dönem yayınlanan, yazı üzerine diger iki ayrı çalışmasıyla birlikte bunlar derida’nin çizgisinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir Bu metinler fenomenoloji (ve Edmund Husserl’i), dilbilimi (ve Ferdinand de Sausseur’ü), psikanalizi (ve Jacques Lacan’ı), yapısalcılığı (ve Levi-Strasuss’u) eleştiriye aldığı temel ve öncü çalımalardırYapısalcılığı ve fenomenolojiyi, bir yapısalcının ve fenomenologun yapamayacağı şekilde kendi icinde mantıksal sonuçlarına götürerek dilin ve yapı’nın merkeziligini sorunsallaştırdı Buna bağlı olarak yapıların tarafsızlığı/yansızlığı önermesini geçersiz kıldı
Yapısalcılık iç-ögelerinin ayrımı olarak yapıyı tanımlamakla geleneksel felsefedeki ” merkez ” anlayışını yerinden etmişti Derrida, bu noktada yapıların merkeziligine yönelik eleştirisiyle devreye girer ve yapısökümcülüğü oluşturarak yapısalcılığı yerinden eder Yapısöküm, burada, Deconstruction’un türkçe karşılığı olarak kullanılmaktadır Başka yerlerde bunun yapıbozum ya da yapıçözüm olarak karşılandığı da görülür

Alıntı Yaparak Cevapla