Konu: Schelling
Yalnız Mesajı Göster

Schelling

Eski 08-20-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Schelling




2 — Şimdi okunan hikmetlerin izini taşıdıkları mistizm, insan özgürlü*ğü hakkındaki yazı ile 1809'dan itibaren başlıyan «pozitif» felsefede daha belirgin bir hale geliyor Boehme'nin etkisi altında filozof, teozof oluyor, panteist, monoteist oluyor Bu, Tanrı fikrinin gerçekliği üzerinde, Tanrının kişiliği üzerinde, Teslis dogmasının esaslı önemi üzerinde israr ediyor Bu*nunla beraber, romantizminin tuhaf şekilleri altında, düşüncesinin temeli sanılabileceğinden daha az değişmiştir, bu temel daima monizmdir, ama Boehme ile temasta iradecilik (volontarisme) şeklinde açıklık kazanan bir monizmdir «Negatif» felsefenin mutlakı, farksızlığı yahut mutlak aynılığı burada da vardır, fakat saksonyalı teozoftan gelen bir adı, ilk irade (ung-ründlicher Wille) adını almıştır Tanrısal varlığın ve her varlığın temeli, ilk prensibi, düşünce yahut akıl değil, fakat varlığa, bireysel ve kişisel hayata doğru giden iradedir, var olmak arzusu'dur Var olmadan (exsistere) önce her varlık, bizzat Tanrı, var olmak ister Bu arzu yahut bilinçsiz isteyiş, her zekâdan ve her bilinçli iradeden öncedir Tanrı söz konusu olunca, gerçek*leşmesinde, şahsiyet kazanmasında, Tanrı olmasında takip ettiği evrim ezelîdir ve geçtiği anlar (Teslisi oluşturan şahıslar veya hipostazlar) birbi*riyle karışmaktadır, ama, içinde birbiri ardınca göründükleri ve insanlığın dinî gelişmesinin safhalarım teşkil ettikleri insan bilinci için, bunlar birbi*rinden ayrılmaktadır Âlemdeki kötülüğün kaynağı kişi olarak düşünülen Tanrı'da değil, fakat onun kişiliğinden önce gelen şeyde, Tanrıda bizzat Tan*rı olmıyan şeyde, yani, şimdi her şeyin nedeni olarak tanıdığımız ve Schelling'in tanrısal egoizm demekten çekinmediği bu desiderium essendi'dedir (var olmak arzusu) Tanrıda bu prensip ezelî aşk içinde kaybolmuştur; insan*da bu, ayrı bir prensip ve ahlâkî kötülüğün kaynağı olur Fakat bu sonuncusu ne kadar büyük olursa olsun, iyilik kadar mutlakın gayelerine hizmet eder



Burada başka bir yerde özetlediğimiz ve felsefe tarihçisinden çok din tarihçisini ilgilendiren mitolojinin ve vahyin felsefesi üzerinde pek durmıyacağız Schelling'in 1795'ten 1809'a kadar yazılmış başlıca eserlerini kısaca anlatmış ve şu noktaları meydana koymuş olmakla yetineceğiz:

1° Fichte'nin egoizmi (Ichlehre) hakkındaki üstadça eleştirisi;

2° mutlakı, objenin ve süjenin (Kant), ben'in ve ben-olmıyan'ın (Fichte), düşüncenin ve yerkaplamanın (Spinoza) ortak kökü olan irade şeklinde anlaması;

3° pozitif bilim tara*fından terkedilmiş olmakla beraber, Burdach, Öken, Carus, Oersted, Steffens, GH Schubert gibi natüralistleri yetiştiren ve spekülasyonu, ideolojik meşgalelerin onu kovmuş olduğu bir alana yeniden çağırmakla, bugün tanık olduğumuz metafizikle bilimin kaynaşmasını hazırlıyan tabiat felsefesi;

4 Hegel'in ruh felsefesinin başarılı bir müjdecisi olan tarih felsefesi



Etkisi kısmen Hegel'in rekabetiyle engellenen ve onun içinde eriyen Schelling'in felsefesi, birbirine ortak bir prensiple bağlanmış olmasına rağ*men, hakikatta çok farklı iki sistemden oluşur ; çıkış noktası olan birincisi ne göre, düşünce varlıktan önce gelir (idealizm); diğerine göre, düşünceder önce olan (güç halinde) varlıktır (realizm) O, birincisi adına entelektüel sezgiden sözediyor ve Transcendentalphilosophie'sini tasarlıyor; ikincisini etkisi altında deneyi ve tabiat felsefesini yükseğe çıkarıyor Birincisi biz Hegel'e ve evrenin ve tarihin a priori inşasına, öteki Schopenhauer'e ve çağdaş ampirizme götürür



FELSEFE TARİHİ

Alfred Weber

Sosyal Yayınları

İstanbul - 1998

Alıntı Yaparak Cevapla