Konu: Ahmet İnam
Yalnız Mesajı Göster

Ahmet İnam

Eski 08-20-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmet İnam




Ahmet İnam: Düşündükçe oldukça gülünç gelir bana, ben uzun yıllar taksonomi peşinde koştum Şimdi düşündükçe de ne kadar saçma bir şey olduğunu fark ediyorum Otuzlu yaşlarımda oluyor bunlar Dedim ki tarafsız ve müthiş bir sınıflandırma yolu bulursam, yani bilim, felsefe, hayat ilişkisini anlatan içerikler üstü bir taksonomi yapabilirsem, problemi çözerim Sonra uzun zaman düşündükçe saçmalığını anladım ? ama tabii bunlar da hep ustasızlıktan oluyor Benim gibi insanlar cami avlusuna bırakılmış çocuklardır Gerçi o cami avlusundan Cemal Yıldırım olsun, Teo bey olsun bizi almış Onların da karakol olduğunu düşünüyorum; ayrıca Nermi Hoca, mesela, saygıyla andığım Bu insanlar bizim ustalarımızdı ama hiçbirinin evinde oturamadığımız için öyle cami avlusunda kaldık O cami avlusuna bırakılan, yetiştirme yurtlarında büyüyen kişiler bir aile sevgisi alamadığı için, Oxford'da Strawson'un yanında okusaydım veya Almanya'da bir filozofun, mesela Jaspers ekolünden birinin yanına gitseydim Gerçi Takiyettin Bey'in ilgisini hep görmüşümdür; ama onun da sonuçta evine fazlasıyla giremedim Çünkü, çocuk yuvasında yetiştiğimiz için böyle aile ortamları da bana hep bir huzursuzluk verir Masasına oturunca çatal kaşık tutmayı bilmediğimiz için "elimizle yemeyelim" diye doğru dürüst yemek de yiyemedik Dolayısıyla onların masasında da oturamadığımız için şaşkın olduk Fakat, yaşım ilerledikçe bu şaşkınlığın bir olanak olduğunu düşünmeye başladım İyi ki öyle olmuşum; bunun sonucu olarak farklı bir yolda yürünebileceği vehmine kapılıp yürümekteyim Tabii, Aristoteles gibi düşünmek lazım: Henüz ölmedik, hala yaşıyoruz ve can çıkmadıkça da neler yaptığımızı anlamak zor, bunu ben bile anlayabilmiş değilim Şu anda yüzlerce yayınlanmış yazım olduğu gibi, yayınlanmamış, dosyalarda duran bir sürü yazım var Bu durumda ben de ne yaptığımı çok iyi bilemiyorum Yapmış olduklarıma bakarak nerede olduğumu anlamam da zor Onun için de yazdıklarımı okumuyorum (Beni eleştireceklere ne denli çok malzeme veriyorum değil mi ?)

Halil Turan: Böyle bir taksonomi yapmalı mı?

Ahmet İnam: Tabii, yanlış olduğunu anladım Taksonomi biraz Husserl, biraz da analitik felsefenin, mantık eğitimin getirdiği bir şey "İçerikler üstü bir form bulabilir miyim?"; "Hangi içerik olursa olsun o formu yakalayabilir miyim?" diye soruyordum

Halil Turan: Nasıl bir sonuca ulaştınız? Bulunamaz mı bu form? Hâlâ bulunabileceğine inananlar var

Ahmet İnam: Evet, tabii, hâlâ var Mathesis universalis, yani formlar üstü, biçemler üstü bir form elbet aranabilir Ama ben bunun bulunabileceği fikrinden vazgeçtim Ama ben vazgeçtim Burada söylemek istediğim benim vazgeçtiğimdir Bu biraz da özel yaşamımla ilgili bir şey Ama arayan aramayı sürdürüyor Zaten felsefenin en temel motiflerinden biri de budur Felsefe sevdalısı tam da buna vurulur: "Bir form var" der; form aşığıdır yani Platon'dan bu yana biz formların vurgununu yediğimiz için koşuyoruz bu işin peşinde Ben kendi adıma konuşayım, bunu bulamayacağım düşüncesine kapıldım Çünkü, konuşmanın başında da söylediğim gibi bu form meselesi, form arayışı kesinlikle tekillikten çıkıyor Benim singularité'min içinden çıkan bir form Bu form elbette ortaklaşa bir insanlık formudur Bu form, bulabilirsem, evrensel olan bu form, kendi özel yaşantılarım, özel tecrübelerim sonucunda ortaya çıkmış bir formdur; ama bu form bulunmuş başka formların yanında çok cılız ya da anlamsız kalabilir Dolayısıyla, bu formla hiç kimse ilgilenmeyebilir

Halil Turan: Felsefeyi tanımlama çabası çok da verimli bir iş değil o halde, öyle mi?

Ahmet İnam: Bu daha çok şu anlama geliyor; form aramak yanlış değil Ama form aramanın bedeli kendi yaşantılarımızdır Kendimizi ortaya koyarak form bulabiliriz Mesela Husserl bir takım formlar aradı Russell olsun, Wittgenstein olsun bir takım formlar aradılar Ama onların ortaya koyduğu formlarla, Leibniz'in ortaya koyduğu formlarla ? Monodoloji'de ortaya koyduğu formlar ? bunların ortaya koyduğu formlarla kendi yaşamları, yaşantı deneyimleri veya bütünlükleri arasında kesinlikle ilginin olduğunu ve bunun çok sıkı bir psikanalitik okumayla bulanabileceğini düşünüyorum

Halil Turan: Fikirlerin kendileri açısından baktığımızda, bunların bir önemi var mı? Düşüncelerin kendi başına değerlerinden söz edemez miyiz?

Alıntı Yaparak Cevapla