Yalnız Mesajı Göster

Yeniçeri/Kılıç Kından Çıkınca- Hakan Kağan

Eski 08-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yeniçeri/Kılıç Kından Çıkınca- Hakan Kağan






Yazan-Hakan Kağan


Padişahın bu mahzun duruşunun manasını kavramıştı Sancak-ı şerif çıkar da asiler galip gelirse bu, devletin sonu olur, imparatorluk asilerin eline geçerdi Bu ağır yükü kimse omuzlayamıyordu Salona bir anda ölüm sessizliği çöktü Herkes bu durumu kabullenmiş gibi boynunu bükmüş iken ileri doğru yürüyen dersiam hocası Abdurrahman Efendi’nin ayak sesleri boş kubbede yankılandı


“Muradımız din ve devletin bekası ise, bu asileri kırar geçiririz, değilse biz de bu din ve devlet ile batıp gideriz Zillete düşmektense ölüm yeğdir, hünkârım Hal böyleyken daha ne olma ihtimali vardır?”


Hiddetinden elindeki tespih koptu, taneler mermer zemin üzerinde dağıldı


“Allah’ın izniyle onları işte böyle dağıtırız Bu, Allah’ın bir işaretidir, hünkârım


Mermer zeminde yuvarlanan taşların sesi kesilince gür sesiyle son sözünü söyledi


“Kılıç kından çıkmadıkça, kurt sürüsü hizaya girmez, hünkârım!”


Pir Elvan… Eski bir yeniçeri… Bektaşi görünümlü bir Mevlevi… Sultan Selim'in sadık eri… Osmanlı'nın en çalkantılı dönemlerinden birinde devletin kaderiyle, ömrünün son demlerine yaklaşmış bu adamınki bir noktada buluşur Pir Elvan, uğrunda savaştığı Sultan Selim'in katline, devleti arkadan vuran Kabakçı'nın ihanetlerine, günah yuvasına dönen ordunun isyanlarına, halktaki yozlaşmaya ve nihayet kanlı bir kıyımla Yeniçeri Ocağı'nın tarihe karışmasına şahit olur Esnafı, uleması, devlet erkanı ve artık "Devlet Ocak içindir" diyen yeniçerileri ile İstanbul'un tarih boyunca sahne olduğu en sancılı dönemlerden biri ve sona doğru yaklaşan bir imparatorluğun dayandığı ocağın çürüyüp bitişi, aşk, ölüm ve pişmanlıkla iç içe anlatılıyor


Timaş yayınları

Eylül-2009

Fiatı-9TL

Alıntı Yaparak Cevapla