puslu
|
Cezeri( 1136 - 1206 )Türk Bilginleri
Cezeri, bir robot yaparak Artuklu hükümdarı Mahmud bin Mehmed'e takdim etti Robot, otomatik olarak hareket ediyor ve kendi kendine bazı hareketler yapıyordu Bunu gören Sultan hayretler içinde kaldı
Otomatik aletler ilk defa yapan Müslüman Türk alimi İsmi, Bediuzzaman Ebü'l İzz bin İsmail bin Rezzaz el-Cezeri'dir Dicle ile Fırat arasında bulunan Cezire (Cizre) bölgesinde doğduğu için Cezeri diye meşhur oldu Doğum ve vefat tarihleri kesin bilinmemekle beraber 1136 (H 531 )-1206 (H 603) seneleri arasında yaşadığı""tahmin edilmektedir Artuklu Türklerindendir
Doğu Anadolu'da İslam medeniyetinin ileri olduğu, ilim ve imar işlerinin yürütüldüğü Artukoğulları Sarayında ilmi çalışmalar yapan Cezeri, haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmi olan sibernetiğin ilk kurucusudur İnsanlarda ve makinelerde bilgi alış verişi, bunların kontrolü ve denge durumu sibernetiğin esas konusudur Bu ilmin gelişmesiyle elektronik beyinler ve otomasyon denilen sistemler ortaya çıktı Bu bakımdan Cezeri, yaptığı mekanik makinelerle bu ilmin temelini atmıştır O, sadece otomatik aletleri yapmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştır Sekiz asır sonra İngiliz nöroloji profesörü Dr Ross Ashby ancak 1951 senesinde üstün denge durumunu ortaya koymuştur Fransızlar, sibernetiğin Descartes (1596*-1650) ve Pascal'la (1623-1662), Almanlar Leibniz'le (1646-1716), İngilizler ise Roger Bacon'la (1214-1292) başladığını söylerlerse de gerçekte otomatik aletler yapıp işleten Cezeri sibernetik ve elektronik sistemin temelini atan büyük alimdir
Cezeri, bir robot yaparak Artuklu hükümdarı Mahmud bin Mehmed'e takdim etti Robot, otomatik olarak hareket ediyor ve kendi kendine bazı hareketler yapıyordu Bunu gören Sultan hayretler içinde kaldı ve takdirlerini belirterek, emeğinin karşılığını göreceğini söyleyerek yaptıklarını ve buluşlarını bir kitap halinde yazmasını emretti Cezeri bu emir üzerine, kendisini ilim dünyasında meşhur eden Kitab-ül-Cami Beyn-el-İlmi vel-Amel-in-Nafi fi Sınaat-il-Hiyel kitabını yazdı
Cezeri'nin Kitib-ül-Hiyel adı da verilen meşhur eseri altı bölümden meydana gelmektedir Birinci bölümde su saati, kadranlı su saatinin, saati müsteviye ve saati zamaniye olarak nasıl yapılacağı hakkında on şekil; ikinci bölümde çeşitli kapların yapılışı hakkında on şekil; üçüncü bölümde hacamat ve abdestle ilgili ibrik ve tasların yapılması hakkında on şekil; dördüncü bölümde havuzlar ve fıskiyeler hakkında on şekil; beşinci bölümde derin olmayan bir kuyudan veya akan bir nehirden suyu yükselten aletler hakkında beş şekil; altıncı bölümde birbirine benzemeyen muhtelif makinelerin yapılışı hakkında beş şekil bulunur
Cezeri, eserde yer alan bütün şekilleri bizzat çizmiş, renklendirmiş ve yaldızlamıştır Eseri incelendiğinde, yaptığı makineler, kendi kendine öten tavus kuşları, otomatik saatler, robot filler, ele su döken robot insanlar, Cezeri'nin ne büyük bir su mühendisi olduğunu ortaya koymaktadır
Cezeri'nin saatleri çalıştırma sistemi, genelde aynı mil üzerindeki bir göstergeyle üstünden, ucuna ağırlık asılı bir kayış geçen kasnak biçiminde idi Ağırlığın düşüş hızı, yüzen bir cisimle kontrol edilmektedir Yüzen cisim, kayışın öbür ucuna bağlanmakta ve içinde bulunduğu kap, ağır ağır boşaltılmaktadır Bazı zamanlarda, devrilebilen bir kova otomatik olarak dolmakta ve devrilince bir mandalı iterek, dişlinin bir diş ilerlemesini sağlamaktadır Yaptığı makineler, mandal dişli, palanga ve kaldıraçlardan meydana gelmektedir Bu sisteminde görüldüğü gibi günümüzde motorlu araçlarda kullanı¤¤¤ krank milini ilk defa Cezeri kullanmıştır
Cezeri, kitabında on değişik saatin nasıl yapıldığını anlatmaktadır Bunlardan birisi tavuskuşu saatidir Saatin cephesi 420 cm yüksekliğindedir ve üç diş içerisinde anne, baba ve yavru tavuskuşları vardır Her yarım saatte bir, sabit seviyeli bir kaptan akan su, eksantrik yataklanmış kayık şeklindeki kaba dolmakta, kap dolunca, devrilmekte, akan su bir çarkı döndürerek alttaki tavuskuşu da dönmekte, yavrular kavga etmekte, üstteki anne tavuskuşu ise 180° geri dönerek eski yerine gelmekte, kap tekrar dolmaya başlayınca kabın içerisindeki şamandıra yükselerek, anne tavuskuşunu yavaş yavaş döndürerek gagası ile dakikaları göstermesini sağlamaktadır Bu olay her yarım saatte bir tekrarlanmakta ve cephedeki on deliğin yarısı açılarak yarım saatin geçtiği gösterilmektedir Bu saat 1/2 ölçeğinde İstanbul Teknik Üniversitesinde yapılmış ve çalıştırılmıştır
Fil saati adını verdiği aletinin tertibatı daha karışıktır Burada da benzer tertibatı ile yarım saatte bir ejderhanın ağzına bir top düşmekte, filin üzerinde oturan adam kazma ile file vurmakta, elindeki sopa ile de saati göstermektedir Benzer tertibat balıklı adam diye isimlendirilen robotta da yapılmıştır Robot, elinde tuttuğu balıkla bardağı karşısındakine sunmaktadır Hacamat yani kan aldırırken alınan kanın miktarını ölçmek için kullanı¤¤¤ alette ise, şamandıralar yardımıyla alınan kanın miktarı ölçülmekte, üst taraftaki sekreter, elindeki çubukla kanın hacmini göstermektedir Bütün bunlar Cezeri'nin ilim tarihindeki yerini, batılılardan çok önceleri ilmin doğuda ne kadar geliştiğini ve batıyı aydınlattığını göstermektedir
Eserin, müellifin hattı ile olan nüshası elde değildir Ancak beşi memleketimizde bulunmak üzere dünyada bilinen on beş nüshası vardır Memleketimizde bulunanlardan dördü Topkapı, biri de Süleymaniye Kütüphanesindedir:Arapça yazı¤¤¤ eser, Ahmed el-Hasan tarafından çeşitli yazmalarıyla karşılaştırılarak, yayınlandı
Cezeri'nin bu meşhur eseri 1974 senesinde Al Jazari's Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices adıyla Donald R Rill tarafından İngilizce’ye tercüme edildi Eserde tarif ettiği makinelerden birkaç tanesi Wiedmann tarafından yapıldı ve başarıyla çalıştırıldı
Cezeri'nin kitabı 20 asrın başından itibaren batıda büyük alaka gördü Bilhassa Prof Wiedmann bu eseri inceleyerek Almanca’ya çevirmiştir Prof Wiedmann; "On dokuzuncu asra kadar yazı¤¤¤ teknik eserler arasında, astronomiye ait olanlar hesaba katılmazsa, Cezeri'nin bu eseri en önemli ve en yüksek seviyede olanıdır " demektedir
Cezeri'nin kitabının İngilizce tercümesine bir önsöz yazan meşhur bilim tarihçisi Prof White Jr önsözün bir yerinde; "Batılı bilginler konik sübabların ilk defa Leonardo'nun çizimlerinde görüldüğünü öğretirler Halbuki Cezeri'nin resimlerinde de bunlar gözükmektedir Bunun gibi segmant dişlileri de, ilk defa açıkça Cezeri’nin eserlerinde görülmektedir Batıda ise bunlar, Giovanni Dondi’nin 1364 senesinde bitirdiği astronomik saat ile 1501 senesinde büyük fen mühendisi Francescio Giorgio’nun eserlerinde ortaya çıkmış ve genel Avrupa dizayn literatürüne girmiştir ” Demekte ve bir çok tertibatın Leonardo ve diğerlerinden çok önce Cezeri tarafından yapıldığı açıklanmaktadır
|