|  08-20-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  İspanya Tarihi Endülüs Dönemi 
 
            Endülüs dönemi
 
 
 Sekizinci yüzyılın başlarında Kuzey Afrika'dan gelen ordular İspanya'nın Vizigot savunmasını yoklamaya başladı ve nihayet yüzyıllarca sürecek Müslüman egemenliğini başlattılar
  İber Yarımadasını istila eden bu Müslüman Mağribiler, Araplar ve Araplar tarafından fethedilip Müslümanlık dinine geçen Fas'ın Berberi halkından oluşuyordu  
 711 yılında Tanca'nın Berberi yöneticisi Tarık bin Ziyad 12
  000 kişilik bir orduyla İspanya'daki bir dağlık buruna çıkartma yaptı(daha sonra onuruna Cebelitarık adının geldiği Jabal Tariq yani Tarık Dağı adı verildi)  Vizigot bir klanın daveti üzerine Kral Rodrigo'ya karşı isyanda destek olması için gelmişlerdi  Rodrigo savaşta ölünce İspanya kralsız kalmıştı  Tarık Fas'a geri dönmüş, fakat ertesi yıl (712) Kuzey Afrika'da yöneticilik yapan Müslüman Musa bin Nusayr en iyi adamlarından oluşan bir orduyla kalma amacıyla İspanya'ya geldi  Üç yıl içinde en kuzeydeki dağlık bölge haricinde diğer bütün bölgeleri hakimiyeti altına aldı ve Fransa'ya akın etmeye başladı, bu akınlar 732 yılında Puvatya Savaşı sonucu yavaşladı  
 
 Endülüs adı verilen Müslüman İspanya, Şam Helifesi'nin mülki ve dini liderliğinde örgütleniyordu
  İspanya'daki yöneticiler genellikle siyasi anlayışları büyük ölçüde Bizans uygulamalarından etkilenmiş olan Suriyelilerdi  
 Fakat İspanya'daki Moorlar'ın en büyük bölümünü Kuzey Afrika'nın Berberi halkı oluşturuyordu; yeni Müslümanlaştırıldıklarından içlerinde büyük bir dini şevk ve köktendincilik söz konusuydu
  Berberi göçmenler ülke genelinde yayıldılar ve işgal edilen topraklardaki nüfusun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyorlardı  Araplar yeniden hayata getirilen şehirlerde ve Romalılar'dan ve Vizigotlar'dan miras aldıkları latifundolarda bir aristokrasi oluşturdular  
 Vizigot soylularının birçoğu Müslüman oldu ve yeni toplumdaki öncelikli pozisyonlarını korudular
  Sözde Hıristiyan olan kırsal kesim de başarılı bir şekilde Müslümanlaştırılmıştı  Buna rağmen şehirlerde Hıristiyan bir Hispano-Roman topluluk yaşamaya devam etti  Bununla birlikte nüfusun yüzde 5'lik bölümünden fazlasını oluşturan Yahudiler ticaret, bilim ve meslek konularında öncü bir rol oynamaya devam ettiler  
 Şam'daki Arap ağırlıklı Emevi hanedanlığı 756 yılında Abbasiler tarafından yıkıldı ve halifelik Bağdat'a taşındı
  Kaçan Emevi prenslerinden biri İspanya'ya gelerek I  Abdurrahman adıyla (756 - 788) siyasi anlamda bağımsız bir Emirlik kurdu (Kurtuba Emirliği)  Bu hanedanlık 250 yıl boyunca bolluk içinde yaşadı  Avrupa'da hiçbir ülke bu dönemde Endülüs'ün zenginliği, gücü ve başarısıyla boy ölçüşemiyordu  
 929 yılında, birçok yönetici sınıfından olan insan gibi, yarı Avrupalı olan III
  Abdurrahman (912 - 961) emirliği halifelik statüsüne yükseltti  Bu olay İspanya'nın Bağdat ile olan son bağını kopardı ve Endülüs'ün hükümdarlarına dini ve siyasi anlamda tam bir bağımsızlık tanıdı  
 Abdurrahman'ın torunu II
  Hişam 976 yılında tacı aldığında oniki yaşındaydı; Vezir İbn Abi Amir (El Mansur olarak bilinir) vekil oldu (981 - 1002) ve kendini diktatör ilan etti  Bundan sonraki yirmialtı yıl boyunca halife sadece bir yan figür olurken, gerçek hükümdar El Mansurdu  El Mansur yeniden çıkabilecek herhangi bir sivil anlaşmazlığa karşı halifeliğin dini ve siyasi birliğin bir idealini sembolize etmesini istiyordu  Paralı askerleri Hıristiyanlardan oluşmasına rağmen El Mansur sınırdaki Hıristiyan devletlere cihat çağrısında bulunuyor, onlara yazları yıllık harekatlar düzenliyor,böylece sadece İspanya'daki Müslümanları ortak bir sebep için bir araya getirmekle kalmayıp kuzeydeki geçici Müslüman kontrolünü de genişletmeyi düşünüyordu  
 
 Kurtuba Halifeliği El Mansur'un diktatörlüğünde uzun süre yaşamadı
  Tahta talip olan diğerleri, yerel aristokratlar ve Tavaif-ül Mülkden hak talep eden askeri kumandanlar veya bölgesel şehir devletler halifeliği parçaladı  Sevilla, Granada, Valencia ve Zaragoza gibi bazı taifalar güçlü emirliklere dönüştü ama hepsi kendi aralarında siyasi kargaşalara sahne oldu ve ortaya çıkan Hıristiyan devletleri tarafından alındılar  
 Araplar, Berberiler ve Müslümanlaştırılan İspanyolların arasındaki ilişkileri iyi tutmak çok zordu
  Böyle heterojen bir nüfusu bir arada tutabilmek için İspanyol Müslümanlığı ahlak ve yasalara saygıyı vurgulamıştı  Bağnaz Berberilerin baskıları Endülüsteki Hıristiyanlar (Mozaraplar) ve Yahudilerin de anlaşmazlıklar çıkarmasına yol açmıştı  
 Mozaraplar farklı bir sınıf olarak kabul ediliyordu; din ve vergilendirme konusu haricinde Müslümanlaştırılan İspanyollardan farklı olmasalar da
  Hıristiyanlar çok ağır vergiler vermek zorunda bırakılmışlardı  Genellikle şehir tüccarları ve sanatçıydılar  Kiliselerinin birkaç kısıtlama dışında yaşamasına izin verilmişti, ama gelişmesi yasaktı  Piskoposlara ve manastıra ait yapıya el sürülmemişti falat öğreti engellenmiş ve entelektüel girişim ortadan kaldırılmıştı  
 9
  yüzyılda Kurtuba'daki Mozaraplar piskoposluğunun liderliğinde halkı Peygamber Muhammet'i inkar etmek için şehit olmaya davet etti  Hıristiyan devletlerin Endülüs'ün emniyeti için büyük bir tehlike olmaya başladığı 11  yüzyıla kadar Mozaraplar'a şiddet çok nadir görülmüştü  Birçok Mozarap Hıristiyan kuzeye kaçtı  
 
 Kaynak : Wikipedia
 
 | 
	|  |   |