08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Turan Dursun Müftülük Yılları
Müftülük yılları
Müftülük sınavını kazandıktan sonra ilkokul diploması olmadığı için tayini yapılamadı Bu yüzden İstanbul Mahmutpaşa İlkokulu'nu kısa sürede dışarıdan bitirdi Sivas müftüsü iken de ortaokulu dışardan bitirdi ve en son liseyi tam bitirmek üzereyken ölümcül bir *****lı saldırıya hedef oldu
İlk imamlık deneyimlerini askere alınmadan önce Tarsus'a bağlı Baltalı köyünde yaptı Askerliğinden sonra, İstanbul'da bulunan İsmailağa ve Üçbaş medreselerinde hocalık yaptı Daha sonra müftülük yılları başladı İlk olarak Tekirdağ'da müftü yardımcısı olarak göreve başladı Ardından Gemerek'te, Altındağ'da, Sivas'ta ve son olarak da Sinop'un Türkeli ilçesinde müftü olarak görevde bulundu 1958 yıllında başlayan müftülük görevi 1966'da son buldu Bu yıllar arasında birçok şeye tanık oldu ve sürgün edildi
Sivas'tan Sinop'a sürgün edilmesinin sebepleri şunlardı:
Çirkinlikleri gidermek
Sivas'a bağlı bütün köylere 50'şer ağaç diktirmek
Müftülük lojmanı yerine göğüs hastalıkları hastanesinin yapılmasına önayak olmak ve yaptırmak
Bu hastanenin yapılması için köylerden ve kasabalardan yardım olsun diye buğday toplamak
İmamların eğitimine önem vermek; onları sinemaya götürmek; imamlar için konferanslar vermek; Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşarak imamlara diploma verilmesini sağlamak; onlar için bu alanda ilk olan "imamları yetiştirme kursları" açmak; bu kurslara oradaki din adamlarının Mustafa Kemal Atatürk büstüne çelenk koyması şartıyla askeriyeden karavana (yemek) dağıtmak Bu olayla Atatürk büstüne çelenk koyan ilk müftü ve ilk din adamlarından biri olmakla tarihe geçti
Sivas'ın Hazar köyündeki su kaynağından yeterince yararlanmak için baraj yapılması için çalışmalar yürütmek
Müftü iken İslamı, Hıristiyanlığı ve Yahudiliği hem kendi kaynaklarından, hem de diğer kaynaklardan yararlanarak daha detaylı bir şekilde birbiriyle karşılaştırıp, kökenlerini aramaya yönelik bilimselliği tartışılan çalışmalar yürüttü Bu çalışmanın yanında söylenceleri ve efsaneleri de okudu Bu yoğun çalışmalar dini inancında sarsıntılar yarattı
Yabancı dil olarak Klasik Arapçayı ve günümüz Arapçasını bilir Klasik Arapça'dan kasıt,asıl Arapça,bozulmamış Arapça Bu günkü Arapçayı da kendi dili iyi kadar bilir Asıl Arapçayı bilmesinin önemi;İslam kaynakları o Arapçayla yazılıdır Hem Kur'an,hem hadis,hem tüm İslam kaynaklarında
Kaynak : Wikipedia
|
|
|