08-19-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Diriliş Diyarı Filistın...
19 ASIRDAN BERİ DEVAM EDEGELEN MÜCADELE
HACI EMİN EL-HÜSEYNİ
1918’de Osmanlı kontrolünden çıkan Filistin, Balfour Deklarasyonu(1917) ile “Filistin’de Yahudi halkı için bir anavatan” oluşturmayı öneren İngilizlerin sömürgesi altına girer Bu dönemde gizlice Filistin’e giren binlerce Siyonist, devlet kurma çalışmalarını hızlandırır Bu amaçla 1920’lerde Hanagah, Irgun, Leumi ve Sternbande adında çeşitli terör örgütleri kurarlar Birçok katliam ve suikasta adını yazdıran bu örgütler, köyleri basıp Filistinlileri katlederek göçe zorlarlar 1948 yılında İsrail devleti ilan edildiğinde, Filistin topraklarının %78’i Yahudilerin işgali altındaydı
Filistinliler kendi topraklarında azınlık durumuna düşmüştü Yüzbinlerce Filistinli de yurtlarından sürülmüştü Bugün yaklaşık 4 5 milyon Filistinli civar ülkelerde ve dünyada sürgün hayatı yaşıyor Sonraki yıllarda çıkan Arap-İsrail savaşları sonunda Batı Şeria Ürdün’de, Gazze Mısır’da kaldı ise de her iki bölge İsrail tarafından tekrar işgal edildi Kuşatılmış durumdaki Filistin “otonom” yönetimi altında kalan birkaç alan dışında tüm Filistin halen İsrail’in denetimi altında
Başka bir deyişle İsrail 1948’de Filistin’in %78’ini, 1967 ve sonrasında ise kalan %22’sini işgal etmiştir Batı Şeria ve Gazze Filistin’in %22’sini oluşturur ve bugün Filistinliler, daha önce kaybettikleri %78 için değil, kalan %22 için kavga veriyorlar
Kalan %22 içinde İsrail hâlâ Batı Şeria’nın %60’ını, Gazze’nin ise %40’ını kontrol ediyor Yani ilerde bir gün bir Filistin devleti olacaksa bile bu devletin birleşik bir toprağı olamayacak Bölünmüş topraklar da, İsrail’in inşa ettiği, bölgeyi çepeçevre saran yollarla kontrol edilecek
Batı Kudüs ise bu tartışmanın dışında; oysa BM kayıtlarına göre 19 000 dönümlük Batı Kudüs’ün 11 190 dönümü Araplara, 4 830 dönümü de Yahudilere ait Arafat burayı Camp David’de İsrail’e peşinen vermişti Bu durum Filistinlilerin neden kendi topraklarında kapana sıkışmış olduklarını açıklar Buna bir de İsrail’in inşa etmekte olduğu “Irkçı Duvar”ı eklerseniz, Filistinlilerin hayatının nasıl yaşanılmaz hale getirildiği ortaya çıkar
İşgal yönetimine ve Yahudi göçüne karşı mücadele için örgütlenen Filistinliler, zaman zaman ayaklanırlar En geniş çaplı hareket 15 Nisan 1936'da Kudüs müftüsü Hüseyni'nin öncülüğünde başlatılan genel grevdir Altı ay süren grevden sonra Yahudi göçünü durdurma sözü veren İngilizler daha sonra sözlerinden dönerler Grevde öncülük edenleri de ya öldürür ya sürgün eder ya da hapse atarlar
Filistin Hareketi"nin kurucusu Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni, bütün ömrünü Filistin davasına adamış birisidir 1922’de genç yaşında Kudüs müftüsü seçilir İsrail devletinin ilan edildiği 1948 yılına kadar 30 yıl boyunca Filistinlilerin tartışmasız lideri olur el-Hüseyni, mücadelesi esnasında Yahudi terör örgütleri Hanagah, Irgun ve Stern'in her lahza arayıp hayatına kastetmek isteği biridir
Ömer Rıza Doğrul'un Filistin ve İsrail üzerine yazdığı makalelerinin toplandığı "İsrail: Tedhiş, İstilâ ve Harp Kaynağı" adlı kitapta, Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni hakkında şu bilgilere rastlarız: "Hayatta her ne yapmışsa memleketini kurtarmak için yapmış, bütün Arap alemini memleketi için kalkındırmış, bütün İslâm alemini ayaklandırmış olan bu adam, nihayet Siyonizme karşı büyük bir harbin açılmasına sebep olmuş ve Filistin’i kurtarmak davasını mahalli dava olmaktan çıkararak ona alemşümul bir mahiyet vermişti Vatanseverlik, milletseverlik, hakikatseverlik, velhasıl insanları tehyiç edebilecek ne kadar sevgi varsa hepsini kendi lehine ve Filistin lehine tehyiç etmek ve bütün bu heyecanlardan bir kurtuluş savaşı açmak sayın baş müftünün başarmaya muvaffak olduğu en büyük eserdir ”
“Arap alemini Filistin meselesi hesabına uyandırmak şerefi Emin el-Hüseyni'ye aittir ve herhalde o olmasaydı mücadele buralara kadar getirilemezdi ”
1974 yılında Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta vefat eden bu büyük mücahid, Yahudiler tarafından Nazi yanlısı olarak itham edilmiş, ama kimse bu iddialara inanmamıştır
|
|
|