Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'de Nüfus Hakkında Bilgi
NÜFUSUN ÖZELLİKLERİ VE TÜRKİYE’DE NÜFUS ARTIŞI
Nüfus, belirli bir yerde yaşayan insan sayısını ifade eder
NÜFUS ARTIŞI
Doğum oranı ile ölüm oranı arasındaki fark nüfus artışını gösterir Bir ülkede doğum oranı fazla, ölüm oranı az ise nüfus artışı meydana gelir Ölüm oranı doğum oranından fazla olursa, nüfusta azalma meydana gelir Genellikle az gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızı fazla, gelişmiş ülkelerde ise nüfus artış hızı azdır
Nüfus artış hızı ile kalkınma hızı arasında bir ilişki bulunmaktadır
Buna göre;
· Nüfus artış hızı kalkınma hızından yüksek ise, ülkenin gelişimi yavaşlar veya geriler
· Nüfus artış hızı kalkınma hızından düşük ise, ülkenin gelişimi artar
Nüfus artışının olumlu sonuçları olduğu gibi, olumsuz sonuçları da olabilmektedir
a Nüfus artışının olumlu sonuçları
· Üretim artar
· Vergi gelirleri artar
· Mal ve hizmetlere talep artar
· Yeni endüstri dalları doğar
· İşçi ücretleri ucuzlar
· İhracatta rekabet kolaylaşır
b Nüfus artışının olumsuz sonuçları
İşsizlik artar
Kalkınma hızı düşer
Kişi başına düşen milli gelir azalır
Tasarruflar azalır
Tüketim artar
İç ve dış göçler artar
İnsanların temel ihtiyaçlarının karşılanması zorlaşır
İhracat azalır
Demoğrafik (nüfusa bağlı) yatırımlar artar
Çevre kirlenmesi artar
Belediye hizmetleri zorlaşır
TÜRKİYE’DE NÜFUS SAYIMLARI VE SONUÇLARI
Nüfusla ilgili bilgiler, genellikle nüfus sayımı sonuçlarından elde edilir Bu sayımlarla nüfusun sayısı, meslek grupları, yaş durumu, eğitim, ailedeki nüfus sayısı, kadın - erkek nüfusu, nüfus artış hızı gibi bilgiler elde edilebilir
Türkiye’de ilk nüfus sayımı 1927 yılında, en son nüfus sayımı ise, 22 Ekim 2000 tarihinde yapılmıştır
1927 - 2000 yılları arasında nüfus yoğunluğu ve miktarı sürekli artmıştır
1927 yılında 13,6 milyon olan nüfus, 1997 yılında 62,8 milyona yükselmiş, 2000 yılındaki son sayımda 70 milyon civarında olmuştur
Nüfus artış hızı en az 1940 - 1945 yılları arasında, en fazla 1955 - 1960 yılları arasında gerçekleşmiştir
TÜRKİYE’DE NÜFUSUN DAĞILIŞI
Türkiye’deki coğrafi bölgeler, bölümler ve yöreler arasında nüfus miktarı ve yoğunluğu yönünden önemli farklar bulunmaktadır
Türkiye’de nüfusun farklı dağılışında etkili olan faktörler şunlardır:
1 Fiziki Faktörler
a İklim özellikleri: Ülkemizde nüfusun yoğun olduğu yerlerin, genelde kıyı bölgeler olmasında ılıman iklimin büyük etkisi vardır Kurak ve kışları aşırı soğuk geçen yerlerde nüfus fazla yoğun değildir
b Yerşekilleri: Ülkemizde yüksek ve engebeli yerlerde nüfus azdır Doğu Anadolu Bölgesi, Taşeli plâ-tosu, Menteşe yöresi gibi yerler bunlara örnek verilebilir
c Toprak özellikleri: Verimli toprakların bulunduğu alanlar (Çukurova, Gediz, B Menderes) nüfusça kalabalık iken, Tuz Gölü çevresi gibi yerlerde verimsiz topraklar bulunduğundan nüfus çok azdır
2 Beşeri Faktörler
a Sanayileşme: Bütün Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de, sanayileşmenin arttığı yerlerde nüfus yoğunluğu artmıştır İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana ve İzmir buna örnektir
b Tarım: Tarımın geliştiği yerler yoğun nüfusludur Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları çevresi gibi
c Yeraltı kaynakları: Madenlerin veya enerji kaynaklarının işletilmesinde yoğun nüfusa ihtiyaç olduğundan, bu alanlarda da nüfus fazladır Zonguldak, Soma, Elbistan buna örnektir
d Turizm: Ülkemizde, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki merkezlerde turizmden dolayı nüfus yoğunlaşmıştır
e Ulaşım: Ulaşım yolları kavşağında bulunan illerimizin nüfusu artmıştır Eskişehir, Ankara, Kayseri, İstanbul gibi illerin gelişmesinde, ulaşım yolları üzerinde bulunmaları da etkili olmuştur
NÜFUS YOĞUNLUĞU
1 Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
Bir ülke veya bölgedeki toplam nüfusun, o ülke veya bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen sayıya, aritmetik nüfus yoğunluğu denir
Türkiye’nin yüzölçümü (izdüşüm alanı olarak) 779 452 km2, toplam nüfusu da 62 865 574 (1997) dir Buna göre, Türkiye’nin aritmetik nüfus yoğunluğu, 1997 yılına göre yaklaşık olarak 81'dir Ancak, bu yoğunluk çok kaba olarak nüfusun dağılışını gösterir ve sadece ülkelerin nüfus yoğunluklarını kıyaslamak için kullanılır Oysa il ve ilçelerin nüfusları ve yüzölçümleri dikkate alınarak yapılan aritmetik yoğunluk, gerçeğe daha yakın rakamlar vermektedir
2 Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Bir ülkede veya herhangi bir sahada, tarım ve hayvancılıkla geçinen nüfusun, tarımsal alana bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğuna tarımsal nüfus yoğunluğu denir Bu yöntem, aritmetik nüfus yoğunluğuna göre, daha gerçekçidir
Türkiye’de tarımsal nüfus yoğunluğu bölge ve iller arasında farklılık gösterir Bunda yerşekillerinin dağlık ve ovalık olmasıyla, tarımda çalışan nüfusun miktarı etkili olmaktadır
Genel olarak, tarımsal nüfus yoğunluğu, dağlık alanlarımızda fazla, geniş tarımsal ovalarımızda ise düşüktür
3 Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Toplam nüfusun, ekili - dikili alanlara bölünmesiyle ortaya çıkan yoğunluğa fizyolojik nüfus yoğunluğu denilmektedir
TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ (NÜFUS YAPISI)
Bir ülke nüfusunun cinsiyet, yaş, eğitim, ekonomik durumu gibi özellikleri o ülkenin nüfus yapısını gösterir
Nüfusun yaş grupları ve cinsiyetlere göre dağılımı
• Nüfusun yaş durumu
Nüfus, yaş gruplarına göre, genç, olgun ve yaşlı olmak üzere 3 kısma ayrılır
0 - 14 ® Genç nüfus
15 - 64 ® Olgun nüfus
65 + … ® Yaşlı nüfus
Bu sınıflamaya göre, Türkiye nüfusunun 1990 yılında yaş gruplarına göre dağılımı şu şekildedir:
Yaş Grubu
Toplam Nüfus içinde oran%
0-14
32,2
15-64
59,7
65ve üzeri
4,1
Buna göre, ülkemizde genç nüfus fazla, yaşlı nüfus azdır Bunun en önemli nedeni olarak doğum oranının fazlalığı söylenebilir
Türkiye’de, 0 - 14 yaş grubundakilerin fazla olması beslenme, giyinme ve eğitim ihtiyaçlarının gözönüne alınması gerektirmektedir Bu alanda yapılan yatırımlara demoğrafik yatırımlar denir Gelişmiş ülkelerde genç nüfusun azlığı nedeni ile bu yatırımlar toplam yatırımların % 12,5'ini oluştururken, bu oran az gelişmiş ülkelerde % 42'ye kadar çıkmakta, bu da gelişme hızlarını azaltmaktadır
Çalışan nüfusun, bakımına muhtaç olduğu için, 0 - 14 ile 65 ve üzeri yaş grubuna aynı zamanda bağımlı nüfus denilmektedir
BAĞIMLI NÜFUS (GENÇLER VE YAŞLILAR)
Bağımlı nüfus oranı, gelişmiş ülkelerde az iken, az gelişmiş ülkelerde fazladır
1 Türkiye’de 1935 ve 1990 yılları nüfus grafikleri
1935 yılı Türkiye nüfus grafiği: Bu grafik, Türkiye’nin gelişmekte olduğunu gösterir 0 - 4 yaş grubunun oluşturduğu tabanın çok geniş olması, doğum oranının çok yüksek olduğunu göstermektedir
1990 yılı Türkiye nüfus grafiği: Bu grafikten de, Türkiye’nin gelişmekte olduğu anlaşılmaktadır Ancak, 0 - 4 yaş grubu, 1935 yılına göre daha dardır Bu da ülkemizde doğum oranının azaldığını göstermektedir
• Nüfusun cinsiyet durumu
1945 yılındaki sayıma kadar, ülkemizde kadın nüfusunun erkek nüfustan daha fazla olduğunu görüyoruz Bu durumda, Kurtuluş Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı tehlikesi etkili olmuştur Fakat, 1945'ten sonra erkek nüfusu kadın nüfusunu geçmiştir Şu anda erkek nüfus % 1,2 oranında fazlalık gösterir
Türkiye’de dışarıdan göç alan İstanbul, Ankara, İzmir gibi merkezlerde erkek nüfus fazla iken, dışarıya göç veren Trabzon, Tokat, Yozgat gibi merkezlerde kadın nüfusu daha fazladır
2 Aktif Nüfus
Aktif nüfus, çalışan nüfus veya faal nüfus olarak da adlandırılır
15 - 64 yaş arasındaki nüfusa çalışma çağındaki nüfus denilmektedir Bu nüfusun hepsi bir işte çalışmaktadır Çalışabilecek yaştaki nüfus içinde, çalışan nüfus oranı ne kadar çoksa, işsizlik oranı o kadar azdır Genellikle, sanayileşmiş ve buna bağlı olarak gelişmiş ülkelerde işsizlik az iken, az gelişmiş ülkelerde işsizlik fazladır
3 Çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına göre dağılımı
Ekonomik faaliyetler üç büyük gruba ayrılır:
Tarım (Tarım, hayvancılık, ormancılık, vs )
Sanayi (Endüstri, madencilik, vs )
Hizmet (İnşaat, ticaret, turizm, vs ) sektörleridir
Az gelişmiş ülkelerde, toplam çalışan nüfusun % 90'a yakını tarımsal nüfus özelliği taşır Gelişmiş ülkelerde ise tarımsal nüfus % 10 civarındadır Diğer nüfus, hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır
Gelişmekte olan ülkelerde, sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfus, gelişmiş ülkelere göre daha azdır
Aşağıdaki tabloya baktığımızda, Türkiye’de 1927 yılında nüfusun %90'ı tarım, %10'u sanayi ve hizmet sektöründe çalışmıştır
1950 - 1960 lı yıllarda tarım sektöründeki nüfus azalmaya başlamıştır Özellikle 1980 li yıllardan sonra, sanayileşme hızının artmasıyla tarım sektöründeki nüfus % 50'nin altına düşmüştür
Türkiye’de nüfusun 1927 - 1990 yılları arasındaki sektörel dağılımı
Türkiye’de çalışan nüfusun yaş ortalaması düşüktür Çalışan nüfusun bölgelere göre dağılımı incelendiğinde dengesizlik görülür
Sanayi ve hizmet sektöründeki nüfusun büyük bölümü, Marmara Bölgesi’ndeki Çatalca - Kocaeli ve Güney Marmara bölümlerinde yoğunlaşmıştır İzmir, Ankara, Eskişehir, Adana, Mersin, Zonguldak, Ereğli, Karabük, Gazi Antep, Kayseri, Denizli, Konya gibi illerde sanayi nüfusu yoğundur
4 Nüfusun Eğitim Durumu
6 yaşını bitiren nüfusa, tüm Dünya’da eğitim verilmeye çalışılır Eğitim okur - yazarlık, ilköğretim, lise ve üniversite olmak üzere sınıflandırılabilir
1990 yılına göre, Türkiye’deki faal nüfusun % 55'e yakınını ilkokul mezunları, % 7,4'e yakınını okur - yazar, % 5'e yakınını ortaokul ve lise mezunları, % 4'ünü de üniversite mezunları oluşturmaktadır
5 Nüfusun Kırsal - Kentsel Durumu
Türkiye’de nüfusu 10 000'den az olan yerleşmelere kır nüfusu, fazla olan yerleşmelere de kent nüfusu denilmektedir
Türkiye’de 1927 - 1950 yılları arasında, kırsal ve kentsel nüfus oranlarında fazla değişiklik olmamıştır Fakat, 1950'li yıllardan sonra, ülkemizde ulaşım yollarının ve sanayi faaliyetlerinin gelişmeye başlaması bunun yanında kırsal nüfusun artmasıyla birlikte kente doğru bir göç olayı başlamıştır
Kırsal kesimden kente göç olayı, en fazla, 1980 - 1985 yılları arasında meydana gelmiş ve 1985 li
yıllarda kır veent nüfusu az çok deng elenmiştir En son yapılan 1997 yılındaki sayımda kent nüfusu % 65'e ulaşmıştır Bu sonuç, ülkemizde sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun arttığını göstermektedir Aşağıdaki grafikler, Türkiye’nin kentsel ve kırsal nüfus değişimlerini daha iyi ifade etmektedir Dikkatle inceleyiniz
|