|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkmen Halk İnançları (İrımları)
Dine Bağlı Irımlar
Türkmenlerin İslam dinine girmezden önceki dini Gök Tanrı inancı idi Türkmence’de gök; Asman
direk ve mavi anlamına gelir Gök Tanrı bütün canlı ve cansızların yaratıcısıdır Gök Tanrı inancında yerin
(toprağın) itibarı vardır Ölünün defni anlamında “yere cayladık” şunu yer aldı, artık o kişinin hayatı yerde
devam ediyor diye inanılmaktadır Türkmence’de “cay” ev demektir Merhumu caylamak ölüyü gömmektir
Ölen adamı asıl ve devamlı olan evine koyduk orada ebediyen yaşasın denilmektedir
Türkmenlerde Tanrı Huda demektir Huda korusun ve saklasın diye dua edilmektedir Türkmen
halkında iki büyük kutsiyet vardır Biri Huda, diğeri Hakan Lider Prezident’tir Orta Asya’da ve
Türkmenler arasında çok görülen eski dinlerden biri de “Zaroastrizm” inancıdır Bu dinin Orta Asya’da
doğduğu ve memleketinin de Harezm olduğu bilinmektedir
7
Din; insanları yaratılıştaki sebep ve amaçlardan
haberdar eden, insanlara aydınlık ve mutluluk yollarını gösteren onları kendi tercihleri ve seçme
hürriyetleriyle özünde doğru ve güzel olan işlerin hal ve hareketlerine sevk eden ve Allah (cc) tarafından
konulan prensipler bütünüdür Bu prensipleri Peygamberler, Allah tarafından kendilerine vahiy yoluyla
gelenleri, insanlara duyurmuş, hak ve hakikati anlatmışlardır Dinle ilgili ırımlar şunlardır:
1- Elini yıkadıktan sonra sallama, şeytan eline yapışır
2- Mukaddes yerlere sağ ayakla girilmelidir
3- Parmaklarını kaç defa çıtırdatırsan, şeytan o kadar ömrünü kısaltır
4- Dişleri süpürge çöpüyle temizlemek günahtır
5- Ayakta yemek yersen, şeytan rızkını yer
6- Yalan söyleyenin evinden bereket gider
7- Sözünde durmayan adamın evinde huzur olmaz
8- Yeminini bozan kimsenin, sağlığı bozulur ve ömrü kısa olur
9- Tandırda çörek pişerken erkek adamın orada durması doğru değildir
10-İğde ağcının altında uyumak doğru değildir
11-Ayak basılan yere kirli su ve ak zatları (un, süt, ayran gibi) dökmek günahtır
12-Ev süpürüldükten sonra süpürge duvara dik olarak bırakılmaz
13-Akşam ev temizlendikten sonra çöpler dışarı atılmaz, evin bereketi gider
14-Evden biri yolculuğa çıktığı zaman gideceği yere varıncaya kadar ev süpürülmez
15-Evden birisi vefat etmişse kırk gün radyo, televizyon ve teyp çaldırılmaz
16-Cenaze olan evdeki kadınlar siyah örtü takar, erkekler başına siyah telpek (takke) giyer
17-Nazar değmesin diye ellerine, boynuna siyah-beyaz ip bağlamaktadırlar
18-Hava karardıktan sonra hayvan kesmek günahtır
19-Ayakta def-i hacet yapan kimse fakirleşir, kazancının bereketi olmaz
20-Kurban bayram günleri salıncakta sallanırsan günahlar dökülür diye inanılmaktadır
21-Kurban bayramından bir gün önce ve bayramdan bir gün sonra kurban kesme inancı vardır
22-Bayram günü yola gidecekler, kurbanın kulağını keserek kan akıtmaktadır
23-Türkmenlerde kadınlar kurban kesme veya kestirme hakkına sahip değildir
24-Genç kızlar kısmetlerinin açılması için gelinin başından atılan şekerden alırlar
25-Kısmetlerinin açılması için değirmene gidip kiremitleri ters çevirmektedirler
26-Nevruz günü gençler tekke ve türbeleri ziyaret ederek dilek ve temennide bulunurlar
27- Türkmenlerde nevruz günü dini bayram olarak kabul edilmekte ve kutlanmaktadır
3-İnsan Bedeni İle İlgili Irımlar
Türkmenlerin eski inançlarından olan Şamanlıkta ruhun bekası, ahiret hayatı, cennet ve cehennem
akideleri, Tanrıya ve ecdada kurban inançları da İslamiyet’te daha gelişmiş olduğundan, kültürel bakımdan
bir uyumsuzluk söz konusu olmamış ve bu inançlar eski inançların bir tekamülü olarak görülmüştür
Türkmenlerin keramet sahibi her derde deva bulan, gaipten haber veren kamların yerine İslam şeyhleri ve
evliyası geçerken burada da sessiz bir kaynaşma olmuştur
Müslüman olan Türkmenlerin ata ve babaları hem Şamanlara, hem de evliyaya benziyordu
Türkmenlerin kendi kahramanları Alp- erenler şekli ile kutsiyet kazanıyor ve İslam Türkmen gazileri ile
birleşiyordu Nitekim bugün de ermek, ermiş ve eren kelimeleri hala bu dini manaları muhafaza etmektedir
Türkmenler İslam dinine ait bir çok mefhum ve ıstılahları kendi din ve dillerinde bularak İslam devrinde de
kullanmışlardır Şamanlıkta mübarek ruhlar varsa da melek olmadığından, İslam’ın bu mefhumunu ferişte ile
karşılamışlardır
8
İnsan bedeni ile ilgili ırımlar şunlardır:
1- İnsanın bedeninden bölünüp ayrılan saça, dişe, tırnağa birisi basarsa sahibi hasta olur
2- Burnunun içi kaşınırsa düğün haberi alacağına işarettir
3-Yatan kimsenin üzerinden geçmemeli, hastalanma ihtimali olabilir
4- Karanlıkta aynaya bakarak saçını tararsan günah kazanırsın
5- Gece tırnağını kesersen günah kazanırsın
6- Kızın eli ağrırsa o zaman kızı bekar biri hatırlıyor demektir
7- Kulağın kaşınıyorsa, gıybetin yapılıyor demektir
8- Pazar günü öksürürsen, misafirliğe gideceksin
9- Perşembe günü öksürürsen,uzak yola gideceksin
10-Sağ elinin içinin kaşınması, paranın geleceğine dair bir alamettir
11-Tükürdüğünde tükürüğünün bir damlası üzerine düşerse yeni giysi giyeceksin
12-Çocuğun kırılmış dişini atın ayak izlerinin altına gömersen,atın dişi gibi ak diş çıkar
13-Eğer sağ kulağın kızarırsa, senin hakkında gerçeği konuşuyorlar demektir
14-Eğer bekar yiğit çok uyuyorsa, gözü yamuk bir kızla evlenir
15-Eğer yiğidin veya kızın ön dişlerinin arası açıksa uzak yerlerden evlenir
16-Elma insana güç verir
17-Boynun kaşınırsa ağlayacaksın
18-Saçını taradığında şakırdayarak şimşek çakıyorsa,o insan şanslı ve neşeli birisi olur
19-Salı günü öksürürsen, misafir gelir
20-Dudakların kaşınırsa öpüşeceksin
21-Burnunun dışı kaşınırsa, uzak yerlerden haber gelecek
22-Cuma günü hapşırırsan, buluşma olur
23-Bir günde hem elin hem de ayağın tırnakları kesilmez
24-Boynun kaşınırsa düğün oluyor demektir
25-Kaşın kaşınıyorsa misafir gelecek demektir
26-Kaşları bitişik olan insanlar çok zorluklar görür
27-Kulağın kaşınırsa, yağmur yağacak
28-Sağ kaşın seğirirse mutlu olacaksın
29-Sağ kulağın çınlarsa iyi haber gelecek
30-Ayağının altı kaşınırsa yolculuğa çıkacaksın
31-Yüzün kızarırsa ağlayacaksın
32-Kulağın çınlarsa kimdir biri senin adını tutacak (seni anacak)
33-Dilini ısırırsan,bir kimse sana kızıyor veya gıybetin yapılıyor
34-Eğer bir kimse gittikten sonra,onun arkasından süpürgeyle süpürürsen o geri dönmeyecektir
35-Annesine benzeyen çocuk şanslı ve mutlu olur
36-Bir kimse elinden bıçak düşürürse erkek misafir, kaşık düşürürse kadın misafir gelir
37-Eğer karı koca yemeklerini karanlıkta yerse, çocukları hırsız olur
38-Kapının eşiğinde durup görüşürsen,kavga yaparsın
39-Yeni gelen gelin eve sol ayağıyla atarsa şansız olur
40-Sol kaşın seğirirse üzülürsün
41-Yanağın kaşınırsa ağlayacaksın
42-Sol kulağın çınlarsa kötü haber gelir
43-Annesine benzeyen çocuğun şansı açık olur
44-Kız eline iğne batırsa aşık olur
45-Elinden bıçak kaçsa erkek, çömçe kaçsa kadın misafir gelir
4- Hayat Irımları
Türkmenler ölülerin hatırasına nahar (yemek) ziyafetleri ve Huda yolu (Allah rızası için) davet
yapmaktadırlar Zenginler birçok kurban keserek halka yemek yedirmektedirler Hazırlanan yemeklerin bir kısmını eski bir gelenek olarak ölünün mezarı üzerine dökerler
9
Türkmenler Müslüman oldukları halde
geçmiş kültürlerinden olan depdessurları (adetleri) hala devam ettirmektedirler En eski maddi kültürün
kalıntıları toprak altında muhafaza edilerek çağımıza kadar ulaştığı gibi, gelenekçi toplumlarda da en eski
devirlerin manevi kültür kalıntıları ruhların derinliklerinde sürüklenip günümüze kadar getirilmiştir Çağdaş
kültürün yüksek seviyesine ulaşan Türkmen halk topluluklarında da bu eski çağlardaki inançların
tezahürlerine şahit oluyoruz Örneğin, at nalını uğur saymak, mavi boncuk ve maşallah nazarlıkları takmak
gibi inançların kökeni eski tarihlere kadar inmektedir
Türkmenler İslamiyet’i din olarak kabul ettikten sonra, eski din ve inançlardan kalma bir çok
görenek ve gelenekleri İslam dininin emirleri gibi muhafaza etmişlerdir Örneğin, türbelere, kutlu sayılan
ağaç ve çalılara çaput bağlama gibi Bu adetler bütün Türkmenlerde görülmektedir Çünkü bu adetler Orta
Asya uluslarının eski dinleri olan Şamanizm’e mahsus önemli unsurlardan biridir Türkmenlere göre bu
adetler çok önemli bir dini ayindir Türkmen halk inançlarına göre her dağın, her kutlu pınarın, göl ve
ırmakların, kutlu ağaç ve kayaların manevi sahipleri vardır Türkmenler orman,ağaç, su ve kayalara
günümüzde de kurban sunmaya devam etmektedirler Tanrının dostları sayılan ölülerin türbe
parmaklıklarına, kutlu sayılan ağaç ve çalılara nezir niyetiyle çaput bağlama adeti Müslüman din adamları
tarafından yasak edilmesine rağmen, zamanımızda bile onlarcasına rastlamak mümkündür
Türkmenlerde, türbelere mum yakma adeti de eski adetlerden biridir Eski çağlarda yalnız evliya
sayılanların değil, başka ölülerin de mezarlarında yahut öldükleri yerde mum yakmak veya ateş yakmak bir
nevi kurban sayılmıştır Bunun Kur’an hatim yaptırmaktan daha sevap olduğuna inanılmaktadır
Türkmenler
arasında en çok kullanılan davranışlardan biri de muska ve tılsımlara inanma adetidir Türkmenlerin
inançlarına göre bazı nesnelerde uğur veya uğursuzluk bulunur, uğurlu saydığı nesneyi boynuna asar ya da
yanında taşır Bu nesne taş veya ağaç parçası, bir bitki, garip görünen bir böcek ve kartal tırnağı vs
olabilmektedir Bu muska ve tılsımların hastalıklardan, nazardan, göze görünmez bela ve kazalardan
koruduklarına inanmaktadırlar Türkmenler muskaları, sağlık, ev işleri, sevgi ilişkileri ve cesaretli olmak için
de taktıklarını söylemişlerdir Muskayı takan kişinin kötü davranışları ortadan kalkıyor, zekası açılıyor, ev ve
aile ilişkileri düzgün oluyor, sevgi bağları kuruyor gibi inançlar da taşımaktadırlar
Türkmenlerde muskaların içine Arapça dua yazılmaktadır Muskalar kağıt, gümüş veya kumaştan
olduğu gibi ağaçtan da olmaktadır Muskaların içine kömür ve tuz koyma geleneği de halen devam
etmektedir Kömür ateşe, tuz berraklığa işarettir Kömür ateşinin, kötü ruhlardan insanı koruyacağına, tuzla
da geleceğin aydınlık, yolun ak olacağına inanılmaktadır Türkmenistan’da çobanlar ve avcılar “dağdan”
ağacından muska yapmaktadırlar Deve tüyünden ala ip veya yılan şeklinde ip yapılarak evin kapısına
asılmaktadır Bunun evi ve orada yaşayanları koruyacağına inanılmaktadır Zehirden korunmak için
esrarengiz işaretlerle yazılmış muskalar taşımaktadırlar Hayat ırımları olarak şunlar da görülmektedir:
1- Gün batarken beyaz şey (süt, un, şeker, pirinç) alış-verişi yapmamalı, rızk gelmez
2- Elbise üzerindeyken, yırtılan yer dikilirse, kendi aklını da dikmiş olur
3- Cenaze cemaatının önü kesilmemeli, yoksa ecel peşine düşer
4- Akşam para sayılmamalı ve borç verilmemelidir, kazancın bereketi gider
5- Acı nesneler birine verilirken tekli, tatlılar çift sayılı olmalıdır
6- Düğün evine giderken çift, cenaze evine giderken tek ekmek götürülür
7- Evde yılan öldürülürse, kötülük, bela ve musibet gelir
8- Tavuk, horoz gibi öterse, sahibinin ölüm haberi gelir
9- Ekmeği iki tarafından bölersen rızkın, tek elle bölersen saygın azalır
10-Bebeğin altından iki elle kaldırılmamalı, ölü bebek öyle kaldırılır
11-Boş salıncağı sallarsan çocuğunun başı ve kulağı ağrır
12-Çörek yaparken hamur sıçrarsa, misafir gelir
13-Çocuk yerde emeklerse, çay bardağının üzerine çöp çıkarsa misafir gelir
14-Evin üzerinde karga öterse düğün olur
15-Bıçağın keskin tarafı yukarı durursa, evde uyuşmazlık olur
10
16-Ayağının altı öpülen çocuk küt olur
17-Çocuğun üzerinden atlanmaz, boyu kısalır
18-Çocuğun ensesinden öpülmez, öpülen çocuk inatçı olur
19-Hamile kadın çirkinleşirse kız, güzelleşirse erkek çocuk doğurur
20-Kız annenin, anne de kızın elbisesini giyerse ömrü kısalır
21-Kendi hanımının izinden yürümek doğru değildir
22-Kündük (ıbrık) kıbleye bakacak şekilde konmalıdır
23-Çocuk ilk konuşmaya başladığı zaman baba derse oğlu, anne derse kızı olur
5- Nazar Irmları
Göz değmesi, yani nazar inancı Türkmenlerde çok eskilere dayanan bir ırımdır Günümüzde nazara
inanan ve inanmayan da vardır Türkmenler kendi aralarında konuşurlarken “ falan adamın gözü değer, bir
maddeye baksa onu parçalar ” Çocuk hastalansa “ göz değdi” demektedirler Göz değmemesi için
“tüveleme-tüveleme” (maşallah-maşallah) derler Gözünüzün değmemesi istiyorsanız tü tü diye tükürmeniz
gerekmektedir, ayrıca “yaman gözden, dilden Huda (Allah) saklasın” diye dua etmeniz istenmektedir
Göz değmesi bütün toplumlarda vardır
11
Gözü değecek insanın alnı düz, gözleri yeşil, aç gözlü,
haset ve başkalarını istemeyen kişilerdir Göz değmesinden korunmak için halk arasında çok çeşitli yollar ve
yöntemler vardır Türkmenlerde, yılanın ağzına tükürsen o yılan ölür ve bir daha göz değmez diye
inanılmaktadır Göz değmesinden korunmak için dua, muska, deve tüyü, alaca tüyden edilen ip bağ, yılan
başı, domuz dişi, gümüş veya altın kaplı muska şeklinde “ dağdan” takmaktadırlar Bu maddelerin insan organizmasına tesir ettiğine inanılmaktadır Halk inanışlarına göre, yılan veya at kafası gibi kötü nesnelere,
gözü değen adamın bakışı ilk önce oraya olduğu için kendinde bulunan göz enerjisi oraya aktarılıyor ve
diğer insan ve canlılar korunmuş oluyor
12
Göz değmesi ile ilgili ırımlar şunlardır:
1- Yeni ev yaparken göz değmesin diye evin temeline iğne, tuz ve kömür konulmaktadır
2- Eve nazar değmemesi için balkona at, öküz veya koç kafası ve boynuzu takılmaktadır
3- Hayvanlara göz değmemesi için ahıra yüzerlik otu asılmaktadır
4- İnsanlar da göz değmemesi için, göz boncuğu ve dağdan takmaktadırlar
5- Nazar değmiş olan bir insana, nazarı değenin giysisinden kesip tütsü yapılmalıdır
6- Nazar değen kişinin başından kurşun dökülmektedir
7- Kurşun tavanın tabanına çökerse kadın, üstüne çıkarsa erkeğin gözü değmiştir
8- Hayvanlara yılan gömleği yedirirsen nazar isabet etmez
13
9- Çocukların beşiğine deniz hayvanlarının kabuklarını takarsan göz değmez
10-Yeni doğan çocuğu ziyarete gelenlerin başından pişme (kavrulmuş mısır) saçarlar
11- Çocuk görmeye gelenler “Bize de Huda yetirsin, yaşı uzun olsun, kem gözden korunsun” derler
12- Nazar konusunda içinde göz bulunan el resminin etkili olduğuna inanılmaktadır
13- Ayet yazılı kağıt, mazi ağacından yapılan nazarlık ve betük muskaları nazardan korur
14- Yatır mezarları üzerindeki örtüden kesilen parçalar da insanı nazardan korur diye inanılır
6- Yağmur Irımları
Yağmur Duası, çok eski zamanlarda ortaya çıkmış ve yapılmış, şu anda da uygulanan bir gelenektir
Yağmur duasının ortaya çıkmasının en büyük nedeni, Türkmenlerin yerleşmiş bulundukları yerlerde suyun
az olmasıdır Türkmenistan, diğer Türk Cumhuriyetleri içinde belli bir jeopolitik öneme sahip bir konumda
bulunmaktadır Türkmenistan uygarlığın başlangıcından beri göç ve fetih dalgalarına sahne olmuştur Orta
Asya Türk kültürünü ve İslam kültürünü muhafaza ederek güncel hayatın uygulama ve değer yargılarına yeni
bir içerik ve nitelik kazandırmışlardır Tarihin ilk topluluklarından bu yana ilahi gücü tam çözemeyen
insanlar onun her türlü iyiliği ve kötülüğü yapabileceğini düşünmüşler ve onunla iyi geçinmenin yollarını
aramışlardır Dilekleri için veya dilekleri yerine gelince şükür etmek amacıyla adaklar adamışlar, çeşitli
büyüsel törensel işlemler uygulayarak kurban kesmişlerdir
14
Türkmenistan coğrafi şartlar itibarıyla sıcak ve kurak olduğu için yağmura çok büyük gereksinim
duyulmaktadır Türkmenler arasında gökten inen bereket olarak nitelendirilen yağmur kutsal bir nitelik
kazanmıştır Türkmenlerde su haftası ve bayramı kutlanılmaktadır “Yağmur yağdır sultanım!” diye
çocuklara bugün bile bolca dua yaptırılmaktadır Türkmenler yağmura bereket adını vermişlerdir İslam alimlerinden el- Biruni Türkmenlerin bir pınar (çeşme) yanındaki yerde bulunan taş ve kaya üzerindeki izlere
secde ettikleri söylemektedir Bereketli olan bu pınarı şöyle tarif ediyor; “ Tus ile Abra şehirleri arasında
bulunur, bu küçük göle benzeyen tatlı sulu bir pınardır Türkmen ülkesinde Köpet Dağı’nda bulunur Bu
pınar kalkana benzer, suyu kenarı ile aynı seviyededir Bu pınardan ordu bile içse suyu bir parmak kadar
dahi eksilmez Bu pınarın yanındaki kayada secde eden bir insanın ayak parmaklarıyla elinin ve dizlerinin
izleri vardır Yine bir çocuğun ayak ve eşeğinin tırnak izleri bulunmaktadır Oğuz Türkleri (Türkmenler)
bunları gördüklerinde yere kapanırlar ve secde ederler”
15
demiştir
Türkmenistan’ın Kerki şehrindeki Köyten Dağı Türkmenlerce kutsal sayılmaktadır Türkmenler
nerede bir dağ ve pınar görse oraya bir kayın ağacı diker ve orayı kutsal ve kerametli olarak görürler Köyten
dağındaki Kırk Kızlar mağarasının suyu da, kendisi de kutsal yerler arasında sayılmaktadır Kırk kızlar
mağarasındaki suyun zemzem kuyusundan geldiğine inanılmaktadır Burada kurbanlar kesilir, ibadetler
yapılır, dualar edilir, istek ve temennilerde bulunulur Türkmenlerde su, pınar, dağ kültleri olduğu gibi orman
ve ağaç kültü de çok yaygındır Türkmenler şaman kültürü olan ağaç ve dağ kültlerini, eski devirlerdeki
bütün ayinleri teferruatıyla muhafaza etmişlerdir Kutlu ağaç ve pınar kültü bilhassa çocuğu olmayan
kadınların ziyaret ettiği, adak dilediği ve çaput bağladığı yerler olmuştur
16
Sahrada çölde tek başına biten
bir ağaç, ya bir pınar ya da büyük bir taş bulunsa, orası kutsal kabul edilerek ziyaret edilmektedir Problemi
olanlar bu tür yerlere gitmekte, kurban keserek dua etmekte, hatta orada gece yatarak sabahlamaktadırlar
İnanç insana özgü bir fenomendir Tanrıyla barışık olma isteği bir takım ibadetler ve ritüellerle
tamamlanır Bir istek duası olan yağmur dualarının kökeni arkaik ve geleneksel toplumlara, mitosların ritüel
davranışlarıyla insana ve insan topluluklarının hayatlarını yöneten kurallar ve kurumların ilişkisine dayanır
Türkmenler yağmur yağması için Allah’a yakın olan dağ, mezar, yatır gibi yerleri ziyaret eder, kurban keser
ve çok çeşitli dinsel ritüeller yapmaktadırlar Yağmur ırımları şunlardır:
1- Kukla bebek yapılarak Tanrıdan yağmur yağdırması istenilmektedir
2- Hayvanları birbirinden ve yavrularından ayırarak yağmur yağacağına inanılmaktadır
3- Kaplumbağalar ağaca ters çevrilerek asılırsa yağmur yağar
4- Yılan ve akrep yakılırsa yağmur yağar
5- Kurban kesilerek dini vecibeler yerine getirilirse yağmur yağar
6- Yatırın başında abdest alıp iki rekat namaz kılınırsa yağmur yağar
7- Yağmur duası yapılırken ellerin ters çevrilmesi ve elbiselerin ters giyilmesi gerekir
8- Yağmur duasını yaşlı veya ağzı dualı birisinin yapması uygun görülmektedir
9- Yağmur duası tepelere ve yüksek yerlere çıkılarak yapılır
10-Duaların söylenişi sırasında herkesin iştirak etmesi gerekir
11-Yerleşim yerindeki herkes mutlaka yağmur duasına katılmalıdır
12-Yağmur duasının yüksek sesle yapılması gerekmektedir
13-Türkmenlerde yağmur duası şiir şeklinde de olmaktadır
Senin dek kadirden dileg diliyorum
Rahim eyleyip yağmur yağdır sultanım
Garibim kimsesizim sana yalvarıyorum
Rahim eyleyip yağmur yağdır sultanım
14- “Yağmur damlası altın tanesi” sözü Türkmenistan’ın çok yerinde yazılıdır
Sonuç
Türkmen halkının kendi başından geçen, tarihi tecrübelerine dayanan ve dilden dile, nesilden nesile
günümüze kadar gelen birçok ırımları olmuştur Türkmen din adamları ırımlara batıl inanç demektedirler
Batıl inanç; dinin aslında bulunmayan bir takım yollarla sonradan dine sokulan ve toplumda dini inanç gibi
telakki olunan söz, fiil ve davranışların tümüne bidat, hurafe ve batıl inanç denilmektedir İnsan yaratılışı
itibariyle inanmaya ve telkine müsaittir Başına bir bela, musibet, dert ve sıkıntı geldiği zaman, deva ve şifa
umuduyla her çareye baş vurmakta ve her duyduğunu yapmaya kalkışmaktadır İnsanların bu zaafları
ırımlara, yani halk inanışlarına bağlanmaya itmiştir
Irımlar dinin gelenekselleşmesi olarak günümüzde de halk tarafından kullanılmaktadır Herhangi bir
toplumun bireylerinin çeşitli yolardan açığa vurdukları davranış örnekleri büyük ölçüde sosyo-ekonomik
yapıların oluşturduğu kültür unsurlarından ileri gelmektedir Türkmen ırımları da toplumun geleneklerinden,
inançlarından ve bireylerin arzu ve ortak çıkarlarından oluşmaktadır Bunlar, toy (düğün) ırımları, din
ırımları, insan bedeni ile ilgili ırımlar hayat ve yağmur ırımları gibi birçok inançlardan oluşmaktadır
Türkmenistan’da ırımlar (halk inançları) insanların hayatlarına damgasını vurmuştur Halkı,
toplumsal kabullenme diyebileceğimiz inançlar ve gelenekler idare etmektedir Eski inançlar, din kisvesine
bürünerek kültürel miras olarak günümüze kadar varlığını sürdürmüşlerdir Çünkü, halk inançları tarihi
derinliklerden süzülerek gelmiş belli tecrübelerle şekillenmiş bir birikim sonucu ortaya çıkmıştır Toplumun
bütün fertleri, o inanç öğesi hakkında müşterek duygu ve düşünceleri paylaşmaktadır Türkmen halk
inançları da tarihin derinliklerinden aldığı değerleri günümüze kadar taşımıştır
KAYNAKÇA
*
Bu çalışma yazarın 1995-98 yılları arasında Türkmenistan’da sahası ile ilgili yaptığı araştırmalara dayalıdır
**
C Ü İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Öğretim Üyesi
1- ORAYEV Orazbay, Irımlar, Ruh yayını, Aşkabat, Türkmenistan, 1993, s 3
2- HANÇERLİOĞLU Orhan, İnanç Sözlüğü, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1975, s 270
3- ÇELİK Ali İslam’ın Kabul Veya Reddettiği Halk İnançları, Beyan yayını, İstanbul 1995 s 21
4- TANYU Hikmet, “Dini Folklör Veya Manevi Halk İnançları “, A Ü İ F D C XX111 Ankara, 1980, s 123
5- ÇARIYEVA Oğulcemal, “Din ve Irımlar” Vatan Gazetesi, Aşkabat, 17-11-1974, s 5
6- A SULTANOVA, “Türkmenlerin Evlenme Merasimlerine Bağılı Irımlar” Diller Dünyası Dergisi, Matbuat yayını, mart-
nisan, sayı, 2, Aşkabat, 1995, s 53
7- ŞÜKÜROV Nazar, Dinlerin Döreyişi, Ruh yayınları, Aşkabat, 1981, s 40
8- ÇARIYEVA Oğulcemal, “Dogayı Sözler” Nesil Gazetesi, Aşkabat, 4/1/1994,s 4
9- ORAYEV D Orazbay, Adat, Ruh tayınları, Aşkabat 1995, s 173
10- GOÇMURADOV Bayram, Türkmen Halk Irımları, Maarif yayını, Aşkabat, 1995, s 46
11- GÖKBEL Ahmet, “Türk halk İnançlarında Din ve Din Anlayışı (Kurban Kültü Örneği)”, Cumhuriyetin 75 Yılı Dinler
Tarihi Açısından Din ve Din Anlayışı Sempozyumu, 20-21, Kasım, Konya, 1998, s 2
12- Abdulkadir İNAN, Eski Türk Dini Tarihi, Kültür Bakanlığı Yayını, İstanbul, 1976, s 185
13- Adulkadir İNAN, Tatihte ve Gününmüzde Şamanizm, Türk Tarih Kururm yayını, Anakara, 1986, s
14- Abdulkadir İNAN, “Türk Boylarında Dağ, Ağaç (Orman) ve Pınar Kültü”, Makaleler ve incelemeler II, Ankara, 1991 s
255-258
|