08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ülkemizdeki En İlginç Türk Gelenekleri
En İlginç Türk Gelenekleri
En İlginç Türk Gelenekleri nelerdir
Ülkemizdeki En İlginç Türk Gelenekleri
Türkiye Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Merkezi (TÜBİKAM) Başkanı Prof Dr Alemdar Yalçın’ın fikir babalığında, çoğu bilim adamı 50’ye yakın araştırmacı, Anadolu’yu karış karış gezerek hálá yaşayan Türk geleneklerini ölümsüzleştirmek için kamera arkasına geçti
İşte en ilginç Türk gelenekleri !
ALLAR BAĞLAMAK
Eşiklerin "en sancılısıdır" doğum Hem bebek için hem anne için "eşik"tir Yeni durum, 9 ay anne karnında yaşayan bebeğin de, annenin de ezberini bozar Bebek, farkında olmadığı yeni yaşamına baş aşağı tutulup ağlatılarak başlarken, anne, loğusa ve kırklı çocukları öldürdüğü varsayılan "Al Karısı"nın kötülüklerine uğramamak için kırmızılar bağlar
GÖBEK ADI KOYMAK
İlk ritüel anne ile bebeği birbirine bağlayan göbek kordonunun kesilmesinde yaşanır Orta Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere Anadolu’nun bazı yerlerinde, "Sesi az çıksın, kocasının karşısında çok konuşmasın" diye kısa kesilir kız bebeğin göbek kordonu Bazı kültürlerde ise oğlanın göbeğinin kısa kesilmesi halinde sesinin kız gibi ince olacağına inanılır Göbek kordonu kesilirken bir de "göbek adı" konulur bebeğe Kişinin kabirde bu adıyla çağrılacağına inanıldığı için bu ad, çoğunlukla Kuran’dan seçilir Ardından, sağ kulağına ezan okunur
KORDON SAKLAMAK
Bebeğin karnı doymaya başlayınca, göbek bağının da düşeceğine inanılır 4-7 gün arasında düşen göbek bağı itinayla bir yerde saklanır Kimi, "Gezgin olmasın, dışarıya çok gitmesin" diye 1-2 sene beşiğine asılı tutar göbek bağını; kimi "Okusun, büyük adam olsun" diye okul bahçesine, kimisi de "Devlete hayrı dokunsun, devlet adamı olsun" diye devlet dairelerinin avlusuna gömer
HAMİLE KADINLAR BUNLARA İNANIYOR
Araştırmacı-Yazar Gülsen Balıkçı, hamile kadınların, yapılması ya da kaçınılmasına inandığı davranışları derledi Bunların bazıları şöyle:
Hamile kadın ayıya, maymuna, deveye bakmaz, çocuk çirkin olur
Cenazeye gitmez, cesede bakmaz; yüzü renksiz olur
Canı ne isterse onu yemelidir; yemezse çocuğun herhangi bir yerinde iz çıkar
Sakız çiğnemez, çiğnerse çocuk çişli olur veya ağzı çok akar
Kelle eti yemez, yerse çocuk sümüklü olur
Hamile kadın ve kocası yılan öldürmez, öldürürse çocuk sakat olur
Hamile kadın habersiz kimsenin bir şeyini alıp yemez, çocuk hırsız olur
Hamile kadın diş çektirmez, çocuğu düşer; saç kestirmez, çocuğun ömrü kısa olur
Ekşi yerse kız, tatlı yerse oğlan doğurur "Ye ekşiyi doğur Ayşe’yi, ye tatlıyı doğur atlıyı" denir
Kız doğuracağı zaman çirkinleşir, oğlan doğuracağı zaman güzelleşir "Kız kendini, oğlan anayı süsler" derler
Kadın doğuma giderken, doğum rahat olsun diye, evdeki tüm kilitler açılır Doğacak çocuğa hazırlanan giysilerin düğmeleri de açık bırakılır
Karnında çocuğu durmayan kadın; çocuk doğana kadar ve doğduktan sonra bir yaşına gelene kadar gece lambayı hiç söndürmez
ÇOCUĞUN ÖMRÜ, YUMURTA SARISIYLA HESAPLANIR
Uşak’ta bebeğe kına yakılması, kutlamaya gelenlere yemek verilmesi ve helva kavrulması, başta Ege Bölgesi olmak üzere birçok yerde "hayatın üç rengi"nin ortak ritüeli olarak karşımıza çıkıyor Uşak’ta bebeğin altı, sıcak toprakla (höllükle) bezleniyor ve keçe ile kundaklanıyor Böylece bebeğin dışkısının "tok" olacağına inanılıyor Tören mevlit okunarak "Uzun ömürlü olsun" dilekleriyle noktalanıyor
İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin özelliklerini taşıyan Çorum’da doğan bebeğin ömrü ise yumurtanın sarısından anlaşılıyor Bebeğin kırklanması sırasında beşiğinin altına yumurta kırılıyor Bir gün boyunca beşik altında kalan yumurtanın sarısı, ertesi gün bakıldığında dağılmamışsa bebeğin "uzun ömürlü" olacağına inanılıyor
Başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Anadolu’nun birçok yerinde ise önce tuzla tanışıyor bebek Kokmasını, gözlerinin çapaklanmasını, hasta olmasını engellemek için tuzlanıyor Tuz "kırklama" suyunun içine de atılıyor İlk yıkamada erkek bebeğin sabunla, kız bebeğin ise "Eti azgın olmasın" diye sabunsuz yıkandığı da söyleniyor
Hürriyet
|
|
|