08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ömer Kavur
Ömer Kavur, (d 18 Haziran 1944 Ankara - ö 12 Mayıs 2005 İstanbul) Türk yönetmen
1944'te Ankara'da orta üst sınıf bir ailenin çocuğu olarak doğan Ömer Kavur, ilkokulu İstanbul Kızıltoprak'ta bitirdi Orta okulu Robert Kolej'de, liseyi Kabataş Erkek Lisesi'nde okuduktan sonra üniversite eğitimi için Paris'e gitti Conservatoire Libre du Cinema Français'de sinema, Sorbonne Haute Ã?cole du Journalisme'de gazetecilik okudu Teknik-pratik sinema eğitimini Sorbonne Üniversitesi'nde gerçekleştirdiği sinema tarihi yüksek lisansıyla bütünleyen Kavur, bu dönemde çektiği kısa filmlerle ilgi çekti ve çeşitli ödüller kazandı Fransa yıllarında Alain Robbe-Grillet'ye yönetmen asistanlığı yapan Kavur yurda dönüşünde Boğaziçi Köprüsü ile ilgili bir belgesel çekti
1974'te, bir teklifle Refik Halit Karay'ın aynı adlı eserinden uyarlama Yatık Emineyi Necla Nazır'la filme çekti Sansür baskısından kaçamamış, farklı ve başarılı bu ilk film, Kavur'un Türk sinemasındaki nev-i şahsına münhasır kariyerini muştuladıysa da sanatçı ikinci filmini çekebilmek için beş yıl beklemek durumunda kaldı
1979'da çektiği Yusuf ile Kenan dönemin standart "toplumcu-gerçekçi" filmlerine alternatif oluşturan bir eserdi Onat Kutlar ve Kavur'un etkileyici senaryosu uzerine kurulu, Kavur'un toplumun itilmişleri arasından çekip çıkardığı iki çocuğun hikayesini yalın ve etkili bir sinema diliyle anlattığı bu eser uluslararası arenada da kabul gördü (Milan Film Festivali büyük ödülü) Kavur'un üçüncü filmi Ah Güzel İstanbul, bir yıl sonra Atıf Yılmaz'ın Mine adlı filmiyle kendisinin koyduğu kanunları yıkarak sinema gündemine oturacak Türkan Şoray'ın yerine, fahişe rolünü kabul eden Müjde Ar'ı gündeme taşıyacak ve onun ****enlerde sürdüreceği parlak kariyerini başlatacaktı Kavur, Göl filmiyle, daha sonra sıklıkla ele alacağı türden psikolojik motiflere eğilmeye başladı
1985'te çektiği Amansız Yol Kavur'un sinemasının ana motiflerinden "yolculuk" temasının en belirgin olduğu ilk dönem filmidir Körebe ise, Göl'e benzer psikolojik bir gerilimi ele alır
1987'de ise Kavur'un ilk başyapıtı Venedik Film Festivali'nde ses getirdi: Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli'ni Macit Koper ve Serra Yılmaz'ın da yer aldığı bir kadroyla sinemaya aktaran Kavur Türk sinema tarihinin kimilerine göre en derinlikli "boğuntu" filmine imzasını atıyordu
Bir yıl sonra çektiği ve "yolculuk" temasına bu kez hem içsel hem de dışsal anlamda geri döndüğü Gece Yolculuğu, Cannes Film Festivali'nde gösterilmiş ve beğenilmişti
1991'de Orhan Pamuk'un "Kara Kitap" romanındaki öykülerden birinden hareketle çekilen Gizli Yüz Kavur'un ve Türk sinemasının başyapıtlarından biri kabul edilir Kavur'un esrarlı, içe dönen yolculuk arayışının, yolculuğunun doruğu olan bu filmi, 1996'da Kavur'un "kendini tekrarladığı" eleştirilerini aldığı Akrebin Yolculuğu izledi Bu film de Cannes Film Festivali'nin "Un certain regard" adlı bölümüne kabul edilmiştir Kavur'un sinemasal kariyeri bu filmden sonra duraklamıştır
2000'deki "Melekler Evi"nin başarısızlığının ardından 2003'te gelen "Karşılaşma" Kavur'un eski gücünü yitirdiğinin göstergesi sayılabilir
Kavur genellikle uluslararası prodüksiyonlar gerçekleştiren Alfa Film'in kurucusu ve sahibiydi
Uzun süre lenf kanseri sebebiyle tedavi gören Ömer Kavur, 12 Mayıs 2005'te Teşvikiye'deki evinde öldü
Kaynak : Wikipedia
|
|
|