|  08-20-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Alman Edebiyatı Savaş Sonrası Alman Edebiyatı (1945-1990) 
 
            Savaş Sonrası Alman Edebiyatı (1945-1990)
 
 İkinci Dünya Savaşı`ndan sonra (1939-1945), Alman edebiyatı ana olarak savaşla yerle bir edilen Almanya`nın psikolojik travmalarla dolu yaşamı ile ilgilendi
  Savaştan sonra Almanya, SSCB tarafından kontrol edilen Doğu Almanya ve Batı ve özellikle Amerika güdümündeki Batı Almanya olmak üzere iki devlete bölünmüştü  Dönemin en önde gelen Alman yazarları Heinrich Böll ve Günter Grass`tı  Böll`ün romanları Bayanla Grup Resmi (1971) ve Katharina Blum`un Kayıp Onuru (1974) toplumdaki itibarlarını kaybetmiş kadınları anlatır  Grass ise edebi biçimlerdeki korkusuz yorumlarıyla öne çıkmıştı  Teneke Trampet (1959), Kedi ve Fare (1961) ve Köpek Yılları (1963)`ndan oluşan Danzig üçlemesi, şimdiki adı Gdansk olan Alman-Leh şehrindeki savaş sonrası zenginlik ve Nazi iktidarının bir taslamasıdır  
 Savaş sonrası edebiyat, Almanya`nın Nazi tarihiyle yüzleşmek için çaba sarfetmişti
  Faust efsanesinin Thomas Mann versiyonu Doktor Faustus`ta (1947) bir bestecinin, aşk ve ahlaki sorumluluğu sanatsal yaratıcılık uğruna reddedisini anlatır  Hikayeleri, Alman edebiyatının tüm geçmişinin Nazilerin ortaya çıkmasında sorumlu olduğunu anlatmaya çalışır  Carl Zuckmayer`in Şeytan`ın Generali (1946) dramı Nazi rejiminde suçlanan Alman ordu kahramanı Ernst Udet`in yaşamı üzerineydi  Rolf Hochhuth`un piyesi Vekil (1963) Papa 12  Pius`u Nazilerin Yahudileri katletmesine göz yummakla suçlar  
 Savaş sonrası drama yazarlarının en önemlileri Almanlar değil, İsviçreli Friedrich Durrenmatt ve Max Frisch ile Avusturyalı Thomas Bernhard ve Peter Handke`dir
  İsviçreli yazarlar, Brecht tarzındaki sosyal eleştiriyi devam ettirdiler  İki Avusturyalı ise daha çok psikolojik dramlar yazmıştı  
 Doğu Alman edebiyatı, Batı`dakinden farklıydı
  Doğu yazarları genelde sosyalist bakış açısına sahiptiler ve Batı`nın değerlerini eleştiriyorlardı  Christina Wolf`un romanı Cassandra (1983) savaştan bitap olmuş şehri Doğu Almanya`ya benzeterek Troya`nın düşüşünü yeniden anlatır  1959`da Doğu Almanya`dan Batı Almanya`ya geçen Uwe Johnson, politik olarak bölünmüş Almanya`nın yorgunluklarına işaret ediyordu  Johnson`un romanı Jakop Hakkındaki Dedikodular (1959) Sovyet ajanlarıyla işbirliği yapmayı reddeden bir adamın öldürülmesini konu eder  
 
 Kaynak : Wikipedia
 
 | 
	|  |   |