Prof. Dr. Sinsi
|
İshak Paşa Sarayı Birinci Ve İkinci Avlusu

İshak paşa Sarayı İkinci Avlusu
Taçkapı
Birinci avluya girişi sağlayan taçkapıdan farklı bir tarzda inşa edilmiş olan ikinci taçkapı birinci avlu ile ikinci avlu arasında yer almaktadır
Cephe ile kaynaştırılmış, I Taçkapı gibi dışa çıkıntı yapmayan II Kapı, sivri kemerli, ince, uzun bir forma sahiptir h Gündoğdu tarafından Gotik kapı olarak değerlendirilen ikinci taçkapı, I Taçkapı ile aynı eksende olmasına rağmen hafif sağa kaydırılmış durumda olup iki katlı bir özellik göstermektedir ayrıca yüksek taçkapının yanında bulunan pencerelerde iki katlı bir bina kitlesinin varlığına işaret etmektedir Ancak, varlığı kabul edilen ikinci kattan günümüze hiçbir iz ulaşamamış olmasından dolayı burasının ne şekilde sonuçlandığı, ne şekilde bir düzene sahip olduğu da tam olarak anlaşılamamaktadır
İki katlı bir özellik gösteren, yüksek taçkapının alt kısmı, dikdörtgen bir çerçeve içerisinde basık kemerli bir girişe sahiptir I Avludan II Avluya bu basık kemerli girişin derinliği 10 metreyi bulan beşik tonozlu koridoruyla ulaşılmaktadır Girişin iki yanında da karşılıklı yerleştirilmiş sivri kemerli iki niş yer alır
Yıkık bir durumda ulaşabilen ikinci kattan günümüze sadece, taçkapının yanlarında çerçeveye bitişik kemer konsolları kalmış, kapının üst kısmının da kalan izlerden köşk şeklinde sonuçlandığı anlaşılmaktadır Bu kısmında hasar görerek ulaşmış olan köşke ait, beşik tonozlu girişin üzerinde yer alan balkonun, ne tür korkuluklara sahip olduğu anlaşılmamakla birlikte, kapı cephesine uygun taş korkuluklara sahip olduğu tahmin edilmektedir
Sivri kemerli ikinci taçkapı birinci taç kapı tarzında inşa edilmemiş olduğu gibi, farklı tarzda süslemeler de ağırlaştırılmamış sade görünümüyle etkili bir yapıya sahiptir Aşırıya kaçmayan sade bir cepheye sahip taç kapının sadece, I Avluya bakan düz yüzünün kapı kemerini oluşturan, iki yan pahında cepheye hareketlilik kazandırmak amacıyla karşılıklı, Selviye benzer stilize iki ağaç , adeta üç boyutlu forma yaklaşır şekilde iri plastik etkisi bırakan sarmaşığı hatırlatır şekilde kıvrık dal ve yapraklarla süslenmiştir
Cepheyi zenginleştirmek amacıyla yapılmış olan yüksek kabartma ağaç motifinin dışında, kapıda fazla yüksek kabartma olmayan yüzeysel başka bir süs unsuruna daha yer verilmiştir Basık kemerli kapı üzerinde, bir gölgelik, saçak tavanı görünümünde olan balkonun alt kısmında, karşıdan cephedeki selvi ağacı gibi net görülemeyen Rokoko tarzında bir süsleme bulunmaktadır
Üst kısmı yıkık durumda olan taçkapının sivri verev kemerinin çevresi, yanlardan tomurcuk şeklinde konsollar üzerine oturan altı köşeli iri bir silme ile çevrilmiş , silmenin kapı üzerinde ne şekilde sonuçlandığı ve ne kadar yükseklikte olduğu anlaşılamamaktadır
Etkili bir görünüme sahip olan taçkapıda, Türk, Rokoko ve Barok unsurların bir araya getirildiğini belirten M Akok, taçkapının plan bakımından Barok anlayışta olup yüksek söveli sivri kemerli yüzü, sağ ve sol söve içi nişleri ve basık kemerli giriş kapısı ile tamamen Türk mimarisinin kapı planı tarzına uymakta olduğunu belirtmektedir
Hizmetli Odaları
İshak Paşa Sarayında, saray hizmetlilerine ayrılmış olan bölümde II Taçkapının güney ve kuzeyinde kapıya bitişik, I Ve II Avluya bakan iki katlı odalar şeklinde düzenlenmiştir
İkinci avlunun, güney kısmına doğru genişletilmiş olan güney cephesinde, hizmetçilere ait odalar , oldukça yüksek bodrumlara sahip olduğu gibi en çok hasar gören kısımlardan birisidir Bugün için yalnızca temel kalıntıları kalmış olan bu kısımların H Gündoğdu, eskiden ikinci bir kata daha sahip olduğunu belirtmektedir Saray hizmetlilerinin odalarının bulunduğu güney cephede ayakta kalabilmiş bu yöne bakan her odanın duvarında ikişer pencere açıklığı ile ortalarında birer ocağa yer verilmiştir
Taçkapının kuzeyinde bulunan hizmetli odaları ise selamlığın mahkeme salonu ile birleşmiş durumdadır
Selamlık Taçkapısı
Bu taçkapı, II Avlunun kuzey tarafında avluya bakan cami ve hizmetli odalarıyla birleşen selamlık duvarının ortasında yer alır I Taçkapıda olduğu gibi ana hatlarıyla Selçuklu taçkapıları tarzında ele alınmış olan selamlık taçkapısı, Selçuklu taçkapılarından daha sade bir özellik taşır
İç içe iki derinlikten oluşan kapı 5 25 m genişliğinde, 7 42 m yüksekliğinde ve cephe duvarından 6 cm kadar dışa çıkıntı yapmaktadır Sivri kemerli taçkapının dış cephesi sütuna benzeyen oldukça kalın bir silme ile çevrelenmiş, bu silmelerin oturduğu kaidelerde sepet örgüsü biçiminde dekoratif süs kuşaklarına sahiptir Bu tür kuşaklar daha çok Anadolu yapılarında görülmektedir Ayrıca iç yüzeyde sivri kemerin formunu devam ettirir şekilde bitkisel motiflerden oluşan bir bordür bulunmaktadır
Dikdörtgen kapı açıklığına sahip olan selamlık taçkapısının, giriş açıklığının etrafını, kapının formuna uygun şekilde bitkisel bir bordür çevrelemekte, bu bordürün üzerinde de sepet örgüsü ve bitkisel motiflerden oluşan bir başka bordür yer almaktadır Mukarnaslı kavsaranın altında yer alan bordürün üzerinde de, Osmanlı mimarisi yapılarında kullanılan kemerler tarzında mukarnaslı kavsarayı çevreleyen yüzeysel sivri cephe kemeri bulunmaktadır Dıştaki sivri kemerin formuna uygun şekildeki bu kemer, ikişerden dört köşe sütuncasına oturmakta, bu sütuncelerin başlıkları ve kaideleri, dıştaki kalın silmenin oturduğu kaide gibi sepet örgüsü biçiminde süs unsuruna sahiptir Aynı zamanda, kapı sövesinin iki yanında ikişer sütunceden oluşan cephe düzeni, batılılaşma dönemi Osmanlı mimarisinde görülen cephe anlayışı tarzında olup, I Taçkapıda olduğu gibi, taşıma amaçlı olmaktan çok, cepheye hareketlilik kazandırmak ve cephe kitlesini hafifletmek maksadıyla dekoratif amaçlı yapılmıştır Bu sütuncelerin yanlarında da cepheye hareketlilik katacak tarzda ince, uzun iki nişe yer verilmiştir
Farklı üslupta motiflerle zenginleştirilmeye çalışılan selamlık taçkapısının iç kısmındaki yüzeysel sivri kemerin üzerinde bir panoya yer verilmiştir Bu panonun iki yanında ve üstündeki boşlukları doldurmak amacıyla birer kabara yerleştirilmiştir Ayrıca dikdörtgen girişin iki yanında karşılıklı olarak yerleştirilmiş stilize ağaç motifi birer pano yer alır
Selamlık kapısını zenginleştirmek amacıyla yapılmış olan süslemeler, Barok ve Rokoko üslubunda olmasının yanı sıra mahalli sanatçıların kendi zevkine göre oluşturduğu motiflerde kapıda kullanım alanı bulmuştur
Selamlık
İkinci avlunun kuzey tarafında bulunan selamlık sarayın önemli bölümlerinden birisidir Selamlık, önemli kişilerin ve yabancı ziyaretçilerin kabul edildikleri bir takım devlet yani resmi işlerin yürütülüp kararların alındığı ve yargılamaların yapıldığı yerdir Yalnızca erkeklere ayrılmış bölüm olan selamlık kısmı aynı zamanda misafirler ve sarayda yaşayanların resmi veya özel günler dışında kalan zamanlarını burada geçirdikleri bir mekan olarak inşa edilmiştir
Sarayın kuzey cephesinde yer alan selamlık kısmının II Avlunun sağ tarafında bulunan duvarın ortasına yerleştirilmiş kapıdan geçilerek ulaşılır Yedi basamaklı bir merdiven çıktıktan sonra üzeri tonozla örtülü koridorun sağındaki bir kapı açıklığı ile selamlık dairesinin büyük salonuna yani divan salonuna geçilir Divan salonu, bugünkü anlayışa göre, Bakanlar Kurulu işlevini yüklenmiş olup eskiden burada haftanın belirli günlerinde şikayetler dinlenir, resmi görüşmeler yapılır ve devlet işleri yürütülmekteydi
Önemli kararların alındığı divan salonu 18x5 m boyutlarında dikdörtgen planlı oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır
Günümüze oldukça harap bir şekilde ulaşan bu bölümün, eski hali hakkında pek fazla bilgiye sahip olunmamakla birlikte, kalan bazı izlerden, bugün üst örtüsü yıkık olan salonun, yüksek tavanlı olduğu anlaşılmaktadır II Avluya bakan beş pencereli divan salonunun dikdörtgen, açıklığa sahip pencereleri sivri kemerli ve pencere alınlıklarında da bitkisel süslemelere yer verilmiştir Bu pencerelerin etrafını, yıldız motifleri içerisinde birbirine geçmeli motiflerle doldurulmuş bir süsleme çevrelemekte Ayrıca bu pencerelerin üzerinde, sol taraftaki selamlık odaları pencerelerin üzerinde bulunmayan, küçük dikdörtgen pencere açıklıklarına da yer verilmiştir Fazlasıyla zarar görmüş olan divan salonunun, iç kısmının batı yönünde, zeminden biraz yüksekte dolap nişlerine ve şerbetliklere de yer verildiği görülür
Bir cami ile bitişik olmak üzere iki odası bulunan selamlık kısmının güney cephesinin sol tarafında oldukça harap dudumda olan bu odaların, divan salonunun avluya açılan pencereleri şeklinde yine II Avluya bakan ikişer penceresi bulunmaktadır Bu pencereler dikdörtgen pencere açıklığına sahip, sivri kemerli ve orta kısmında bir boğumla iki bölüme ayrılan dilimli kaideler üzerine yükselen silmelerle çevrelenmiştir
Selamlık girişinin karşısında kuzey taraftaki bir kapı ile selamlık bölümünün dikdörtgen planlı odasına geçilir Bu odadan da birbirine bağlantılı olan aynı büyüklükteki odalara geçilmekte, odaların her birinde kuzeye bakan iki pencere ve aralarında da birer ocağa yer verilmiştir Ayrıca selamlık odaları içerisinde dolaplar, şerbetlikler, yüklükler ve çıralıklar yer almaktadır
Selamlık taçkapısından geçilerek ulaşılan koridorun, kuzey tarafında yer alan aynı eksendeki dikdörtgen odadan, doğru yöne açılan bir kapı ile diğer selamlık odalarına geçilmektedir Divan salonunun kuzeyinde yer alan bu odalardan ilk oda, diğerlerinden farklı bir tarzda, kuzeye bakan dört sıra ahşap konsollar üzerine oturan cumbalı bir köşk özelliği göstermektedir Konsollar üzerine oturan cumba, günümüze ulaşamayarak bugün yalnızca, araştırmacılar tarafından, insan, aslan ve kartal figürleri olarak değerlendirilen dört sıra çam konsollar ayakta kalabilmiştir Heykel tarzında üç boyutlu olarak işlenmiş, alttan yukarıya doğru gittikçe uzayan bir özellik gösteren bu figürleri H Gündoğdu, eski Türk geleneğindeki figür anlayışına uygun tarzda olduğunu belirtmektedir Ayrıca bu konu üzerinde araştırmalarda bulunanlar, buna benzer figürlerin Selçuklu ve Osmanlı yapılarında görülmesiyle birlikte, üç farklı figürün bir arada kullanıldığı başka bir örneğin bulunmadığını da ifade etmektedirler
Taş kadar dayanıklı olmayan ahşap malzeme kullanılarak, yapılmış olan bu konsollar, zaman içerisinde hava şartlarından etkilenerek, bazı kısımlarında çatlamalar, kırılmalar ve aşınmalar meydana gelmiştir
Günümüze oldukça harap bir şekilde ulaşan selamlık kısmında, H Gündoğdu tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları sırasında, orijinal zemin döşemeleri ortaya çıkarılmış, selamlığın en önemli bölümü olan Divan salonunun harap olmuş zemin ve duvar taşları değiştirilerek, yıpranmış olan kısımlar tamamlanmıştır
|