Prof. Dr. Sinsi
|
Elazığ Elazığ Resimleri, Şehir Merkezi, Tarihi Yerleri, Camiler, Şehir Tiyatroları, Geçim Kaynağı,
Elazığ Elazığ resimleri, şehir merkezi, tarihi yerleri, camiler, şehir tiyatroları, geçim kaynağı, üniversiteler, devlet kurumları, hastaneler, türbeleri, şarkıları, türküleri, halk oyunları, şiirleri, sanatçıları, ozanları, ve daha fazla bilgiler
TARİH
Doğu Anadolu Bölgesini batıya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır İl Sınırları içindeki en önemli akarsu Fırat ve kollarıdır 86 Km2 yüzölçümü olan Hazar Gölü, İl merkezine 30 Km mesafededir İlimiz Keban, Karakaya, Kralkızı ve Özlüce gibi baraj gölleri ile çevrilidir Geçmişte karasal iklimin hüküm sürdüğü Elazığ, yapılan ve yapılmakta olan barajların etkisi ile ılıman bir iklime geçiş yapmıştır
Elazığ kent merkezinin geçmişi yeni olmakla birlikte yerleşim olarak bölgenin tarihi oldukça eskidir Bu nedenle Elazığ’ın tarihinin, devamı durumunda olduğu Harput’un tarihi ile birlikte ele alınması gerekir
Harput ve yöresi, Anadolu’nun en eski yerleşme birimlerinden biridir Nitekim, Fırat Irmağı’nın çizdiği büyük yay içinde, sulak ve verimli bir ova üzerinde bulunması, doğal kaya sığınakları, kara ve su hayvanlarının bolluğu nedeniyle yöre, Paleolotik (Yontma Taş Devri M Ö 10 000) dönemden beri, yerleşme alanıdır
Elazığ ve yöresinin yazılı tarihinin Hitit tabletlerindeki bilgilerle aydınlatıldığı görülmektedir M Ö 2000’lerde yörenin İşuva adıyla anıldığı belirlenmiştir
M Ö 12 – 7 yüzyıllar arasında yöreye merkezi Van (Tuşpa) olan Urartular hakim olmuştur Urartu dönemi ile ilgili olarak, Harput Kalesi başta olmak üzere, Altınova Norşuntepe’de ortaya çıkarılan Urartu yerleşmesi, Palu Kalesi, Karakoçan (Bağın) ve İzoli (Kuşsarayı)’ndaki çivi yazılı kitabeler yöredeki Urartu hakimiyetini açıkça ortaya koymuştur
Daha sonra bölgede Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Arapların değişik dönemlerde egemen oldukları görülmektedir
Büyük Selçuklu hakimiyetinin Anadolu’ya kayması ile Harput’un Türk Yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğuna şüphe yoktur
1085 yılında Çubuk Bey tarafından fethedilen Harput’ta Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan Harput, Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir
Çubukoğulları Beyliği’nin ömrü uzun sürmemiş, 1110 yılında Artuklu Belek Behram Harput ve yöresini ele geçirerek Artukoğulları dönemini başlatmıştır Belek Gazi, Haçlı seferlerine karşı büyük mücadeleler vermiştir
Artuklu hanedanına, 1234 yılında I Alaaddin Keykubad tarafından son verilmiş, Harput bu tarihten itibaren Türkiye Selçuklu Devleti’nin hakimiyeti altına girmiştir
Kösedağ Savaşı’ndan sonra Harput, 1243’te İlhanlılar tarafından zaptedilmiş, 1363’te Dulkadiroğullarının, 1465’te Akkoyunluların ve nihayet Çaldıran Savaşı’ndan sonra 1516 yılında Osmanlıların eline geçmiştir
Coğrafi konumu itibariyle tarihin hemen her döneminde önemli bir yerleşim merkezi olan Harput, 1834’te doğu eyaletlerini ıslah etmek üzere görevlendirilen Reşid Mehmed Paşa, ovada yer alan Agavat Mezrası’nı merkez haline getirince, Elazığ Vilayeti’nin merkezi buraya taşınmıştır
Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş, bir ara Diyarbakır Vilayeti’ne bağlı bir sancak haline gelmiştir 1875’te müstakil mutasarrıflık, 1879’da tekrar vilayet olmuştur Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında Malatya ve Dersim sancakları da buraya bağlanmış, 1921’de bu iki sancak Elazığ’dan ayrılmıştır 

|