08-19-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tunceli Hakkında Bilgi
Tunceli Camileri
Yelmaniye Camisi (Çemişgezek)
Ancak kitabenin tarih kısmı okunamamıştır Bununla birlikte, caminin 800–809 (1397–1406) yıllarında yaptırıldığı anlaşılmaktadır Bunun yanı sıra caminin duvarındaki kitabe de zamanla bozulduğundan okunamamıştır Bu nedenle mimarı hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır
Caminin giriş kapısı üzerindeki kısmen okunabilen kitabesi:
“Emere bi-imaret…… El-mübâreke el-Melik el-Adil Taceddin Yalman ibn-i Keykubât ibni Halid el-Kürdi fi eyyâmi Timur Han……hallet Allahu devlete-himâ
…… Muharrem el-harâm fi sene…… ve semâne-mie ”
Yelmaniye Camisi halk arasında Eski Cami olarak da tanınmıştır Değişik dönemlerde yapılan onarımlar ve yapılan eklerle orijinalliğinden kısmen uzaklaşmıştır Ancak yapının güneyindeki bazı temel kalıntıları caminin bir külliye olarak yapıldığına işaret etmektedir
Ancak günümüze gelen kalıntılar yapının tam olarak orijinal planını ortaya koymaktan uzaktır Cami mimari ve süsleme yönünden de üzerinde durulması gereken bir eserdir Selçuklu ve Beylikler devrinde yapılmış bazı camilerle de benzerlikleri bulunmaktadır
Anıtsal giriş kapısından sonra arazi konumuna uyulduğundan ötürü birkaç basamakla ana mekâna çıkılmaktadır Girişin iki yanında duvara dayalı sekizgen birer sütun bulunmaktadır Bu sütunların gövdeleri ve kapının çevresi taş oymalarla bezenmiştir Buradaki sütunlar taşıyıcı özelliğinden çok cepheye hareket sağlamayı amaçlamaktadır Kalıntılar yapının haçvari bir planı olduğunu ortaya koymaktadır Ortada bir kubbe dört yanında da bunu destekleyen tonozlar ve güneyde de mihrap yer almaktadır Mihrap taştan olup, geometrik geçmeler, çini üzerine yazılmış yazıların yanı sıra XIV yüzyılda uygulanan motifler burada da tekrarlanmıştır Mihrabın sağında minber bulunmaktadır
Giriş kısmında yukarıya çıkan bir merdiven ve girişin solundaki bir oda dikkati çekmektedir
Ulukale Camisi (Çemişgezek)
Tunceli ili Çemişgezek ilçesinde, Ulukale Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir Bununla beraber eski kayıtlarda ve Prof Dr Metin Sözen’den öğrenildiğine göre, Diyarbakır’da valilik yapan Yusuf Paşa’nın vakfı olup, h 1208 (1793–1794) yılında yaptırılmıştır
Kesme taştan yapılmış olan camiye XIX yüzyılda eklenen beş bölümlü, yuvarlak kemerli ve tonoz örtülü son cemaat yerinden girilmektedir Giriş kapısı eksen üzerinde olmayıp, kısmen yana kaydırılmıştır İbadet mekânının ortasında üç kalın paye bulunmaktadır Yapı enine olarak dört, mihrap yönünde dikey olarak da iki sahna ayrılmıştır Ortadaki payeler, doğu ve batı duvarlarını kemerlerle bağlamıştır
Cami eğimli bir arazide yapıldığından ibadet mekânını aydınlatan pencereler batı duvarına açılmış, doğu duvarındaki tek pencere ise yukarıya alınmıştır İbadet mekânının ortasındaki üç payeden ötürü giriş kapısı gibi mihrap da doğuya kaydırılmıştır İbadet mekânının üzeri tonozla örtülüdür Mihraba yakın bölümün üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür
Yanındaki taş kaideli, çokgen gövdeli ve tek şerefeli minaresi daha geç dönemde yapılmıştır
Süleymaniye (Kale) Camisi (Çemişgezek)
Orijinal yapısından kalan çinili minaresi ise tamamen sıvanmış ve özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir Bu bakımdan minareden yola çıkarak tarihlendirmek de mümkün olamamıştır
Cami kesme taş ve moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır Üzeri toprak dam ve çatı ile örtülüdür İbadet mekânında dikkati çeken bir özellik görülmemektedir Bu cami XVIII yüzyılda yeniden yapılırcasına onarılmış ve orijinalliğini bütünüyle yitirmiştir
Minaresi kesme taştan, oldukça kalın ve yuvarlak gövdeli tek şerefelidir Kaynaklarda minarenin çini ile kaplı olduğu belirtilmektedir
Elti Hatun Camisi (Mazgirt)
Yapı üslubundan Akkoyunlu dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır Son cemaat yerinin kuzey duvarındaki çeşme üzerinde Elti Hatun adına 1252 yılında yaptırıldığı yazılıdır Bu çeşme kitabesine dayanılarak caminin de aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır
Cami kesme taştan yapılmış olup, son cemaat yerinin ibadet mekânından daha yüksek oluşu dikkat çekicidir Son cemaat yerindeki iç içe iki niş şeklinde bir kapıdan ibadet mekânına girilmektedir İbadet mekânı dikdörtgen planlı olup, üzeri tonozlu ve dıştan da çatı ile örtülmüştür İbadet mekânı sütunlarla üç sahna ayrılmıştır İçerisini aydınlatan pencereler oldukça düzensizdir
Caminin yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır Caminin içerisinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın annesi ve küçük kardeşinin türbesi bulunmaktadır
Aşağı (Çelebi Ali) Camisi (Pertek)
Cami baraj gölünün yapımı nedeniyle Eski Pertek’ten Yeni Pertek’e taşınmıştır
Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır Ön kısmında iki renkli taşların alternatif dizilerek meydana getirilmiş üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır İbadet mekânının üzeri içten kubbe, dıştan da kasnaklı bir külahla örtülmüştür İbadet mekânı duvarlardaki sivri kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır Mihrap yarım yuvarlak bir niş şeklindedir Camide dikkat çeken herhangi bir bezeme bulunmamaktadır Yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir Minarenin şerefe altı mukarnaslıdır
Yukarı (Baysungur) Camisi (Pertek)
Kesme taştan yapılan cami plan olarak Çelebi Ali Camisi’ne benzemektedir Caminin önünde üç bölümlü ve üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yeri ile minare iki renkli taştan yapılmıştır Son cemaat yerinden ibadet mekânına giriş kapısı taş işçiliği yönünden son derece dikkat çekicidir Stalaktitli olan giriş kapısının çevresi geometrik desenlerle bezenmiştir İbadet mekânı kareye yakın dikdörtgen planlıdır Üzeri tromplu merkezi bir kubbe ile örtülüdür
Mihrap yarım yuvarlak niş şeklinde olup, özenli bir taş işçiliği göstermektedir İbadet mekânını aydınlatan pencereler dikdörtgen sövelidir
Yanındaki minaresi kesme taş kaide üzerine iki renkli taştan yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir Taş kaide duvarla kaynaştırılmış olup, caminin saçak hattına kadar yükseltilmiştir
Sağman Camisi (Pertek)
Kesme taştan ve renkli taşlardan yapılan cami kare planlı olup, üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür Son cemaat yerindeki giriş kapısı mukarnaslı olup, Selçuklu taş işçiliğinin güzel örneğini yansıtmaktadır Mihrap ve minber herhangi bir özellik taşımamaktadır
Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdelidir Diğer minarelere göre farklı olarak minareye dışarıdan çıkılmaktadır Minare gövdesi üzerinde alçı bezemeler dikkati çekmektedir Ayrıca çeşitli yerlerden toplanan çiniler bu minare üzerine yerleştirilmiştir
Caminin yanında altıgen planlı renkli taştan bir türbe bulunmaktadır Bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir Büyük olasılıkla Salih Bey’in burada olduğu gömülü olduğu sanılmaktadır
|
|
|