Prof. Dr. Sinsi
|
Tunceli Hakkında Bilgi
Tunceli Doğal Güzellikleri
Tunceli yöresi Fırat Havzası içerisinde kalan, deniz seviyesinden yüksek bir bölgedir Tunceli il toprakları III Zaman sonları ile IV Zamanın başlarında oluşmuştur Doğu Toros Dağları’nın uzantıları doğu-batı yönünde uzanarak ilin kuzeybatısını, kuzeyini ve kuzeydoğusunu bütünüyle kaplar Bu dağlar aşılması güç sıralar oluşturduğu için Tunceli, Türkiye'nin doğu ucunda Iğdır Ovası’ndan başlayıp Erzincan Ovası’na kadar uzanan verimli çöküntü alanıyla bütünleşememiştir Bu dağlar, yer yer hem yüzey sularıyla aşınarak hem de akarsular tarafından derince oyularak yüksek platolara dönüşmüştür Vadiler çok dar ve dik olup, vadi tabanlarında ovalar oluşmamıştır Güneyden kuzeye ve batıdan doğuya yükselen il topraklarının % 70'ini dağlar, % 25'ini platolar, % 5'ini ovalar ve düzlükler oluşturmaktadır
Munzur Dağları
boyunca uzanmaktadır 25–30 km arasında değişen çok geniş bir taban üzerine oturan Munzur Dağları’nın doruklarında yükselti genellikle 3 000 metrenin üzerindedir Munzur Dağları’nın Tunceli sınırları içerisinde kalan bölümünde en önemli dorukları batıdan doğuya Biçare Dağı (3 111 m ), Ziyaret Tepe (3 071 m ) ve Akbaba Tepesi’dir (3 463 m )
Munzur Dağları, dik bir biçimde Ovacık çöküntü alanına inmektedir Bu kesim Mercan Dağları olarak da bilinmektedir 1 400 m yükseklikteki Ovacık'tan sonra, 2 800–3 000 m ye çıkan yükselti kuşağında çok dik yamaçlar bulunmakta ve bu yamaçlardan kuzeye doğru açılan havza tabanlarına inilmektedir Havza tabanlarıyla havzaları birbirinden ayıran yüksek sırtlar, yaz aylarında yöre halkının yaylak alanlarını oluşturmaktadır
Güney yamaçlarında yer yer rastlanan meşe ve ardıç toplulukları dışında hemen tümüyle çıplak olan Munzur Dağları’nın 2 700 metreden yüksek kesimleri sürekli karlarla kaplıdır ve kış aylarında yüksek ve sarp geçitler kapanmaktadır Bu geçitlerin en önemlileri yükseltileri 3 000 metreye yaklaşan Mercan ve Kemah geçitleridir
Bağırpaşa Dağı
Bağırpaşa Dağı, Munzur Dağları’nı Karasu-Aras Dağları’na bağlayan geniş ve yüksek bir kütledir İl alanının kuzeydoğu ucunu tamamıyla kaplayan Bağırpaşa Dağı, batıdan Pülümür Çayı Vadisi, kuzeyden Karasu Vadisi, güneyden Peri Suyu Vadisi ile çevrilmiştir Zirveleri sürekli kar ve buzlarla kaplı olan Bağırpaşa Dağı’nın en yüksek noktası 2 906 m dir Özellikle güney etekleri, meşe ve ardıç ağaçlarından oluşan sık bir örtüyle kaplıdır Pülümür, Karasu ve Peri Suyu vadilerine doğru alçalan kesimler, zengin otlaklarla kaplı platolar durumundadır
Vadi ve Ovaları
Çoğunlukla güney doğrultusunda uzanan vadiler, henüz gelişmelerini tamamlamamış, dar ve dik yarıklar halindedir Tektonik çöküntü alanlarında oluşan akarsu vadileri biraz daha geniştir İlin en önemli vadileri Munzur, Mercan, Pülümür, Peri ve Tağar Çayı Vadisidir Bu vadilerin özellikle güneyinde yer yer genişleyen kesimlerinde tarım yapılabilmektedir
Tunceli'de ovalar il topraklarının % 5'ini kaplamaktadır İlde önemli sayılabilecek ova ve düzlükler bulunmamaktadır Tunceli'nin kuzey yarısındaki düzlükleri, Munzur Dağları’nın güneyindeki çukurlukta oluşmuş Zerenik Ovası ile Ovacık ilçesinin Yeşilyazı Bucağında bulunan Yeşilyazı Ovası’dır
Munzur Vadisi
Bu kollar, ilin en büyük düzlüğü olan Ovacık çöküntü alanında birleşir Munzur Vadisi, merkez ilçede Pülümür Vadisiyle birleşerek güneye uzanır ve orada Keban Baraj Gölüne ulaşır
Munzur Vadisi 21 Aralık 1971 tarihinde 6831 Sayılı Kanun çerçevesinde Ulusal Park haline getirilmiştir Türkiye’nin en büyük milli parkı olan bu alan 42 000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır Milli Park oluşundan ötürü de florası ve burada yaşayan hayvanlar koruma altına alınmıştır
Pülümür Vadisi
Pülümür Vadisi, Avcı Dağları’nın doğu yamaçlarından birkaç kol halinde başlayıp güneye uzanan çok dar ve dik bir vadidir Merkez ilçede Munzur Vadisi ile birleşip, güneyde Keban Baraj Gölüne açılmaktadır
Peri Vadisi
Peri Vadisi, Bingöl Dağları’nın batı yamaçlarında çok sayıda kol halinde başlar Elazığ-Tunceli sınırını oluşturarak güneye Keban Baraj Gölüne açılan vadi yer yer dar ve diktir Peri Vadisi, Tunceli-Bingöl arasındaki ilişkiyi sınırlandıran doğal bir engel oluşturmaktadır
Tahar Vadisi
Tahar Vadisi, Kırklar Dağı’nın batı yamaçlarından batıya ve güneye yönelerek Keban Baraj Gölü’ne açılmaktadır Diğer vadiler kadar dar ve dik değildir Çemişgezek yöresinde yer yer genişlediği kesimlerde, akarsu yatağının iki yanında küçük koycuklar meydana getirmektedir
Akarsu ve Göller
Yalnızca Munzur Dağları ve çevresindeki Mercan, Avcı ve Karasakal dağları üzerinde buzul yalaklarının su ile dolması sonucunda oluşmuş küçük göller bulunmaktadır Bunlardan bazıları Karagöl, Koçgölü, Mercan Gölleri, Katır Gölleri, Dilincik Gölü, Çimli Gölü, Şer Gölü ve Buyer Baba Gölleridir Krater gölleri içerisinde en büyüğü, Ovacık-Koyungölü Köyü’nün kuzeyinde, 2 400 m yükseklikte yer alan Karagöl'dür
Tunceli, akarsu yönünden çok zengindir Düzenli yağış alan yüksek dağlarda yer altına sızan kar ve yağmur suları, daha düşük yükseltilerde kaynaklar şeklinde yeniden yüzeye çıkar Akarsuları besleyen bu kaynaklar sürekli olduğundan, akarsuların taşıdığı sular bol ve akışları da oldukça düzenlidir Bu akarsuların en önemlileri; Munzur Suyu, Mercan Deresi, Pülümür Çayı, Peri Suyu ve Tahar Çayıdır
Munzur Suyu
Kuzey ve orta kesimlerinde yer yer çok eğimli bir vadide hızla akan Munzur Suyu, Ovacık düzlüklerinin ortasında batı-doğu yönünde akar Çeşitli yönlerden gelen Havaçor, Mamuşağı, Şamuşağı, Kabuşağı, Nanikuşağı, Haçılı, Mercan, Merho, Kalan derelerinin sularını toplayan Munzur Suyu, merkez ilçede Pülümür Suyu ile birleştikten sonra güneye akar ve Keban Baraj Gölüne dökülür
Keban Baraj Gölü’ne kadar 144 km lik bir yol izleyen Munzur Suyu saniyede ortalama 87 m3 su akıtmaktadır
Peri Suyu
Murat Irmağının büyük kollarından biri olan Peri Suyu, Bingöl'ün kuzeyindeki Şeytan Dağları’nın batı eteklerinden doğar Tunceli'nin doğu sınırını oluşturarak güneybatı yönünde akan Peri Suyu’na Tunceli topraklarında Teke, Yuvanık, Kalman, Kıl, Sekban ve Mıhindi dereleri katılmaktadır Peri Suyu, Kayacı yöresinde Keban Baraj Gölüne dökülür
Pülümür Çayı
Aşhirik, Dereova, Yastık, Kutu ve Çukur derelerini aldıktan sonra Tunceli kentinde Munzur Suyu’na katılır
Mercan Deresi
Avcı Dağları’nın batı yamaçlarından doğan Mercan Deresi, güneybatı yönünde akarak Ovacık ilçe merkezinin 7–8 km doğusunda Munzur Suyu’na karışır Mercan Deresi özellikle Mollaaliler'in kuzeyinde derin vadiler oluşturmaktadır
Tahar Çayı
Kırklar Dağı’ndan doğan ve Kırklar Çayı’ndan beslenen Tahar Çayı, Çemişgezek İlçe merkezinin batısından geçerek Keban Baraj Gölüne dökülmektedir Yüksek dağlardan beslenmediği için, taşıdığı su miktarı kaynak sularına ve mevsim yağışlarına bağlıdır
Kaplıca ve İçmeleri
Tunceli'de çok miktarda şifalı su ve kaplıca bulunmasına rağmen, bunlar yeterince tanıtılmamıştır Bölgede bulunan başlıcaları; Bağın ve Harik kaplıcaları ile Harçik İçmesi ile Anafatma İçmesi’dir
Bağın Kaplıcası (Mazgirt)
Tunceli ili Mazgirt ilçesi Bağın (Dedebağ) Köyü’nde bulunan bu kaplıcanın suyu 35 derece sıcaklıktadır
Harik Kaplıcası (Nazimiye)
Tunceli ili Nazimiye ilçesi, Dallıbahçe Bucağı’nda bulunan Harik Kaplıcasının suyunun sıcaklığı 30 derecedir
Şampaşa Karaderbent Kaplıcası (Pülümür)
Tunceli ili Pülümür ilçesinde bulunan bu kaplıcada konaklama için bir bina bulunmaktadır Bu kaplıcadan ilçe merkezi ve çevre köyler sağlık yönünden yararlanmaktadır Ancak terör nedeniyle bu kaplıcanın faaliyetleri durdurmuştur
Harçik İçmesi
Tunceli Merkez İlçe sınırları içerisinde olup, üzerinde herhangi bir turistik tesis yoktur Tunceli-Erzincan yolu üzerindedir
Anafatma İçmesi
Tunceli Merkez İlçe sınırları içerisindedir
Mesire ve Dinlenme Yerleri
Zenginpınar (Zağge) Şelalesi ve Mesire Yeri
uzaklıkta yer alan Zenginpınar Şelalesi, vadi yamaçlarından oldukça dik bir eğimde çok kuvvetli akarak yolun altından Pülümür Çayı’na ulaşmaktadır
Zenginpınar Şelalesi, gerek bitki örtüsünün zenginliği gerekse vadinin çarpıcı derinliği ile çok etkileyici doğal verilere sahiptir Pülümür Çayı ve vadinin karşı yamaçlarındaki sık orman örtüsü, doğal çevre ve manzara zenginlikleri nedeniyle yöre halkının mesire yerlerinin başında gelmektedir
Dereova Şelalesi
uzaklıkta, Dereova Köyündedir 20 metre yükseklikten 3 kaynaktan yaygın bir şekilde dökülen sular, Pülümür Çayı’nın kollarından biri olan ve çok derin bir vadide akan dereye karışmaktadır
Şelale yaz ve kış aylarında çok etkileyici ve farklı bir manzara sunmaktadır Kışın şelale sularından oluşan sarkıt ve dikitler, bir buzul tabakası meydana getirmektedir Şelalenin çevresi çok dik eğimli olup, bodur meşe ormanları ile kaplıdır Şelale ve çevresi doğal güzellikleri ile piknik, doğa yürüyüşü gibi günübirlik etkinlikler için önemli bir dinlenme yeridir
Kutudere Mesire Yeri
Tunceli-Pülümür karayolu üzerinde, il merkezine yaklaşık 30 km uzaklıkta ve Pülümür Çayı kenarında yer alan Kutudere Mesire Yerinin içinden aynı zamanda küçük bir dere geçmektedir Mesire yerinin zengin bir bitki örtüsü olup, iki adet özel turistik tesis bulunmaktadır
Bu mesire ve dinlenme yerlerinin dışında; Tunceli il merkezine 8 km uzaklıktaki Dinar Deresi çevresi, Pülümür Çayı ile Yastık Deresi’nin birleştiği bölge, Keban Baraj Gölü kıyıları ile Pertek Feribot iskelesinin bulunduğu yerler, Çemişgezek İlçesindeki Tağar Çayı kenarları yöre halkının mesire ve dinlenme alanlarıdır
Tunceli Göze ve İn Delikleri
Ovacık Gözeleri (Ovacık)
, Ovacık ilçe merkezine 17 km uzaklıkta bulunan Ovacık Gözeleri, Munzur Dağları’nın eteklerinden yaklaşık 200-300 metrelik alanı kaplamaktadır Bu gözeler karstik kaynaktan irili ufaklı 40 göz halinde fışkıran beyaz köpüklü sular, yamaçlardan aşağılara doğru küçük şelaleler oluşturarak akmakta ve Munzur Suyu’nu beslemektedir
Munzur Gözelerinin 20 hektarlık kısmı, 1963 yılında Orman İçi Dinlenme Yeri olarak ayrılmıştır Ancak geçen zaman içinde herhangi bir yatırım yapılmadığı için Orman İçi Dinlenme Yeri statüsünden çıkarılmış olmakla birlikte, yöre halkının en yoğun kullandığı mesire yerlerinden biridir
Munzur Gözeleri, sularında avlanan alabalıklarıyla ünlüdür
Halbori Gözeleri (Merkez)
Tunceli-Ovacık yolu üzerinde, kent merkezine yaklaşık 20 km uzaklıkta, Munzur Suyu kenarında, derin ve kayalık bir vadinin içerisinde yer alan Halbori Gözeleri, çok soğuk kaynak sulara sahip bir dinlenme ve mesire yeridir
İn Delikleri (Derviş Hücreleri) (Çemişgezek)
Bunlar birbirleri ile bağlantılıdır Günümüzde tahta bir merdivenle çıkılarak in delikleri gezilmektedir Oyma sanatı kullanılarak odalar yapılmıştır Bu kaya odalarının tarihlendirilmesi kesin olarak yapılamamıştır
İbn-i Bibi bu İn Deliklerinden 1226 yılında yöreye gelmiş ve Seyahatnamesi’nde bunlardan söz etmiştir: “Başı semaya yükselmiş bir kaya içinde kudretin eliyle oyulmuş bir mağara gördük ”
İn Delikleri eski tarihlerden itibaren barınak olarak kullanılmıştır Ayrıca kayalara oyulan bu mağara yerleşimlerinin arasında kayalardan sızan suların toplandığı sarnıçlar bulunmaktadır Mağara odacıkları arasında da birbirleri ile bağlantılı merdiven ve koridorlar bulunmaktadır Geç dönemlerde bu odalar hububat deposu olarak da kullanılmıştır
Günümüze gelen ve sayıları 20 civarında olan Çemişgezek’teki derviş hücreleri, yumuşak kayaların kopmasından oluşmuştur Bununla beraber içlerinde taşçı taraklarının ve çekiç izleri çoğunun insan eli ile düzeltildiğini de göstermektedir Bu nedenle de odaların bazıları 2 50x1 70 m ölçülerinde düzenlenmiştir Bu odalar iki bölümden meydana gelmektedir Birinci bölüme dışarıdan merdivenle çıkılır Bu bölümde odalar ve havuzlar bulunmaktadır İkinci bölümde ise, oldukça dar bir koridorun çevresinde odalar sıralanmıştır Bu odalar düz tavanlı veya tonoz şeklinde üst örtülüdür Bunlardan ayrı olarak odaların en üstünde çıkılması zor ve daha geniş tek bir oda vardır Bu odaya Bey Odası ismi verilmiştir
Ağlayan Kayalar (Pülümür)
Özellikle İlkbahar aylarında, karların çözülmesinden sonra aşağıya sular akmaktadır Kışın ise bu sular donmakta ve büyük boyutta buz sütunlarına dönüşmektedir
Buz Mağarası (Pülümür)
Oldukça geniş, oval görünümlü bir girişten sonra mağara içerisinde 12 bölüm halinde yukarıdan aşağıya doğru sarkan buz sarkıtları görülmektedir Yaz ve Kış aylarında da bu bölümlerin içerisi buz kaplıdır Yöre halkı bu mağaradan buz deposu olarak yararlanmaktadır
|