08-19-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tunceli Munzur Baba Efsanesi
Tunceli Munzur Baba Efsanesi 
Zamanın birinde bir pir varmış, onun da bir tek kızı Kızı bir gün ölür Dede birkaç gün üst üste kızını rüyasında görür Kızı, “Baba” der “Benim mezarımı aç Bende bir emanet var onu al ” Dede gördüğü rüyayı taliplerine anlatır Bunun üzerine karar verilip mezar açılır Kızın tabutunun içerisinde beşiğe benzer bir şeyin içerisinde bir çocuk şahadet parmağını emmektedir Çocuğu oradan alırlar Dede rüyasında tekrar görür kızını Kız, rüyasında babasına, “Çocuğun adını ‘Munzur’ bırakın ” der
Gel zaman git zaman Munzur, yedi yaşına gelir ve Tunceli’nin Ovacık İlçesine bağlı Koyungölü civarında yaşayan bir ağanın koyunlarını gütmek için yanında çobanlık yapmaya başlar
Munzur’un ağası hac zamanı geldiği için hacca gitmiş Ağasının hacda olduğu bir gün Munzur ağanın hanımının yanına gelir ve;
-Hanımım, ağamın canı sıcak helva ister Helvayı yaparsan ben kendisine götürürüm, der
Ağanın hanımı önce şaşırır, sonra herhalde zavallı çobanın canı helva yemek istiyor, doğrudan söylemeye dili varmıyor, utanıyordur Ağasını da bahane ediyor Kendisine bir helva yapayım da yesin, der Helvayı pişirir, bir bohçanın içine bağlar ve Munzur’a;
-Al evladım götür, der
O sırada ağa hacda namaz kılmaktadır Namaz sırasında sağa selam verirken bir de bakar ki sağ yanında elinde bir bohça ile Munzur dikilmiş duruyor Namazını bitirip Munzur’a;
-Hoş geldin evladım, burada ne arıyorsun? Nedir o elindeki? der Munzur’da;
Ağam canın sıcak helva istemişti, onu sana getirdim, der
Elindeki bohçayı ağasına uzatır Ağası bohçayı açar ve bakar ki içinde sıcacık helva paketlenmiş duruyor Ağa hayretler içinde Munzur’a bir şeyler söylemek için başını çevirdiğinde bir de bakar ki Munzur yanında yok
Ağa hac görevini tamamlayıp köyüne döndüğünde komşuları herkes elinde bir hediye ile hacıyı karşılamaya giderler Munzur’da götürecek başka bir hediyesi olmadığından bir çanağın içerisine koyunlarından bir miktar süt sağar ve bununla ağasını karşılamaya gider
Ağa Munzur’u görünce yanındakilere;
-Asıl hacı Munzur’dur Öpülecek el varsa Munzur’un elidir Önce ben öpeceğim der ve Munzur’a doğru koşar
Munzur bu konuşmaları duyduğunda;
-Aman ağam Allah aşkına Böyle bir şey olmaz Ben yıllarca senin ekmeğinle, aşınla büyüdüm Sen nasıl benim elimi öpersin Ben sana elimi öptürmem, der ve kaçmaya başlar
Munzur önde ağa ve yanındakiler arkasında bir kovalamaca başlar
Şimdiki Munzur ırmağının çıktığı ilk yere geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülür ve sütün döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz bir su fışkırır Munzur kırk adım daha atar Fışkıran bu sulardan bir ırmak meydana gelir Munzur’un arkasından koşanlar bu ırmaktan öteye geçemezler Munzur da bu dağlarda kaybolur gider
Yöre halkının efsaneleştirdiği Munzur ile, Tanrının varlıklı ve sözü geçen kişiler yanında bir çobanın da keramet sahibi olabileceğini, çoban olsa bile Tanrının sevgisine mahzar olabilecek temiz yürekli, imanlı insan olabileceği belirtilmekte,
Munzur’u bu inançla efsaneleştirmektedirler
|
|
|