Konu
:
Elazığ Yöresel Halk Oyunları - Elazığın Halk Oyunları
Yalnız Mesajı Göster
Elazığ Yöresel Halk Oyunları - Elazığın Halk Oyunları
08-19-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Elazığ Yöresel Halk Oyunları - Elazığın Halk Oyunları
Elazığın Yöresel Halk Oyunları,Elazığın Halk Oyunları,
Elazığın Yöresel Oyunları,
ELAZIĞ HALK OYUNLARI
Elazığ Halk Oyunlarını oyun bölgelerinden "Halay Bölgesi" içinde ele almak gerekir
Elazığ oyunları içinde "Bar" özelliği gösteren oyunlar varsa da bunlar çok azdır
Elazığ Halk Oyunları “Halay Bölgesi" içinde hareketlilik açısından diğer il ve bölgelere göre ağır ve estetiktir
Az miktarda çok hareketli oyunlar da vardır
Oyun tempolarını incelediğimiz zaman bu özellik hemen göze çarpmaktadır
Oyunlar "Halay Bölgesindeki diğer oyunlara nazaran müzik ve oyun figürleri açısından ayrıcalık gösterir
Öyle sanıyoruz ki bu ayrıcalık Elazığ Halk Müziğinin daha ziyade Türk Sanat Müziğine yatkın olmasından ve müziğin klasik sazlarla icra edilmesinden ileri gelmektedir
Müzikteki bu ayrıcalık oyun müziklerinin zengin bölümlere sahip olmasında oyunlarda ise zengin figürlere sahip olmasında gözlenmektedir
Ayrıca her yörede görülmeyen her oyun formuna (figürüne kalıbına) karşılık bir müzik formunun bulunması da kayda değer bir durumdur
Elazığ Halk Oyunları genel olarak "tatlı sert" bir karaktere sahiplerdir
Erkek oyunları biraz daha sert ancak estetik kadın ve kız oyunları ise biraz daha yumuşak ve tatlıdır
Komşu vilayetimiz olan Diyarbakır’ın halayında görülen sertlik Elazığ halayında mevcut değildir
Ondaki sertlik ve figür azlığına karşılık diğerinde (Elazığ Halayında) tatlı sertlik ve figür zenginliği şeklindedir
Çayda Çıra Oyunu :
ELAZIĞ HALK OYUNLARI
Elazığ Halk Oyunlarını oyun bölgelerinden "Halay Bölgesi" içinde ele almak gerekir
Elazığ oyunları içinde "Bar" özelliği gösteren oyunlar varsa da bunlar çok azdır
Elazığ Halk Oyunları “Halay Bölgesi" içinde hareketlilik açısından diğer il ve bölgelere göre ağır ve estetiktir
Az miktarda çok hareketli oyunlar da vardır
Oyun tempolarını incelediğimiz zaman bu özellik hemen göze çarpmaktadır
Oyunlar "Halay Bölgesindeki diğer oyunlara nazaran müzik ve oyun figürleri açısından ayrıcalık gösterir
Öyle sanıyoruz ki bu ayrıcalık Elazığ Halk Müziğinin daha ziyade Türk Sanat Müziğine yatkın olmasından ve müziğin klasik sazlarla icra edilmesinden ileri gelmektedir
Müzikteki bu ayrıcalık oyun müziklerinin zengin bölümlere sahip olmasında oyunlarda ise zengin figürlere sahip olmasında gözlenmektedir
Ayrıca her yörede görülmeyen her oyun formuna (figürüne kalıbına) karşılık bir müzik formunun bulunması da kayda değer bir durumdur
Elazığ Halk Oyunları genel olarak "tatlı sert" bir karaktere sahiplerdir
Erkek oyunları biraz daha sert ancak estetik kadın ve kız oyunları ise biraz daha yumuşak ve tatlıdır
Komşu vilayetimiz olan Diyarbakır’ın halayında görülen sertlik Elazığ halayında mevcut değildir
Ondaki sertlik ve figür azlığına karşılık diğerinde (Elazığ Halayında) tatlı sertlik ve figür zenginliği şeklindedir
Elazığ Yöresi Halk Oyunları
Bu oyun Elazığ’ın Harput Bucağından derlenmiştir
Oyun "Mumlu Dans" namıyla dünyaca tanınmaktadır
”Çayda Çıra” oyunu hakkında çeşitli efsaneler vardır
Ancak bunlar dilden dile dolaşan çeşitli halk masallarına benzemekte ve diğer şehirlerimizde anlatılan efsanelerin bir varyantı ya da değişikliğe uğramış bir şekli olarak anlatılmaktadır
Oyun orijini itibariyle aydınlatma amacı güdülerek ortaya çıkmıştır
Araştırmamızda halk arasında söylenen çeşitli efsaneler tespit ettik
Bunlardan bir örnek: Efsaneye göre Hazar Gölü kenarında bir köyde birbirini seven iki genç gizlice buluşmaktadırlar
Erkeğin buluşma yerine gidebilmesi için gölü yüzerek geçmesi gerekmektedir
Buluşma gece olduğundan kız çıra (Dındik) yakarak gence yerini belli etmektedir
Genç ise ışığa doğru yüzmekte ve böylece sevgililer buluşmaktadır
Bu durumu sezen kızın babası buluşmanın yapılacağı bir gün erkeğin yüzerek gölün ortalarına geldiği sıralarda çırayı söndürür ve genç sevgilinin gölde boğulmasına sebep olur
Bunu fark eden kız da kendini suya atar o da kaybolur
Bunun üzerine bütün köylü toplanarak ellerindeki "Çıra" larla iki sevgiliyi aramaya başlarlar
Efsaneye göre bu olay üzerine ağıtlar yakılmış türküler söylenmiş ve çıra ile arama olayı oyunlaşarak günümüze kadar gelmiştir
(Benzer bir efsane de Van yöresindeki “AHTAMARA” efsanesidir
)
Altınova'da yapılan görkemli bir düğünde geleneksel bir biçimde çay kenarında kurulan düğün meydanında çıralar yakılmış Somat'lar kurulmuş ve düğün bütün coşkusuyla devam etmektedir
Bu sırada ay tutulunca evlenen gencin annesi olan Pembe HAN tabaklara çıralar mumlar diktirip gençlerin ellerine vermiş ve önde kendisi olmak üzere yürüyerek düğün meydanına görkemli bir biçimde girmişlerdir
Bu buluşun mükemmelliği karşısında aşka gelen "Zurnacı Başı” ellerindeki tabaklarla ortalığı bir anda gündüze çeviren bu kalabalığı karşılayarak gelenlerin ayak hareketlerine uygun bir müzik çalar
Kendisine eşlik eden kırk davul kırk zurna ile ortalık inlemeye başlar böylece "Çayda Çıra" oyununun melodisi ortaya çıkmış olur
Bu olay gelenek halini almış ve çayda çıra oyunu günümüze kadar oynanıla gelmiştir
"
Eskiden kaç-göç olmadığı için kız-erkek karma oynanan bu oyun günümüzde karma oynandığı gibi ayrı ayrı da oynanır
Oyunun 200-300 yıllık bir mazisi olduğu söylenir
Oyun Elazığ’ın her tarafında bilinir ve oynanır
Hatta son zamanlarda Elazığ dışına da taşarak Malatya ve Diyarbakır'da da çeşitli şekillerde oynanmaya başlamıştır
Çayda Çıra oyunu sürekli olarak kendi melodisi ile oynanır
Ancak oyunun başlangıcında "Şirvan" ya da “Gelin Ağlatma Havası" denilen bir melodi çalınır
Bu oyunun melodisi ile başka bir oyun oynanmadığı gibi bu oyun başka bir melodi ile de oynanmamaktadır
Oyun 10/8 lik usulde “Şirvan” makamındadır
Orta çabuklukta bir oyun olan çayda çıra en az dört-beş kişi ile yürütülür
Arka arkaya dizilerek bazen tekdizi bazen de daire şeklinde oynanmaktadır
Halay sınıfından çok dini bir raksa benzemektedir
Taklitli bir oyun olmayan "Çayda Çıra" usul itibariyle başladığı gibi bitmekte ve usulde bir değişiklik olmamaktadır
Hem açık hem de kapalı yerlerde oynanır
Güvey ya da gelin misâfir önüne çıkarılırken ve de "güvey gezdirmesi" geleneği yerine getirilirken oynanır
Tüm oyunlarda başta oynayana kolbaşı sonda oynayana sonbaşı ya da poçik denir
Sadece halay oyununda "Halaybaşı" ve "Halaysonu" adları kullanılır
Oyunun aracı çift tabak ve içerisindeki üçer mumdan ibarettir
Oyun yürütülürken “Heey Teey Tey” diye nara atılır
Elazığ'ın yörelerinde delikanlıya "Gakkoş" adı verilir
Oyun düğünlerde dini ve milli bayramlarda oynanır
Avreş Oyunu :
Berber Yaşar" adıyla da tanınan bu oyunun Elazığ dışında herhangi bir yerde oynandığına rastlanmamıştır
Oyunun kaynağı Harput'tur
Eskiden asker sevki çok olan Elazığ ve Harput' ta askeri hareketlerin taklidi ile ortaya çıkan bu oyun Elazığ'ın her yerinde oynanır
Oyunun elli-altmış yıllık bir geçmişi olduğu söylenmektedir
Bugün davul ve klarnetle çalınan bu oyunun müziği eskiden zurna ile çalınır ve oynanırdı
(Bugün birçok dağ köyümüzde ve birçok Alevi köyümüzde hâlâ zurna çalınmaktadır
) Esasen Harput'a klarnet girmeden önce düğünlerin baş sazı zurna idi
Ancak Türkiye'ye girdiği anda Harput’ta da kullanımı başlayan klarnet zurnayı büyük ölçüde etkileyerek etkinliğinin azalmasına neden olmuştur
Avreş oyununun türküsü yoktur
Bu oyunun melodisi ile başka bir oyun oynanmadığı gibi bu oyun başka bir melodi ile oynanmaz
Oyun müziği önce 6/8 lik usûlde ve ağır tempoda sonra 4/4 lük usûlde ve hızlı tempoda oynanır
Makamı İbrahimiyye dir
Tek sıra dizilmek suretiyle oynanan bu oyun bazen de sağa sola dönmek suretiyle icra edilir
Oyunun öyküsü olmayıp oyun figürünü teşkil eden hareketler daha çok ayaklarda toplanmış kısmen de başla yapılmaktadır
Vücudun tabiî hareketlerini ihtiva eden oyun figürleri ile asker hareketleri taklit edilmektedir
Oyunda "ha-ha hey-hey"diye nara atılır
Bu oyun daha ziyade asker uğurlâmalarında ve düğünlerde oynanır
Halay Oyunu :
Harput Halayı da denilen bu oyunun varyantları “Palu” varyantı İngüzek’te “Karaçor" denen oyun Ağın’da “Düz Halay” Baskil'de Halay Sivrice'de "Düz Haley” dir
Oyunun kaynağı Harput’tur ve 200-300 yıldan beri gençler ve yaşlılar tarafından zevkle oynanmaktadır
Oyun müziği önce 2/4 lük ve "zazaki" denilen figürde 6/8 lik usûlde çalınır makamı İbrahimiyye'dir
Oyun avuç avuca kenetlenip tutunmak suretiyle tek dizi halinde oynanır
Oyunun figürleri ayaklarda toplanmıştır
Daha çok asker uğurlamalarında ve düğünlerde oynanmaktadır
Bıçak Oyunu :
Oyun merkez ilçeye bağlı Hankendi (Hanköy) Bucağı'ndan derlenmiştir
Oyunun asıl kaynağı belli değildir
Bıçak oyunları Türkiye'nin hemen her bölgesinde değişik şekillerde görülmektedir
Erzurum'da “Hançer Bari” Karadeniz Bölgesinde de bıçaklarla çeşitli horonlar oynanmaktadır
Davul ve klarnet eşliğinde oynanan bu oyun türküsü yoktur
Başka bir melodi ile oynanmadığı gibi bu oyunun melodisi ile de başka bir oyun oynanmaz
Oyun 9/B lik usûlde ve "İbrahimiyye" makamındadır
İki erkek bir kadın ya da kadın kılığında bir erkek olmak üzere üç kişi
ile oynanır
Bar özelliği de göstermektedir
Oyun el ve ayak hareketlerinden oluşur
Taklitli bir oyun değildir
Müzik aynı ölçüyü sürekli takip eder
Usûlde bir değişiklik olmaz
Mutaassıp yerlerde kızlar ve kadınlar düğün alanına giremezler; oyunu damdan veya uzak yerlerden seyrederler
Bu yüzden oyunun seyri değişir
Oyun araçları oyuncuların ellerinde bulunan ikişer bıçaktır
Oyuncular bunlarla figürler yaparlar
Bıçak aralarından geçer göğüse doğru sallanır
Oyun düğünlerde oynanır türküsü yoktur
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul