Yalnız Mesajı Göster

Annenin Loğusalık Psikolojisi

Eski 08-18-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Annenin Loğusalık Psikolojisi



Kadın Olmanın depresyonla İlişkisi
Depresyon tüm toplumlarda kadınlarda daha sık görülmektedir Kadının; biyolojik yapısı, ruhsal özelliği, kişilik yapısı, sorunlarla başa çıkma yolu, toplumsal ve kültürel yolu ile cinsel kimlik rolü kadını depresyona daha yakın kılmaktadır
Erkekler ise, yardım konusunda daha isteksiz olurlar ve genellikle alkole başvurarak sorunu çözme eğilimi yüksektir


Yapılan çalışmalar, kadında ebeveynlikle ilgili olayların ve ilişki sorunlarının ruhsal durum üzerindeki etkisinin, erkeklerden daha yüksek olarak göstermiştir

Gebelik ve depresyon
Ebeveynliğin başlangıç dönemi olan hamilelik ve sonrasında ki annelik sorumluluğu oldukça uzun bir dönemdir Hamilelik döneminde genel inanç, bu dönemin duygusal açıdan son derece rahat bir dönem olduğudur Fakat yaşanan hormonal değişiklikler, sorumlulukların artması, bedensel değişimler bazı gebe kadınları olumsuz etkilemekte ve depresyona zemin hazırlamaktadır


Depresyonun, genel olarak 25-44 yaş arasında artış oranı yüksektir Daha önce depresyon geçiren kadınların, hamilelik dönemi yaşarken tekrar depresyona girme oranı yüksektir


Gebelikte, zaman zaman gebeliğin belirtileri ile depresyon belirtisi birbirine karışabilir Gebelikte; uyku değişikliği, iştah değişikliği, kilo kaybı, yorgunluk, duygusallık gibi değişimlere sık rastlanır Depresyonda da buna benzer belirtiler vardır Bu sebeple, hamilelik döneminde depresyon tanısı koymak oldukça zordur Genel olarak hamilelikte depresyon kadının gebelik haberini aldıktan sonraki 3 ay içinde çok daha sıklıkla görülürBu sebeple, ilgili kişinin çevresi tarafından bu dönemde iyi gözlemlenmesi gerekir


Bu durumun depresyon olarak algılanabilmesi için bu kişilerde duygudurum değişimlerine bakılır Kadın, 15 gün ve üstü zamanda büyük bir karamsarlık içinde olur, isteksizdir, hayattan zevk almaz, suçluluk ve yetersizlik duygusu yaşar ve şiddetli sıkıntı hali içindedir Kadında özellikle, taşıdığı bebekle ilgili kaygılar oluşur


Bunun yanısıra hamile kadınların, % 64’ünün vücudunun farklı bölgelerinde, nedeni belirsiz homatik ağrılar görülür Baş ağrısı, mide ağrısı ve karın ağrısı gibi ki bunlar gebelik depresyonu içinde sıkça görülür


Gebelik döneminde, kadınların %40’ından fazlasında ölüm yani kendine zarar verme düşüncesi belirebiliyor Bu kişiler, intihara eğilimlidir


Bunun yanısıra; bebeği kaybetme düşüncesi, bebeğin sağlığı ile ilgili kaygılar, daha önce mevcut düşüklerin tekrarlanması düşüncesi, ani ilişki problemleri, çiftin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik durum, iş kaybı gibi endişeler depresyon döneminde kadını oldukça zorlar


Hamilelik döneminde, alkol ve sigara kullanımı, kadının depresyona girme ihtimalini artırır


Genel olarak bakıldığında; hamilelik depresyonuna, hamilelik sonrası depresyondan daha az rastlanır


Hamilelik dönemindeki depresyon tedavisi, uzman bir psikiyatrist desteği ile kolaylıkla yapılmakta ve kadının sağlıklı bir gebelik ve annelik dönemi geçirmesi sağlanabilmektedir Bu konuda, uzman psikiyatrisin yapacağı tespitle, hem ilaç hem de terapi ile tedavi yönetilebilir Hamilelik döneminde kullanılan olan ilaçlar, gebe kadını zaman zaman endişelendirmektedir Ancak bugün bu dönemde kullandığımız özel ilaçlar bulunmaktadır Bunlar, hamilelik döneminde anne ve bebeğe tehlike yaratmaz ve gebe kadının ruhsal dünyasında ona rahatlık sağlayarak mutlu bir hamilelik dönemi geçirmesini sağlar


Hamilelikte, depresyonun tedavisi yapılmaz ise gebenin yaşadığı sıkıntılar ile bebeğini kaybetme ihtimali artar Bunun yanısıra kadının yaşadığı duygudurum değişimleri ile hem kendi iç dünyasında hem de aile yaşamında ciddi sıkıntılar oluşabilir


Alıntı Yaparak Cevapla