08-17-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kardiyovasküler Hastalıklardan Korunmak İçin Beslenme Önerileri
Epidemiyoloji
Tatarcık hummasının etkeni Arbovirüs ailesinden olan bunyavirüs grubundan bir RNA virüsüdür Tatarcık hummasının Flebotomus papatasi ile bulaşan bir virüs hastalığı olduğu 1909'da bildirilmiştir Tatarcık humması 20-45 kuzey enlem dereceleri arasındaki endemik bölgelerde ve
vektör flebotomların bulunduğu ülkelerde görülür Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Balkanlar ve güney doğu komşularımızda (İran, Irak) sıklıkla gözlenmektedir Tropikal bölgelerde flebotomlar yıl boyunca hastalık bulaştırabilirlerken, daha soğuk iklimlerde yalnızca sıcak aylarda etkilidirler Orta Doğu ve Orta Asya�da hastalık sıcak ve kurak aylarda (yaz ya da sonbahar ayları) gözlenir ve insanlara enfekte tatarcık sineklerinin (Flebotomus papatasi) ısırmasıyla bulaşır
Bunlar yalnızca bir kaç milimetre boyunda olan sinekçiklerdir Isırılan kişi eğer alerjik bir yapıya sahip değilse ısırılan yerde ağrı hissetmez ve lokal iritasyon görülmez; ısırılanların yalnızca %1'lik kesimi ısırıldığının farkına varmaktadır
Tatarcık sineği geceleri beslenir, gündüzleri (duvar çatlakları, mağaralar, evler ve ağaç kovukları) gibi karanlık yerlerde bulunur Yumurtlama kan emdikten birkaç gün sonra olur Yumurtaların kanatlı tatarcıklar haline gelmesi için yaklaşık beş haftalık bir süre gereklidir Yetişkin bir tatarcık sineği sıcak ortamda bir kaç hafta yaşar
Tatarcık hummasında enfeksiyon zinciri; insan -flebotomus- insan şeklindedir Flebotomların hastalardan kan emerek virüs almaları, hastalık belirtilerinin başlamasından iki gün önce ile, hastalık belirtilerinin kaybolmasından 24 saat sonrası arasında olur Bu süre dışında hastalardan kan emen dişi flebotomlar enfekte olmazlar Tatarcıklar kan emdikten 6-10 gün sonra bulaştırıcı olurlar ve
ömürleri boyunca bulaştırıcı kalırlar Virüs, yumurta ile bir nesilden diğerine geçer Bu böcekler zemine yakın yerlerde bulunduğundan ve 3-4 m�den yüksekliğe uçamadıklarından büyük binalarda hastalık daha çok alt katta oturanlar arasında görülmektedir Uçuş menzilleri 100 metreyi geçmez Dişi tatarcıklar yumurtalarını kaya diplerine, ağaç kovuklarına, organik maddelerden zengin nemli ve gevşek topraklara bırakırlar Doğada tatarcık yumurta, larva ve pupalarını bulmak çok güçtür 
Deri içi ya da ven yoluyla aşılanan insanların %5 kadarı enfeksiyona tutulmakta, %50-75'inde ise hastalık belirtileri ortaya çıkmamaktadır Hastalardaki belirtiler Tatarcık sineğinin ısırdığı insanlarda, ısırığın olduğu yerdeki deride kaşıntılı papüller oluşur ve beş gün kadar sürer 3-6 günlük bir inkübasyon döneminden sonra hastalık aniden ortaya çıkar Ateşin ortaya çıkışından 24 saat önceki ve 24 saat sonraki dönemde kandan virüs izole edilebilir
Hastalık genel olarak birdenbire, titreme ya da ürpermelerle ateşin yükselmesi şeklinde başlar, bazı hallerde önceden kırıklık, baş dönmesi, bacak ve karında anormal hisler olabilir Başlangıçta ya da daha sonra baş ağrısı, gözlerde yanma, göz arkasında göz hareketleriyle ortaya çıkan ağrılar, ensede ve sırtta sertlik, oynaklarda ve taraflarda ağrılar, tat alma duyusunda değişiklikler, iştahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık ya da sürgün, boğazda ağrı, burun kanaması, baş dönmesi olabilir Damakta küçük veziküller görülebilir ve maküler ya da ürtikeryal döküntüler gelişebilir Ateş, 39-40 oC kadar yükselebilir Genellikle ateş 2-4 gün kadar sürer (üç gün
ateşi) ve bol terleme ile düşer; ancak, 1-9 gün de sürebilir Bazen ateş düştükten sonra kısa süren bir yükselme de görülebilir Nabız yavaşlar Tatarcık hummasında yüz ve boyun kızarmıştır Gözde konjuktivadaki kanlanma ucu korneaya varan bir üçgen şeklinde dikkati çeker (Pick belirtisi), fotofobi ve gözde yaşarma olabilir Ağızda yumuşak damakta ve yutağın arka kenarında kanlanma olabilir Döküntü ve lenf nodlarında şişme yoktur 2-12 hafta içerisinde hastaların %15'inde
ikinci bir atak gelişmektedir 
Ender olarak splenomegali gelişir, lenfadenopati gözlenmez Ateşin ilk günü kanda lökosit sayısı normaldir, lenfositler azalabilir ve nötrofillerin sola sapması ile gençlerin çoğalması görülebilir İkinci ya da üçüncü günler kanda lökopeni polinukleoz yerleşir Hastalığın sonunda ya da iyileşme sırasında lökopeni belirgindir Diğer Arbovirüs enfeksiyonlarında olduğu gibi tatarcık humması da aseptik menenjitle ilişkili olabilir Yine başka bir çalışmada hastalığı şiddetli geçirenlerde hafif papil ödemine rastlanmıştır İyileşme sırasında ateş ve belirtiler depreşebilir, geçici depresyonlar görülebilir Hastalık kendiliğinden iyi olur,ölüm bildirilmemiştir
|
|
|