08-17-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Etik, Gen-Etik Ve Kopyalanmışlık İşığında Bilimin Üzerine
Etik, Bilim Etiği Kavramları: Tanım ve Çağrışımlar
Etik sözcüğü "ethos"tan gelmektedir, bir şeye alışmak ya da alışılmış gibi bir anlamı vardır Dorik kökenle ele alındığında "ethios", güvenilir, onurlu biçiminde açıklanabilecek bir anlam yüküne sahiptir Felsefenin ana dallarından birisi olan etik "iyi" ve "doğru" peşinde koşmayı kendisine iş edinmiş bir etkinliktir Benzer yaklaşımla, tıp etiğinin; tıp uğraşının bütün yönlerinde (temel tıp, tedavi edici tıp, koruyucu tıp) ortaya çıkan değer sorunlarının irdelenmesinde, bu sorunlara yönelik çözüm önerilerine ulaşmada çeşitli tutumların oluşmasında, iyi ve doğru olanı belirlemede önemli bir işlev yüklendiği ve "ahlak kuramı" olduğu kabul edilmektedir
Günümüzde tıp etiğinin uğraş alanı, hasta haklarından küretaj olgusuna, yardımcı üreme tekniklerinin kullanımından tıpta sınırlı kaynakların paylaştırılmasına, organ aktarımlarından araştırma ve yayın etiğine yayılan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır Bu alanın kapsamının neden bu kadar geniş ve bir o kadar da "önemli" olduğu sorusuna kısaca şöyle yanıt vermek olasıdır:
Tıp, zamansal evrimi içerisinde önemli değişmeler yaşamıştır Bugün tıp, bilimsel bilgi birikimini kısa sürede çok fazla arttırabilen bir teknik disiplin görünümündedir Onun bir başka özelliği, teknolojinin çok yoğun biçimde kullanılıyor olmasıdır Yine, sağlık ve hastalık kavramlarının tanımlarındaki ve algılanmalarındaki dönüşüm de hesaba katılması gereken bir olgudur Bunun dışında "hekim kimliği"ndeki farklılaşmalar ile "sağlık hizmetine ulaşma hakkı" yanı sıra, "hasta hakları" kavramının da çok sık dile getiriliyor olması, günümüz tıp uygulamasının altı çizilmesi gereken öteki önemli özellikleridir İşte tüm bu gerekçelerle, günümüzde tıp etiği yaşamsal ve vazgeçilemez bir nitelik kazanmıştır
Bilim olgusuna etik açıdan bakıldığında, Berg ve Tranoy'un 1983 yılında dile getirdikleri tanım uyarınca, bilim üretimi sürecinde ortaya çıkan moral değer sorunlarının nasıl çözüleceğine ilişkin bilim toplumunun vicdanını oluşturan ilkeler bütünü akla gelmektedir Çeşitli etik yaklaşımlar açısından bu süreç sorgulanabilir ve çeşitli sorunlar için, olabildiğince az etik değer harcamayı hedefleyerek bir çözüme ulaşmak önerilebilir Ancak burada, etiğin bilimsel gelişmeleri önleyici bir etken olmadığı da vurgulanmalıdır Onun bilim üretimindeki ana işlevi "teknik olarak yapılması olası olanlar" ile "izin verilebilir olanlar" arasındaki sınırı çizebilmek ve hem araştırma, hem de verilerin yayınlanması sürecinde belirli etik ilkelerin yaşama geçirilebilmesini sağlamaktır Richard Cobot'un "Doğru ve Yanlışın Anlamı" adlı eserinde belirttiği gibi "Bilim, etikle el sıkışmak zorundadır"
Bilim olgusuna etikçi gözüyle bakıldığında, sorgulanması ve yanıtlanması gereken kimi temel sorunlar bulunmaktadır Bilim üretimi kimin içindir? Üretilen bilgi kimin yararınadır? Bilimsel bilgiyi üretenlerle tüketenler aynı gruptan mıdır, yoksa bunlar farklı toplumların insanları mıdır? Bilim insanının toplumsal sorumluluğu ne zaman başlar? Kuram üretme aşamasında mı, araştırmasını yürütürken mi, sonuçlarını yayınlarken mi, yoksa bu sürecin tümünde mi? Bu soruların her biri, okuyucu açısından üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken birer konu niteliği taşımaktadır Bu sorular, yalnızca genetik kopyalamanın toplumsal boyutları üzerinde düşünce üretmeyi sağlamak amacıyla yöneltilmişlerdir Çünkü yukarıdaki soruların ayrıntılarıyla yanıtlanması, bu yazının kapsamını çok aşacaktır
|
|
|