Yalnız Mesajı Göster

A Dan Z Ye Hastalık Rehberi

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Hastalık Rehberi



[K]

Kabakulak : Daha çok çocuklarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır Hastanın ağzından çıkan tükürük damlacıklarıyla bulaşır Tıp dilinde parotitis epidemica denilen bu hastalık; genellikle kulak altında bulunan tükürük bezlerinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Kuluçka devresi, 18 gündür Hastanın ateşi birdenbire yükselir, genel bir halsizlik görülür Çok defa kulağın ön ve altında bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur Yanak ve kulağın altı kabarır, kulak memesi de hafifçe yukarı doğru kalkar Ağızda kuruluk, dilde pas vardır İştah da azalmıştır Bu durum birkaç gün devam ettikten sonra tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya ve hasta iyileşmeye başlar Hastalığın kendisi çok tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka hastalıklara zemin hazırlar Bu hastalıklar arasında; pankreas, gözyaşı keseleri, böbreküstü bezleri, erkeklerde husyeler, kadınlarda yumurtalıkların etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir Bu nedenle en iyi şekilde tedavi edilmesi gerekir Hastanın sağlıklı kimselerle konuşması, görüşmesi önlenir Sulu yiyecekler verilir Kabız olmaması sağlanır

Kabızlık : Tuvalete hiç çıkmama veya çok seyrek çıkmaya kabızlık, peklik ya da inkıbaz denir Tıp dilinde ise konstipasyon adı verilir Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak tıkanıklığı, sindirim sistemi bozuklukları, hormon dengesizliği, basur, fıtık boğulması, kabızlığı doğuran nedenler arasındadır Ayrıca günlerinin büyük bir kısmını oturarak geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde ve yaşlılarda görülür Öncelikle kabızlığa neden olan hastalığı tespit etmek gerekir Esas nedeni tespit etmeden alınacak müsil ilaçları kötü sonuçlar doğurabilir Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları ve yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar ekmeği yemek çok faydalıdır Ayrıca erik reçeli, bal, üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek de yararlıdır Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de; fazla et, yumurta, peynir, beyaz ekmek, muz gibi yiyecekleri azaltmaları, kahve çay ve sigarayı en az miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir Bu nedenle ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak gerekir

Kalp hastalıkları : Düzensiz bir hayat, yorgunluk, sinir bozuluğu, şiddetli romatizma veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında; daha geniş bir ifadeyle bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki maddelere dikkat etmek gerekir
- Sinirlenmeyin
- Sigarayı bırakın
- Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın
- Fazla yorucu işler yapmayın
- Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin
- Koşmayın, acele etmeyin
- Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın
- Kabız olmamaya dikkat edin
- Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin
- Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler yemeyin Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın
- Yemeklere tuz koymayın Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın
- Bol bol taze sebze ve meyve yiyin
- Bol bol yoğurt yiyin

Kalp ağrısı : Kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı denir Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse; enfarktüs krizinden şüphe edilir Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemek, istirahat etmesini sağlamak ve doktora başvurmak gerekir Kalbin ön kısmında devamlı olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir

Kalbin hızlı atması : Kalbin; dakikada 90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir
Normal Kalp Atışları :
0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140
1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120
3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100
7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90
20 yaşından sonra; dakikada 60-80
arasında değişir
Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası; kalbin hızlı attığını gösterir Kalbin atışları, göğüsten, köprücük kemiği üzerindeki nabızdan veya el bileğinin dış kısmında, kemikle kiriş arasındaki yerden sayılabilir
Taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi değildir Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler yemek, heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı halleri taşikardiye neden olabilir Bu çeşit taşikardi, nedenin ortadan kalkmasıyla geçer
Ancak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar ve zehirlenmeler de taşikardi yapar Bu nedenle, doktora başvurmak gerekir

Kalp romatizması : Romatizma, iyi tedavi edilmeyecek olursa; kalbin içindeki kapakçıklara yerleşir Bu kapakçıklardan; en fazla mitral kapakçık etkilenir ve daralıp, sertleşir, büzülür Daha çok kadınlarda görülen kalp romatizması sonucu ortaya çıkan hastalığa mitral darlığı veya mitral stenoz denir Hastada nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma, morarma, el ve ayaklarda üşüme ve yorgunluk görülür Tedavinin ilk şartı üzülmemek, her gün bir öncekki günden daha iyi olduğuna inanmak ve doktorun tavsiyelerine uymaktır

Kalp yetmezliği : Kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her vuruşunda muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar Üç şekilde görülür Sol Kalp Yetmezliği : Hastada nefes darlığı ve kuru öksürük vardır Geceleri daha zor nefes alır Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir Buna kalp astımı adı verilir Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması veya koroner rahatsızlığıdır

Sağ Kalp Yetmezliği : Hastanın ayak ve ayak bilekleri şişer Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur kalır El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve iştahsızlık görülür Nedeni, mitral kapağı hastalığı, müzmin bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır

Kaonjestij Kalp Hastalığı : Sağ ve sol kalp yetersizliği bir arada olduğu zaman görülür Nedeni aort veya mitral kapaklarının hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer hastalıkları, romatizma ve tiroid hastalıklarıdır
Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir:
- Sigara içmeyin
- Yemeklere fazla tuz koymayın
- Uykularınızı ihmal etmeyin
- İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın
- Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert etmeyin

Kalınbağırsak iltihabı : Daha ziyade bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir hastalıktır Bazen iltihapla birlikte ülser de görülür Buna tıp dilinde ülserli kolit denir Hastalık aniden başlayıp, hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir Hastada aniden veya yavaş yavaş gelen ishal görülür Dışkısı kanlıdır Hasta, karın ağrılarından şikayet eder, ateşi de yüksektir Doktora başvurmak şarttır Bu arada istirahat etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir Alkol, fazla miktarda meşrubat ve süt içilmez Çekirdek gibi kabuklu şeyler yenmez

Kan çıbanı : Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir iltihaptır Özellikle sırt, ense ve yüzde meydana gelir Nedeni stafilokok cinsi mikroptur Tıp dilinde füronkül denir Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar En sonunda baş verir Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar, sarılaşır ve içindeki cerahat boşalır Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır Kan çıbanlarını, kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak gerekir

Kan işemek : Tıp dilinde hematüri adı verilen bu durum, önemli bir hastalığın işareti olabilir Bu nedenle vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak gerekir İdrarda kan görülmesi; idraryolu iltihabı, prostat iltihabı, mesane taşı, böbrek kanaması, böbrekte taş veya kum, kan hastalıkları veya bir başka hastalığın belirtisi olabilir Ayrıca bazı ilaçlar ve gıdalar da idrarda kan görülmesine neden olabilir Örneğin çilek, domates, ıspanak veya ağrı kesici ilaçlar kan işemeye neden olabilir

Kan tükürmek : Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir hastalığın habercisidir Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral darlığı veya zatürreeden şüphelenilir Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda olabilir Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur Vakit kaybetmeden doktor çağrılır

Kanda kolestrol yüksekliği : Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta, böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere karşı korumak, sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur Bu miktar normaldir 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir Tedavi edilmezse; damarsertliği, beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir

Kanser : Kanser; anormal vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz bir şekide üremeleri ile meydana gelen bir çeşit hastalıktır Başka bir deyişle vücutta meydana gelen kötü tümörlere kanser denir Kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila ederek ya da ak veya kırmızı kan damarları ile vücudun diğer taraflarına yayılır Buna metastaz (yavrulama) denir Kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava kirliliği, ve sigaranın kansere zemin hazırlayıcı oldukları ileri sürülmektedir Kanserden korkmayınız, geç kalmaktan korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki belirtilerin biri görüldüğü zaman doktora başvurunuz
- Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar
- Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler
- İyileşmeyen yaralar
- Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük
- Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları
- Ben ve siğillerde görülen değişmeler

Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir
Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir
- Beyin ve omurilikte %1
- Ciltte %10
- Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6
- Memelerde %14
- Sindirim sisteminde %25
- Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3
- Karaciğer ve safra kesesinde %3
- Diğer organlarda %8
Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide, incebağırsak, kalınbağırsak, mesane, meme, ve prostat daha fazla görüldüğü söylenebilir
Kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda rejiminin çok etkili olduğu, bu rejimi uygulayan hastaların iyileştikleri ve sağlıklı kimselerin de kanser olmadıkları ileri sürülmektedir
Makro-biyotik Gıda Rejimi: Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı, esmer pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan seçilir %23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan, ıspanak, veya domatesten seçilir %5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir %10-15'I deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi, taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir Ancak her hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler yenebilir Çay içilebilir Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır
Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz pirinç, tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş yiyecekler, şeker, üzüm, şekerli meyve suları, olgunlaşmış meyve ve sebzeler, kuru fasulye, ve kuru bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama, çikolata, kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve alkollü içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat yiyecekler, sığır eti
Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan uygulanmalıdır

Kansızlık : Tıp dilinde anemi denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin veya hemoglobin denilen kırmızı maddelerin ya da her ikisinin de azalmasıdır En önemli nedeni yeteri kadar beslenememektir Ayrıca, müzmin basur kanamaları, aybaşı kanamalarının haddinden fazla olması, doğuştan olan bazı hastalıklar, romatizma, lösemi ve kanserde de görülür Kansızlığın tipik belirtileri şöyle özetlenebilir Yüzde solgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ve ayak bileklerinde şişkinlik görülür Hastanın burnu sık sık kanar, dilinde acılık vardır İştahsızlık ishal ve bazen de kusma görülür Tedavinin ilk şartı, istirahat, temiz hava ve kan yapıcı gıdalar yemektir

Karaciğer hastalıkları : Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır Yaşamak için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana gelir
Karaciğerin görevi :
- Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar
- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler
- Vücudun ısısını ayarlar
- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar
- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar Kan miktarını ayarlar
- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur
Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır
Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri :
Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür Hazımsızlıktan şikayet eder Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder Nefesi de kokar Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder Çarpıntı, iştahsızlık vardır İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır Sık sık idrara gider Baldır kasları ağrır El ve ayaklarında şişlik görülür Geceleri uyumak istemez Görme ve işitme duyguları da zayıflar

Karaciğer şişmesi : Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkktır Tıp dilinde hepatit sarılık denir Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile sarıya boyanır İdrarı esmerleşir Deride kaşıntılar görülür

Karaciğer yetersizliği : Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur İdrara çok çıkılır Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir

Karın ağrısı : Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir

Kaşıntı : Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar
Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir

Katarakt : Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır Bazen doğuştan da olabilir En çok rastlananı yaşlılığın neden olduğu katarakttır

Kekemelik : Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır Üzülecek bir durum yoktur Konuşma bozukluklarını tedavi eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu beklemek gerekir

Kellik : Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir

Kemik iltihabı : Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Tıp dilinde osteomyelit denir Nedeni, cerahat yapan mikropların kana karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır Hastada, terleme ve titreme görülür Ağrılar aniden başlar Vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir

Kemik veremi : Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi denir Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır Hastada baş ve eklem ağrıları görülür Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır Ateşi de, inip çıkar Vakit geçirmeden tedavi edilmesi gerekir Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar kullanılır

Kemik yumuşaması : Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir Nedeni, kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir

Kırıklar : Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere ikiye ayrılır Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden kırılıp, parçalanırlar Kemik kırılan yerde, şiddetli ve şişkinlik meydana gelir Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur Bazen de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı fırlayabilir Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır

Kısırlık : Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite denir Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir
- Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir
- Kadınlarda Kısırlık
Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir
Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir

Kızamık : Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür Kızamıklı hastanın tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle görüştürmemek gerekir Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya çıkar Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür Ateş yükselir Baş ağrılarından şikayet eder Kuvvetli ışıktan rahatsız olur Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar Bunlar grup halindedir Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati çeker Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır Bu dönem 3-4 gün devam eder Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler kaybolur Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar

Kızamıkçık : Deri döküntüleri, hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya çıkan Alman kızamığı da denilen bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde, rubella denir Daha ziyade çocuklarda görülür Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır Kuluçka devresi, çoğunlukla 17 gündür Hastanın vücudunda pembe, düz lekeler görülür Bazen boynun arka tarafındaki bezler de şişer Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer Bu süre içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle görüştürmek gerekir Kesin istirahat da şarttır

Kızıl : Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde scarlatina denir Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması, bulantı, ve havale ile başlar Ateş yükselir Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır Başkaları ile görüşmesi engellenir Odası sık sık havalandırılır Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir

Kloroz : Bir çeşit kansızlıktır Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu duruma neden olur Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı, yüzde solgunluk ve ayak bileklerinde şişme görülür

Kolera : Kolera vibriyonu denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli bulaşıcı hastalıklardan biridir Daha ziyade, su, kanalizasyon ve tuvalet durumu elverişli olmayan çevrelerde görülür Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline gelir Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır Kolera mikrobu bulaşmış yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur Korunmak için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım suları ile sulanmamalıdır Lağım sularının, içme sularına karışması engellenmelidir Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek yerlerde saklanmalıdır Yemeklerden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır

Kör çıban : Özellikle sırt, ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin iltihaplanmasıyla beliren bir çeşit çıbandır Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir Büyüdükçe, ağrı artar, fakat çoğu zaman baş verme görülmez Kör çıbanları kesinlikle sıkmamak ve kurcalamamak gerekir

Kramp : Kaslarda, şiddetli bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen kasılmalara kramp denir Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve ishalden sonra görülür Atardamar hastalıkarından kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir

Kuduz : Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan girip, kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır Tıp dilinde rabies veya hydrophobia denir Kuduz virüsü, vücuda girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar Bu iltihaplanma, ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana gelir Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur Kuduz hastalığının başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir bozukluğu, baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar Bu dönemde sudan da korkmaya başlar Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır Sonra oksijenli suyla yıkanıp, tentürdiyot sürülür Bu işlem sık sık tekrarlanır

Kulak ağrısı : Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir Kulak borusu zarı iltihabı, kulak nezlesi, ortakulak iltihabı, kulak yolundaki çıban, boyun bezeleri, yüz nevraljisi, bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık, kulak ağrısına neden olabilir Bu nedenle doktora başvurmak gerekir

Kulak akıntısı : Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir Doktora başvurmak gerekir

Kulak çınlaması : Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir Çok çeşitli nedenleri vardır Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir Bu nedenle doktora başvurmak gerekir

Kulak iltihabı : Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir
- Ortakulak İltihabı
Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip, kızamık, kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden olabilir Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları dindirir
- Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı
Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak akıntısı, halsizlik görülür İşitme azalır Çaresi ameliyattır

Kulak kiri : Dışkulak borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif sarımtırak yağlı bir madde salgılarlar Bu salgı fazla olduğu zaman, dışarıya atılamayıp kulak içinde kuruyacak olursa, bir tıkaç meydana getirir ve kulak zarını etkileyerek rahatsızlık verir Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen kapanacak olursa, uğultu, çınlama gibi arızalara neden olur Tamamen tıkanmış boru, ancak doktor tarafından açılabilir

Kulunç ağrısı : Şiddetli ağrılara ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması sonucu meydana gelen ve omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk arasında kulunç denir Bu çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı şeklindedir Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit ağrılara, tıp dilinde kolik denir

Kum sancıları: Böbrek kumlarını dökmek ve onların neden olduğu sancıları gidermek için, perhiz yapmak ve bol bol su içmek çok faydalıdır

Kurdeşen: Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir Ciltte görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır

Kusmak : Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir Kusmanın bir çok nedeni vardır Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki, gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı, sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık, sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak, bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma görülür Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir Tedavi nedene göre yapılır Hasta kustuktan sonra, sırt üstü yatırılır Birşey yedirilmez Bir bardak buzlu su, yudum yudum içirilir

Kuşpalazı : Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar görülür Ateş 38-40 derece arasındadır Nabız süratlidir Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır Bulaşıcı bir hastalıktır Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir


[L]

Loğusa humması : Bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır Halk arasında albastı denir Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanması olabilir Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder Doktora başvurmak gerekir

Lösemi : Halk arasında kan kanseri denilir Kandaki alyuvarların aşırı derecede çoğalması sonucu meydana gelir

Lumbago : Sırtın aşağı kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago denir Belirtileri çeşitlidir Mesela, hasta otururken, bir yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt bölgesinde şiddetli ağrılar hisseder Ağrı belirtili bir noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru yayılır Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber, bağların ve kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya bel kemiği ile kalça kemiği arasındaki eklemlerin fazla zorlanması nedenler arasında sayılabilir Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir Ayrıca sırta sıcak su torbası koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır


[M]

Mide tembelliği: Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır

Mide ülseri: Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir
Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran nedenler arasındadır
Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir Tat alma duygusu hafiflemiştir, dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir Bu belirtiler ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan şiddetli mide ağrıları baş gösterir Baş dönmesi ve terleme de görülür Bu devrede, kusma ile bir miktar kan da görülebilir Bazı kimselerin büyük abdestleri katran gibi olur Bu işaretler, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir
Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır Ağrı ve kanamalar artar
Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur Bu durumda yapılacak ilk iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarf etmektir Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir
- Tedavi süresince istirahat edin
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın
- Diş sağlığına önem verin
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin

Mide yanması: Göğüs kemiğinin arka tarafında hissedilen yanma ile kendini gösterir Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır

Migren: Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden olmadan da görülebilir İrsi olanlar da vardır Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir

Miyopluk : 5 metreden daha uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir Nedeni, göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş olmasıdır İrsi olanları da vardır


[N]

Nasır : Daha ziyade el ve ayağın sürekli olarak sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesi ile meydana gelen ve basılınca ağrı veren sertleşmiş deri tümseğine nasır denir Nedeni, nasırlaşan bölgeye yapılan basınç ve sürtmedir Ayakta görülen nasırlara çoğunlukla sıkı ayakkabılar neden olur

Nefes darlığı : Tıp dilinde dispne denilen nefes darlığı önemli bir hastalığın belirtisi olabilir Spor yaptıktan, koştuktan veya yorucu bir iş yaptıktan sonra nefes darlığı normal sayılabilir Ancak ortada neden yokken nefes darlığından şikayet etmek mutlaka üzerinde durulması gereken bir konudur Çünkü kansızlık, kalp hastalıkları, mide hastalıkları, bronşit, tiroid bezinin büyümesi, akciğer hastalıkları, zatürree, astım, zehirlenme, şişmanlık, nefes darlığına neden olabilir Nefes darlığından şikayet edenlerin sigarayı kesinlikle bırakmaları, ağır yemekleri de terk etmeleri gerekir

Nefes kokusu : Tıp dilinde halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır:
- Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar
- Burun veya sinüz hastalıkarı
- Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı
- Kusma veya uzun süreli perhizler
Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir
Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir Hergün temiz havada yürümek de faydalıdır Kısa sürede geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir

Nefrit : Böbreklerin çalışmasında görülen bir bozukluktan kaynaklanır Bu durumda idrara protein karışır Tıp dilinde bright hastalığı da denir 3 çeşidi vardır
- Akut Nefrit
- Müzmin Nefrit
- Subakut Nefrit
Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır Üşütmemeye dikkat etmek ve bele kuşak sarmak da gerekir Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir

Nevralji : Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir Bilhassa, yüzde ve başta hissedilir Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir Nedeni soğuk algınlığı, şeker hastalığı, damar sertliği, veya ağrı yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır

Nevrasteni : Zihin ve vücudun aşırı derecede yorgun düşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Üzüntü, sıkıntı, endişe, yeteri kadar dinlenmeye vakit ayırmadan uzun süre çalışmak, bazı mikrobik hastalıklar ve sinirleri uyarıcı ilaçları uzun süre kullanmak nevrasteni için gerekli olan zemini hazırlar Kişi gerçekte hasta olmadığı halde bazı organlarının hastalığından yakınır Çabuk yorulur, çabuk sinirlenir, huzursuzdur, baş ağrıları vardır Bazen de gözlerinin iyi görmediğini söyler Dikkatini toplayamaz, uykuları da normal değildir Cinsel ilişkide başarılı olamadığını, hazımsızlık çektiğini, vücudunun her yerinin ağrıdığını söyler Tedavi amacıyla, ılık duş almak, istirahat etmek, vakit buldukça açık havada dolaşmak, günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya çalışmak, hazmı güç şeyler yememek, kahve ve sigarayı terketmek gerekir

Nezle : Burun içindeki ince zarın, üst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır Nezle bulaşıcıdır Hastada burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, öksürük bazen de ateş görülür 1-15 gün devam eder İyi tedavi edilmezse müzminleşir Tedavinin ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır

Nikris hastalığı : Halk arasında gut veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir Özellikle fazla içki içen ve fazla kırmızı et yiyenlerde görülür Daha fazla erkeklerde rastlanır El, ayak başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir Ağrı da vardır Buraları dokunulmayacak kadar hassaslaşmıştır Ateş 39,4 dereceye kadar yükselir Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak istirahati gerekir Gıda rejimi uygulanır Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli yiyecekler terkedilir Alkol ve sigara bırakılır Dana, koyun ve kuzu eti yenmez Diğer etler, yağ, nişastalı yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılır Şeker yerine bal kullanıllır Az patates, yağsız beyaz peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar, havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut, çilek, erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa yenilebilir Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu içilir

[O-Ö]

Onikiparmak bağırsağı ülseri : İncebağırsağın 25 santimetre kadar olan ilk bölümüne onikiparmak bağırsağı denir C harfi görünümündedir Onikiparmak bağırsağında meydana gelen ülsere tıp dilinde duodenum ülseri denir Tedavi eidlmeyen gastrit, fazla asit, sinir bozukluğu, düzensiz hayat, gürültü, fazla miktarda sigara, çay, kahve ve alkol kullanmak, safra kesesi veya karaciğer yetersizliği, kalp hastalıkları, hormon dengesizliği, dengeli bir şekilde beslenememe, çok sıcak veya çok soğuk yiyecekler, haddinden fazla et, hamur işleri veya baharatlı yiyecekler ve bazı ilaçlar; onikiparmak bağırsağında ülserin meydana gelmesine yardımcı olur Hasta, mide ekşimesi ve ağzına ekşi su gelmesinden şikayet eder Ayrıca dili paslı, rengi solgundur, baş dönmesi ve fazla terleme de görülür Midesinin üstüne basılınca, ağrı hisseder Yemeklerden sonra da göğse doğru yayılan bir ağrı belirir Bu belirtiler, ilk bahar ve sonbahar aylarında daha da artar Tedavi için yapılacak ilk iş, hastalığı doğuran nedenleri ortadan kaldırmak, yemekleri az, fakat sık sık yemek, istirahat etmek ve üzüntüden uzak yaşamaya gayret etmektir

Ödem : Vücudun anormal derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp dilinde ise ödem denir Veya hidrofizi denir Yüzde, ellerde, ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler görülür Bu şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarıdır

Öksürük : Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3 grupta toplanır
- Kuru öksürük
Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür
- Nöbet şeklinde gelen öksürük Bu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür
- Balgamlı öksürük
Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar Hastada hırıltı vardır Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberküloz'un bir işareti olabilir
Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır

[P]

Pamukçuk : Çocuklarda görülen ve beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bir hastalıktır Tıp dilinde candia albicans denir

Paratifo : Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır Paratifo mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya kanında bulunur Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol oynar

Paslı dil : Çoğunlukla mide hastalıkları veya bazı ateşli hastalıklarda dilin paslandığı görülür Uzun süreli dil paslarında doktora başvurmak gerekir

Peltelik : Dil peltekliğinin nedenleri çeşitlidir: Müzmin nezle, bademciklerin hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi sağırlık, yarık damak bu duruma neden olabilir

Prostat büyümesi : Prostat bezi, idrar torbasının boynu ile idrar yolu başlangıcını çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir guddedir Yalnız erkeklerde bulunur Prostat bezi, 50 yaşını geçen erkeklerde büyümeye başlayıp, rahatsızlık verebilir Hastalığın belirtileri gecenin son kısmında idrara kalkmak, gündüzleri sık sık idrar yapmak, idrar yapmakta zorluk, idrarın yavaş yavaş akması, idrarın başında veya sonunda bir damla kan şeklinde görülür Kesin tedavi ameliyatla gerçekleşir

Prostat iltihabı : Vücudun herhangi bir yerindeki iltihabın, kan dolaşımı aracılığı ile prostat bezine gelip yerleşmesi sonucu ortaya çıkar Hastada titreme, halsizlik, ateş, sırt ve bacak ağrıları görülür Hasta, İdrarını ve büyük abdestini yapmakta güçlük çeker Tedavi sırasında en az 10 gün yatak istirahati şarttır

Prostat kanseri : Prostat bezinin genişleyip, büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Hastanın karın bölgesinin alt kısımlarında ve bacak aralarında ağrı vardır Bazen sırtta ve kollarda da ağrı hissedilir Doktor tedavisi gerekir

[R]

Rahim egzaması : Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit egzamadır Rahimde veya vajina çevresinde kızarma ve şişlikler görülür Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp, kabuklanır Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir

Rahim iltihabı : Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde endometri denir Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür Hastanın karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe benzer akıntı gelir Aybaşı kanamaları fazla olur Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır Bu ağrılar dinlenmekle geçer Doktora başvurmak gerekir

Rahim kanaması : Bu hastalık, aybaşı hali dışında görülen aşırı kanamalarla kendini gösterir Aybaşı hali sırasında da sancı olmaz

Rahim kanseri : Çoğunlukla rahim boynunda ve vajinanın başlangıç kısmında meydana gelen bir hastalıktır Çok düşük yapan veya çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür Tıp dilinde uterus kanseri denir Vajinadan kan veya fena kokulu akıntı gelir Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir

Rahimde polip : Rahimde meydana gelen ve nohut büyüklüğünde olan renkli yumrulara rahim polip'i denir Nedeni, rahimin iç yüzünü örten zarın iltihaplanmış olmasıdır Aybaşı halinde aşırı kanama, rahim akıntısı ve arasıra gelen karın ağrıları ile kendini gösterir Kesin tedavisi ameliyattır

Rahim sarkması : Bazı kadınların vajina veya rahimleri bacaklarının arasına doğru sarkar Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi gençlerde de görülebilir Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır şeyler kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya polipleri, doğum sırasında destekleyici kas ve bağların zayıflamış olması veya aileden gelen eğilimdir

Rahim urları : Çoğunlukla doğum yapmamış kadınlarda görülür Bazı urlar zararsızdır Ancak aybaşı günlerinde gecikme, kilo kaybı, kansızlık ve adet görmenin ikinci ve üçüncü günlerinde haddinden fazla kanama varsa, geç kalmadan bir doktora başvurmak gerekir Ayrıca hastada idrar yapma ihtiyacı fazlalaşır, leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır

Raşitizm : Çocuklarda görülen bir çeşit kemik hastalığıdır Nedeni, yeteri kadar D vitamini almamaktır Çoğunlukla yeteri kadar güneş görmeyen, sıhhi olmayan, rutubetli, karanlık ve basık tavanlı evlerde yaşayan, yeteri kadar süt içmeyen ve haddinden fazla miktarda unlu gıdalarla beslenen çocuklarda görülür Hastalık genellikle 2 yaşında ortaya çıkar Çocukta huysuzluk ve devamlı terleme görülür, iştahı azdır Bazıları kabızlık çeker, bazıları da ishal olurlar Adaleleri gevşektir Derileri soluk ve kansızdır Dişleri geç çıkar ve erken çürür Ayakta durmayı ve yürümeyi geç öğrenir Bacak kemikleri çarpıktır Düztabanlık görülür Deniz, kum veya güneş banyoları, kış aylarında da, haftada 3 kere ılık banyo yaptırmak yaralıdır

Romatizma : Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma denir Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında görülebilir Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan nedenlerin başında gelir Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler görülür Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır Hareket etmekte de güçlük çekilir Tedavi edilmezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur
3 çeşit romatizma vardır:
- Akut eklem romatizması
- Romatoid artrit
- Dejeneratif romatizma

Alıntı Yaparak Cevapla