Prof. Dr. Sinsi
|
Komünist Bölücü Terörün Kaynaği Darwinizm’Dir
Evrim Teorisinin Tarihi
Biyolojiden elde ettiğimiz bu bilgiler, bilim adamlarının yüzlerce, binlerce bilimsel çabaları ve bulguları sonucudur Biyolojinin tarihsel gelişimini ise Jean Lamarck (1744-1829) ve Charles Darwin ’e(1809-1882) borçluyuz O zamana kadar, biyoloji kayıtsız şartsız kabul edilmiş tek teori olan yaratılış (creationisme) teorisine göre değerlendiriliyordu Yaşamlarını sürdürebilmeleri için, hayvanlara birer olanak verildiğine inanılıyordu Kuşlara kaçabilmeleri için kanatlar, tavşana çevik bacaklar, öküze boynuzlar, insana ise akıl Peki ama neden her canlıya ayrı bir şey verilmiş? Örneğin bütün hayvanlar kanatlı olamaz mıydı? Soruya Lamarck yanıt bulmuştu Hayır olamazdı! Çünkü her canlı ekolojik kurallara göre var oluyordu Kuşu varlaştıran koşullar çevik bacakları gerektirmediği gibi, öküzü varlaştıran koşullar da aklı gerektirmiyordu Organları tanrı değil, gereksinmeler yaratıyordu ve yaratılan organlar soya çekimle çocuklara geçiyordu Ekolojik koşulların, kuşaktan kuşağa nasıl geçtiğini de Darwin yanıtlamıştır Doğal ayıklanma ve rekabet (yaşama savaşı) teorileriyle Ancak yaşama gücü olan hayvanlar ayakta kalabilirler ve türlerini sürdürebilirler Bu bir doğal ayıklanmadır Ancak belli özellikler gösterebilenler ayakta kalabilirler Bu özellikler soya çekimle yeni kuşaklara geçer Doğum olayı bile bir doğal ayıklanmadır 200 milyon erkek tohumu, rahimdeki yumurtaya ulaşabilmek için yarışa girerler Hangisi yumurtaya ulaşabilirse, doğacak çocuğu o meydana getirecektir Kazanan en güçlüdür Diğerleri doğal süpürgenin acımak bilmez süpürüşü önünde ölüp giderler Karada yumurtlayan timsahın yavruları suya ulaşmak için bütün güçleriyle çaba gösterdikleri halde, ancak % 1’i ulaşabilir Geri kalanı, yetişkin timsah oldukları zaman kolayca yakalayıp yiyebilecekleri başka hayvanlara yem olur Böylesine bir evrimin son hayvan halkası maymundur İnsan, çok gelişmiş bir maymun türünün uygun koşullar altında evrimi sonunda ortaya çıkmıştır Profesör Alfred Weber insanların maymun soyundan geldiklerini yadırgayanlara, utanmayın diyor Yüzlerce yıldır Kutsal Kitaplar size topraktan, çamurdan geldiğinizi söylüyordu Niçin utanmıyordunuz? Evrim Teorisinin Sosyal Alana Uygulanması
Bunun yanında, doğa bilimlerine ait bir gerçeğin, insanların doğaya karşı kurdukları insanlığın bilimlerine, yani toplumsal yaşama aktarılmasındaki yanlışlığa Darvinizm iyi bir örnektir XIX yüzyıl sonunda Spencer ’in ileri sürdüğü ‘doğal ayıklanmayla toplumların daha elverişli ve yetenekli bir yaşam sürecekleri’ konusu, sosyal alanda frensiz kapitalizmi doğrulamakta (meşrulaştırmakta) kullanılmıştır O devirlerde bu görüşe çok inanılıyordu Örneğin Carnegie, doğal ayıklanmayı şöyle açıklıyordu: Doğal ayıklanma bir gerçektir Ondan kaçamayız Onu başka bir şeyle değiştiremeyiz Bu bilimsel gerçek insan için acımasız bile olsa, ırkların ve insanlığın gelişimi için gereklidir Çünkü doğal ayıklanma her şeye daha iyi uyum gösteren, insanların daha iyi bir yaşam süreceği, daha yetenekli bir toplumun oluşmasını garantiliyor İşte geçen yüzyılın sonunda Sosyal Darvinizm in klasik anlatımı böyleydi
Darvin, devrindeki diğer yandaşları gibi, her canlının, yavrularına tüm özelliklerini aktardıklarını düşünüyordu Fakat Mendel bu görüşün doğru olmadığını, canlıların çocuklarına özelliklerinin (günümüzde genler deniyor) ancak yarısını aktardığını ortaya çıkardı Bu olay doğal ayıklanmanın kişinin özellikleri yerine, genlere bağlı olduğunu işaretliyordu Çünkü, anne-babadan yavruya genler kendi kendilerini aktarıyorlar ve birbirleriyle rekabete girerek, yavrunun oluşumundaki katkılarını arttırmaya çalışıyorlardı 1930 larda R A Fisher, ‘Doğal Ayıklanmanın Genetik Teorisi’ adlı yapıtında Darvin ve Mendel teorilerinden yararlanarak yeni bir teori oluşturdu Fisher ileri sürdüğü teoriyi matematiksel işlemlerle çözmeye çalıştı ve kalıtımın yavrulara aktarılma ritmini hesaplayan bir formül geliştirdi Ayrıca daha da ileri giderek, kalıtımla bireylerde oluşan değişimleri topluma uyguladı ‘Toplumun ortalama ayıklanma değeri’ adını verdiği ünlü temel teorisi ‘toplumda iyi özelliklere sahip olmayan canlılar azaldıkça, toplumun ayıklanma değerlerinin daha iyi yönde gelişeceği’ doğrultusundaydı
Topluma böyle bir teorinin neler getirebileceğini anlamak güç değil Toplumdaki zayıflara, savaşma gücü olmayanlara acımak gerekir Teoriye göre bunların toplumdan uzaklaştırılmaları zorunludur Çünkü doğanın kötü kotladığı bireylerin ortadan kaldırılmasıyla, toplumun iyi yönde gelişimi daha kısa sürede ve daha iyi sağlanır Bu teoriye gerçekçi bir görüşle bakmak, acımasız olmak demekti
Teori, o devirde toplum yapısının, iyi yönde gelişimi görüşlerine temel oluşturdu Herkes, insancıl olmayan bu görüşü dudaklarının ucuyla reddederken, aklıyla bu tutumun toplum yararına daha uygun olduğunu, uygulamanın kaçınılmaz olduğunu kabulleniyordu İkinci Dünya savaşından önce, teori Almanya ’da Yahudi ve başka etnik gruplara geniş çapta uygulanmışsa da, İngiltere’de fakir kalmanın bir yetersizlik olduğu görüşüyle, fakir ailelere maddi yardımın azaltılması ve bunun zenginlere teşvik şeklinde verilmesi ve Fransa da yakın zamanlara kadar süregelen fakir ailelerin üçüncü çocuk yapmasının engellenmesi, bu ülkeleri teorinin uygulama cesaretinin gösterildiği ülkeler arasına sokmuştur
Teorinin acımasız oluşu ve Almanya ’da Yahudilerin başına gelen korkunç olaylar, akılcı görüşle ciddi bir biçimde yeniden araştırılmasını sağladı Görüş gerçekten doğruysa, sonuna kadar gitmek toplumun yararına bir davranış olacaktı Ancak görüşün dayandığı teoriye göre, kaliteli bir toplum oluşturmak için, kalitenin ne olduğunu seçmek ve ayıklanma değerlerini buna göre uygulamak gerekiyordu Halbuki insan doğası gereği, her etnik topluğun kendi değerlerini üstün kalitede kabul edeceği bir gerçekti Bu durumda, toplumda çoğunlukta olan etnik grubun kendi değerlerini, toplumun ayıklanma değerleri biçiminde kabul ettireceği açıktı Bunun yanında, ileri genetik araştırmalar, uygun olmayan genlere sahip kişilerin toplumdan uzaklaştırılmasının, toplumu homojenleştirme ‘ye (eştürleştirme= homogenization: aynı tip genlerin çokluğu, ırkın saflaşması) götürdüğünü de ortaya çıkardı ve bu durumun toplum yapısının zayıflamasına neden olacağını gösterdi Olay, yalnız yaşayan ilkel toplulukların incelenmesiyle iyi bir şekilde açıklanabilmiştir Saf ırk deyimi pozitif bir anlam taşıyor gibi görünmesine rağmen, bu saflık genetik çeşitliliğin azalması, genetik çeşitlilik yönünden fakirleşme demektir ki, doğuştan hastalıklar gibi çeşitli bozuk genlerin toplumda artması nedeniyle, toplumun önemli derecede zayıflamasına neden olur
Evrimin Bilimsel Değerlendirilmesi
Günümüzde evrimi açıklayan teoriler, olayın eski sosyal genetikçilerin ileri sürdüğü teorilerden çok daha karmaşık olduğunu göstermektedir Mekanizmalar o kadar birbirine girmiş, o kadar karmaşıktır ki, genetik olayları tesadüflere bağlı gibi görmek gerekmektedir Belirli bir zamandaki oluşmuş evrimin nedenlerinin tümünü ortaya çıkarmaya olanak yok Ayrıca bir soy zincirinde yaygın rastlanan bir genin, uygun bir gen olduğu için yaygınlaştığı da gösterilemiyor
Evrim konusunun, giderek daha fazla veri toplanması ve yeni bilim alanlarının geliştirilmesiyle, daha bilimsel biçim aldığını görüyoruz Bu araştırmaların açıklaması çok bilimsel olmakla beraber, içlerinden bir kaç genel saptama çıkarılabilir Bu saptamalar, evrimin Darvin’in Doğal Ayıklanma Teorisi ‘nden çok daha değişik olduğunu göstermektedir Evrim tesadüflere bağlı mutasyonlarla (değişinim) oluşmaktadır Bu mutasyonlar uygun olmadığında, canlı yaşamını sürdürememekte ve toplum içinden ayıklanmaktadır Ayıklanma mutasyon sonrası bir başlangıç eleği rolü oynamakta, fakat türün daha sonraki gelişimlerini önemsenecek derecede (türü ortadan kaldıracak derecede) etkilememektedir Türün bireyleri arasındaki farklı genlerin tümü ayıklanma eleğinden geçmiş olanlardır Doğal ayıklanma baskısı reddedilemez, fakat rolü tesadüfi mutasyonlarla oluşan bazı türlerin daha başlangıçta ortadan kalkması şeklindedir Evrim geçirerek günümüze dek süregelmiş türlerin ayıklanması biçiminde değil Başka bir deyişle, evrim iyiye doğru bir gelişim değildir Sayısız mutasyon olanaklarından birinin gerçekleşmesidir Dolayısıyla üstün özellikler, türün hesabına geçirilemez Evrim değişimlerinden yararlanarak iyi türün oluşması için olanaklar aramakta hiç bir akılcılık kalmıyor Doğa kanunları örnek gösterilerek insanlığın gelişiminde rekabet ve savaşın gerekliliği konusu, insanlığın gelişimine uygulanamaz İnsanlar arasındaki ilişkiyi, özgür düşüncelerimizle, başka bir alandan referans aramadan, kendi arzumuza, gönlümüze göre düşünmemiz daha doğru olur
Alintidir
MASONLUK ve MASONLAR - MASONRY and MASONS
|