Prof. Dr. Sinsi
|
Taşlaşan Şehir Halki (Efsanesi): Pompei
Ö 79 yılında Vezüv yanardağından yükselen dumanlar birkaç saat içinde Pompei kentini büyük bir mezarlığa dönüştürdü İki yüz bini aşkın insan yok oldu İnsanlar lavların içinde kavrulup iki bin yıl boyunca taşlaşmış bir halde kaldılar Pompe’indeki refah düzeyinin yeniden yakalanması için 1900 sene daha beklemek gerekecekti Roma İmparatorluğu’nun ihtişamını yansıtan Pompei şehrinin trajik sonunu bugün yeryüzünde bilmeyen hemen hemen yok gibi Vezüv Yanardağı’nın eteklerinde kurulu olan Pompei ve Herculaneum, Roma’nın ‘‘zevk şehirleri’’ydi Zengin ve asil Romalılar, genelevleriyle ünlü bu iki kentte hayatın tadını çıkarırdı
Pompei ve Herculaneum kentleri, milattan sonra 79 yılının 24-28 Ağustos tarihlerinde birdenbire faaliyete geçen Vezüv Yanardağı’nın külleri altında kalarak yok oldular 19′uncu yüzyılın ortalarında başlayan ve günümüzde de halen devam eden arkeolojik kazılar sonucu, Pompei’nin görkemli geçmişi parça parça gün ışığına çıkarıldı ve çıkarılmaya devam ediyor
Pompei, her türlü zevk ve sefahatın sunulduğu genelevleriyle ünlüydü Genelevlerin duvarları, müşterilerin iştahını kabartacak erotik ve pornografik fresklerle süslüydü Romalı ünlü fahişeler, duvarlara kendi özel yeteneklerini ve müşteriye sundukları ‘‘spesiyalite’’ lerini fresklerle yansıtıyorlardı
Pompei, Roma’da ahlaki dejenerasyonun sembolüydü Pompei halkı cinsel sapkınlıklara yönelmiş, ahlaka aykırı bir yaşam tarzını tercih etmişti Pompei’nin helakı, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla gerçekleşmişti Vezüv Yanardağı, İtalya’nın, özellikle de Napoli kentinin sembolüdür Yaklaşık, 2000 yıldan beri suskun olan Vezüv “İbret Dağı” şeklinde adlandırılır Ünlü Sodom ve Gomorra kentlerinin başına gelen felaketle, Pompei faciası birbirine çok benzemektedir Vezüv’ün batı yamacında Napoli, doğu yamacında ise Pompei kenti yer alır Yaklaşık 2000 yıl önce yaşanan bir lav ve kül felaketi, bu kentin insanlarını ani bir biçimde yakalamıştı Felaket öylesine ani olmuştu ki, herşey 2000 yıl öncesinde olduğu gibi kaldı Sanki zaman dondurulmuştu

Pompei’nin böyle bir felaketle yeryüzünden silinmesinde elbette çıkarılabilecek dersler vardı Tarihi kayıtlar, şehrin yok olmadan önce tam bir sefahat ve sapkınlık merkezi olduğunu gösterir Şehrin en belirgin özelliği, fuhuşun çok yaygın olmasıydı Ancak Vezüv’ün lavları bir anda tüm kenti haritadan sildi Olayın en ilginç yanı ise, kentin günlük yaşantısı içinde, Vezüv’ün korkunç patlamasına rağmen, kimsenin kaçamamış ve adeta olduğu yerde donakalıp felaketin farkına bile varamamış olmasıydı Yemek yiyen bir aile, o andaki gibi aynen taşlaşmıştı Sapıklıkları esnasında taşlaşmış pek çok çift bulunmuştu Daha da önemlisi, bu çiftler arasında, aynı cinsten olanlar, küçük erkek ve kız çocuklar da vardı Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinin, bazılarının yüzleri hiç bozulmadan kalmıştı Genel yüz ifadesi şaşkınlıktı
Bu resimlerde görülen bazı taşlaşmış insan görüntüleri şu şekilde elde edilmiştir ; Herculaneum’da insanlar sert lav kalıntılarının altında kaldıkları için bozulmadan çıkarılabilmiş ama Pompeii’de tam aksine yumuşak küller arasında kaldıklarından çıkarma esnasında toz gibi dağıldıkları için dayanabildikleri son seviyeye kadar temizlenmiş, sonrasında ise iç kısımlarına sıvı alçı dökülerek sertleşmesi beklenmiş ve ancak bu şekilde çıkarılabilmiştir

Napoli Körfezi kıyılarındaki sönmüş Vezüv yanardağının civarında yer alan beş şehirden birisiydi ve Roma İmparatorluğunun sefahat merkeziydi Romalı aristokratlar, her türlü ahlaki kaygı ve kayıttan sıyrılmış olarak burada işret eder, oluk gibi para akıtırlardı Onları eğlendiren fahişeler ve rahipler ise, keselerini doldurmaya bakarlardı Ama ne kadar devam edecekti bu çılgınlık? 
Günümüzden yaklaşık 1918 sene önce, imparator Caligula döneminde 23-24 Ağustos 79 günü Vezüv gürlemeye başladı ve Pompei’nin üzerine ölüm yağdırdı Komşu dört şehir de bu felaketten nasiplerini alarak lavlar altında kalarak haritadan silinmişlerdi
Bugün, kalıntılarından anladığımız kadarıyla felaket günü şehirde normal hayat devam ediyordu Akşam yaşanacak rezillikler için hazırlıklar sürdüren insanlar o gün havanın oldukça boğucu olduğunun farkındaydılar Üstelik çok hafif olan bir yer sarsıntısını da hissetmişlerdi ama önemsememişlerdi Saat 13 00 sularında hafif bir kül yağmuru başlar İnsanlar, el darbeleriyle silkelenebilecek olan bu külü önemsemezler Muhtemelen yaşlı Vezüv daha önceleri de böyle ufak tefek faaliyette bulunmuş olmalı ki halk; “birazdan geçer” düşüncesiyle aldırış etmemiştir
Ancak kül yağmurunu önce lapilli (küçük taşlar), sonra bir kaç kiloluk sünger taşlarının gelmesi takip edince tehlikenin büyüklüğü ortaya çıkar Halk, birden paniğe kapılır, yükte hafif pahada ağır eşyalarını sırtlayarak limana doğru delicesine kaçışmaya başlarlar Ne var ki iş işten geçmiştir artık
Evlerine sığınanlar, yoğun kükürt dumanından boğulmamak için kendilerini dışarı atmakta, bu defa da üzerlerine yağan taşlarla helak olmaktaydılar Korkunç felaketten kimse kurtulamamıştır 48 saat içerisinde 18 km lik bir alan içerisindeki Pompei ve diğer şehirler lavlar altında kalmıştı Bunlardan yalnız Pompei’de 16 bin kişi, nüfusun tahminen %80′i yok olmuştu Vezüv öylesine kuvvetli püskürmüştü ki, kül bulutları, felaketi haber verircesine Anadolu, Suriye hatta Mısır’a kadar uçuşmuştu
1748 yılında ciddi bir şekilde kazılar başlatıldı Dünyanın pek çok yerinden bilim adamları akın ederek şehir bugünkü görüntüsüne kavuşturuldu Lavlar Pompei ve komşu şehirleri öylesine konserve etmişti ki; bugün o insanların günlük yaşayışlarını, yeni kurulmuş bir film seti gibi görebilmekteyiz
Ocaktan indirilmemiş bir domuz yavrusu, fırından çıkarılamamış ekmekler, sırtlarındaki mücevher çuvallarıyla sokak kapısını açmaya çalışırken yığılıveren kadınlar ve erkekler, şehir kapısı önünde üstüste yığılmış cesetler, bir zengin evinde cenaze şölenine katılan ve yerlerinden kalkmaya bile fırsat bulamayanlar, evler, İsis tapınağı, tiyatro…
Hepsi de yaşadıkları son anları dondurulmuş bir şekilde duruyor Yazıcı dükkanında balmumu tabletler, kitaplıktaki papirüs tomarları, hamamlarda kaşağılar, meyhane tezgahlarında kadehler ve son müşterilerin bıraktıkları paralar, ev ve dükkan kapılarında sahiplerinin isimleri, umumi tuvaletlerdeki pislik bulaşıkları bile aynen duruyor
Pompei’de sıra sıra sütunları, havuzları, heykelleri ve kütüphanesiyle, muazzam bir köşk, kelimenin gerçek anlamında bir saray keşfedilir Kütüphanedeki yanmış ya da hiç zarar görmemiş kâğıt tomarları sonradan açılmış ve kısmen okunmuştur: burası, Piso köşküdür Ama, ne yazık ki, yerin altından çıkan karbon dioksit, kazılardan vazgeçmeyi zorunlu kılar Yeni bir kasabanın yoksul evlerinin altında duran bu yeraltı sarayı, hâlâ gün ışığına kavuşmayı bekliyor

Pompei'nin yokoluşunun Kuran'da anlatılan helak olaylarına benzediğini gösteriyor Çünkü Kuran'da, helak olayları anlatılırken "birden yok olma" üzerinde durulur Örneğin Yasin Suresi'nde anlatılan "şehir halkı", tek bir anda topluca ölmüşlerdir Surenin 29 ayetinde bu durum şöyle anlatılır:
(Onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler (Yasin Suresi, 29)
Kamer Suresi'nin 31 ayetinde Semud kavminin helakı anlatılırken de yine "anında yok olma" olayına dikkat çekilir:
Çünkü Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler (Kamer Suresi, 31)
|