Yalnız Mesajı Göster

Nicin Tahtaya Vuruyoruz ¿

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nicin Tahtaya Vuruyoruz ¿





Meşe ağacına insanların ruhani bir değer vermesi çok eskilere dayanır Ağacın yüksekliği ve sağlamlığı nedeni ile bazı güçlere sahip olduğuna inanılıyordu Tahtaya vurma inancı dünyanın apayrı iki yerinde birbirinden bağımsız olarak gelişti Önce milattan önce 2000'li yıllarda Kuzey Amerika yerlilerinde, sonra da Ege'de Helen uygarlığında


Her iki kültür de meşe ağacına çok sık yıldırım düştüğünü gözlemlemişti Amerika yerlileri meşenin, Tanrının yıldırımla yeryüzüne inip üzerinde oturduğu yer olduğuna, Helenler ise Yıldırım Tanrısı olduğuna inanmışlardı


Kuzey Amerika yerlileri bu batıl inancı bir adım daha ileri götürdüler Bu ağacın köküne vurarak, ileride başlarına gelebilecek tehlikelere ve şansızlıklara karşı Tanrı ile temasa geçtiklerine inanıyorlar ve ondan kendilerini korumasını istiyorlardı


Ortaçağda ise Hıristiyan din adamları bu inancı kendi devirlerine taşıdılar Onlara göre bu inanışın temelinde Hz İsa'nın tahta bir çarmıhta öldürülmesi yatıyordu Hatta Avrupa'nın her katedralinde orijinal tahta haçın küçük bir parçasının bulunduğuna inanılıyordu Bu tahtaya vurmak ise "Tanrım dua ve isteklerimi gerçekleştir" anlamına geliyordu


Bu arada diğer kültürlerde inanıştaki tahta aynı kaldı ama cinsi biraz değişti Amerika yerlileri ve Helen medeniyetinin ağacı meşe iken, Mısırlılar incir ağacını, Almanlar dişbudağı tercih ettiler Hollandalılar ise ağacın cinsine önem vermediler Boyasız ve cilasız olması onlar için yeterliydi


Amerikalıların tahtaya vurma inancının kökeni ne gariptir ki Amerikan yerlilerine dayanmıyor Romalılar devrinde Avrupa'da iyice yaygınlaşan eski Helen inancının bir parçası olarak Amerikalılar tahtaya vuruyorlar


Başımıza gelebilecek kötü şeyleri savuşturmak için tahtaya vurma inancı hala devam ediyor ama uygulama alanı çok daraldı Her taraf plastik ve laminat dolu Siz en iyisi yanınızda daima bir küçük tahta parçası bulundurun Meşe ağacından olursa daha da iyi olur!


Vurgun Yemek Nasıl Olur « Genel


İnsanlar yüzyıllardır su altına sadece zevk veya merak için değil, inci, mercan, sünger gibi şeyleri çıkarıp, geçimlerini sağlamak için de dalmışlardır


Deniz seviyesinde hava basıncı l atmosferdir İnsan vücudunun solunum ve dolaşım sistemi bu basınca ayarlıdır Ancak suyun içinde, derine gittikçe, her 10 metrede basınç l atmosfer daha artar 30 metre derinlikte su basıncı 3 atmosferdir, yani bu derinlikte vücudumuzun her santimetrekaresine suyun yaptığı basınç, yüzeye oranla üç mislidir


Hiçbir gereç kullanmadan, 30 metre derinliğe inildiğinde, akciğer kapasitesi dörtte birine düşer, kan basıncı artar, vücut ısısı düştüğünden kalbin atış hızı artar, bilinç bulanıklığı başlar Bu nedenle yardımcı gereç kullanmadan 30 metrenin altına inmek tehlikelidir


Ancak tüple dalışın da kendine özgü sorunları vardır Derinde dış basıncın yüksek olmasından dolayı tüpten solunan havanın içindeki oksijen, azot gibi gazlar, dokulara daha küçülmüş bir hacimle dağılırlar


Eğer su yüzeyine süratle çıkılırsa, basıncın azalmasıyla bu gazlar da süratle genleşir Oksijen dokularda kullanıldığından sorun yaratmaz, ama Özellikle azot gazı damarlarda süratle genleşerek, damar tıkanıklığı, akciğer yırtılması ve hatta felç gibi önemli vücut hasarlarına yol açar


Bu şekilde vurgun yiyenler, süratle basınç odalarına alınırlar Burada tekrar vurgun yediği derinlikteki basınç verilir ve dengeli olarak azaltılır Bir başka önlem de vurgun yiyeni, aynı derinliğe tekrar indirmektir


Vurgun yememek için yüzeye yavaş çıkmalı, hatta belirli derinliklerde beklenmelidir İdeal çıkış hızı dakikada 20 metre olup, pratikte eğitmenler bunu dalgıç adaylarına 'yüzeye gelen en küçük bir hava kabarcığından daha hızlı çıkma' şeklinde öğretirler

Alıntı Yaparak Cevapla