| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  &Quot; Batirilan İlk Ucak Gemisi &Quot; Kim Ve Hangi Ulus Batirdi ? 
 
              
 Şimdi okuyacağınız öykü, dört sahra topu ile dünyada bir uçak gemisini batıran ilk askerin, Topçu Mülazım (Teğmen) Mustafa Ertuğrul'un öyküsüdür…
 
 
 27 Aralık 1916
  Saat: 13  00 
 
 "Türk askeri cenge hazırlanıyordu
  Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum  Meis, güzel bir Pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu  Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor  Ateeeş… Nihayet saat 13  25'te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı… 
 
 Dünya savaş tarihinde bir ilk olan, 7
  7 inçlik dağ bataryasının bir uçak gemisini 36 dakikada sulara gömen komutu verişini böyle anlatıyor Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul  Batırdığı uçak gemisi ise, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve altı uçak taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree'dir! 
 
 Birinci Dünya Savaşı'nı anlatan tarih kitaplarında, Ben My Chree, tek cümle ile yer alır: "Batırılan ilk uçak gemisi"
 
 
 Mustafa Ertuğrul ve komutasındaki topçu bataryası, o gün Meis Limanı'na demirli uçak gemisi Ben My Chree'nin dışında, 200'e yakın yelkenli gemi ve sandalı batırır
   
 
 İngilizlerin hayaline bile gelmeyecek bir iş yapar Mustafa Ertuğrul
  Meis Adası limanının tam karşısındaki buruna dört sahra topundan oluşan bataryasını, tam iki ay boyunca dağları aşırarak, gülleleri sırtlarında taşıyarak getirirler! Burunda, Ben My Chree'nin limana girmesini sessizce bekleyen 30 kadar Türk askeri, dünya savaş tarihine bir savaş gemisini batıran ilk birlik olarak geçerler  Hem de 7,7 inçlik, dört cılız "sahra topuyla! 
 
 İngiliz ve Fransız donanması raporları, Türk kıyılarındaki "çılgın bir Türk bataryası"ndan bahsetmektedir artık…
 
 
 13 Aralık 1917
  Ağva Koyu 
 
 Müttefik deniz kuvvetleri, Akdeniz'deki en önemli silahlarından birinden olduğu için öfkelidir
  Türk kıyıları sürekli denetim altında tutulur; motorlar, kayıklar batırılır, yerleşim birimleri zaman zaman bombardıman edilir  Sabrı taşan Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, yaptığı yeni bir planı 135  Alay komutanı Alman yarbayına kabul ettirmeye çalışır; 
 
 "Müsaade ederseniz, bataryamla, bir gece ansızın Antalya'yı terk ederek meçhul bir istikamete gidiyormuş gibi yapıp, Ağva Koyu'na gideyim
  Limana hâkim buruna bataryamı yerleştireyim  Emrime verilecek bir yelkenli ile bu gemiyi limana sokup avlamaya çalışayım   
 
 Plan basittir
  Bölgenin zorlu coğrafyası ve yol yokluğundan ötürü, Türklerin askerlere kumanyalarını yelkenli teknelerle dağıtmak zorunda olduğunu Fransızlar bilmektedirler  Fransız savaş gemileri, bu yelkenlileri sık sık yakalamakta ve kumanyaya el koyup Türk askerlerinin aç kalmalarına neden olmaktadır   
 
 Fransızlara kovalamaktan zevk duyacakları bir yelkenli gönderir Mustafa Ertuğrul
  Faaliyet raporuna yeni bir "başarı" olarak geçecek bu basit avı, Fransız kruvazörü Paris II, Ağva Koyu'nun içine dek izler  Girmesiyle de, bir hafta önce koya egemen bir noktaya yerleşmiş olan Mustafa Ertuğrul'un bataryası "ateş" komutuyla saldırıya geçer! 
 
 Paris II, sadece 18 dakikada denize gömülür
  Düşman donanması içinde artık efsaneleşmeye başlayan Mustafa Ertuğrul bataryası, 145 atımdan 110'unu gemiye isabet ettirecek kadar ustadır   
 
 Kamikaze botu ile batırılan Alexandra!
 
 
 Paris II'yi kaybeden Fransızlar, Türk kıyılarında intikam fırtınası estirirler
  Kıyıdaki yerleşim birimleri durmadan bombardıman edilir   
 
 Uçak gemisi Ben My Chree'nin ardından koskoca Paris II kruvazörünün de bir "dağ bataryası ile batırılması, Müttefiklerin artık açıktan seyretmeye başlamasına neden olmuştur
  Gemilerin topçu menzilinin dışından dolaşması Mustafa Ertuğrul'u durduracak değil ya! Dağ bataryası ile uçak gemisi batırılırsa, küçük bir balıkçı teknesiyle bir savaş gemisi haydi haydi batırılır! 
 
 Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, Paris II'yi batırdığı bombardıman sırasında elinden kaçırdığı Alexandra adlı savaş gemisi için dahiyane bir tuzak kurar:
 
 
 "Herhangi bir yelkenlinin kaburgasını kaplayan iç tahtaları sökülerek, mümkün mertebe fazla miktarda dinamit kaburga aralarına döşenecek, tam merkezine de bir top fünyesi yerleştirilecek
  Fünye halkası bir telle portakal sandıklarından birisinin altına bağlanıp, kaburgalar tekrar çakılarak düzen hazırlanacaktı  Birbirine bağlı sandıklar mutlaka bir vinç yardımıyla kaldırılacaktı ki, fünye dinamiti ateşleyip geminin batırılmasını sağlayacaktık  " 
 
 Bir "kamikaze botu" haline getirilen yelkenli, kıyıdan açılır
  Açık denizde Fransız savaş gemisini gören "önceden tembihli" askerler, suya atlayıp kıyıya doğru yüzmeye başlarlar  Fransızlar portakal sandıkları ile dolu bir tekneyi ele geçirdikleri için mutludurlar, ama ya bu da o "Çılgın Türk"ün bir tuzağıysa? 
 
 Sandalın üzerine önce bir Fransız bahriye eri çıkartılır
  Görünürde bir tuzak yoktur  Ama ya Türkler portakalları zehirlemişse? Sandalın uzağında duran savaş gemisi Alexandra'nın güvertesindeki gemi doktoruna birkaç portakal ***ürülür  Portakallar zehirsizdir! Derin bir oh çekilir… Sandal savaş gemisine yanaştırılır ve birbirine bağlı portakal sandıklarını gemi güvertesine çıkartmak için vinç çalıştırılır  Buuumm!    
 
 Kurulan tuzağa düşen Alexandra, gövdesinde açılan birkaç metrelik delik yüzünden göz açıp kapayıncaya kadar denizin dibini boylar
  Savaş tarihine, belki de "Akdeniz'de Türklerle Müttefikler arasındaki deniz savaşları" adıyla geçmesi gereken, ama aslında sadece 23 yaşındaki bir Türk subayının akıl almaz başarısının özeti böyle… 
 
 Kamaları sökülmeyen tek batarya
 
 
 Dünya Savaşı bittiğinde, Mondros Mütarekesi gereğince, işgal edilen Anadolu topraklarında, tüm silah ve cephaneye el konuldu
  Topların kamaları söküldü  O tarihlerde Aydın bölgesindeki birlikleri denetlemekle görevlendirilen Ben My Chree'nin eski komutanı Charles R  Samson; "Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarını sökmek askeri şerefe aykırıdır" diyerek, Mustafa Ertuğrul'un bataryasına dokunmaz! 
 
 Birinci Dünya Savaşı sonrasında kamaları sökülmeyen bu dört sahra topundan oluşan batarya, Kurtuluş Savaşı'na katılan ilk topçu birliğidir…
 
 
 Kaynak Internet
 
 |