Konu
:
Küçük Ağa
Yalnız Mesajı Göster
Küçük Ağa
08-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Küçük Ağa
Dünya Savaşı resmen sona ermiş olmakla birlikte , Osmanlı Devleti üzerinde yarattığı etkiler tüm gücüyle devam emektedir
Savaş sonrası bir çok asker memleketlerine geri dönmüştür
Zayiatın büyüklüğü evlerine dönen erlerin çoğunun gazi oluşuyla daha da iyi anlaşılmıştır
Bu erlerden biri de Salih adlı Akşehirli bir askerdir
Memleketine döndüğünde kaybettiği kolunun acısıyla beraber , ülkenin durumunu daha acı bir şekilde anlayan Salih gittiğinden beri çok şeyin değiştiğini görür
Önceleri dost olarak yaşayan Rumlar ve kendi halkı şimdi birbirinden soğumuştur
Salih’in samimi arkadaşı olan Niko da bir Rum dur ve gelişmelerden o da etkilenmiştir
Yavaş yavaş Yunan ve İngiliz ordularının işgal haberleri gelmekte ve iki halkın birbirine olan düşmanlığı artmaktadır
Salih ise yüzyıllardır Osmanlı himayesinde rahatça yaşayan Rumların bu davranışını bir ihanet olarak görmekle beraber arkadaşı Niko’dan kopamamaktadır
Rumlarla olan dostluğu kasabalı tarafından fark edilir ve kasabalı Salih’i dışlar
Salih artık sürekli Niko ve O’nun çevresiyle dolaşır olmuştur
Artık Osmanlı ve Padişaha olan güvenci de sarsılmıştır
Kaybettiği kolunun hayatına tesiri büyük olmuştur
Kimsenin O’na hak ettiği saygıyı göstermediğine
inanan Salih kendini namazdan niyazdan çekmiştir
Öte yandan halk işgallere tepkisiz kalmama kararı almıştır fakat bunun kimin önderliğinde yapılacağı karmaşası vardır
Salih günler geçtikçe kendi kasabalısının tepkisini kazanmış ve artık istenilmeyen biri olmuştur
Bu sırada kasabaya İstanbullu Hoca adında bir hoca gönderilir
İstanbul’dan gönderiliş amacı kasabada padişaha ve Osmanlı’ya bağlılığı teşvik edici düşünceyi sağlamaktır
Hoca gerçekten de çok etkili bir insandır ve halkın büyük beğenisini ve takdirini kazanır
Vaazlarda cemaate Osmanlı padişah ve din lehinde düşüncelerini aktarmaktadır
Bu sırada memlekette Hoca’nın düşüncesine tam ters olmamakla birlikte , kurtuluş ümidi olabilecek bir örgüt kurulmaktadır
Kuvayı Milliye adı verilen bu örgüt Anadolu’da işgalleri önlemek ve İstanbul ve padişah yönetiminin boyunduruğundan kurtulmak için kurulmuştur
Fakat Kuvayı Milliye’nin işi çok güçtür
Memlekette işgallere karşı veya işgallerden yana bir çok örgüt vardır
Kuvayı Milliye önce bu örgütleri kendi tarafına çekmeli veya bertaraf etmelidir
Hocanın vaazları da Kuvayı Milliye ilkelerine ters düşmektedir
Hoca her fırsatta padişaha bağlılıktan bahsetmektedir , Kuvayı Milliye ise padişahtan kurtulmak ,yeni bir yönetim kurmak amacını gütmektedir
İşte bütün bu ihtilaflar dolayısıyla Kuvayı Milliye yandaşları ve Hoca arasında bir elektriklenme ve zıtlaşma meydana gelir
Hoca ise halka kendini çok sevdirmiştir çünkü her yönüyle iyi ve doğru bir insandır
Fakat Hoca da kendi içinde bir yandan yaptığı işin gerçekten doğru olup olmadığının sorgulamasını , padişaha olan güvencinin doğruluğunun şüphesini yoklamaktadır
Kuvvacılarla Hoca arasındaki çatışma zamanla iyice açık şeklini alır ve vaazlarda karşıt fikirler açıklanır
Olaylar gelişirken Salih ise unutulmuşluk ve terkedilmişlikten bir kaçış olarak Kuvayı Milliye’ye katılmaya verir
O’nu bu kararı vermeye zorlayan başka bir şey ise yakın arkadaşı Niko’nun da sonunda Osmanlıya karşı savaşta yer almasıdır
Salih bu ihanetin öcünün peşinden koşacak ve kurtuluş mücadelesinde büyük rol oynayacaktır
Kuvva bir türlü hizaya gelmeyen Hoca hakkında ölüm emri çıkartır
Hoca evliliği ve çocuğu ve en önemlisi de halkın zorlamasıyla Akşehir’den kaçar ve çete reislerine sığınır
Kuvva ile arasında yaşanan kovalamacadan sağ kurtulur ve kendi başına yanına adam da alarak bir kasabaya sığınır
Kuvva ise Hocayı kaçırdığı için üzgündür ve Salih’i O’nu bulmakla görevlendirir
Hoca ise şimdi hangi tarafta yer almak gerektiğinin hesabını yapmaktadır
Kuvayı Milliye ise her geçen gün başarı kazanmakta ve güçlenmektedir
Salih Hoca’yı bulur ve O’nu padişah hizmetinden vazgeçerek Kuvva yararına çalışmaya ikna eder
Beraberce Çerkez Ethem’in kardeşi Tevfik Bey’in çetesine katılırlar
Çerkez Ethem ve kardeşleri milli mücadelede en büyük rollerden birini üstlenmiş ve gerek düşman işgallerine gerekse ayaklanmalara karşı başarılar sağlamışlardır
Fakat şimdi düzenli ordu ve İsmet Paşa’nın emri altına girmek söz konusu olunca Çerkez Ethem ve kardeşleri zıt bir tavır takınarak Kuvva’ya ve Ankara’ya karşı isyan bayrağı açmıştır
Hoca ise bu yolun yanlış olduğuna inanır ve onları bu yoldan döndürmek için planlar kurar
Hoca’nın amacı Çerkez Ethem ve kardeşlerini Kuvva’ya karşı cephe almaktan vazgeçirmek olmasa bile olası bir isyan halinde güçlerini zayıflatmaktır
Bu sırada Hoca Salih’ i haber edinmek için Akşehir’e yollar
Akşehir’de ise Hoca öldü bilinmektedir
Oysa Hoca hayattadır ve yeni kimliği “Küçük Ağa” ile kuvva yararına çalışmaktadır
Hoca’nın Kuvva yararına çalıştığı haberi Salih tarafından Akşehir’de sadece Kuvvacı olan birkaç kişiye duyrulur ve memnuniyet yaratır
Başta Kuvayı Milliye hareketine büyük hizmet vermiş Doktor olmak üzere Kuvvacılar Hoca’nın kendi saflarına katılışından büyük haz duyarlar
Hoca Ethem’in İsmet Paşa hizmetine girmemek için yapacağı en büyük saldırı olan Kütahya saldırısında O’na bir oyun oynayarak başarısızlığını sağlar ve Kuvayı Milliye’ye en büyük hizmetini vermiş olur
Ethem ise Yunanlılara sığınacaktır
Hoca ise bütün bu ihtiras ve gücü elinde bulundurma tutkusuna kapılan insanlardan nefret etmektedir
Artık savaş alanından başka bir cephede de mücadele verilmektedir , şimdi iktidar çekişmeleri büyük tehdit oluşturmaktadır
Hoca bunu acıyla farkeder
Ankara ise Hoca’nın başarılarından haberdardır ve kendisini Ankara’ya davet eder
Daveti kabul eden Hoca Ankara’nın durumunu yakından görür ve cephede savaşmanın , bu iktidar kavgasında yanlış düşünenlere ve hainlere verilecek savaştan daha kolay olduğunu düşünür
Fevzi Paşa Hoca’ya yakınlık gösterir
Hoca bütün bu kişiliklerin önemini daha iyi anlamaktadır
Memleket zafere doğru gitmektedir ve bu noktada Ankara ve Melis’e büyük iş düşmektedir
Bu sırada Küçük Ağa yani İstanbullu Hoca Ankara'da kendisini Akşehir'den tanıyan ve bir zamanlar zıt fikirleri yüzünden tartıştığı Kuvvacı Doktor ile buluşur
Doktor böyle saygıdeğer birinin kendi saflarına katılışından duyduğu mutluluğu Hoca’ya söyler ve asıl kimliğini bilenin sadece kendisi olduğunu , kendisi dışındakilerin O’nu Küçük Ağa diye tanıdıklarını anlatır
Hoca ise artık özlediği eşi ve çocuğunun özlemiyle yanmaktadır
Küçük Ağa Fevzi Paşa ile birlikte Akşehir’e gelir ve burada da tanınmadığını ve Küçük Ağa olarak bilindiğini görür
Eşi ve Çocuğu hakkında bilgi alır ve çocuğunu bulur fakat eşinin durumu kötüdür
Eşine geldiğini haber eder fakat kadın ölmek üzeredir ve oğlunu Hoca’ya emanet ettiğini söylemekle kalır ve günler sonra da ölür
Hoca daha sonra Ankara’ya döner ve mücadeleye devam eder
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul