Prof. Dr. Sinsi
|
Terör Örgütü Pkk(Okuu)+Reps
Bugün dünyada yaşanan çatışmaların temelinde ülkelerin birbirlerini siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, askeri ve psikolojik yönden etkileme arayışları yatmaktadır Türkiye'nin jeopolitik konumu gelişmekte olan sosyo-ekonomik yapısı ve askeri gücü nedeniyle ülkemiz daima dış odakların hedefi durumunda bulunmaktadır Devletimiz, tarihi boyunca; güçlenmesinin önlenmesi, bölünüp parçalanması ve gelişen yeni dünyada güçlü Türkiye'nin yer almaması için şekil ve mahiyet değiştiren çok yönlü tehdide maruz kalmaktadır Bu sinsi faaliyetlerden bir tanesi de artık Türkiye Cumhuriyetinin çok yakından tanıdığı Bölücülük-Kürtçülük faaliyetleridir Terör örgütü PKK'nın, yapı itibariyle incelendiğinde en yüksek organının kongre olduğu görülecektir Buna rağmen bütün kanlı eylemlerin gerçekleştirilmesi kararının örgüt başı Abdullah Öcalan tarafından tek başına alınıp, örgüte uygulattırdığı bilinmektedir
Terör örgütü PKK en büyük zarar bölge halkımıza vermiştir Bu amaçla:
* Emellerini gerçekleştirebilmek için bölge halkını silah zoruyla sindirmeyi hedeflemiştir Bu doğrultuda kendisine yardım etmeyen ve destek vermeyen yerleşim yerlerine yönelik içlerinde kundaktaki bebeklerden, kadınlardan, yaşlı ihtiyarlara kadar bir çok vatandaşımızın bulunduğu insanların öldürülmesi ile neticelenen çok kanlı katliamlar gerçekleştirmiştir
* Bölgede güvenlik ve asayişi sağlamak, vatandaşların huzur ve güven içerisinde yaşamlarını temin etmek için canları pahasına fedakarca görev yapan güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırılarda bulunmuşlardır
* Basın mensupları da maalesef yasadışı terör örgütünün hedefi olmaktan kurtulamamışlardır
* Bölgede yerel yönetim hizmetleri için bölge halkının hür iradesiyle seçtiği Belediye Başkanları ve Muhtarlar da terörün hedefleri arasında yer almışlardır
* Dünyanın hiçbir yerinde öğretmenler terörün hedefi olmamışlardır Görevleri çocukları eğitmek, insanları aydınlatmak olan öğretmenler bu kutsal görevlerine rağmen acımasız şiddet eylemleriyle yıldırılmak istenmiştir Eğitim müesseslerini işlemez hale getirebilmek ve bölge halkını cahil bırakabilmek için öğretmenlerimizin yanı sıra eğitim kurumlarımıza da yönelik bir çok eylem gerçekleştirmiştir
* Bölge insanımıza dini hizmet götürmekle görevli imamlarımıza yönelik saldırılar gerçekleştirmiş, camileri yakarak tahrip etmiştir
* Bölgenin alt yapısını geliştirmek, bölge halkımıza daha iyi hizmetler götürmek için yapılan devlet yatırımlarının önlenmesine yönelik tesislere, araçlara ve gereçlere yönelik sabotajlar uygulanmıştır
1993'den itibaren güvenlik kuvvetlerinin örgüte yönelik başarılı uygulamaları sonucunda; örgütte önemli oranda militan kadro kaybı meydana getirilmiş, örgütün metropol bağlantıları önemli oranda koparılmış, ayrıca silahlı kuvvetlerimizin sınır ötesi uygulamalarıyla önemli darbeler alan örgüt bu açmazdan kurtulabilmek amacıyla sansasyonel nitelikli intihar eylemlerini gündeme getirmiş, bu maksatla 1999 yılı Mayıs ayına kadar 18 intihar eylemi teşebbüsü olmuş, bu eylemlerden üç tanesi gerçekleştirilemeden etkisiz hale getirilmiştir
Devletimizin ortaya koyduğu başarılı güvenlik tedbirleri, yapılan sınır içi ve sınır ötesi kapsamlı uygulamalar ve stratejik noktaların tutulmasıyla yasadışı örgütün barınma/üstlenme imkanları daraltılmış, kitle üzerindeki etkisi kırılmış ve güvenlik güçleri daha aktif hale getirilerek 1993 yılı sonlarından itibaren örgüte önemli darbeler vurulmuştur
Yasadışı örgüt bu olumsuzlukları aşabilmek ve eski gücüne kavuşabilmek ayrıca siyasi alanda da etkili olabilmek amacıyla önce 1992 yılında Avrupa'nın 10 ülkesinde yaptığı sözde seçimlerle KUM (Kürdistan Ulusal Meclisi)'u toplamayı hedeflemiş, ancak bunda başarılı olamamıştır
1995 yılı başlarında Avrupa'daki Kürtçü demek ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla sözde SKP (Sürgünde Kürt Parlamentosu) oluşturma çabalarına başlamıştır
Maalesef bu çalışmalara, dokunulmazlıkları kaldırılan ve bu sebeple yurtdışına kaçan bir kısım münfesih DEP (Demokrasi Partisi) Milletvekilleri de katılmışlardır
12 04 1995 tarihinde Hollanda'nın Lahey şehrinde sözde SKP açılmış ve başkanlığına DEP eski genel başkanı Yaşar KAYA getirilmiştir Sözde SKP (Sürgünde Kürt Parlamentosu) değişik tarihlerde ve Avrupa'nın değişik şehirlerinde günümüze kadar (11) toplantı gerçekleştirmiştir
Yasadışı PKK terör örgütünün güdümü altında olduğu bilinen bu sözde parlamentoda yine PKK örgütünün yan kuruluşları olan Kürdistan Aleviler Birliği, Yezidiler Birliği, Asuri Federasyonu, Kürdistan İslam Hareketi, Kürdistan Aydınlar Birliği, ERNK ve kapatılan DEP temsil edilmiştir 24 05 1999 tarihinde sözde KUK (Kürdistan Ulusal Kongre) adlı oluşumu faaliyete geçiren PKK; bu oluşumun faaliyete geçirilmesinde lokomotif güç olduğunu ileri sürdüğü SKP’ yi 26 09 1999 tarihinde feshederek KUK içerisinde faaliyet göstermeye zorlamıştır
Avrupa'daki demokratik ve siyasi ortamdan yararlanarak, kendine bağlı sivil toplum örgütleri ve basın yayın kuruluşları ile faaliyetlerini maskeleyen terör örgütü PKK; bu faaliyetlerle, terör eylemlerindeki finansı sağlamak amacıyla zorla para toplama, militan kazanma ve taban genişletmeye yönelik çalışmalarını sürdürmüştür
Diğer taraftan; çok geniş alanda sürdürdüğü faaliyetlerinin finansı için, kitapçığımızın diğer bölümünde geniş yer vermeye çalıştığımız uyuşturucu ticaretine, özellikle Ortadoğu'dan Avrupa'ya gizli organizasyonlarla uyuşturucu kaçakçılığına el atmış ve Avrupa'daki dağıtımını gerçekleştirerek elde edilen çok miktarda parayı terör faaliyetlerine aktarmıştır
Terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki faaliyetlerini sürdürürken, gerçek yüzünü gizlemeye çalıştığı bilinmektedir Böyle olmasına rağmen başta ABD, Almanya ve Fransa olmak üzere bir çok devlet, örgütün terörist örgüt olduğunu kabul etmektedirler Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye İnsan Haklan 1998 Yılı Uygulamaları Raporunda ve Alman Anayasasını Koruma Teşkilatının 1997 yılını analiz eden, yabancıların faaliyetlerini içeren raporda açıkça ortaya konmaktadır
ABD raporunun ilk sayfasında ; "Türkiye 10 yılı geçen bir süredir hedefi Güneydoğu Türkiye'de ayrı bir Kürt devleti kurmak olan terörist PKK ile silahlı mücadeleye girmiştir " Denmekte, daha sonraki üçüncü sayfada ise "PKK, hükümet ve sivillere, çoğunlukla da Kürtlere karşı terörizmin bir parçası olarak yaygın kötülüklerini sürdürmüşlerdir PKKlı teröristler, sıklıkla sivilleri öldürmüşler, köy görevlilerini, köy korucularını, öğret-menleri ve devleti temsil ettiğini düşündükleri diğer temsilcileri hedef almışlardır " İbaresi eklenerek terör örgütü PKK'nın gerçek yüzü belirtilmiştir
Almanya raporunda ise, terör örgütü PKK için; "13 yıldan bu yana sürdürdüğü faaliyetler neticesi 25 000 den fazla insanın hayatına mal olduğu" açıkça ifade edilmektedir
Yine aynı raporda terör örgütü PKK tarafından "Almanya'nın 2 Düşman olarak tanımlandığı ve Almanya'daki Türk kuruluşları ile bazı Alman kuruluşlarına karşı eylemler düzenlediği" ifade edilmektedir Bu yüzden 1993 yılında Almanya terör örgütü PKK'nın bu ülkedeki büt ün faaliyetlerini yasaklamıştır Yasadışı terör örgütünün Almanya'da yasaklanması akabinde bu yasağın kaldırılması amacıyla örgüt başı Abdullah ÖCALAN'ın "Almanya'daki Kürtler bütün diğer ülke vatandaşlarından daha iyi davranacaklar Hatta Alman toplumundan bile -daha fazla-, hukuk düzeninin gereğine uyacaklardır Bunu garanti ediyor ve sorumluluğu üzerime alıyorum" ifadesinden sonra Almanya'da aktif bir eyleme girilmemesi, örgütsel eylemlerin emrini bizzat Abdullah ÖCALAN'ın verdiğini açıkça ortaya koymaktadır
Yasadışı terör örgütü hakkında Alman Cumhuriyet Başsavcılığınca 1993 yılından günümüze kadar (60)'dan fazla militan için soruşturma yapılmıştır 1997 yılında Almanya'da mahkemeler, terörist faaliyetlerinden dolayı terör örgütü PKK mensubu 17 militanı, 2 ile 11 yıl arasında hapis cezasına çarptırmıştır
16 yılı aşkın bir süreden beri halkımıza yönelik acımasızca eylemler gerçekleştiren terör örgütünün başı Abdullah Öcalan, Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanarak Türkiye'ye getirilmiş ve çeşitli ülke vatandaşlarının izleyici olarak katıldıkları bir mahkemede yargılanmıştır Yargılama süreci tamamlanan ve idama mahkum edilen bir çok masum insanımızın katili bu şahsa; tüm yaptıklarına rağmen insanca muamele edilmekte, her türlü ihtiyacı insan hakları normları çerçevesinde titizlikle karşılanmaktadır
Halen İmralı Adası'nda bulunan terörist başı, örgütün terör eylemlerine son vermesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulunmaktadır Birçok ülkeden destek sağlamaya yönelik bu ve benzeri taktik manevralarla sahip olduğu terörist kimliğinden kurtulmak isteyen Abdullah Öcalan'ın, bu tür taktik açıklamaları gündeme getireceği ancak, terörü strateji olarak benimseyen PKK'da değişiklik olmayacağı beklenmektedir
|